[MASKELİ BALO] sailor moon

tarafından **Lee Ae Cha** C.tesi Ocak 26, 2013 5:12 am

Lee Ae Cha & Shin Dong Hyun

show costume - Çoktan hazırlanmıştı. Aynada kendisine bakıyordu. Ayaklarına kadar uzanan beyaz straplez elbisesi, göğüs hizasında olan sarı renkli halkalar, altında hafif dantel desenleri ve arkasında, tam bel hizasında olan bir kurdele. Kırmızı hafif dalgalı saçları ve üzerinde yer alan altın sarısı bir taç vardı. Aslında bu kostümü için saçlarını sarıya boyamayı düşünmüştü. Fakat Dong Hyun istememişti açıkçası. Çalışma masasına doğru yürüdü ve masada duran beyaz maskesini aldı eline. Tekrardan aynanın önüne geçti ve kendisine, maskeli haline baktı. "Keşke hiç kırmızıya boyatmasaydım" İlk başta pişman değildi. Ama şu anda pişman olduğu kesin ve netti. Oraya gidince, Dong Hyun'la couple kostümleri ile olacaktı dikkat çekmeden. Fakat kırmızı saçları her şeyi bozmuştu bir kere daha. Son kez aynada kendisine baktı. Beyazlar içinde, çokta abartılı olmayan elbisesi ve maskesi bir uyum içindeydi, saçları dışında. Kıyafetini bulmak için çok vakit harcamıştı doğrusu. İlk önce internetten bakmıştı, daha sonra okulun kostüm odasını talan etmişti. Genede bulamayınca kendisini Dong Hyun'un yanında bulmuştu her zamanki gibi. Onun öne sürdüğü couple kostüm fikri hoşuna gitmişti ve bulabileceği en düzgün couple kostümlerünü bulmuşlardı. Biraz fazla pahalılardı. İlk başta almak istemese de, sevgilisinin zoruyla almışlardı ve kendini ona karşı çok borçlu hissediyordu aslına bakılırsa. Aynanın önünden ayrıldı ve yatağına doğru doğru yürüdü. Biraz stresliydi. Oda arkadaşı Hyerim yatağında oturmuş telefonuyla oynuyordu. Kıza doğru yaklaştı ve ona dokdunduktan sonra mırıldanarak -sağır birinin duymayacağını bildiği için ağzını oynatıyordu- "Sen gelmiyor musun baloya?" dedi. Kızın bilmiyorum anlamında omuz silkmesine karşılık başıyla onayladı. Sonuçta kimseyi ikna etmeye niyeti yoktu, sadece Dong Hyun ile vakit geçirmek istiyordu. Kızın saçlarını hafifçe okşayıp son bir kez daha aynada kendine baktı ve odadan çıktı. Yurdun girişine girip Dong Hyun'ın az önce aşağıdayım demesine rağmen aşağıda olmayışına kızarak etrafa bakınmaya başladı.

kapılımız ._.

tarafından **Shin Dong Hyun** Paz Ocak 27, 2013 5:58 am

*Kostüm* Sevgilisi Ae Cha'a kalsa hala daha kıyafet seçimi yapıyor olacaklardı. Kararsız bir sevgilisi olduğunu kabul ediyordu ve buralarda da devreye kendisi giriyordu. Alışveriş merkezlerini talan etmiş ve sonunda istediği kostümleri bulmuşlardı. Ne kadar itiraf etmese de küçükken bağımlısıydı ay savaşçısı animesinin. Oradaki Venüs karakterine aşıktı işte. Mağazada Ae Cha'ı ay savaşçısı kıyafeti içinde görünce artık ay savaşçısına aşık olmayı düşünmüştü, çünkü Ae Cha o kadar güzeldi ki o kıyafetin içinde. Seni birde gelinliğin içinde görsem nasıl olurum? Sevgilisinin yeni saçlarını sevmişti ama alışmaya çalışıyordu. Onu kahverengi görmeye alışmışken bir sabah karşısında kırmızı saçlı Ae Cha garipti ama seksiydi de. Ertesi akşam yani balo akşamı her zamanki dakik Dong Hyun tam saatinde -ve dakikasında- yurdun önünde sevgilisini bekliyordu. Normalde sevgilisi çok geç kalan biri değildi ama biliyordu kızın aklının kırmızı saçlarının bu kıyafete uymadığıyla alakalı düşüncelerde kaldığı. Ona söylemişti, bu saçla ay savaşçısına ayrı bir yorum katıyordu ama kız kabul etmek istemiyordu. Mesaj atmıştı Ae Cha ve girişte ay savaşçısının sevgilisi Mamoru -Dong'ın deyimiyle gül fırlatan çocuk- kıyafetiyle bir o ana bir bu yana dolaşıyordu. Pelerini uçuşuyor ve bu da Dong Hyun'ın hoşuna gitmiyor değildi. Sonunda merdivenlerden inen Ae Cha'ı gördüğünde köşeye gizlendi, maksadı sevgilisine arkadan yaklaşmak olacaktı. Kızın yurdun kapısına gidip etrafa baktığını gördüğünde yerinden çıktı ve kemerine takılı gülü çıkarıp sevgilisine yaklaştı. Birden kızın beline sarılıp diğer eliyle de kıza gülü uzattı. "Seksi savaşçım bu gülü size fırlatamazdım değil mi?" diye fısıldadı kızın kulağına. İkisininde maskesi yüzlerini gizliyordu ve Ae Cha beyazlar içinde, Dong ise siyahlar içindeydi. Ama uyumluydular.

tarafından **Lee Ae Cha** Paz Ocak 27, 2013 12:41 pm

Yurdun kapısının önüne gelmişti. Sevgilisi orada olduğuna dair bir mesaj atmıştı ama etrafına bakındığında onu göremedi. Aish! Nerede bu çocuk? Yurdun bahçesine doğru ilerlemeye başladı yavaş yavaş. Tam adımını atacaktı ki birisinin onun beline sarıldığını ve ona gül uzattığının farkına vardı. Dong Hyun. Bu kadar romantik olma konusunda neden bu kadar iyisin? Genç delikanlının uzattığı gülü eline aldı ve koklamaya başladı. Gül neredeyse saçlarıyla aynı renkteydi. Tamam, saçları daha koyuydu ama ikiside kırmızıydı sonuçta. Elbisesine çok uyumsuz olan bir kırmızı. Tekrardan saç konusuna dalmıştı ve bu sinirini bozuyordu. Sevgilisinin onun yanağına kondurduğu buseyle kendine geldi. Koklamakta olduğu gülü burnundan uzaklaştırdı. Teşekkür ederim, Mamoru Gülümsedi ve teşekkür amaçlı sevgilisinin dudağına bir öpücük kondurdu. Küçük çaplı öpücüğünden sonra arkasını döndü ve yurdun çıkışına doğru ilerledi. Artık gitmeliyiz Mamoru~~ Yurt ile şehri ayıran kapının yanına yaklaştı ve omuz hizasından geriye doğru baktı. Neden bu kadar yakışıklı olmak zorundasın ki? Sevgilisine bakmasının ardından sevgilisi de çok geçmeden yanına doğru geldi. Elleriyle elbisesinin yere doğru uzanan eteklerini tutarak biraz havaya kaldırdı. Elbisenin topuğuna yada herhangi bir şeye takılıp yırtılmasını yada kirlenmesini istemiyordu açıkçası. Sonuçta, üstündeki şeyler gerçekten pahalıydı. Hava soğuk değildi ama saçlarının kabarmasını istemiyordu. Saçları... Söz gene saçlarına gelmişti ve anında morali bozulmuştu. Niye her seferinde farklı olan kendisi oluyordu? Yada en ilginç olanı? Belkide okuldaki öğrenciler arasındaki tek kırmızı saçlı kişiydi. Normal zamanlarda ilgi çekmek hoşuna giderdi. Ama şu an istemiyordu. Maskeli baloda sadece Dong Hyun'la olmak, onunla dans etmek istiyordu. Sadece onun ilgisini çekmek istiyordu. Başkasının değil. Ama kabak gibi ortada olan kırmızı saçları buna fazlasıyla engel oluyordu. Yurt ile okul arasındaki mesafe, abartsak on dakikalık bir yoldu. Daha düne kadar hızlı hızlı yürüdüğü yolları şimdiyse elbisesi yüzünden yavaş yavaş yürümek zorunda kalıyordu. Aynı bir kaplumbağa gibi. Sessizce sevgilisinin yanına sokuldu. Sol elini serbest bırakarak, elini sevgilisini eline götürdü ve tuttu. Sevgilisinin elleri gayet sıcaktı, gereğinden fazla belkide. Topuklu ayakkabı sayesinde boyu, onun boyuna yaklaşmıştı biraz. Bu hoşuna gitmişti açıkçası. Her zaman ondan kısa dururdu. Şimdiyse onun nerdeyse çenesine, yada burun hizasına geliyordu.

tarafından **Shin Dong Hyun** Ptsi Şub. 04, 2013 10:58 am

Sevgilisinin güven veren elini sıkıca tuttu ve balo için düzenlenmiş okulun geniş bahçesine doğru yavaşça yürümeye başladı. Normalde uzun boyuyla orantılı uzun bacakları istemsizce kocaman açılırdı ve böylece hızlı yürürdü. Ama şimdi zaten saçları yüzünden huzursuz olan ve her an patlayacak bir bomba gibi olan sevgilisine ayak uydurmaya çalışıyordu. Arada bir sevgilisine kaçamak bakışlar atıyordu, kız sürekli saçlarına bakıp iç çekiyordu. Birden durdu, tabi kendisi durunca kız arkadaşı da durmak zorunda kaldı. Kızıl saçlarıyla dertte olan Ae Cha ona şaşkınca bakınca kıza doğru iyice yaklaştı. Kollarını kızın ince beline sarıp vücutlarını birleştirdi. "Hayatımın anlamı. Sen her halinle mükemmelsin. Venüsten bile güzelsin ki Venüs dünyanın en güzel kadınıdır." Kocaman sırıttı. Parmağını sevgilisinin kızıl saçında gezdirirken konuşmasına kaldığı yerden devam etti. "İstersen yarın saçlarını eski rengine döndürmek için kuaföre gideriz, yani belki bende gelirim. Böylece için daha rahat olur." dilini çıkardı ve alt dudağını yaladı. Sevgilisinin kendisine sevgiyle bakışlarına karşılık, kızıl saçlarda gezdirdiği parmağı kızın yanağına indirdi. "Ben sana aşığım. Senin her haline." kızın yumuşak yanağına nazik bir öpücük bıraktı. "Daha pembe saçlı bir kızımız olacak." sırıttı. Ay savaşçısı ile Mamorunun çocuğundan bahsediyordu.

tarafından **Lee Ae Cha** Ptsi Şub. 04, 2013 11:50 am

Sevgilisinin dediklerini dinliyordu. Vücudu, tamamen onunkine yaslamıştı. Belkide dedikleri, bu gece için ona, saçları konusunda yetecekti. Bu sözleriyle saç konusunu burada kapatacak ve hiç açmayacaktı. Sevgilisinin dediği gibi yapacak ve yarın saçlarını boyatacaktı, belki...
Sevgilisinin son söylediği cümle üzerine utangaç bir gülümseme yerleştirdi. Chibi-Usa'nın dünyaya gelmesine daha çok var. Evlendiğimiz zaman dokuz ay beklememiz gerekecek Bu cümlenin ardından, yanaklarının kızardığını hissedebiliyordu. Beyaz teninde, kırmızı yanakları, saçları gibi dikkat çekiyordu hemen. Gülümsemesi, yüzünde yer edinirken sevgilisinin gözlerine baktı. Kendisini orada görmek, dünyada en sevdiği anlardan birisiydi. Ona aşkla bakan gözleri, hayatında sadece ona bakmak istercesine duruyorlardı sanki. Bir ömür boyu Dong Hyun'a ve olacak çoçuklarına bakmak istiyordu sadece. Ölene dek, onunla olacaktı ve onu asla bırakmayacaktı.
Kızaran yanaklarını aldırmadan, topuklu ayakkabılarından aldığı yardımla, sevgilisinin yanağına ilişti ve oraya kocaman bir öpücük bıraktı. Kırmızı rujundan dolayı olacaktı ki, sevgilisinin yanağında dudaklarının izi çıkmıştı. Eli sevgilisinin yanağına gitti Özür dilerim Kıkırdamaya başladı hafifen. Ruj izli Dong Hyun, daha seksiydi sanki.

tarafından **Shin Dong Hyun** Ptsi Şub. 04, 2013 1:02 pm

Yanağında sevgilisinin kırmızı ruj izi vardı ve izin üzerinde dolanan Ae Cha'ın parmakları orayı aşkın uyuşturucusuna buluyordu sanki. Yüzüne kocaman gülümseme yayılınca yanağı hafifçe kırıştı. "Evde olsaydık sildirmezdim ama kızların bu seksi yanağa yaklaşmak istemeleri, savaş çıkartabilir." dedi ve kıkırdadı. Tabi yanağında çok hafif bir tokat hissetti ve tekrar okşama hissi. Elini hala yanağında dolanan sevgilisinin elinin üzerine koydu ve "Yanağımın aklını karıştırıyorsun." dedi ve dudak büktü. Ae Cha'ın gülümsemesi üzerine kolunu kızın beline doladı ve yavaşça yürümeye başladılar. "Arkadaşlar çok güzel dans müziklerinin çalacağını söylüyorlardı, romantik bir şarkıda beni yalnız bırakmazsın umarım." dedi, o sırada bahçeden gelen müzik çoktan etraflarında dolanıyordu bile. Bahçeyi görebiliyorlardı, orada doluşan maskeli yüzleri de.

tarafından **Lee Ae Cha** Ptsi Şub. 04, 2013 1:56 pm

Sevgilisinin yanağındaki ruj lekesini sildikten sonra, ellerini de temizledi. Sevgilisinin elini, belinde hissettiğinde içi bir hoş olmuştu. Garip şeyler hissetmeye başlamış, içindeki ruhsal değişimleri hissedemez olmuştu. Onunla birlikte tekrardan yürümeye başladıklarında, okuldan gelen müzik sesleri her yeri dolduruyordu. Gözlerini hafif kıstığında, maskeli suratlarla dolu bir okul görebiliyordu. Her yer insan yığınıydı. Yüzleri tanınmayan insanlar. Umuyordu ki, kalabalığın içine girdiklerinde sevgilisini kaybetmezdi. Ve bunu istemiyordu. Özellikle de, sevgilisini başıboş bırakmayı. Okula tamamen geldiklerinde kapının önünde durdu, derin bir nefes aldı. Sevgilisinin elini sıkıca tuttu ve ona bir bakış attı. Gece yeni başlıyor
Okulun kapısından içeriye girdiğinde, gördüğü ilk şey fotoğraf çekimi için kapının ötesinde duran birkaç maskeli kişi oldu. Sevgilisinin elini daha sıkı tuttu. Onu kaybetmek istemiyordu. Kalabalığın içine ilerlediler biraz daha. Giderek artan insan sayısı onu tedirgin ediyordu. Okulda bu kadar fazla insan yoktu. Ve emindi ki, maskelilerden çoğu okul dışındandı ve buraya kaçak getirilmişlerdi. Hoş, maskeler yüzünden bu pek fazla belli olmuyordu açıkçası. Kulaklarına dolan yüksek sesli müzik, onların biraz çınlamasına neden olsa da, burada zaman geçirdikçe buraya alışacaklarından emindi. Sevgilisinin yanına sokuldu ve eğilmesi için onu çekiştirdi. Her ne kadar topuklu giyse de hala onun boyunda değildi. Hoş giydiği topuklular, yüksek topuk sayılmazdı. Ve bu yüzden hala onun boyunda değildi. Sevgilisi, ona doğru eğildiğinde ona fırsat vermeden konuşmaya başladı. Tahmin ettiğimden daha kalabalık. Lütfen elimi bırakma Konuşması bittikten sonra, kafasını geri çekti ve etrafa bakınmaya başladı. Maskeli insanlar, süsler, yemekler ve içecekler. Vede müzik. Böyle kalabalık ortamları sevdiği söylenemezdi. Bu yüzden bir çok partiye katılmazdı. Fakat maskeli baloya neden katıldığı hakkında bir fikri yoktu. Anlık karar vermişti ve kararından ilk defa dönmemişti.

tarafından **Shin Dong Hyun** Perş. Şub. 07, 2013 1:26 am

Sevgilisinin elini sıkıca tuttu ve kalabalığın içine yavaşça karıştılar. Okulda ikisi de popüler kişilerdi. Özellikle de çift olarak en popüler çiftlerdi. Kenardaki büfeye doğru ilerlerken çeşit çeşit maskelerin altındakileri tanımaya çalışıyordu. Büfeye geldiğinde her zamanki gibi aşçılık kulübündeki öğrencilerin muazzam yeteneklerini tadacaklarının farkına vardı. Aslında biraz acıkmıştı ama hemen yemek yemeyecekti, eline iki kadeh kola aldı ve birini sevgilisine uzattı. Kızın gözlerinin biralarda olduğunu görünce ona doğru yaklaşıp kulağına eğildi. "Parti çoktan başlamış olabilir ama gece daha yeni başlıyor. Enerjini geceye sakla." dedi ve geri çekildi ama vücudu hala sevgilisinin vücuduna dayalıydı.

tarafından **Lee Ae Cha** Cuma Şub. 08, 2013 11:03 am

Gözlerini zar zor olsa da biraların olduğu masadan alıp Dong Hyun'un getirdiği kolalara dikti. Şu an gerçekten kola içmek istediğinden emin değildi. Gözleri daha çok biralara takılmıştı ve onlardan bir kaç kadeh içmek istiyordu. Fakat bu isteğinden, sevgilisinin sözleri ardından vazgeçmek zorunda kalmıştı. Onun uzattığı kadehi alarak küçük bir yudum aldı ve beklemeden onu yuttu. Kolanın soğuk olması içini ferahlatmıştı biraz olsa da. Gözlerini, vücudunu tamamen kendisine yaslayan sevgilisine baktı. Suratı maskeden dolayı gözükmese de,çok yakışıklı olduğuna adı kadar emindi. Onun kulağına -daha doğru kulağına yakın bir yere, boynuna- doğru yaklaştı ve nefesini onun boynuna doğru verdi. Onun tahrik olduğundan emin olabiliyordu. ''Söz mü?'' Sesi, bir fısıltıdan farksız çıkmıştı. Ağzından bu sözlerden çok, nefesi çıkmıştı ve bunlarda direkt olarak sevgilisinin boynuna-kulak memesinin biraz daha altına- gidiyordu ve bu onu tahrik edebilecek cinsten şeydi. Sadece onu değil, belkide tüm erkekleri.
Belkide birçok erkeği kendisine aşık edebilecek bir şekilde gülümseyerek etrafına bakındı. Kolasından büyük sayılmayacak bir şekilde yudum aldı ve onu içti. Çoğu insan, aşçılık kulübünün muazzam lezzetlerle açtığı, açık büfede tıkınıyorlardı. Geri kalanı ise avluda müzikle beraber dans ediyorlardı. Gözleri,açık büfedeki muazzam atıştırmalıklara gitti. Gerçekten çok güzel görünüyorlardı. Cupcakeleri görünce aklında ilk olarak Misun gelmişti doğal olarak. Onu çok fazla tanımazdı aynı sınıfta olmalarına rağmen. Sadece sevgilisi ile aynı kulüpte olduğu için onu takip ediyordu. Hatırladığı kadarıyla daha doğrusu ISEEYOU'da okuduğu kadarıyla- onun bir lez sevgilisi vardı. Ne kadar doğru olduğunu bilmiyordu. Ama umursamamalıydı. Aklına gelmesinin tek nedeni, o kızın cupcake gibi atıştırmalık şeyleri, kendisi gibi çok sevmesiydi. Gülümsedi ve eli karnına doğru gitti. Aç mıydı? Biraz düşündü. Kendisini aç hissetmiyordu. Yada tok. Sadece yemek yiyebilecek kadar aç değildi. Kadehten tekrardan bir yudum aldı. Soğuk kolanın boğazından geçip midesine geldiğini o soğuk ve asitli tadından anlayabiliyordu. Kola gerçekten zararlıydı fakat pekte umurunda olduğu söylenemezdi. Sonuçta seviyordu. Aynı çikolatayı sevdiği gibi.

[MASKELİ BALO] sailor moon

[MASKELİ BALO] sailor moon

Geri: [MASKELİ BALO] sailor moon

Geri: [MASKELİ BALO] sailor moon

Geri: [MASKELİ BALO] sailor moon

Geri: [MASKELİ BALO] sailor moon

Geri: [MASKELİ BALO] sailor moon

Geri: [MASKELİ BALO] sailor moon

Geri: [MASKELİ BALO] sailor moon

Geri: [MASKELİ BALO] sailor moon