JungHeeDong

Küçüklüğünden beri sokak çocuğu gibi yetişmiştir. Lanet bi baba ve hastalıklı bir anne. Tek dayanağı ölüm döşeğinde ki annesi ve her şeyini paylaştığını Na Sun. Ama annesi ölüp onu bu dünyada yalnız bırakınca babasının üzerindeki baskıları da arttı ve o da dayanamadı kaçtı, mahalleyi terk etti. Hee Dong böyle yıllarca sokaklarda kaldı ve türlü türlü işler yaptı. Orta okul terk. Böyle Na Sun haricindeki herkese karşı sert ve serseri. Ama Na Sun'a uslu bir çocuk. Şapkakolik denebilir. Bütün paralarını şapkalara yatırır ama artık Sun ile aynı eve çıktıkları için paralarını daha düzenli harcamaya çalışır. Onu her yerde görebilirsiniz çünkü her işi yapar. Komik değildir, kafası derslere çalışmaz. Kavga etmeyi ve rap yapmayı sever. Dünyadaki bütün insanlardan nefret eder, bir tek Na Sun'ı sever. Çok küfür eder. Yemek yemeyi sever. Canı isterse önüne gelenden para aşırır. Eğer sahneye çıkacaksa en önde olmalıdır. Göz önünde olmak hoşuna gider. Bir gün zengin olacağı günün hayalini kurar. Şapkalarla alakalı bir dükkan açmak ister. Boş zamanlarını televizyon izleyerek ve uyuyarak geçirir. Okumaktan ve yazmaktan nefret eder. Koca-kaslı vücudunu sadece sokak dansında iyi hareket ettirebilir. Planlı şeyleri sevmez, anı yaşamaya bakar. Ne zaman mutlu bir aile görse onları hafif gülümseyerek izler.

Dong'ı çocukluğundan beri tanıyor. Hatta onunla büyüdüğü söylenebilir kısmen. Ailesinden bile yakın hissettiği tek kişidir. Bir zamanlar erkeksi, şişman, gözlüklü ve sivilceli Na Sun'a da tanık olmuştur ancak onu diğer insanlar gibi yargılamamıştır. Bu yüzden garip bir şekilde Dong'a karşı bağlılığı vardır. Hayatının merkezinin Dong olduğunu düşünüyor. Ama Dong -kendi tabirinde- onu terk ettiğinde hayatlar bağı kopmuş gibi hissetmiştir. Çocuk yaşına rağmen uzun süre acı çekmiştir. Dong yanında olmadığında etrafında ki insanların yargılamaları ve aşağılamaları kendisine daha ağır gelmeye başlamıştır. Depresif ve mazoşişt bir kız haline gelmiştir. Ama kendini değiştirdiğinde ki bu hem karakter hem fiziksel açıdan Dong'ı zihninin gerilerine atmayı başarmıştı ama bir anda ansızın karşılaşması herşeyin yeniden başlamasını sağlamıştır. Her ne kadar değişimi ile insanlar ona hayranlık dahi duymaya başlamasına karşın duygusal açıdan hep bir çöküntü içindeydi ama Dong ile yeniden karşılaşması o boşluğu doldurmuştur. Dong ile ilişkilerine anlam yüklemek, ad koymak oldukça zordur. Hem çok yakın dostlara, hem kavga etmeden durmayan sıradan insanlara, hemde aşktan sözleri görmeyen sevgililere benzedikleri söylenebilir. Ama hangisi tam, hangisi yarım bilinmez. Hep bir değişim içindedir. Ancak birbirlerinden kopamazlar. Ruhları bağlanmış gibidir. Nasun onu çoğunlukla arkadaş olarak nitelendirmesine karşın kendisi de ilişkilerinin anlamını bilmemektedir. Ancak Dong'a sahip olabilecek tek kişinin de kendisi olacağını dile getirir. Her yönden. Arkadaşlık, aşk, düşmanlık tüm bu ilişkiler ya kendisiyle ya da hiç kimseyle olur. Dong'a karşı zaafı vardır ve yanında adeta bir kedi yavrusuna döner. Onu diğer kızlardan aşırı derecede kıskanır ve hatta o kızların saçlarını başlarını yolabilir. Öldürebilir. (!) Sadece Dong'ın yanında kendisi gibidir. Diğer zamanlar boşluğa düşmüş gibi hisseder bu yüzden Dong'ı yanından ayırmak istemez. Her zaman yanında olmasını ister.

Birbirlerine benzedikleri söylenemez aslında. Jieun enteklektüel bir sosyal ortamda yetiştirilmiş, rahat bir kız ve hayatında hiç zorulukla karşılaşmamış. Parası, ailesi, arkadaşları, sevgilileri her zaman olmuş. Ama gene de -zengin sayılabilecek olmasına karşın- şarkı söyleyebileceği ortamlarda canlı müzik yaparak, alkolden nefret etmesine karşın barmenlik yaparak çalışmıştır. Tabi diğer taraftan gerçekten farklı bir kız. Siyah-beyaz eski filmler izlemekten hoşlanır, film ve plak koleksiyonu vardır, jazz, blues, oldies dinler söyler, yeraltı edebiyatıdan seçmeler okur, motosiklet kullanır, mentollü sigara içer, fotoğraf çeker, resim çizer vs. vs. Hayatı dolu dolu yaşama taraftarı yani. Dong ile Fiesta Disco'da tanıştı ve aynı gü birlikte düet yaptılar. Aslında Dong gibi insanlara karşı yakınlık durmaz hatta onlardan özellikle uzak durmaya çalışır ancak bir kere Dong'tan etkilenmiştir. Bu etkilenme öyle duygusal anlamda değildir aslında. Sadece onun hayat bakışını öğrenmek, onunla arkadaşlık kurmak ve farklı bir hayatı görmek istemiştir. Görüyordur da. Dong ile ister istemez hızla arkadaş oldukları söylenebilir. Arada sırada gene birlikte takılıyorlar. Jieun onu takıldığı mekanlara, sergilere ve atolyesine falan götürür. Şarkı söylerler. Aynı şekilde Dong'ta kendi hayat tarzını yansıtan mekanlara Jieun'ı götürecektir. İlginç ve uzun süreli bir arkadaşlıkları olacaktır.