IMAGINE
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

#12 have to let mum

Aşağa gitmek

#12 have to let mum Empty #12 have to let mum

Mesaj tarafından Lee Ae Cha Ptsi Ocak 14, 2013 5:29 am

Lee Ae Cha (one shot)

Odasına girdi ve kapıyı arkasından sessizce kapattı. Oda arkadaşının olmaması işine gelmişti bir bakıma. Etrafa baktı ve yatağına doğru ilerledi. Düzgünce toplanmış yatağına oturdu ve ayaklarını beline doğru çekerek bağdaş kurdu. Gözü telefona ilişti. O kadar dikkatli bakıyordu ki telefonuna, kısa süre içinde dalıp gitmişti düşüncelerine...

Kafası çok karışıktı geçen Pazar gününden beri. Dong Hyun'un dediği o sözler aklında yankılanmaya başladı. "Bence abinden bu kadar korkmamalısın. İstersen önümüzdeki haftasonu ailenin evine gidip onlarla tanışma yemeği yiyebiliriz. İstediğin zaman da bizimkilere gideriz, bizimkilerle tanışırsın. Hoş onlar seni tanıyor da resmi olarak tanışmadınız." Haklı sayılıyordu. Abisini gözünde çok büyütmemeliydi. Annesi zaten kızmazdı büyük ihtimalle. Ama en büyük sorunu babasıydı. Babası kabul etmezse, ne annesi kabul ederdi neden abisi. Bu yüzden korkusunu pek yenemiyordu açıkçası. Hep kötü ihtimalleri düşünür oldu. Pazar gününden bu yana üç gün geçmişti bile ama hala kötümser düşünüyordu. Ya babası kabul etmezse yemeği, Dong Hyun'a ne derdi? Hah, eğer babam yemeği kabul etmezse bunu Dong'a nasıl açıklarım? Rezilliği düşünsene. Ne kadar geri kafalı bir babamın olduğu ortaya kabak gibi çıkacaktı. Bunun dışında nasıl izah ederim ki ben Dong'a. Üzgünüm Dong, babam kabul etmedi.. Hah! Rezilliğe bak sen ya! Neden bu kadar beni sıkıyorlar anlamıyorum. Kızsam ne olmuş ki? Sevgilim olsa kızarlar, sevgilim olmasa evde kalırım diye başımın etini yerler. Anlamıyorum ki ben bunları. Neden benim ailemde, Dog'un ailesi gibi düzgün bir şekilde kabul etmez ki? Düzgün etmese de olur aslında. Kabul etsinler de, nasıl etseler umurumda değil. Yeter ki abi korkusu olmadan ilişkimi sürdüreyim. Tanrım, sana yalvarıyorum. Umarım ailem kabul eder. Kabul ederlerse, sana her gece dua edeceğime söz veriyorum Kendi kendine konuşmak ona göre değildi pek. Nasıl bir psikoloji içinde olduğunu bilmiyordu. Resmen bir kafes içinde sıkıştırılmış kalmıştı. Tek isteği bu yemeğin sorunsuzca hallolmasıydı.

Telefonun titremesiyle sarsıldı. O kadar dalmıştı ki, kendi kendisine konuştuğunun farkında bile değildi. Telefona uzandı ve ekranına baktı. Annesi arıyordu. Geçen gece annesine bu saatlerde araması için mesaj atmıştı. Önemli bir konu konuşmak istediğini söylemişti. Konuşacağı şey bu yemek meselesiydi. İlk önce annesinden izin almak en mantıklı şeydi. Eğer annesi tama derse, belkide babası izin verirdi. 'Aç' tuşuna bastı ve telefonu kulağına götürdü. Konuşmak için ağzını açmıştı ki, annesi konuşmaya başladı. Ae Cha! Bir şeyin mi var kızım? Hasta mı oldun? İyi misin şimdi? Ae Cha! Ah anne... Öyle bir şey değil. Hasta değilim, yada bir şeyim yok. Sadece bir şey söylemeliyim
- Sana da merhaba anne, hasta değilim, sadece seninle bir şey konuşmak istiyorum
- Ah be kızım! Sana bir şey oldu diye geceden beri içim içimi yiyordu. Ne konuşacaksın? Umarım dediğin kadar önemlidir
- Endişelenmene gerek yok, ben gayet iyiyim ve sağlığım yerinde. Şey.. Ben cumartesi akşamı bir arkadaşımla yemek yemeğe gelebilir miyim? Utana sıkıla söylüyordu her şeyi. Ayağıya kalktı ve odanın içinde dolaşmaya başladı. Umarım konuşması bitmeden odaya kimse gelmezdi.
- Tabi kızım gelin, kiminle peki? Kimin nesidir? Neyin fesidir? Anası babası ne iş yapar? Nerede otururlar? Dersleri nasıl? Çok yakın bir arkadaşın mı?
Her anne gibi gene arka arkaya saçma sorular soruyordu annesi. Nasıl açıklayacağını bilmiyordu. Sevgilim ile geleceğim diyemezdi. Ne demeliydi ki? Bin düşünüp bir söylemesi gerekiyordu. Yoksa her şey mahvolurdu.
- Hani ben sana bahsetmiştim ya anne. Ama sen beni pek dinlememiştin. Eeeee... Adı Dong Hyun, Shin Dong Hyun. Biz..... Biz yaklaşık okul başladığından beri çıkıyoruz.... Ve.. şey... Ben sizi onunla, daha doğrusu onu sizinle tanıştırmak istiyorum. Mezuniyetimize az kaldı. Ve biz Live Entertainment'te trainee olarak seçildik. Aynı üniversiteye gitmesek bile aynı şirkette olacağız. Ve sanırım tanıştırma vakti geldi diye düşünüyorum. Umarım yanlış düşünmemişimdir. Saçma sapan şeyle söylediğinin, laf salatasının yaptığının farkındaydı. Ama bunu dolaylı yoldan anlatmak daha kolaydı onun için. Bir sürü cümle kurmuştu. Demek istediği tek şey Uzun süreden beri çıktığım Shin Dong Hyun'u sizinle tanıştırmak için cumartesi akşamı eve gelmek istiyoruz buydu. Uzun süre sessizlik olmuştu. Hah! Kesinlikle annesi olumsuz cevap verecekti. Şimdiden hazırlanmalıydı. Peki Dong'a nasıl açıklardı ki? Ahh, rezil rüsva olmuştu şimdiden.
- Sorulcak soru mu bu Ae Cha! Tabikide gelebilirsiniz. Güzel kızımın sevgilisiyle tanışmayı çok isterim! Ama babanla bir konuşayım ben. Biraz bekle tamam mı? Salona gidip geliyorum hemen

Yanlış duymamıştı değil mi? Annesi ''güzel kızımın sevgilisi'' mi demişti? Havale falan geçirmiyordu değil mi? Elini anlına götürdü ve ateşi olup olmadığına baktı. Ateşi yoktu. Gayet iyiydi. Ya annesine bir şey mi olmuştu? Kafasına saksı falan mı düşmüştü? Ama sesi gayet normal geliyordu. Beklediğinin tersi olması onu gayet mutlu etmişti. Annesi izin vermişti. Şimdi sıra babasındaydı. Çok geçmeden annesinin seslerini duydu. - Baban biraz kem küm etti ama tamam dedi. Cumartesi akşam sekizde. Tamam mı? Geç kalırsan eve ikinizi de almam Kısa bir süreliğine gülüştüler. Annesi hep o küçükken onu böyle tehdit ederdi. Sokakta arkadaşlarıyla oynarken ''geç gelirsen seni asla eve almam'' derdi, bunu ardından da korkar ve ağlardı Ae Cha. O günleri çok seviyordu. Annesi ne kadar böyle dese de onu eve alırdı. Ama ne zaman böyle tehdit etse ağlamaya başlardı küçükken. Ama şimdi ağlamayacak kadar büyümüş olduğuna seviniyordu. Yoksa şuracıkta ağlardı. - Anne! Sen bir harikasın! Seni çok seviyorum! Gelirken en sevdiğin çiçekleri almayı unutmayacağım. Şimdi ben kapatıyorum tamam mı? Kendine iyi bak, Dong Hyun'a haber vereceğim kaynanan seni seviyormuş diye. Hahaha. Seni seviyorum, görüşürüz anne ''Kaynanan seni seviyormuş Dong'' Bu cümle içinin bir hoş olmasına yeterdi artardı bile. Annesi ve babası izin vermişti. Abisinden 2-0 önde sayılırdı. Cumartesi akşamına tam üç gün vardı daha. Ama heyecandan o üç günü nasıl geçireceğini bilmiyordu. Büyük ihtimalle akşamları karnı ağrır, yemek yiyemezdi. Her şeye razıydı. Sadece şu yemek güzel geçsin, başka bir şey istemiyordu.

Telefonunu masanın üzerine koydu ve gardolabına doğru yöneldi. Hazırlanıp sevgilisine süpriz yapacaktı. Yanına ise bir kaç kıyafet alacaktı. Belkide akşam orada kalır, çift süpriz yapmış olurdu. Hafta içleri genelde sevgilisinin evine gitmezdi ve orada kalmazdı. Daha çok hafta sonları kalırdı. Bu onun için bir ilk olacağa benziyordu. Hem alışırdı en azından. Evlenincede, birlikte kalmayacaklar mıydı? Her gün, her hafta, her ay hatta her yıl. En azından onunla kalmaya, onu sabahları erken kaldırmaya alışırdı. Belkide onun yanında kalırsa, sevgilisini daha erken kaldırır ve okula geç kalmasını önlerdi bir kaç günlüğüne olsa bile. Gülümsedi. Dolabından çıkardığı kıyafetlerini çantasına tıkıştırdı. Gerekli olan bir kaç ders kitabını ve eşyasını alarak kapının yanına koydu. Giymek için çıkardığı dar paça pantolonunu ve kısa kollu t-shirtünü yatağın üstüne koydu ve giyinmeye başladı. İlk baharın gelmesi çok iyiydi. Soğuğu pek sevmiyordu aslına bakılırsa. Kısa kollu giyinmeyi tercih ediyordu daha çok vede şort. Bu yüzden severdi ilk baharı. Vede doğum günü nisanda olduğu içinde seviyordu ilk baharı.
Lee Ae Cha
Lee Ae Cha
III. Sınıf | Koro Başkanı
III. Sınıf | Koro Başkanı

Mesaj Sayısı : 214
Yaş : 30
Lakap : sexyangel

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz