jiminnie

KİŞİLİK

Bir insan tarafından ezilmeye mahkum kalmış birisini tanıyorsanız, o kesinlikle Ji Min'dir! Doğduğu günden itibaren sürekli olarak dışlanan evlat olmuştur. Bu durumun okula gittiğinde değişeceğini düşünmesi, hayatında yaptığı en büyük hatadır. Birinci sınıfa geçtiğinde, kendisinden büyük iki ablasıyla aynı okulda okuğu için, sürekli onların küfürlerine, itilip kakılmasına maruz kaldı. Zaten pısırık bir çocuk olması onu iyice içine dönük, sulugöz birisi yapmaya zorlamıştı. Tüm gün boyunca tek yaptığı ablalarına, abilerine, annesine ve babasına hizmet etmek oluyordu. Bu işi ne kadar iyi şekilde yerine getirse de sürekli olarak bir kusur bulunuyordu. Küçüklüğünden beri kendisini Kül Kedisi'ne benzetiyor zaten. Yapabileceği hiçbir şey yoktu. Sürekli olarak okula gidip geliyor, ufacık yaşıyla insanların dayaklarına maruz kalıyordu. Okulda bile katılabileceği fazla aktivite yoktu. İlk başlarda ailesinden gizli olarak jimnastik derslerine katılmıştı. O pısırık çocuğa özgüven gelmişti en azından. Dans ederken ya da bir şeyler çalışırken kendisini iyi hissediyordu. Bedeni, ruhu, her şeyiyle mutlu oluyordu o dakikalar. Orta okula kadar evde gizli gizli, okulda boş bulduğu her vakit jimnastik ve akrobatik hareketler çalışıyordu. Küçük yaşta bedenini esnekleştirebilmesinin tek yolu buydu çünkü. Orta okula geçtiğinde yanında ne ablası ne de başka birisi vardı. Yalnız başına koskoca üç yıl geçirmek zorundaydı ve sınıf arkadaşları tarafından devamlı olarak istenmeyen kız olmak, ergenlik döneminin başlarında onun üzerinde oldukça büyük bir etki yarattı. Şimdi ise bu nedenlerden dolayı sürekli olarak birisine ihtiyaç duyuyor. Kendisini korumasız bir köpek yavrusu gibi hissediyor. Annesine muhtaç bir köpek yavrusu... Bu yüzden devamlı olarak Gwishin için çalışıyor. Ona ne kadar iyi hizmet ederse, başındaki belalardan o kadar çok kurtulacağına inanıyor çünkü. Gwishin'e tapıyor. onun tarzına, konuşma şekline, yetişmesine, dansına, her şeyine! Küçükken tanrının varlığını yok saymıştı. Çünkü tanrı olsaydı küçük çocukları korurdu, öyle değil mİ? Şimdi ise dua ettiği, yalnız kaldığında bir şeylerini -hayali de olsa- anlattığı tek kişi Gwishin. Onu tanrı olarak görüyor. Tam anlamıyla hem de. Yazı yazmayı öğrendiği günden itibaren günlük tutuyor. Günü gününe. Kesinlikle kaçırmadan. Liseye başladığı günden beri günlüğüne "Beni Koruyan Gwishin" diye başlıyor. O kız, Ji Min'in gözünde bir pırlanta, bulunmaz bir eşya, bir anne, baba, abi, abla, her şey! Onsuz bir gün bile geçirebileceğini düşünemiyor.

DİĞER BİLGİLER

AİLE
Sohn Jun Seung :: Ji Min'in babası. Devlet memuru. Delirmek üzere olan bir adam. Evde beş tane çocuk, bir tane çatlak kadınla uğraşmak onu haddinden fazla yıpratıyor. Buna rağmen ailesine bağlı bir adam olarak üstüne düşen bütün görevleri -hatta daha fazlasını- yerine getiriyor. Şüphesiz çocukları arasında en çok sevdiği kişi Ji Min fakat bunu kimseye söyleyemiyor elbette. Eğer bunu söylerse öldürülebileceğini biliyor çünkü. Yine de gizli gizli ona aldığı minik hediyeler ve geceleri onun yanına gelip saçlarını okşaması Ji Min için dünyalara bedel bir şey. İlk okulda onu jimnastik kursuna göndermek tamamen onun fikriydi ve tüm ücretlerini o karşıladı. Buna karşılık olarak, Ji Min babası ne isterse yapıyor.
Sohn Eun Sun :: Ji Min'in annesi. Ev hanımı. Bir bok yapmayan anne. Kenar mahalle kızı olarak büyüdüğü için dışarı hayatını tam olarak bilmiyor. Bu yüzden sürekli olarak bir özenti ihtiyacı hissediyor ve gerekli gereksiz, süslü görünen bütün her şeyi alıyor. Kocasından nefret ettiği yetmezmiş gibi bir de çocuklarından nefret ediyor. Onların ne yaptığı, aç kalıp kalmadığı umurunda değil. Bencil bir kadın. Ji Min'e bir köle gibi davranıyor. En küçük çocuk olması bir yana, sürpriz bir şekilde doğduğu için böyle yapıyor. Ji Min'den nefret ettiğini tüm dünya biliyor desek yeri.
Sohn Yoon Ah :: Ji Min'in ablası. Beş kardeşin en büyüğü. Tip olarak babasına çok benzeyen bu kız, esmer tenine rağmen saçlarını gereksiz bir şekilde sarıya boyatıyor ve tam anlamıyla çingenelere benziyor. Ne modadan anlayan ne de ona benzer bir şeyler yapan birisi. Evde kalmış kız kurusu. Ağzı o kadar bozuk ki, bir erkekten daha erkek. O yüzden kendisine göre kimseyi bulamadı. Okuldan atıldığı yetmiyormuş gibi bir süre uyuşturucu da kullanmıştı. Ji Min'den nefret eden diğer bir aile ferdi. Ji Min'e bir hamamböceği gibi davranıyor.
Sohn Hye Rin :: Ji Min'in bir diğer ablası. Beş kardeşten en büyük ikinci. Ailede kimseye benzemeyen bu kız güzelliğiyle herkesten sıyrılır. Beline kadar uzanan kahverengi saçları, ince ve şekilli vücudu, minyon elleri... Bir erkekle bakıştığında bile kendisine aşık edecek güzellikte bir kız fakat o güzelliğini çok farklı işler için kullanıyor. Adı mankenlik ajansı olsa da aile içinde herkes onun bir fahişe olduğunu biliyor. Bir genelevde çalışıyor aslında. Ji Min ile tamamen nötr gibi görünseler de, Ji Min'in ondan nefret ettiği ortada.
Sohn Jae Ki :: Ji Min'in ikiz abilerinden bir tanesi. Uyuşturucu satıcısı, kullanıcısı. İkiz kardeşine oranla başını derde daha çok sokan kişi. Psikolojik sorunları var. Kullandığı uyuşturuculardan olsa gerek, şizofreni gibi. Üstelik Ji Min'e feci yavşıyor. Onu resmen kız kardeşi gibi değil de sevgilisi olarak görüyor. Ji Min okula başlamadan bir gece önce, Jae Ki tarafından tacize uğradı. Bu tamamen kızın bilinç altına yerleşti ve, şüphesiz şimdi Jae Ki isimli bütün erkeklerden korkuyor.
Sohn Jae Bum :: Ji min'in ikiz abilerinden diğeri. Ailede soyutlanmış gibi dursa da, sokakta kime sorsanız sizi gösterir. Jae Ki'den hiçbir farkı yoktur. Aynı pis işler, aynı boktan şeyleri bu da yapar. Ji Min sırf Jae Ki yüzünden, Jae Bum'dan da nefret ediyor.



GEÇMİŞ Kimseye anlatmıyor.

EK BİLGİLER

MODEL - Jeon Bo Ram


SEVDİKLERİ
hayvanlar, sıvı tüketebileceği besinler, çikolatalı süt, süt, gwishin, dans etmek, dans stüdyosu, bacaklarını saran kıyafetler, taytlar, bol tişörtler, spor ayakkabısı, kravat takan erkekler, kravatlar, kravat takan kızlar, bileğine farklı renklerde tokalar takmak, akşamüstü, alacakaranlık, sessizlik, su sesi, rüzgar, yağmur, kar, soğuk havada dışarıda yürümek, rüzgarlı havada yürümek, kuşları veya balıkları izlemek.

SEVMEDİKLERİ
jae ki ismindeki bütün erkekler, uyuşturucu, uyuşturucu satıcıları, keşler, kızlara bir eşya gibi davranan erkekler, annesi, ablaları, abileri, kendisine dokunulması, ani hareketler, şakalar, eşek şakaları, yiyip yiyip kilo almayanlar, katı yiyecekler.

GÜÇLÜ YÖNLERİ
çok iyi sır saklar, ne denilirse yapar, insanların bir dediğini iki etmez, uykusuz günlerce durabilir, uykusuzken saatlerce çalışabilir.

ZAYIF YÖNLERİ
erkeklerden korkması, kilo aldığını düşündüğü için yemek yememesi, insanlara kendisini anlatamaması, sürekli olarak çalışması, kendini yetersiz görmesi, utangaçlığı, çekingenliği.