i'm hopeless

tarafından **Lee Ae Cha** C.tesi Kas. 24, 2012 1:41 am

Lee Min Heon & Kim Tae Jang & Shin Dong Hyun

''Geç kalmamaya özen göstermelisin, bu iş için ne kadar zorluklar atlattım biliyor musun?''

''Gerçekten güzel şarkı seçmişsin. Nereleri söyleyeceğini biliyorsun değil mi? Bildiğini umut ediyorum. Zaman kaybetmeden başlamalıyız. Önce ben başlıyorum'

You got a girl
That doesn't look a thing like me
The girl, your mother always said it would be
So, you could say that, you could say that
I'm hopeless

tarafından **Kim Tae Jang** C.tesi Kas. 24, 2012 2:42 am

Okula geleli bir hafta olmamıştı. Yeni bir hayata başlamıştı. Artık herşey onun istediği gibi olacaktı. Ne menejeri nede babası yaptıklarına karışabilecekti. Ortama uymakta fazla zorluk çektiğini zannetmiyordu. Şimdiden bir kaç arkadaş edinebilmişti. Beraber takılıp derslere giriyorlardı. Bir kaç gün önce kafede otururken yanına çok güzel bir kız yaklaştı. Aralarında kısa bir sohbet olduktan sonra kızın okulun koro başkanı olduğunu ve onunla düet yapmak isteğini öğrendi. Buna elbette ki hayır diyemezdi. Birkaç gün sonra müzik odasında düet yapmak için buluşma sözü verdiler. Gitmeden önce kıza numarasını verip vermemek arasında kaldı. Daha sonra bir şey olmayacağını düşünüp kıza numarasını verdi.
Sabah erken kalkmayı planlamıştı ki hiç bir şey istediği gibi gitmemişti. Neredeyse öğle omuştu. Hemen yüzünü yıkayıp dişlerini fırçaladı. Kahvaltısını okulda etmeye karar verip çıktı. Gün geçmek bilmiyordu. Boş dersinden önce spor dersine girecekti. Kendini fazla yormayı planlamıyordu ama arkadaşlarının ısrarı üzerine maça katıldı. Maç bittiğinde o kadar yorgundu ki bahçede bir bankta uyuya kalmıştı.
Çok geçmemişti arkadaşı yanına gelip ona uyanmasını ve eve gitmesini söylemişti. Kolundaki saatine baktı, kahretsinki geç kalmıştı. Saçını karıştırıp hızla müzik odasına gitti.
Odaya girdiğinde kız tam sınıfın ortasındaydı. Elindeki telefonunu hızla cebine koyup yanına yaklaştı. Kıza yakından baktığında gerçekten güzel hatta çok güzel olduğunu düşündü. Acaba sevgilisi var mı diye düşünmeden edemedi. Salakça düşüncelerini kızın kızgın sözleri böldü ''Geç kalmamaya özen göstermelisin, bu iş için ne kadar zorluklar atlattım biliyor musun?'' Neler yaşadığını bilmiyordu elbette ama ona gerçekten kızmış gibi bakıyordu. Kendisinin bir şekilde affettirmeyi kafasında bir kenara yazdı. Elindeki kağıtları ona uzatıp ''Gerçekten güzel şarkı seçmişsin. Nereleri söyleyeceğini biliyorsun değil mi? Bildiğini umut ediyorum. Zaman kaybetmeden başlamalıyız. Önce ben başlıyorum'' Ve büyüleyici sesiyle kendi kısımlarını söylemeye başladı.

You got a girl
That doesn't look a thing like me
The girl, your mother always said it would be
So, you could say that, you could say that
I'm hopeless

Sesi gerçekten büyüleyiciydi. Adeta kanına işlemişti. Fazla beklemeden derin bir nefes alıp kendi kısımlarını söylemeye başladı.

But that ain't the girl
That ain't the girl I want you to be
The girl that keeps up
And I see in my dreams
So, you could say that, you could say that
I love her

Bu şarkıyı gerçekten seviyordu. Neden seçtiğini kendisi de bilmiyordu. Kendi kendine gülümsedi. Sesi istediğinden de iyi çıkmıştı. Sanırım bu yeteneğini annesinden almıştı. Sesi kırılgan gözüken bu bedenin altından çıkan bir volkan gibiydi.

tarafından **Lee Ae Cha** C.tesi Kas. 24, 2012 3:01 am

So I don't care what they say
It's our life life life
We can dance if we want
Make it feel alright
Temperature's rising
I feel the fire
Tonight, it's just me and you

Tell me baby, will you be here when I wake up
Even with no make up
I don't want to fake it

tarafından **Kim Tae Jang** C.tesi Kas. 24, 2012 5:57 am

Kendisinden çıkan sesin bu kadar güçlü olmasının nedeni kesinlikle annesiydi. Küçükken kendini yalnız hissettiğinde annesinin plaklarını tekrar tekrar dinlerdi. O iniş ve çıkışlar resmen aynıydı. Tek fark Tae'nin bu konuda eğitim almamış olmasıydı. Zamanının büyük bir çoğunluğunu işiyle geçirdiği için hiç şan dersi almamıştı. Ve kareoke dışında kimseyle düet yapmadı dese yeridir. Sıra kızla beraber söyleyecekleri kısma gelmişti. Çaktırmadan ona baktı. Son derece pürüzsüz bir teni vardı. İster istemez kendi kendine güldü. Gerçekten salağın tekiydi. Sadece düet yapıyorlardı bunun ilerisinde bir şey olamazdı. Kız ona iyi bir niyetle yaklaşıp düet teklifinde bulunmuştu. O da bunu seve seve kabul etmişti. Bu kızın yanında kendisi gibi olamıyordu. Normalde başka biriyle konuşuyor olsa oldukça rahat olurdu. Ama bu kızla iken kendini çok kasıyordu. Gerçekten sinir bozucu bir durumdu. Kızın ona baktığını fark ettiğinde başını öne eğdi. Aptaldı hemde en önde gideninden. Kıza bakarken yakalanmıştı. Tam bi rezillik. Çok utanmıştı. Hemde çok. Biraz önce olanları unutmak istercesine başını salladı ve şarkının nakarat kısmını söylemeye başladı.

So I don't care what they say
It's our life life life
We can dance if we want
Make it feel alright
Temperature's rising
I feel the fire
Tonight, it's just me and you

Sesleri oldukça uyumlu çıkmıştı. Aslında kendisine sesi konusunda güvenmiyordu. Ama bu konuda yanıldığı anlaması çok uzun sürmedi. Sıra tekrar kıza geldiğinde ister istemez mutlu oldu. Sesi gerçekten büyüleyiciydi. Bu zamana kadar çok şarkıcı tanımıştı ama böylesine genç bir kızın bu kadar iyi şarkı söylemesi gerçekten büyüleyiciydi.

Tell me baby, will you be here when I wake up
Even with no make up
I don't want to fake it

Sıra kendisine gelmişti.

And you don't gotta doubt a second if I miss you
Everytime I'm with you
I feel naked

Kendini biraz son kısımda zorlamıştı. Bir kaç kez öksürdü. Spor dersinden sonra uyuya kalmıştı ve müzik odasına kadar koşarak gelmişti. Sanırım hasta olacaktı.

tarafından **Lee Ae Cha** Ptsi Kas. 26, 2012 4:41 am

Sıra tekrardan çocuğa geldiğinde birkaç kez öksürdü. Aldırmadı. Normal olduğunu düşündü. Sonuçta şarkı söylerken hazırlıksız söylerlerse öksürürlerdi. Ama kendisi her zaman hazırlıklıydı. Soğuk havalarda sürekli boğazını korur ve sıcak şeyler tüketir, boş zamanlarda ses egzersizi yapardı. Bu konuda kendisini şanslı hissediyordu. TaeJang'a son kez baktı. Pek iyi göründüğü söylenemezdi aslında. Bozuntuya verip şarkıyı bölmek istemedi. Sıra ikisine gelmişti. Derin bir nefes aldı.

Hey! I feel naked, I want it, so let me get it, you say you got it, won't you come to getit

İkisinin söylemesi gereken yer bittikten sonra sıra tekrardan TaeJang'daydı. Ama sözlere başlamadan önce biraz durmaları ve arka fonun çalması gerekiyordu.. Bu fırsattan istafade edip derin bir nefes aldı ve kalp atışlarının düzene girmesini bekledi. Tae Jang ise sadece kendi sırasını bekliyordu. Bu bekleyiş uzun sürmemişti. Sıra Tae Jang'a gelmişti. Söyleyebileceğinden amin değildi pek. Hala kısık kısık öksürüklere devam ediyordu.

If I told you girl
Come and run away with me
Now will you throw it all away for me .....

Çocuğun öksürmeleri daha da fazlalaşmasıyla sözlerini kesmesi bir oldu. Bir hışımla elindeki kağıdı yere bıraktı ve müziği durdurdu. Tekrardan aynı hızla çocuğun yanına koştu. Ellerini çocuğun omzuna koydu. Sıcacıktı! Ah gerçekten hasta bir çocuğa şarkı söylettiğine inanamıyordu! Aptal! ''Sen.. İyi misin?'' Bunu demeye cesaret edebilmişti sadece. Kendisini suçlu hissediyordu bir bakıma. Elini çocuğun anlına koydu. Terliydi. Vede sıcak. ''Tanrım! Sen yanıyorsun!''

tarafından **Kim Tae Jang** Ptsi Kas. 26, 2012 5:10 am

Evet, aslında kendini iyi hissetmiyordu. Aslında uyandığından beri üzerinde bir kırgınlık vardı. Ama o bunu önemsememişti. Sadece soğuk aldınlığıdır demişti ama iş düşündüğünden de kötüydü. Spor dersinde hiç bir şey yapmayı planlamıyordu ama arkadaşları o kadar çok ısrar etmişti ki onları kıramamıştı. Geç kaldığı için müzik odasına koşarak gelmişti. Üzerinde hala derste giydiği kıyafetler vardı. Bir an kendinden utandı. Terli olduğu için kötü kokuyor olmalıydı.
Öksürükleri bir türlü kesilmemişti. Kısa ve rahatsız edicilerdi. Şarkının ara fonu girdiğinde boğazını temizlemeye çalıştı. Pek işe yaradığı söylenemezdi. Sıra sonunda ona gelmişti.

If I told you girl
Come and run away with me
Now will you throw it all away for me...

Şarkı sözlerini bitirememişti. Araya bir öksürük nöbeti girmişti. Kendine engel olamıyordu. Ardı ardına gelen öksürükler yüzünden başını bile kaldıramamıştı. Kızın yanına geldiğini anca elini omzuna koyduğunda anlayabilmişti. Yüzüne bakan endişeli gözlerle bakıyordu. ''Sen.. İyi misin?'' Pek öyle olduğu zannetmiyordu. Hala öksürükleri devam ediyordu. Kız elini alnına koydu. "Tanrım! Sen yanıyorsun!" Sanırım gerçektende öyleydi.
Kız o kadar endişeli bakıyordu ki bir an kendini suçlu hissetti. Çekinerekte olsa"Gerçekten sadece bir öksürük önemli bir şey değil" diyebildi. Ama kız hala endişeli gözlerle ona bakıyordu. Kız tekrar yanına gelip "Yanında yedek kıyafetin var mı? Bunları çıkarman gerekiyor" dedi. Evet yanında yedek bir kıyafet vardı. Başıyla onayladı. Üzerini değiştirmesi gerekiyordu. Yanında getirdiği çantasına uzandı. İçinden bir t-shirt çıkardı. Karşısında duran kıza utangaç bir bakış attı. Ve üzerindeki t-shirtünü çıkardı.

tarafından **Shin Dong Hyun** C.tesi Ara. 01, 2012 9:10 am

Dans dersinden çıkmıştı ve sucuk gibi terliydi. Mi Sun denen kızla birlikte çift dansı yapmışlardı, diğer sınıftakiler gibi ve kız fazla iyi dans ediyordu. Sınıfta en iyi dans eden ikinci kişi olmasına rağmen yine de kıza zor yetişiyordu. Babam yanılmış benden mükemmel dans edenler de var, diye düşünüp durmuştu. Eğer dans dersinde olan bu olayı babasına söylese muhtemelen çalışma saatlerini daha da uzatır ve ona daha fazla ders verirdi. Babası bir dansçıydı ve aynı kendisi gibi ünlü bir dansçı oğlu olsun istiyordu. Dong Hyun'da onu kıramıyor ve her dediğini yapıyordu. Ama asıl isteği model ya da oyuncu olmaktı. Duştan çıkıp üzerini değiştirdi. Şuan da yapacak bir planı yoktu. Dersleri bugün nedense erken erken bitmişti ve Dong Hyun'a kalan sevgilisinin çıkışını beklemekti. Beklemek konusunda sıkıntısı olacağını sanmıyordu çünkü bir köşeye geçip uyuklayabilirdi. Dans kıyafetlerini sırt çantasına sokuşturup aynada saçlarını düzeltti. Çantasını sırtlayıp sevgilisinin olmasını tahmin ettiği bölüme doğru ilerledi. Koridorda ilerlerken dudaklarında bu aralar sürekli tekrarladığı bir melodi vardı. Islığı melodiye can veriyor ve usulca ses çıkarıyordu. Gözlerinin önünde ise sevgilisinin şirin halleri. Islığı kesip gülümsedi. Onu gerçekten gülümseten tek nedenlerden en büyüğüydü. Islığına geri döndü. Tam koridoru dönecekti ki bir sınıfın penceresinden sınıfın içinde sevgilisini gördüğünü sandı. Hafif turuncu bir saç görmüştü ve aynı sevgilisi Ae Cha'ın saçlarydı. Islığıyla beraber cama yaklaştı ve yan tarafını görebildiği kız ve üstü çıplak erkeğe baktı. Gözlerini kıstı. Evet. Bu kız Ae Cha'ydı ama yanındaki tanımıyordu ve asıl sorun çocuğun üstsüz olup Ae Cha'ın ona yakın duruşuydu. Kıskanç biri olduğunu sanmazdı ama şuanda içinde patlayan duygu kıskançlığın daniskasıydı. Dudaklarını sinirle ısırdı. Sinirlenmişti. Kapıya yaklaştı ve sertçe açtı. Kaşları çatık, sırtındaki çantası yere düşmüş ve burnundan soluyan bir Dong Hyun vardı karşılarında. Bu hali ona iki dakika öncesine ergenlerin veya kabadayı tarzı insanların davranışı gibi gelirdi ama şimdi davranışlarını umursamayacak kadar kızgın ve kıskançtı. Bu nahoş görüntünün bir açıklaması olmasını umuyordu. Lütfen düzgün ve inandırıcı bir neden söyle Ae Cha. Sana inanmalıyım. Cevap beklercesine şaşkınca ona bakan iki kişiye bakıyordu. Cevap istiyordu ve hakkıydı. Konuşmuyordu, eğer konuşursa odadaki herkesi sözleriyle paramparça edebilirdi ve eğer yanlış anlaşılma varsa da onları kırmayı istemiyordu. Bu patlama anında bile kontrollü davranmaya çalışıyordu.

tarafından **Lee Ae Cha** Paz Ara. 02, 2012 5:29 am

Gerçekten hasta bir çocuğa zorla sarkı soylettiği için kendisini suçlu hissediyordu. Çocuğun atesi vardi ve ıslaktı. Terden sırılsıklam olmuş üstü zorla olsa bile cocuga çıkartmıştı. Aklinda kötü bir niyet oldugu söylenemezdi. Sadece üstüne kuru bir tshirt giydirecekti ve onu evine yollayacaktı, oradan da sevgilisinin yanin gidecekti. Kurdugu bu küçük plan sevgilisinin iceriye girmesiyle yerle bir olmustu. Aslini soylemek gerekirse korkmustu. Sevgilisinin onlara sinirle bakiyordu. Cantasi yerdeydi, kapida ardina kadar acikti. Vede arkasinda yari ciplak bir erkek vardi. Sevgilisine nasil aciklama yapacakti? Hah! Simdi tam anlamiyla şapa oturmustu. Arkasinda yariciplak bir erkek varken sevgilisine nasil aciklama yapacakti ki? Ne kadar dogruyu soylese de sevgilisinin inanacagini sanmiyordu. Guvenini sarsmisti yada hayal kirikligina ugratmisti. Gercekten bunlarin hicbirini istemiyordu. Hemde hic. Son kez endiseli bir bakisla arkadina dondu ve TaeJang'a bakti. Sasirmis bir hali vardi ve de elindeki ustle ciplak bedenini kapatmaya calisiyordu. Kafasini sevgilisine cevirdi. Dong Hyun onlara dogru biraz yaklasmisti. Hemen birkac adim atti sevgilisine dogru. Ne demeliydi? Yada nasil davranmaliydi? Bu konu hakkinda pek fikri yoktu. Korkudan dolayi buz kesmis elini sevglisinin eline goturdu. Sevgilisinin eli gercekten cok sıcaktı. Kafasini yukari kaldirdi ve sevgilisinin gozlerine bakti. Sinirden dönüyordu gozleri. Dong Hyun.... Dong Hyun, gercekten özür dilerim ama açıklayabilirim! Gercekten sandigin gibi degil. Ben sadece.... Ben sadece TaeJang ile birlikte düet yapmak istemistim. Fakat duetimizin ortalarina dogru cok oksurmeye basladi, endiselendim ve atesine baktim. Sıcaktı ve de terlemisti. Hasta birisine zorla sarki söylettiğim icin kendimi suclu hissettim. Atesi vardi ve de cok terliydi. Zatüre olmamasi icin üstüne kuru bir şeyler giymesi konusuna onunla konustum. Sonrasi iste bu... umarim sevgilisi ona inanirdi.

tarafından **Kim Tae Jang** Paz Ara. 02, 2012 6:20 am

İçeri giren kızgın ifadeli genç gerçekten korkmasına neden olmuştu. Hislerine gerçekten güvenirdi. Çünkü hep doğru çıkarlardı. Ve emindi ki bu sefer de doğru çıkacaktı. Gelen kişi kızın yani Ae cha'nın sevgilisi olmalıydı. Gerçekten ortada büyük bir yanlış anlaşılma olacaktı. Hemde öyle böyle değil. Genç kız da korkmuş gibiydi. Olduğu yerde donup kalmıştı. Yüzü bembeyaz olmuştu. Kızgın ifadeyle genç kendilerine biraz daha yaklaştı. Elindeki t-shirtü bilinçsiz bir şekilde çıplak bedenine tuttu. Çocuğa nasıl bir açıklama yapacağını bilmiyordu. Aynı durumda kendisi olsaydı nasıl bir tepki verirdi onu bile bilmiyordu. Tam bir şeyler söyleyecekti ki Ae cha araya girdi. "Dong Hyun.... Dong Hyun, gercekten özür dilerim ama açıklayabilirim! Gercekten sandigin gibi degil. Ben sadece.... Ben sadece TaeJang ile birlikte düet yapmak istemistim. Fakat duetimizin ortalarina dogru cok oksurmeye basladi, endiselendim ve atesine baktim. Sıcaktı ve de terlemisti. Hasta birisine zorla sarki söylettiğim icin kendimi suclu hissettim. Atesi vardi ve de cok terliydi. Zatüre olmamasi icin üstüne kuru bir şeyler giymesi konusuna onunla konustum. Sonrasi iste bu..."
Aecha en iyisini yapmıştı. Bütün olan biteni söylemişti. Lafı uzatmaya gerek yoktu. Bir kaç kez öksürdü. Gerçekten durumu kötüydü. Ama kendisininde bir açıklama yapması gerekiyordu. "Gerçekten sadece düet yapıyorduk. Rahatsızlandım ve Ae cha bana yardımcı olmaya çalıştı." Gencin yüzündeki ifade biraz olsun yumuşamış gibi olmuştu. Daha ne söylebilirlerdi ki . Herşeyi en açık şekilde anlatmışlardı.

tarafından **Shin Dong Hyun** Paz Ara. 09, 2012 6:44 am

Ae Cha'ın üzgün yüzü ve açıklamalarına inanmıştı. O sevgilisine inanırdı her zaman. Gerçekten deliler gibi aşıktı kıza. Bir anlık aklından bir düşünce geçti. Beni aldatsa bile ona aşkıma bir şey olmaz. Evet kızgındı ama gerçekten seviyordu kızı ve ne yaparsa yapsın affederdi onu. Ama şimdi bunu belli etmeyecekti ona. Yüzü yumuşadı sadece. Yanındaki çocukta durumu tasdikleyince gözlerini devirdi. Şuanda rezil durumda hissediyordu kendini. Resmen sevgilisine güvenmemişti. Söylediklerine zaten inanmıştı, ya da inandırmıştı kendini. İçinde kıskançlık hala büyüyordu ama belli etmeyecekti. Soğuk ve kararlı bir adam gibi davranacaktı. Modern bir adam. Ellerini saçlarından geçirdi ve yerdeki çantasına uzandı. "Yanlış anladığım için özür dilerim. Ama ismini bilmediğim sen.. çantasını tek koluna takmıştı ve işaret parmağıyla kızıl saçlı çocuğu işaret etti. "Burada üzerini değiştirmek yerine giyinme odasında bunu halledebilirdin. Tanımadığın bir kızın yanında bu kadar kolay soyunman senin hakkında olumsuz düşünmeme sebep oluyor." dedi. Sesi soğuk ama tehditkar değildi. Sadece soğuktu. Eminim bu soğuk sözlerimle üşürsün kızıl kafa. Hala kıskançlığın kıskacında olduğu için ağzına geleni söylebilirdi. Arkasını döndü ve kapıya doğru bir adım atmadan önce "Ae Cha peşimden geleceksen gel, yoksa ben tek başıma eve gidiyorum." dedi, kıza inanmıştı ama biraz çektirmek istiyordu. Hala hatırındaydı, Ae Cha, Dong Hyun'ın normal kız olan bir arkadaşına yakın davrandığı için bir hafta onunla konuşmamıştı ve şimdi bunun birazcık intikamını alacaktı Dong Hyun.

tarafından **Lee Ae Cha** Paz Ara. 16, 2012 3:37 am

Sevgilisinin sozleri tenine adeta bir igne gibi saplaniyordu. Boyle davranmasni gercekten anlamiyordu. İgleneyici sozleri, soguk davranislari... Adeta farkli birisi gibiydi. Yada maço? Emin olamiyordu. Emin oldugu tek sey eski Dong Hyun gitti yerine farkli bir Dong Hyun gelmisti. Anlayamiyordu. Sen her kimsen Dong Hyun'un icinden cik! diye haykirma istiyordu. Hem dogruyu demisti ve de inandirmisti. Neden hala boyle davraniyordu? Hayir sorun neydi? Amaci cez vermekse, bunu basariyordu. Yalanci bir sekilde gulumsedi. Arkasina dondu ve cantasina dogru ilerledi. Cikardigi kagidi ve cdyi cantasina tikti. Son kez Taejang'a döndü. Gulumsemesi yuzune iyice yerlesmisti. Zaafi azmak uzereydi. Sen onu takma. Her sey icin ozur dilrim. Kendine iyi bak TaeJang. Onun onunde kisa bir sureligine egildi. Ona karsi kendisini cok suclu hissediyordu. Ona kac kere ozur dilese azdı. Cocugun basina ne geldiyse hep kendisi sebap olmustu. Ne derse az kalirdi. En kisa zamanda ekrardan ozur dilemelydi. Vucudunu sevglisine dogru cevirdi. Kendisine tip tip bakiyordu. Yuzundeki gulumseme agildi. Ama gulumsemek icin kendisini zor tutuyordu. Cantasini sirtina takti ve sevgilisinin yanina ilerledi. Sevgilisinin yanagina kucuk bir opucuk kondurdu ve elini tuttu. Her ne kadar davranislari kendisini ignelese de, kendisi eskisi gibi davranirsa belkide sevgilisi eski haline donerdi. Su anda istedigi tek sey buydu.

RP SON.

i'm hopeless

i'm hopeless

Geri: i'm hopeless

Geri: i'm hopeless

Geri: i'm hopeless

Geri: i'm hopeless

Geri: i'm hopeless

Geri: i'm hopeless

Geri: i'm hopeless

Geri: i'm hopeless

Geri: i'm hopeless

Geri: i'm hopeless