Maybe...
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Maybe...
Maybe...
HAMJIEUN & HyeongKangDae
HAMJIEUN & HyeongKangDae
Kulüb salonun kapısının aralık kapısını ayağı ile açtı ve elinde ki karton kutuyla beraber içeriye süzülürken bir kez daha ayağı ile kapıyı kapattı. Kulübün geniş salonunda kimse yoktu. Zaten bu ilk hafta içerisinde kimsenin olmasını da beklemiyordu. Tabi kollarını hemen sıvayan parti komitesinin maskeli balosu öğrencilerin zaten azıcık olan o küçücük akıllarını da kaybetmesini sağlamışlardı. Herkes ya kostüm odasını talan ediyordu ya da Seul'un merkezine inip kostümcüleri yağmalıyorlardı. Şuan için partiye gidip gitmemek konusunda karar vermemişti. Muhtemelen gitmeyecekti zaten. Ya burada kulübün ayarlamalarını yapar ve kısa sürede bir toplantı gerçekleştirir ya da sadece gramafona eski plaklardan birini takıp dinlerdi. Baloda klasik müzik çalacağını duymuştu ama bundan pekte emin olamıyordu. Ya da evine giderdi ve film izlerdi. Fiesta'ya da gidebilirdi ama son günlerde bar olayı fazlasıyla içini sıkmaya başlamıştı. Hem okul hem ailesi derken çalışmak için o kadar çaba sarf ettiği bar artık kendisine o kadar önemli gelmiyordu. Belki Dong'a giderdi ama Na Sun ile araları halen limoniyken görüşmelerinin pek uygun olduğunu sanmıyordu. Zaten Na Sun tarafından baleye sürükleneceğini düşünüyordu. Geniş salonda emin adımlar ile ilerledi ve kutuyu sehpanın yanında bırakırken, vücudunu koltuğa bıraktı. Düz kahverengi saçlarını parmakları ile geriye doğru savuşturdu ve kısa hırkasının cebine sıkıştırdığı sigara paketini çıkardı. Her zaman ki mentollü sigalarından birini dudaklarının arasına aldı ve sigarasıyla beraber çıkardığı küçük antika çakmak ile yaktı. Sigara içtiğini gören bir üye olsa muhtemelen yargılanacaktı çünkü üyelere izin vermiyordu. Tüm sigaraları sömkürüp, izmaritleri geride bıraktıkları için. Doğruldu ve eğilerek yerde ki kutuyu kendisine doğru çekti ve içini karıştırmaya başladı. Eski fotoğrafların dolu olduğu birkaç küçük ahşap kutu, Music Centre'dan aldığı yeni plaklar, yeraltı edebiyatından seçmeler...
Ham Ji Eun- III. Sınıf | Fotoğrafçılık Kulübü B.
- Mesaj Sayısı : 29
Lakap : Jieun.
Geri: Maybe...
Bu okulda sevdiği tek yer, fotoğrafçılık kulübünün toplandığı ve üyelerin ''karanlık oda'' olarak adlandırdığı oda olduğunu rahatlıkla söyleyebilirdi. Burada çoğunlukla siyah-beyaz renklerin ve karanlığın hakim olması, çekilen resimlerin eski usullerle basılıp iplere asılması, onlarla ilgilenip düzenlemek gibi küçük çaplı etkinlikler onun ilgisini çekmede on üzerinden dokuz puan alırdı rahatlıkla. Bu odayı canı gibi sevse de, aslında bunu kendisine pek itiraf edemiyordu bir bakıma. Burada karanlık ve fotoğraflarla içli dışlı olmak, iplere asılmış fotoğrafların görüntüsünün gelmesi için beklenen küçük zaman dilimi, ve asılmış olan fotoğrafların kokusu gibi minik ama fark edilmeyip gözden kaçan şeyleri seviyordu aslında. Bu yüzden bu oda için on üzerinden dokuz puan veriyordu. Bir puan kırmasının sebebi ise, bu oda da sigara içilmesinin yasak olduğuydu. Bu kadar güzel şeyin içinde zevkine vararak sigara içememek sinirini bozuyordu biraz. Başkanları Ji Eun sayesinde bu güzellikten mahrum kaldığı için onun başına dertler açabilirdi belkide. Kız ne kadar güzel olsa da -ilgisini çekecek kadar olmasa da- diğer kızlar gibi fakat Gwishin hariç, sinirlerini hoplatmakta birebirdi.
Eski fotoğraf makinesini güzelce temizleyip rafa yerine koydu ve, ipe astığı, görüntüsünün belli olması için beklediği beş fotoğrafın görüntüsünün geldiğini görünce onları mandalarından nazikçe ve titizce çıkarıp masanın üzerine sıraladı. Resimler üzerinde parmak izi bırakmamaya çalışıyordu görüntünün bozulmaması için, bu yüzden de çok titizce davranıyordu. Masanın ortasında, siyah deri ile kaplı fotoğraf albümünün kapağını araladı. Bu beş fotoğrafı koyacak boş yer aradı. Albümün sonlarına doğru boş yer buldu ve özenle resimleri buraya yerleştirdi ve albümün kapağını kapattı. Biraz eskimiş ve kapağın üzerinde birkaç silik işaretlerin olduğu albümden başkanın yada üyelerin haberi yoktu. Albüm sadece kendisine aitti ve en sevdiği çalışmalarını burada topluyordu. Mezuniyete kadar burada saklamayı planlıyordu. Yurt odasında saklamak yerine burada saklamayı yeğlerdi çünkü oda arkadaşına pek güvenmiyordu. Vede karanlık odada gününün çoğunu bu albümle geçiriyordu açıkçası. Artık burası kendi mekanı gibi bir yer halini almıştı. Üyeler tarafından çok tercih edilmemesi işine geliyordu. Siyah deriyle kaplı albümü rafların arasına, yerine kaldırdıktan sonra sessizce kapıya yöneldi ve omuz hizasından kafasını çevirerek arkasına baktı. Odayı derli toplu bırakmış olması onun için iyi sayılırdı. Kapıyı sessizce açtı ve salona baktı. Masada oturan ve kutu kurcalayan birisini gördü. Dikkatini çeken şey ise sigara içmesiydi. Cebindeki telefonunu çıkardı ve bu görüntünün resmini çekip Gwishin'e gönderdi. Resmi incelerken orada olanın başkan Ji Eun olduğunu fark etti. Gwishin, belki bir umut ISEEYOU'da paylaşırdı ve başkandan intikam alırdı belkide. Ellerini göğüs hizasında bağladı ve masaya doğru yürümeye başladı. Cık, cık, cık. Bayan Ham Ji Eun. Sigara içilmesini kendisi yasakladığı halde, sigara içen ve kendi kuralına uymayan başkan. Merak ediyordum, üyeleri enayi yerine koyarken, nasıl olur da üyeler sana hala güvenir ve seni başkan seçerler aklım almıyor doğrusu. Cümlesi bittiğinde kızın arkasına geçmiş ve ellerini kızın omzuna koymuş bir şekildeydi. Kafasını kızın kulağına yaklaştırdı. Bu durumu üyeler bilse nasıl hayal kırıklığına uğrayacaklar bir düşünsene Ji Eun. Yazık (!)
Eski fotoğraf makinesini güzelce temizleyip rafa yerine koydu ve, ipe astığı, görüntüsünün belli olması için beklediği beş fotoğrafın görüntüsünün geldiğini görünce onları mandalarından nazikçe ve titizce çıkarıp masanın üzerine sıraladı. Resimler üzerinde parmak izi bırakmamaya çalışıyordu görüntünün bozulmaması için, bu yüzden de çok titizce davranıyordu. Masanın ortasında, siyah deri ile kaplı fotoğraf albümünün kapağını araladı. Bu beş fotoğrafı koyacak boş yer aradı. Albümün sonlarına doğru boş yer buldu ve özenle resimleri buraya yerleştirdi ve albümün kapağını kapattı. Biraz eskimiş ve kapağın üzerinde birkaç silik işaretlerin olduğu albümden başkanın yada üyelerin haberi yoktu. Albüm sadece kendisine aitti ve en sevdiği çalışmalarını burada topluyordu. Mezuniyete kadar burada saklamayı planlıyordu. Yurt odasında saklamak yerine burada saklamayı yeğlerdi çünkü oda arkadaşına pek güvenmiyordu. Vede karanlık odada gününün çoğunu bu albümle geçiriyordu açıkçası. Artık burası kendi mekanı gibi bir yer halini almıştı. Üyeler tarafından çok tercih edilmemesi işine geliyordu. Siyah deriyle kaplı albümü rafların arasına, yerine kaldırdıktan sonra sessizce kapıya yöneldi ve omuz hizasından kafasını çevirerek arkasına baktı. Odayı derli toplu bırakmış olması onun için iyi sayılırdı. Kapıyı sessizce açtı ve salona baktı. Masada oturan ve kutu kurcalayan birisini gördü. Dikkatini çeken şey ise sigara içmesiydi. Cebindeki telefonunu çıkardı ve bu görüntünün resmini çekip Gwishin'e gönderdi. Resmi incelerken orada olanın başkan Ji Eun olduğunu fark etti. Gwishin, belki bir umut ISEEYOU'da paylaşırdı ve başkandan intikam alırdı belkide. Ellerini göğüs hizasında bağladı ve masaya doğru yürümeye başladı. Cık, cık, cık. Bayan Ham Ji Eun. Sigara içilmesini kendisi yasakladığı halde, sigara içen ve kendi kuralına uymayan başkan. Merak ediyordum, üyeleri enayi yerine koyarken, nasıl olur da üyeler sana hala güvenir ve seni başkan seçerler aklım almıyor doğrusu. Cümlesi bittiğinde kızın arkasına geçmiş ve ellerini kızın omzuna koymuş bir şekildeydi. Kafasını kızın kulağına yaklaştırdı. Bu durumu üyeler bilse nasıl hayal kırıklığına uğrayacaklar bir düşünsene Ji Eun. Yazık (!)
Hyeong Kang Dae- III. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 88
Lakap : badboy
Geri: Maybe...
Gözlerini devirdi. Okulda hiç hoşlanmadığı erkekler listesinde birinci sırayı dolduran Kan Dae'den başkası değildi konuşan. Kulübe kabul edilmemiş olmasını çok isterdi açıkcası ama yeteneği de hak getiriyordu. Fotoğraf çekimleri mükemmeldi ama bir diğer kötü yanı ise çekmiş olduğu pek fotoğraf yoktu ya da kendisine saklayan, yeteneğine (!) fazla aşık ve sergilemekten kaçınan biriydi. Kang Dae'nin omzularında ki ellerini geriye itti ve ayağa kalkarken sigarasını parmaklarının arasına aldı. "Sigara içmeyi yasaklamadım. Teknik açıdan arkanızda bir dolu izmarit bıraktığınızdan ve muhtemelen salonu havalandırmadığınızdan dolayı sigara içmenizi kulüpte istemiyorum. Bunu anlamakta zor olan ne Dae? İçeceksen geride bıraktığın pisliğini de toparla." Yeniden sigarasını dudaklarının arasına aldı ve kulübün salonun tavan kadar uzanan pencelerinden bir bölümü açtı. Aslında bahçeye çıkıp bir süre oturabilirdi ve güneşin keyfini çıkarabilirdi. Hem yanında bir dolu okumak için sabısızlandığı kitap vardı. Omzunu pencerenin kenarına dayadı. Kang Dae gibi tipleri hayatı boyuna hiç sevmemişti. Gereksiz tipler olduklarını düşünürledi. Ve korkak. Siyahlar içinde ürkünç ve korkusuz görünmek için çaba sarf edenlerden biriydi. Evet arada olmadık yerde ortaya çıkması kendisinin bile onu ürkünç bulmasına neden oluyordu. Sigarasından son birkaç nefes daha çekip odanın diğer tarafında ki metal çöp kutusuna doğru ilerledi. "Bak Dae. Öğretiyorum. Sigara içtin ve bitti mi? O halde o izmariti alıyorsun ve bu çöp kutusuna atıyorsun. Sehpada ya da her hangi bir yerde pisliği bırakmıyorsun." İşaret parmağı ile pencereyi işaret etti. "Ayrıca havanlandıracaksın. Eğer bunları yapabilirim, becerebilirim diyorsan bir dolu sigara iç..."
Ham Ji Eun- III. Sınıf | Fotoğrafçılık Kulübü B.
- Mesaj Sayısı : 29
Lakap : Jieun.
Geri: Maybe...
Ji Eun, kendisini sinir etmekte, cutelik yapan kızları geride bırakarak listede birinci sıraya yerleşmesi (!) çok uzun sürmemişti. Sahi ya, Ji Eun uzun süredir bu listede birinciydi ama neyse. Pencereye doğru ilerleyen kızı izledi sessizce. Yaptığı hareketler kısaca ''s*çtığım şeyi sıvıyorum'' şeklinde geliyordu. Bariz ortadaydı zaten. Ona kimsenin, özellikle Ji Eun gibi birisinin temizliği öğretmesine gerek yoktu. Belkide bu salon ve karanlık odada en çok vakit geçiren birisiydi Ji Eun'a kıyasla. Başkan olup kendisini bir şey sanan tiplerdendi Ji Eun'da ve bu insanları sevmemesi gayet normaldi ki böyle kişileri birçok kişi sevmezdi. Tartışılacak tarafı şuydu ki, Ji Eun'u sevenler de vardı çoğunlukla. Aklı almazdı nefret edilmesi gereken kişilerin sevilmesi. Sevilenlerin çoğunun sevme amacına bakılırsa, ya kulüp üyeleriydi yada ondan yararlanıp onu kullanmak isteyenlerdi. Hem zaten ona neydi ki onun sevenleri yada nefret edenleri. Sandalyeye oturdu ve bacak bacak üzerine atıp geriye yaslandı. Ortalığın çok aydınlık olması pek canını sıkmıyordu açıkçası ama gözleri için aynısı söylenmeyebilirdi. Uzun süre karanlık odada vakit geçirdiği için göz bebeklerinin aydınlığa alışması biraz zor olacak gibi gözüküyordu. Pantolonunun cebinden çıkardığı Esse paketinden bir sigara çıkardı ve babasından kalan eski çakmağıyla yaktı ve uzun bir nefes çekti. Babasından nefret etmesine rağmen neden ondan kalan bir çakmağı kullandığı hakkında pek bir fikri yoktu açıkçası. Onun için önemli olan şey sadece sigarayı yakmasıydı belkide. Emin olabilirsin ki, buranın temizliği ile belkide senden daha çok ilgileniyorum. Üyelerin karanlık odadan çıktıktan sonra odayı düzgünce toplamadıklarını ve eski makineleri ne halde bıraktıklarından haberin vardır umarım. Sigarasından tekrardan bir nefes çekti ve ayağıya kalktı. Yavaş adımlarla kıza ilerledi ve çok yakınına gelmeden durdu. Maskeli balo... Geleceksin değil mi fotoğraf çekimleri için? Şu anda önemli olan sigara yada odanın temizliği değil maskeli balo. Parti komitesinin üyeleri sürekli fotoğraf çekimi hakkında soru soruyorlar. Rengarenk bir partiye, özellikle maskeli baloya gitmek taraftarı değildi açıkçası. Ama gidecekti büyük ihtimalle. Gitmesinin sebebi hem fotoğraf çekimi olacaktı hemde ISEEYOU'da yayınlanabilecek güzel haberlerdi. Maskeler çıktıktan sonra kimin kiminle öpüşeceği, kimin kiminle geleceği belli olacaktı. Vede maskeler varken yapılan dedikodular... Eğlenceli olabilirdi.
Hyeong Kang Dae- III. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 88
Lakap : badboy
Geri: Maybe...
"Yapacak daha önemli işlerim var açıkçası. Hem bir dolu görevli öğrencivar parti için. Ve bir dolu öğrenci, kameraları ile bir dolu fotoğraf çekecektir. Hem sende o görevli öğrenciler arasındasın. Eğer bensiz bir şey yapamayacağınızı düşünüyorsan... Elbet gelmeye çalışırım." Yüzüne hafif bir alaycı gülümseme oturtu. Ardından umursamaz bir şekilde Dae'nin yanından süzülerek geçti ve karton kutuya doğru yürüyüo çömelerek içini karıştırmaya devam etti. Birkaç plağı kolunun altına aldı, birkaç tanesini de elleri ile tuttu ve salonun kapısına yakın, duvara monte ettikleri masaya doğru ilerledi. Masanın üzerinde geniş, metal ayraçlar ile türlü türlü plak ayrılmıştı. Bazıları gerçekten eskiydi. Hatta kapları dahi solmuştu. Zamanı oldukça plakların kaplarını yenileriyle değiştiriyordu ama bulmak gün geçtikçe daha da zorlaşıyordu. Ellerinde ki plakları sırayla yerleştirmeye başladı. Her ne kadar partide maskeler takılıyor olacaksa da Dae gibi biri partideyken pekte rahat hissedeceğini sanmıyordu. Üç yıldır aynı sınıfta, beraber okuyorlardı ama sosyal bir iletişimleri yoktu. Kulüp dışında. Tabi bu dönem başında fotoğrafçılık kulübünün başkanlığı için birbirlerine gireceklerdi neredeyse ama oylama sonuçtaları ile kendisi seçilmişti. Bazen psikolojik sorunlarını falan olduğunu düşünüyordu Dae'nin. Ruhsuz ve katı. Ayrıca kızlara karşı hiç saygısı, tahammülü yoktu. Tabi takıldığı tek kız Gwishin'di. Gwishin'de fazlasıyla Dae gibiydi. Rehabilitasyon merkezine falan almalılar bu tipleri. Aslında insanları böyle kolay yargılayan biri değildi. Umurunda olmazdı çoğunlukla. Zaten başında bir dolu, sorumluluk ve stres varken birde onları düşünmenin zaman kaybı olduğunu varsayıyordu. İkinci döneme başlamışlardı. Daha bir hafta bile olmamıştı. Ama hızlı geçeceğinden ve dönem sonunda vermesi gereken bir karar olduğunun farkındaydı. Ya şarkı söylemeye devam edecek ya da ailesinin isteği üzerine sanat enstitüsüne başlayacak, resim okuyacaktı. İkinci yargı daha ağır basmaktaydı artık. Traniee seçilememişti. İlk başta seçilip, seçilememeyi fazla önem vermemişti ama şimdi gerekliliğini hissedebiliyordu. Son plağı da yerleştirdi ve rahat bir nefes alarak omuzlarını gevşetti.
Ham Ji Eun- III. Sınıf | Fotoğrafçılık Kulübü B.
- Mesaj Sayısı : 29
Lakap : Jieun.
Geri: Maybe...
Ah, sana ihtiyacım olmayacağına emin olabilirsin Salonun ortasında duruyordu öylece. Sigarasından son bir nefes çekti ve kapının orada bulunan çöp kutusuna doğru ilerledi. İzmaritini söndürüp, izmariti çöp kutusuna attı ve Ji Eun'a alaycı bir gülümseme gönderdi. Tekrardan masanın önüne geldi ve oradaki kutuya bir göz attı. Kutunun içinde birkaç ahşap kutu, edebiyat kitapları, ve Ji Eun'un yerleştirdiği eski plaklar vardı. Belki eski plaklar dışında ve birkaç kitap dışında ilgisini çekecek bir şey yoktu. Kutuya kolunu uzattı ve kitaptan birini alıp incelemeye başladı. İlgisini çekebilecek kadar güzele benziyordu kitap. Kitabı Ji Eun'a gösterdi. Bunu alıyorum Kitabı eline alıp oturduğu sandalyeden ayağıya kalktı ve karanlık odaya doğru ilerledi. Küçük bir fotoğraf çekimi işiyle çantasını içeride unutmuştu. Karanlık odanın kapısını açtı ve masanın üzerinde duran çantasına ilişti. Ortalığa tekrardan bakarken kendisine ait olan albümün rafların arasından sırıttığını gördü. Hay aksi! Daha düzgün koymalıydım Kendisine kızma seansı bittikten sonra çantasını masaya geri koydu ve raflara yöneldi. Albümü eline aldı ve içindeki resimlere baktı. Onların bozulmasını yada mahvolmasını istemiyordu. Özenli ve hızlı bir şekilde saklamalıydı. Ji Eun içerideydi ve her an onun yanına gelip okul başladığından beri özenle sakladığı albümü görebilirdi ve bunu istemiyordu. İki saat onun vırvırını çekecekti ve en sonunda içindeki resimleri kulüp için almaya çalışacaktı. İçindeki resimlerin iyi olduğuna kendini inandırınca albümün kapağını kapattı ve bakılınca sırıtmayacak düzgün bir yer baktı. Eğer makinelerin arkasına koyarsa üyeler tarafından bulunabilirdi. Tekrardan iki raf arasına düzgüncene sıkıştıracaktı ve işi bitecekti.
Hyeong Kang Dae- III. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 88
Lakap : badboy
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz