I'm Not Leaving You!!
2 posters
IMAGINE :: >> ANYANG SANAT LİSESİ :: III. KAT :: ÇATI
1 sayfadaki 1 sayfası
I'm Not Leaving You!!
Wang Mei Jia & Woo Jong Jin
- Arkasından gelen 'Teşekkürler!' 'Harika Olmuş!' sözlerini duydukça yüzünde ki gülümseme daha belirgin bir şekilde yüzüne yasıyordu. Bir heves mutfakta yaptığı küçük kremalı kekleri Astronomi Kulübüne getirmişti. Kapıyı kapatmadan önce başta Men Li olmak üzere hepsine el salladı ve mutlulukla elinde ki geniş tepsiyi göğsüne bastırdı. Kesinlikle yaptığı yemeklerin, tatlıların beğenilmesinden hoşlanıyordu. Övgüler almak egosunu tatmin ediyordu bir açıdan. Egoist değildi... Bir nevi. Sadece yaptığı şeylerin beğenilmesi onu mutlu ediyordu. Neredeyse hoplayarak uzun üçüncü kat koridorunu geçiyordu ki gözüne siyahlar içinde ki çocuk takıldı. Bu... Jin... Jong Jin! İsmi hafızasının kuvvetli olmasına bir kez daha şükretti. Yoksa dolu dolu geçen şu günlerde soğuk çocuğu unutabileceğinden emindi. Gözlerini kıstı ve elinde ki tepsiyi daha sıkı bastırdı. Adeta avını izleyen bir tilki gibiydi. Bir nevi. Koridorun kalabalık olmasına şükretti. Hoş muhtemelen okuldaki Çinli Sarışını fark etmeyen kör falan olmalıydı. Yavaşça koridorun duvarına seğirtti.
Merdivenlerin diğer tarafında kalan bölüme yöneldiğini fark ettiğinde hafifçe kaşlarını çattı. Umarım intihar falan etmeyi düşünmüyor. diye geçirirken elinde gögsüne bastığı tepsi ile adeta bir casus gibi yavaş yavaş ilerlemeye başladı. Çatıya açılan merdivenlerin demir -ve kilitli olduğu düşünülen- kapısının önünde durdu ve arkasına kısa bir bakış attıktan sonra demir kapıyı açıp aralıktan süzüldü. Elinde tepsi, büyümüş gözleri ve cılız halş ile merdiven basamaklarını çıkmaya başladı. Bazı merdiven basamaklarında ki sigara izmaritleri ve pis kokan ıslak zemin yüzünü buruşturmasına neden olmuştu. Burada ölebilirim. Adeta büzüşerek basamakları çıktı ve yuvarlak kemerli bir geçitten çatının soğuk ve sertçe esen rüzgarlı havası ile karşılaştı. Elinde ki tepsiyi düşürmemeye çalışarak okulun kısa ceketine sarındı. Çatının kenarında ki siyahlığı fark edebiliyordu. Neredeyse cılız vücudu rüzgara kapılacaktı. Tepsiyi üst üste dizilmiş tuğlaların üzerine koydu ve ellerini kavuşturup rüzgara karşı ilerlemeye başladı. Jin'i görebiliyordu ve intihar etme eğiliminden halen şüpheleniyordu. "Eğer çatıdan falan atlamayı düşünüyorsan bu hoş bir ölüm biçimi değil! Hem okul bahçesini kirletirsin." Sözlerinin sonuna hafif bir alaycılık katmasına rağmen içten içe korktuğu söylenebilirdi.
En son Wang Mei Jia tarafından C.tesi Eyl. 22, 2012 10:22 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Wang Mei Jia- III. Sınıf | Aşçılık Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 234
Lakap : Qiàn ~
Geri: I'm Not Leaving You!!
- Sadece bir kulağında asılı duran kulaklıktan gelen müziği dinlerken boşlamış beyninin verdiği rahatlık ile hafifçe yüzüne bir sırıtma ifadesi yerleştirdi.Bu gittikçe hızlanan ayakları onu dertlerini dinleyen bir arkadaş gibi gördüğü çatıya götürüyordu.Hafifçe elini saçlarının altında sokup alnını kaşıdı.Yüzündeki aniden ekşimiş ifadeyi yok etmek için kafasını anlığına sallayıp çatının kapısını açtı.Yüzüne az da olsa vuran rüzgarlığın sarhoşluğu ile aptalca gülerken yavaşlamış olan ana ayak uyduruyordu.Gözlerini yumup içinden geçirdi;ah işte bunu seviyorum!.Kollarını kısa bir süreliğine açıp adeta rüzgarı içine hapsettikten sonra daimi yeri olan çatıda yürümeye başladı.Kulaklıktan gelen müzik ve rüzgarın oluşturduğu o ıslıklı sesten başka bir şey duyamıyordu.Kimse yok... Gözlerini devirmiş hafif kalkan ayaklarını dizginlemeye çalışmasına rağmen uçup gitme isteğine karşı koyamıyordu.Keşke bir kağıt hafifliğinde olsaydım diye içinden geçirdikten sonra kendisine alaylı bir ifadeyle güldü.Başkalarının olduğu ortamlar yerine tek başına olduğu ortamlarda gülmeyi daha fazla seviyordu.Her ne kadar garip karşılanabilecek olsa da...Hatta yaptığı küçük bir olay yüzünden bile saatlerce güldüğünü hatırlıyordu,kimse görmediğinden bir sorun olmamıştı tabi...Yüzündeki zamanı biraz önce geçmiş olan gülümsemeyi atmak için hafifçe boynunu eğmişti.Çatının tam sınırında olduğundan okul bahçesi çok net olmasa bile görüş alanındaydı.Havaların soğuklaşmaya başlamasına aldırış etmeden bahçede delice koşmakta olan öğrencilere dalmışken arkasından mı yanından mı,nereden geldiğini seçemediği bir ses ile irkildi.İyice soyutlanmış beyninin bir ses ile vermiş olduğu ani alarmlar yüzünden şaşkınlığa,hatta korkuya sürüklenmişti.Hafif sendelemiş olan vücudunu son anda geri çekmenin verdiği mutluluk ile elini göğsüne koyup bir kaç derin nefes aldı.Hızla doğrultmuş olduğu başı ile oan seslenen kişiye baktı.Ne demişti?...Karşısındaki küçük Çinliyi tedirgin gözlerle süzdükten sonra ''Aaahh!Korkuttun!''diye sitemle mırıldandı.Ve ardından boğucu gözlerle devam etti;''Atlamamamı istiyorsan buraya gelme.Az kalsın düşüyordum.Neme lazım belki kanlarımı sen temizlerdin.'' Oflamayla karışık nefes alırken gerilmiş sinirlerini bastırmaya çalıştı.Sonuçta senin yüzünden old-... Zaten çok kısık bir ses tonuyla başlamış olduğu cümle bitmeden sesi kaybolup gitmişti.Eliyle saçlarını düzeltirken kıza bu sefer daha bir dikkatli şekilde bakmıştı.
Woo Jong Jin- III. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 334
Yaş : 31
Lakap : slybody
Geri: I'm Not Leaving You!!
Gülmemek için dudaklarını ısırdı ve yavaşça gözlerini devirip Jin'e yaklaşmaya devam etti ve hemen yanında durup ürkek bir biçimde kafasını uzatıp çatıdan aşağıya baktı. Öğrencilerin çoğu bahçedeydi. Yüzünü buruşturarak geri çekildi. Aslında yükseklik korkusu falan yoktu ama bu başının dönmesine engel değilldi. Ellerini ceketinin cebine soktu ve bir adım uzaklaştı. Titremesine dahi mani olamadı. Üşümüş değildi. Sadece yükseklik huzursuz olmasını sağlamıştı. Tabi birde 'Soğuk Varlık' olarak nitelendirdiği Jong Jin vardı. Meraklı bir kız olarak basketbol kortunda olanlardan sonra yıllığa jet hızı ile gitmişti tabi. Yıllık resmi de pek farklı değildi şimdi ki görünüşünden. Sadece bir yıl önce daha gençti. "Atlamanı istemem ama buraya gelmeme mani değil. Hoş pislik içinde olsada." Yerde ki izmartilerden birini botunun ucu ile ezdi.
Yüzünü yeniden Jin'e çevirirken istemeden olsa da gülümsemişti. Saniye farkı ile başını yeniden başka yöne çevirirken sertçe yutkundu. "Demek yalnızlık mekanlarından biri de okulun çatısı." Umursamazca davranıyordu ama üzerinde tüylerini dahi diken diken eden bir gerilim havası vardı. Bahçede koşuşturan öğrencilerin kahkahaları, çığlıkları sessizliğe bürünmüş çatıda adeta yankılanıyordu. Gene başlıyoruz. Sessizlik. Neredeyse yanaklarını şişirip çemkirmeye başlayacaktı. Ama kendisini tuttu ve normal bir biçimde konuşmayı çabaladı “Evet… Partiye geliyor musun?” Parti konusunu açmayı hayatta düşünmezdi ama aklına başka bir şey gelmiyordu. TJ yılın ilk partisini veriyordu. Okulun en bilindik gündem maddesiydi. Hatta tek gündem maddesi. Rüzgarın karşısında öylece durmakta zorlanmaya başlamasına karşın yüz ifadesini sabit tutmaya çalışıyordu. İkinci titremesi bu kez gerçekten üşüdüğünden kaynaklanmıştı.
Wang Mei Jia- III. Sınıf | Aşçılık Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 234
Lakap : Qiàn ~
Geri: I'm Not Leaving You!!
- Hafif üşümüş olan ellerini pantolonunun cebine sokarken bakışlarını kızdan çekip önüne yöneltmişti.Karşısında heybetle duran binaları süzerken alaycı bir ifadeyle kıza tekrar dönerek cevap verdi;''Gelmeli miyim?'' Rüzgar ile az da olsa kalkan saçlarının altındaki gülen yüzü görülürken keyiflice devam etti;''Uhm...Sence gelecek iyim?''O istese gelecek değildi elbette ki,fakat yine de biraz neşelenmek için kızı kıstırıyordu.Sarışının gittikçe titremesini çoğaltan vücuduna itici bir bakış attıktan sonra kızın şaşırmış ifadesine aldırış etmeden üstündekileri daha bir sıkılaştırdı.Nazik biri olup da ceketini kıza uzatmak onun için imkansızdı.İsterse soğuktan donup ölsün hahaha.aba tavırlarını sergilemeye devam ediyordu elbette ki,sonuçta bu Çinlinin ne düşündüğü umurunda değildi.
''Oh..Ne yazık!O çelimsiz vücudun üşüdüyse buradan gitmelisin.''
Kız fazla da çelimsiz sayılmazdı aslında,ama yine de bu rüzgarda titriyordu.Göz ucuyla bir kısmını çorabın bir kısmını eteğin kapladığı kızın bacaklarına bakıp hafifçe güldü.''İşte üşümenin bir nedeni daha!''diye alaylı bir ses tonuyla mırıldanmıştı.Kızın yüzüne bakmamaya çabalıyordu,sonuçta karşılaşacağı büyük ihtimal çirkef bir yüz olacaktı.Normalde tek başına sıkılmazdı,fakat şimdi iki kişi olduğundan oldukça sıkılıyordu.Sanki bu sarışın onun için büyük bir kısıtlamalıydı.Büzüştürmüş olduğu dudaklarıyla garip bir şekilde sızlanırken elini ön cebinden çıkarıp arka cebindeki telefonunu eline aldı.Sıcağa alışmış eli aniden soğukla buluşunca biraz garip olmuştu,yine de önemsememeye çalışarak baş belası TJ'den gelen parti mesajına baktı.Ret-ro. Partinin içeriğine bakarken ne diye bu kadar uğraşmış olduklarını merak ediyordu.İlla geçmiş tarzı giyinmek zorundalar mıydı?Hani belki normal olsaydı belki olabilirdi,fakat şimdi kesinlikle bununla uğraşmazdı.
Woo Jong Jin- III. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 334
Yaş : 31
Lakap : slybody
Geri: I'm Not Leaving You!!
Hem üşüyor hemde yanıyor gibiydi. Elleri ile kısa eteğini çekiştirdi. Jin'in bakışlarından hoşlanmamıştı. Hem evet biliyordu sadece konuşma çabası içinde olduğu için partiye gidip gitmeyeceğini sormuştu. Ama ukala cevapları içinde ki inatçı Jia'ı bir kez daha su yüzüne çıkarıyordu. Tabi bu kez Çirkef Sarışın Çinli olmayacaktı. Diğer insanlara nasıl davranıyorsa öyle davranacaktı. Sıcak kanlı ve güler yüzlü. Tabi bunu Jin'in karşısında zorlukla yapacağını hissediyordu. Resmen put gibi bir hale dönüyordu onun yanında. Hatta bambaşka birine. Ama umursamadı. Ellerini ceketinin cebine sokarken, Jin'in yanı başına geldi ve kafasını uzatıp telefonun parlak ekranına baktı. Jin'in neredeyse dibinde olmayı umursamamaya çalışıyordu. Sadece rahatsız edecekti. Sanırım...
"TJ ve partilerini muhtemelen görmüş olmalısın. Şu üç yılda binbir çeşit aktivite yaptı. Retro Partide bu yılın ilk partisi. Bence... Gelmelisin. Biraz hava değişkliğine ihtiyacın var. Hem herkes eğlenmek ister." Sözlerinin sonuna doğru bakışlarını telefon ekranından ayırıp geri çekildi. Bacakları sert rüzgar ile buz tutmuş gibiydi ama sabit yüz ifadesini korumaya çalışıyordu. Üşüdüğüm için buradan kaçacak değilim. Ve arkamdan gülemeyeceksin. Aslında onu rahat bırakabilirdi ama içten içe bunu yapmak istemiyordu. "Hem retro kıyafetler ile oldukça hoş olacak. Okulun kostüm odasında bir dolu var. Tabi özgün bir şey için şehre gitmelisin. Zaten kostüm odasını yağmalamış olmalılar şimdiden." Yüzünü aşağı eğdi ve ayağını yere vurmaya başladı. Rüzgara içten içe homurdanıyordu. Neredeyse buza dönecekti. Ceketine daha sıkı sarınmaya çalıştı. Neden pantolon falan giymedim ya da üzerime mont almadım ki. Hoş nereden bilecektim Jin ile çatıda olacağımı. En garip mekanlar da hep o var. Muhtemelen bir daha karşılaştığımızda onu karanlık bodrum katında bulurum. Fareler ile beraber.
Wang Mei Jia- III. Sınıf | Aşçılık Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 234
Lakap : Qiàn ~
Geri: I'm Not Leaving You!!
- Eğer kızın nasıl tepki vereceğini bilseydi kızın telefonunu görmek için ona yapışmış olan kafasını elinin tersiyle sertçe itecekti.Fakat çoğunu korku oluşturan hislere yenik düşmüştü,zaten çok geçmeden de kız kendiliğinden akıllanıp çekilmişti.Telefonunu kapatıp arka cebine tekrar sokarken umursamaz bir ifadeyle mırıldandı;''Ben herkes değilim.Eğlenmek için yalnız kalmam yeterli.'' Evet,çoğu kişiden farklıydı,ona eğlencenin ifade ettiği şey tek başına vidyo oyunları oynamak,film izlemek arada futbol basketbol oynamaktı.Ah tabi bir de kırk yılda bir canının istediği şey olan dans etmekti.İnsanlarla oturup geyik yapmak veya herkese temas ede ede sapıkça dans etmek ona göre değildi.Herkesin yaptığı şeyleri yorucu,bunaltıcı,gereksiz olarak nitelendiriyordu.Her ne kadar TJ'nin ısrarları ile arada partilere etkinliklere katılsa da hemencecik çekip gidiyordu.Hem hiç eğlencesi olmuyordu...Herkesin tanıdığı 'siyahlar içindeki cool emo çocuk'du o.Geçen yıllarda herkesin kafasına yerleştirdiği ''O kimseyle konuşmaz.''düşüncesi onu kalabalık içinde olan yalnızlığa sürüklüyordu.İşte bunu sevmiyordu...
Kuru soğukla birleşen rüzgar burnunun üşümesine neden olmuş,aynı zamanda da boğazının kurumasına sebebiyet vermişti.Burnunu eliyle ovalarken zorla da olsa yutkundu.Ağzından boğazına doğru inen o iğrenç tat yüzünün ekşimesine neden olmuştu.Neyse ki ele vermeden bu ifadeden kurtulmuştu.Elini daha bir istekle pantolonun cebine sokarken vücudunu kıza döndürdü.''Söylesene buraya tir tir titremek için mi geldin?'' Alaycı bir bakışla gülerken nedense hiç kıza acımadığını fark etmişti.İnsancıl hislerimin kayboluşu ahah... Nedense bunun farkına varmak onu rahatsız etmemişti.Sonuçta kızı kendisi buraya zorla çıkartmamıştı.
Woo Jong Jin- III. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 334
Yaş : 31
Lakap : slybody
Geri: I'm Not Leaving You!!
Kaşlarını çatarak yüzünü buruşturdu ve Jin'in yüzüne doğru döndü. Yüzünde ki alaycı ifade ile Jia'nın sinirleri gerilmişti. Neredeyse yüzünü parçalamak falan istiyordu o anda. Gözlerini devirdi. Buna o zevki tattırmayacaktı. Ellerini kavuşturdu ve çatı kenarına bir adım ilerledi. Bu sırada yüzüne hafif bir tebessüm yerleştirip omzundan geriye Jin'e döndü. "Şu asosyal tavırların her ne kadar sinir bozucu olsa da yanında kalma isteğimi arttırıyor. Hem... Üşümüyorum." Yüzünü çatıdan aşağı bahçeye dönerken dişlerini sıktı. Lanet olsun! Üşüyorum! Rüzgar kaçma isteğini arttıyordu ama burada kalmaya devam edecekti. Oldukça inatçıydı. Çocukluğundan beri. Hatta bu huyu ile ailesini birçok kez çileden çıkartmıştı. Muhtemelen Jin'de deliye dönüyordu. Bahçede ki öğrencilere baktı. Ponpon kızlar üzerlerinde kalın okul takımı eşortmanları ile yürüyüş yolundan geçiyordu, takımdan birkaç kişi de peşlerindeydi. Birkaç birinci sınıf öğrencisi de ellerinde kocaman desteler ile partinin ilanını önlerine gelen her yere asıyorlardı. Birkaç santim daha öne eğildi ve bahçeye bakmaya devam etti.
Okul döneminin en sakin günü gibi görünüyordu. Hoş muhtemelen okulun içi karmakarışık olmalıydı. Üçüncü katta ki kalabalığı hatırlayınca bir kez daha kaşlarını çattı. Aslına bakılırsa Jia'da kalabalıktan fazla haz etmezdi. Sadece gerekli durumlarda uygun davranırdı ama yalnızlıktan o da hoşlanırdı. Jin gibi asosyalleri anlamıyordu tabi. Evet. İnsanların yalnız kalma zamanları olabilirdi ama bu kadar da izole olunmazdı öyle değil mi? Çatıyı çevreleyen tuğlalardan örülmüş kısa bir blok vardı. Ellerini ovuşturdu ve tuğla duvara yaslanıp Jin'i umursamadan bahçeyi izlemeye devam etti. Aslında Jin'in gitmesini istiyordu. İstemiyordu. Sinir etmeye devam etmeyi kesinlikle istiyordu bu yüzden burada kalabilirdi ama kendisini alaya almasından dolayı da gitmesini istiyordu. Sonuç olarak ikisi de bambaşka bir şeydi. Botlarının ucuna basarak bloktan aşağı bahçeyi daha iyi görmeye çalışıyordu ve vücudunu neredeyse aşağı sarkıtıyordu. İnsanları seyretmeyi severdi aslında. Gündelik işlerini göz ucu ile takip etmeyi, kahkahalarını, kavgalarını... Ellerini çene hizasına getirmeye çalışırken dengesini kaybetti ve sanki dünya tersine dönüş gibi hissetti, peşi sıra küçük bir çığlık attı.
En son Wang Mei Jia tarafından C.tesi Eyl. 22, 2012 10:47 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Wang Mei Jia- III. Sınıf | Aşçılık Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 234
Lakap : Qiàn ~
Geri: I'm Not Leaving You!!
- Onun yanında inat için bile olsa kalmayı istemesi hoşuna gitmişti.Dudağının bir kısmıyla hafifçe gülümsemesini belli etmişti.Ah tabi kız aşağıya bakmakla meşgul olduğundan bunun farkına varmamıştı.İsmini bile hatırlamadığı kızı arkadan hiç de hoş olmayan bir şekilde süzdükten sonra sertçe başını sallayıp eliyle bir kaç kez vurdu.AHH!Bu tür davranışlar ona göre değildi,çok geçmeden akıllanıp kendine bir çeki düzen vermişti.Fakat hala kıza bakmaya devam ediyordu,aşağıyı izlemeye oldukça meraklı olan gözlerini inceliyordu.Hafifçe gülümseyip kıza biraz yaklaşmak için ayağını havaya kaldırmıştı.Ne olduğunu anlayamadan da az kalsın düşecek olan kızı belinden kavradı.Korkmuştu.Dehşete düşmüş bir yüz ifadesiyle manasızca bir yere gözlerini dikmişti.Hala belini tuttuğu kızın sarı saçları yüzüne temas ediyordu.Fazla yakınlardı,belki de kız bundan rahatsız oluyordu.Ne yapacağını bilemiyordu,her ne kadar bu durumu kendisi de çok yapsa da düşme tehlikesi fazla yaşamamıştı.Kısa bir anlığına gözlerini kapatıp rahatlamaya çalışarak derin bir nefesi içine çekti.Adeta sarılmış olduğu kızın vücudundan gelen aromalı parfüm kokusunu duyabiliyordu.Bu da sarhoşlaşmasına neden olmuştu.Bir kaç daha nefes aldıktan sonra kızın sertçe ellerini kendi belinden ayırıp atmasıyla kendine döndü.Sahi ya kızın belini kavramayı bırakmayı hiç düşünmemişti.Aniden kızdan sıyrılmış vücudu biraz sendelemişti.Şaşkın gözlerle etrafa göz gezdiriyordu.En iyi şeyin bu olduğunun farkındaydı.Konuşmaya cesaret bulamıyordu belki de.Eliyle alnını kaşırken gözlerini devirdi.''Oh...'' Aniden gelen öz güveni ile ses tonunu yükseltti,fakat hala az da olsa kekeliyordu;''Ah!Tanrı aşkına,ne yaptığının farkına var.Sen çocuk musun da bu kadar yüksekten abanıyorsun.Ölmek mi istiyorsun?!''Nedenini bilmese de resmen kıza bağırmıştı.Belki de bu dehşet verici olaya dahil olmaktan tedirgindi.Sızlanmayla karışık devam etti;''Etrafı pisletirsin...Git başka yerde aban.''Hiçbir sahicilik içermese de ağzından çıkıp gitmişti.Boş boş etrafa göz gezdirirken cidden çok gerilmiş olduğunu fark etti.AH!LANET OLSUN.
Woo Jong Jin- III. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 334
Yaş : 31
Lakap : slybody
Geri: I'm Not Leaving You!!
Elleri ile hızla yüzünü kapatmıştı. Düşeceğinden o kadar emindi ki ama beline sarılan eller ve geri çekilişi ile olduğu yerde mıhlandı adeta. Yavaşça parmaklarını araladı ve büyümüş gözleri ile etrafa baktı. Düşmemişti. Evet. Bloktan birkaç adım gerideydi. Ellerini yavaşça indirmeye devam ederken zihinin toparlamaya çalışıyordu ve aniden bir kez daha gerildi. Belini sertçe tutan ellere anlam vermeye çalışıyordu. Jin! Neredeyse kalp krizi geçirecekti. Derin bir nefes aldı. Teninde Jin'in sıcak nefesini hissediyordu. Uyuştuğunu hissetti öylece orada durmuşlardı. Derince yutkundu. Topla kendini! Hızla Jin'in belini kavrayan ellerini ayırdı ve arkaya doğru savurup ondan uzaklaştı. Birkaç dakika önce üşüyordu ama şimdi yandığından emindi. Resmen vücudunu ateş basmıştı. Kulakları uğuldamaya başlamıştı ama Jin'in aniden sesinin yükselip kendisine bağırdığını fark ettiğinde kaşlarını çattı.
Ona söylediğim sözleri bana tekrarladı! Pisletmekmiş! Sol elini eline sertçe koydu ve sağ elinin işaret parmağını hızla Jin'in yüzüne doğru salladı. "Sen!....Sen!..." Ne söyleceğini şaşırmıştı. Tüm vücudunu güçlü bir gerilim sarmıştı. "Keşke o korku ile ilk geldiğimde sen düşeydin! Daha... Daha iyi olurdu!" Ayağını sertçe yere vurdu. Bu gerilim üzerine bir de öfkelenmişti. Öfke... Şaşkınlık... Arzu. Arzu? Neredeyse küçük dilini yutacaktı. Ya da oracıkta kendini bilerek çatıdan atmayı dahi düşündü. Aslında... Birkaç dakika öncesine döndüğün Jin'in onu tutmasından ve ... Sarılmasın hoşlandığı söylenebilirdi. Saçmalama. Kendini topla Jia... Hava kalan elini hızla beline yerleştirdi ve ayağını yere vurdu. Kendini tutmasa belki de Jin'in kollarına atabilirdi kendisi. Boğazını temizledi. Rahat duramıyordu. Bu kez de ellerini kavuşturdu ve kaşları çatık bir biçimde Jin'e bakmaya çalıştı. Yanakları ateş pancarına dönmüş olmalıydı ve rüzgarın halen sertçe esmesine karşın resmen güneşin yanındaymış gibi hissediyordu kendini. Kalbi o kadar hızlı çarpıyordu ki göğsünden dışarı fırlayacağından emindi. Derin bir nefes aldı ve kısık gözler ile Jin'e bakmaya devam etti. LANET OLSUN.
Wang Mei Jia- III. Sınıf | Aşçılık Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 234
Lakap : Qiàn ~
Geri: I'm Not Leaving You!!
- Evet,utanmıştı.Sonuçta kimseyle böyle bir duruma düşmemişti.Adeta bakışlarını kızdan kaçırıyordu.Biraz önceki bağıran Jin'den eser kalmamıştı.Kızın ona seslenmesi ile hafifçe gözlerini ona doğrulturken garip bir korku yaşıyordu.Kim bilir içinden kaç kez lanet okumuştu.Belki de bu duruma fazla tepki veriyordu...Onun sitemli laflarına aldırmamaya çalışıyordu.Yere sabitlenmiş olan vücudu kasılmıştı.Yandan hafifçe vücuduna temas eden rüzgar hiç hareket etmediğinden daha bir sert geliyordu ona.Gözlerini yumup üşümüş burnundan derince bir nefes aldı.Evet burnu acıyordu,vücuduna hızla giren bu hava daha da içinin kamaşmasına neden olmuştu.Soğuğu neden bu kadar hissediyordu?Doğru ya gerildiğinde daima üşürdü,neyse ki bu sefer kalın botlarının içinde kalan ayakları fazla etkilenmiyordu.Normal olmaya çalışır bir halde kıza baktı,hafif pembeleşmiş yanakları gözüne çarpıştı ilk.Ardından da göz göze gelmişlerdi.Ceketini daha bir sıkıp başını hafifçe yana doğrulttu.''Kimsenin ölmesine gerek yok.Böylelikle etraf da temiz kalır...'' Ses tonu o kadar çok güvensizdi ki kendisini bile bir şaşkınlığa sürüklemişti.Her ne kadar İyiyim etkilenmedim bir şey yok imajı yaratmaya çalışsa da garip hissediyordu.Sanki bir şeyler söylemek istiyordu.Fakat boğazındaki düğümler buna büyük bir engeldi.
Rüzgar ıslıklarından başka bir şey duyulmadığı çatıya sessizlik hakim olmuştu.Hızla bulduğu bir aradan vücuduna yayılan hain rüzgarı gittikçe daha az umursamaya başlıyordu.Yavaştan bile olsa eski haline dönmüş olmak gülümsemesine neden olmuştu.Karşısındaki kısa ceketine büyük bir istekle sarılmış gibi görünen kıza merakla bakıyordu.Ona ceketimi vermeli miyim?Eğer bir centilmenlik yapıp ceketini Jia'ya verseydi kendisi üşüyecekti.İçinden sızlandı.Şimdi centilmenliğin vakti değil.Jia'nın sarı saçları rüzgar ile havaya uçuşurken araya karışmış parfüm kokusu Jin'in burnuna gelmeye başlamıştı.Kendini yeniden kaptırmamak için hızlıca başını salladı.''Ah soğuğu hissetmiyor musun?''Okula gir.'' Aniden kızı umursamaya başlamıştı belki de.Ya da insancıl duygularını dizginleyememişti?Bilmiyordu.Acı çekermiş gibi bir ifadeyle gökyüzüne baka kaldı.
Woo Jong Jin- III. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 334
Yaş : 31
Lakap : slybody
Geri: I'm Not Leaving You!!
Her ne kadar sıcak bir yere gitme isteği geçen saniyeler ile artmasına karşın ceketine sarınmayı bıraktı ve kaşlarını çatarak Jin'in yüzüne dik dik baktı. Tabi yüzünü gökyüzüne kaldırmış Jin'in onu fark ettiğinden emin değildi ama sonuç olarak onu halen duyabilirdi. "Sana... Üşümediğimi söyledim. Soğuk havayı severim. Sadece... Rüzgar... Fazla hızlı esiyor." derken rahat bir tavır takınmaya çalışarak ellerini beline yerleştirdi. Bir taraftan da aralıklarla ayağını sertçe yere vuruyordu. Orada öylece dikilirken ateş bamış bir vücuda sahip olsa da sert rüzgar sanki vücuduna bir dolu iğne batırıyor gibi hissediyordu ve iğnelenme hissinden nefret ederdi. İğneler... Yüzünü buruşturmamak için kendini zorladı. Çocukluk korkularını hatırlamanını zamanı değildi ama istemsizce etrafına şöyle bir göz gezdirdi. Açık alanda olmaktan dolayı mutluydu. Her ne kadar çatı gibi yüksek bir yerde olmasına karşın. Bakışları Jin'in kalın ceketine kaydığında neredeyse hayıflanacak ve cekete yapışacaktı. Geçen dakikalar ile beraber üzerinde ki gerilim hissi azalırken yeniden soğuğu keskin bir şekilde hissetmeye başlamıştı.
Rahat bir tavır takınmaya çalışarak kısa bloğa fazla yaklaşmadan ileriye doğru bakmaya başladı. Neredeyse düşecektim. Muhtemelen bu korku ile yükseklikten uzun süre hoşlanmazdı. Ellerini ceketinin cebine sokarken sadece dakikalar önce resmen çatıdan aşağı kayışı geldi aklına. Muhtemelen Jin olmasaydı gerçekten düşecekti ve bahçede pestili çıkmış olacaktı. Gözlerini kapattı. Gerçek gibi gelmiyordu. Hayatında ilk kez bu kadar aptalca davranmıştı. Neden asıldım ki aklımda ne vardı benim? Jin'in onu belinden sarışı ve geri çekişini düşündüğünde vücudunu titreme sardı. Üşüdüğü için titremiyordu. Çatıya ilk geldiğinde Jin'nin yanındayken de böyle titremişti. Derin bir nefes aldı ve kısık gözler ile Jin'e döndü. "Bence asıl sen içeri girsen iyi olur... Çok... Garip davranıyorsun." Muhtemel olarak Jin'nin kendisini tutmasını beklemiyordu. Hatta düşüsünü zevkle izleyebileceğinden emindi ama... Sonuç olarak. Onu kurtarmıştı öyle değil mi?
Wang Mei Jia- III. Sınıf | Aşçılık Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 234
Lakap : Qiàn ~
Geri: I'm Not Leaving You!!
- Bu mu üşümemek?!İçinden oldukça fazla gülüp,biraz da olsa neşelenmişti.Rol de iyi yapıyor.Gözlerini dört açmış kızı izlerken hiçbir zaman uslanamayacağının farkına vardı.Ne diye bakıyordu yine?Gözlerini sitemle yumup rüzgarın ona etki edip geçmesine izin verdi.Belki biraz daha zayıf olaydı bu boş beyinle uçup giderdi.Durum böyle olunca yüzünü okşuyor gibi gelen rüzgara karşı biraz ısınmıştı.Gerilmiş yüz kaslarını dokunuşlarıyla gevşetmeye çalışırken Jia'dan gelen ses ile biraz irkilmişti.Garip mi? Aniden yüzünde beliren sinirli ifadeye karşı koyamıyordu.''Nasıl garip?'' Kıza dönmüş kısa bir anlığına düşündü.''Aah!Seni kurtarmam öyle değil mi?Evet biraz garip.İstemezsen bir dahaki sefere tek başına öl.'' 'öl' kelimesini vurgulamış,ardından da pek sahici olmasa da gülmüştü.Sanki biraz incinmişti?Gözlerini devirip boş çatının ortasında yürümeye başladı.Karşısındaki duran kapıyı bin güçlükle açacağından ellerini soğuktan koruyan bir mekan olarak gördüğü ceplerinden çıkardı.Aniden soğukla çarpışan elleri...Derisi hiç de iyi durumda değildi,bir kaç yıl önceki yumuşaklığından bir eser yoktu.Şimdi buruş buruş ve sert bir deriye sahipti.Ellerine kısa bir anlığına bakıp sızlandı.Pek de aldırış etmemeye çalışarak önünde durduğu kapıyı rüzgara zıt yönde yani kendisine doğru çekmişti.Hiç sevmiyordu şu kapı açma işini,kapı olmasaydı belki de daha iyi olacaktı.Zaten merdivenler izmarit izleri falan derken çok pisti.Rüzgarın getirdiği şeyler de gelseydi pek bir şey fark etmezdi.
Adımını ileri atarken arkasından gelen ses ile durdu,Jia? Merakla geri çekilip kıza dönmüştü.Ona ne var anlamında bir bakış atmıştı.Elini açmış içindeki şeyi Jin'in görmesini sağlamak için ona yaklaşan kıza anlam veremiyordu.Biraz daha yakınlaştıktan sonra elindeki şeyin bilekliği olduğunu fark etti.NE!?BİLEKLİĞİM Mİ? Dehşete düşmüş halde bileğine bakıp bilekliğinin yerinde olmadığını anladı.Jia'ya hızla yaklaşıp elindeki bilekliği geri almak için uzandığından kızın geri çekilmesi ile şaşkınlığa sürüklendi.''YA!VER ŞUNU!''
Woo Jong Jin- III. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 334
Yaş : 31
Lakap : slybody
Geri: I'm Not Leaving You!!
Jin uzaklaşmasını takip etti bakışları ile... Nereye? Yaa! Gerisin geriye dönüp peşinden gidecekken bakışları yerdeki deri bilekliğe kaydı. Aslında umursamayacaktı ama bu kadar pisliğin içinde deri bir bileklik görmek onu şaşırtmıştı. Bilekliği garip bir biçimde anımsıyordu. Ama nereden olduğu konusunda hiç bir fikri yokken aniden zihninde parlak bir ampul yandı. Jin ile ilk karşılaştığında bilekliği şöyle bir görmüştü. Basketbol kortundaydılar ve anlık bir biçimde topları sepete doldurmaya çalışan Jin'in bileğinde fark etmişti. Sinsi bir gülüş yüzüne yayıldı. Bilekliğe doğru eğildi ve ellerinin arasına aldı. Ardından hızla yakalandı neredeyse bacakları birbirine dolanıp yeri boylayacaktı ama dengesini kısa sürede sağladı. Koşar adımlar ile Jin'in peşinden gitmeye başladı. Halen aralık duran kapıdan içeriye süzüldü. "Jin!" Burnuna dolan iğrenç koku ile neredeyse boğulacaktı ama dayanmaya çalışıyordu. Avucunun içinde sıktığı deri bilekliği göstermek için elini açtı ve Jin'e doğru sinsice uzattı. Jin'in bileğini kontrol edişine neredeyse kahkaha atarak bakacaktı. Aslında böyle şeyleri hayatta yapmazdı ama aklında küçük kötü bir plan vardı.
Basamaklarda geriye doğru birkaç adım attı ve ellerini beline koyup yüzünü ona dikti. Yüzünde melek görünümlü şeytani bir gülümseme olduğundan emindi. Hatta bir anlığına kendisinden dahi şüphelendi. Bilekliği ucundan tutup havada salladı. "Jong Jin..." İsmini özellikle vurgulamıştı ve gözlerini kısmıştı. "Eğer...Bu bilekliği istiyorsan haftaya yapılacak partiye geleceksin. Yoksa... Bende kalır." Aslında bileklik için partiye geleceğini sanmıyordu ama dehşete kapılmış ifadesini fark ettiğinde belki de işe yarayabileceğini düşünmüştü.
Wang Mei Jia- III. Sınıf | Aşçılık Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 234
Lakap : Qiàn ~
Geri: I'm Not Leaving You!!
- Parti?!!Lanet olsun!Bu bileklik onun için çoğu şeyden önemliydi.Kaç yıldır takıyordu onu?3?Veya 4-5?Hatırlamıyordu.O kadar uzun zaman olmuştu ki...Sinirle ellerini alnında gezdirdi.Bilekliğinin bu sarı çiyanda kalmasına izin veremezdi.Önemliydi çünkü,şimdi onu sinirlendiren bir Çinli'de olması bile oldukça rahatsız ediciydi.Dudağını ısırırken umutsuzca düşüncelerle pençeleşmekteydi.Lanet şans!Nasıl düştü bu şimdi?!Elleri belinde ona çirkef bir bakış atan sarışını itici bakışlarla süzdü.''Ya,bu da nereden çıktı şimdi?Parti olmaz.''Ona pis pis sırıtan kızdan gözlerini kaçırmıyordu,ama kaçırmak istiyordu.''Başka bir şey olmaz mı?''Gerçekten o gereksiz partiye gelmek istemiyordu,hem bu sefer TJ de ısrar etmemişti.Yani gelme zorumluluğu yokyu.Şimdiye kadar...Başını hayır anlamında sallayan kıza acınası gözlerle baktı.AH!OLAMAZ!
Ayağını sertçe yere vururken kızın hala bir ileri bir geri sallamış olduğu bilekliğine baktı.Evet onu geri almalıydı!O lanet partiye gelse bile almalıydı.Çünkü,çünkü o...Başını sertçe salladı.Geçmişe dönmek yok,gereksiz sonuçta.Dilerini acıyla sıkıp sırttı;''Peki öyle olsun.''Karşısındaki Çinli şeytana baş eğmişti,başka çaresi yoktu sonuçta.Sarışını ve bilekliğini son bir kez süzdü.Kızın o güçsüz bacakları sanki şimdi titremiyordu,pek uzun olmasa da bir süreliğine gözleri kızın bacaklarına takılıp kalmıştı.Kızdan gelen sessiz bir öksürük ile kendine geldi.En azından bakışlarıyla onu rahatsız etmeliydi.Öyle düşünüyordu.Sonuçta bu şeytan onu partiye sürüklüyordu...Arkasına dönüp merdivenlerden aşağıya inmeye başladı.Onu takip eden ayaka seslerini oldukça iyi duyabiliyordu.
RP Tamamlanmıştır.
Woo Jong Jin- III. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 334
Yaş : 31
Lakap : slybody
IMAGINE :: >> ANYANG SANAT LİSESİ :: III. KAT :: ÇATI
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz