KwonNaSun

Na Sun eskiden bu kadar güzel değildi. Aslında halen daha güzel olduğunu düşünmemesine karşın geçen yıl ki Na Sun ve bu yıl ki Na Sun arasında oldukça büyük bir fark olduğunu Na Sun'u tanıyan herkes fark edebilir. Fakat daha iyi olduğunu kendisinin farkında. Şişman Sun. Sivilceli Sun. İnek Sun. Ezik Sun. Dört Göz Sun. Tüm hayatı boyunca bu sözler ile tabir edilmişti. Liseye başladığında da durum değişmemişti. Hatta daha da kötüleşmiş ve Na Sun kendisinden nefret eden genç bir kız haline gelmişti. Ama her şey birinci sınıfı bitirdiğinde ve yaz mevsimi başladığında değişti. Adeta kozadan çıkan bir kelebek misali yepyeni bir Na Sun ortaya çıktı. Her ne kadar ders kitaplarını bir kenara kaldırmış olsa da zekası halen yerli yerinde. Aslında popüler olmak niyetinde değildi. Hiç bir zaman kıskanç bir insan olmamıştı ama çevre onu oldukça etkilemişti. Artık itilip kakılan kız olmak istemiyordu. Her ne kadar umursamamaya çalışmış olsa da kalbinin defalarca kırılması ve canının yanması durumu farklı bir boyuta taşımıştı. Sonuç olarak Na Sun o yaz adeta güneş gibi yeniden doğdu. Kilolarını kaybetti, sivilceleri için ilaç kullandı ve harika bir saç kesiminin ardından siyah saçlarını sarıya boyattı. Siyah çerçeveli eski gözlüklerinin yerini lensleri aldı. Na Sun'un değişimi herkesin üzerinde şok etkisi yaratırken, kendisi dahi bu değişime inanmakta zorlanmıştı. Daha okulun ilk gününde değişim etkisi göstermişti ve Na Sun ister istemez bu ilgiden hoşlandı ve kibirlendi. Kendine güveni arttı. Bir zamanlar aklını derslerine yorar ve okulun en yüksek notlarını alırken şimdi aklını sadece popüler olmak için kullanmaya başlayan biri haline geldi. Adeta gözleri kör oldu. Sarı saçları, kusursuz bir hale gelmiş vücudu ve yüzü hep gülen suratı ile bakışları üzerinde toplamaya başlamıştı. Fen bilimlerine olan sevgisi halen su yüzünde olmasına karşın pekte önem verdiği söylenemez artık. Bir zamanlar izlediği belgesellerin yerini moda kanallarına bıraktı. Fazla değişmedi aslında. Halen hayvanları seviyor ve bir dolu tavşanı yurt odasına alabilir ayrıca eski fimleri de seviyor. Bir zamanlar suratına dahi bakmayan futbol takımının oyuncuları Na Sun'a sahip olmak için peşinde koşturan köpeklere döndü. -Ama halen bakire bu konuya önem veriyor. Arada sırada ortaya çıkan Na Sun'un etkisi.-Tabi bu yükselişini göz ardı etmeyen ve onu kıstırmaya çalışan kızlarda oldu. Bir zamanlar hayranlıkla izlediği Yongah'ın çöküşünü izlerken, kendi yükselişine tatminkar bir ifade ile gülümser oldu. Eski Na Sun çok derinlerde kayboldu. Ama halen orada... Şimdi birde üstüne üstlük Ponpon Kızların arasına girdi. Mi Ko'nun yandaşlarından biri haline geldi -Bir zamanlar ondan nefret etmesine karşın-. ##

Dong'ı en iyi tanıyan onun duygularını en iyi bilen kişidir Sun. Babası yüzünden problemli bir çocuktu ve ne zaman başına bir şey gelse soluğu annesinden çok Sun'ın yanında almıştır, aynı şekilde Sun'da öyle. Sun'ı korumayı her zaman çok sevmiştir. Küçükken dünyada sadece annesini ve Sun'ı çok seviyordu. Diğer herkesten nefret ediyordu. Ama annesi bu dünyadan ayrılınca babasının yanında kalmak katlanılmaz hale geldi ki bu acıyı Sun bile geçiremiyordu. Bu yüzden mahalleyi terk etmek zorunda kaldı, sokaklarda kaldı, türlü işlerde çalıştı ama her gece gözlerini kapattığında Sun gelirdi aklına. Onu bir daha göreceğini aklının ucundan beri geçirmezdi ama gördü işte. O zamandan sonra da yeni görüntüdeki Sun'a alışmaya çalıştı, arada Sun'a bakarken eski tomboy Sun'ı görüyordu ama hemen uzaklaştırıyordu. O eski halini de seviyordu Sun'ın, aslında eski halini daha seviyordu. Büyüdükçe Sun'a olan sevgisi belki aşka dönüştü ve onu gördükten sonra da bu daha da körüklendi. Bazı psikolojik hastalıklar vardır annesine aşık olan çocuk gibi. Bunun aşkı da öyleydi, Sun'a aşıktı ama tek aşk yoktu içinde, arkadaşlık, kıskançlık, anne sevgisi. Bütün duygularını Sun'da harcıyordu. Duygu çatışması içine giriyor Sun'ı görünce. Kısacası Sun'a aşık ama diğer duygularda onu geçebiliyor.