[Housing Entertaiment] A Reason To Meet
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
[Housing Entertaiment] A Reason To Meet
Won Lee & Tae Jong
Elindeki kartonu sıktı ama içinde sıcak kahve olduğu aklına gelince yanındaki koltuğa koydu. Acayip heyecanlıydı. Elleri titriyor ve kalbi sanki dilinin üzerinde atıyordu. Yıllar sonra onunla ilk kez yüz yüze geleceklerdi ve konuşacaktı. Dokunabilir miydi ki ona? El sıkışırken evet. Ama kızarmaması lazımdı. Erkek adam neden başka bir erkeğin elini sıkarken kızarsın ki? "Ahh! Bu kadar heyecanlanacağımı tahmin etmemiştim." dedi sabahtan beri özenle diktiği saç uçlarını yolarken. Hemen arabanın aynasından kendisine baktı. "İyi bari saçımı o kadar bozmamışım. Beni beğenmeli, çoook güzel- pardon yakışıklı olmalıyım." diye kendi kendine tekrarladıysa da içinden Tabi ya bir erkek diğer erkeği beğenir ve ona ilgi gösterir, hemde ilk görüşte, diye geçirdi aklından. Derin bir nefes alırken aklına ilk karşılaştıkları an geldi.
Kütüphaneden çıkmıştı ve havanın portakal gibi kızardığını görünce yine kütüphanede çok vakit harcadığını anladı. Alnını kapatan saçlarını eliyle kaldırdı ve alnındaki bir iki sivilceye hava aldırıp ellerini saçlarından çekti. Kolu ile göğsü arasındaki psikoloji kitabını elleri arasına aldı. Bakışlarını kitaba yöneltip "Seni ararken çok vakit harcadım." sevimlice mırıldandı. Kİtabı yinhe kolalrı ve göğsü arasına sıkıştırıp hızlı adımlarla dairesine yol almaya başladı. Sokak yavaşça boşalıyor ve herkes evlerine dağılıyordu. Yabancı bir ülkede sıradan ve koreli bir yabancıydı şimdilik. Ailesi kimdi? Neden Amerika'daydı? Buraya nasıl gelmişti hiç bilmiyordu. Sadece yetimhanede kaldığı zamanlar oradaki Koreli bakıcı, Bayan Kim'den öğrenmişti çoğu şeyi -Koreceyi bile-. Adını da o koymuştu Won Lee'e. Soyadları aynı olunca ona anne demiş ama sonra kadın Kore'de soyadların genelde aynı olduğunu söylediğinde üzülmüş ama kadına yine anne demeye devam etmişti. Kadının söylediklerine göre çok genç çekik bir kız -Koreliyi her yerden tanırdı Bayan Kim-, bebek olan Won Lee'i bırakmıştı ve daha bir aylıkken yetimhanede yaşamaya başlamıştı Won Lee. Annesi hakkında bakıcı kadının anlattıklarından başka bir şey bilmiyordu, hoş bilmekte istemiyordu aslında. On sekiz yaşını doldurduğunda biriktirdiği para ve biraz da Bayan Kim'in yardımlarıyla kendine minik bir daire almıştı ve liseyi son yılındaydı, okul birincisi olarak bitirmek için sıkı çalışıyordu. Küçük yaşından beri sürekli sorumluluklarını bilen ve asla pes etmeyen biriydi. Bir gün çok zengin olacağına inanıyor ve onun için çabalıyordu.
Yolda cılız bacaklarını büyük büyük açarak ilerliyordu. Hava kararmadan dairesine varmak istiyordu, New York sokaklarına güvenmiyordu. İnsanın başına her şey gelebilirdi, ah birde evhamlı biriydi Won Lee. Hızlıca yürümesine devam ederken önünde yürüyen biri tam Won Lee'in ayakları önüne düştü. Çok korkmuştu. Ahanda önümde biri oldu, ben katiiil değileeeem. Aklından ilk geçenler bunlar olmuştu. Hemen dizleri üzerine çöktü ve önünde yatan kişiyi yokladı. Kitabı ve tek koluna asılı çantasını yere attığı gibi çocuğun yüzünü hafifçe tokatlamya başladı. Çocuğun yüzü terden sırılsıklam olmuştu. Çocuğun başını dizlerine aldı ve etrafa bağırmaya başladı. "Yardıııım! Yardım çağırın." O sırada kucağındaki gencin "Hastane istemiyorum." diye mırıldandığını duydu, hemde Korece söylemişti. Bozuk olan Korecesiyle çocuğun dediğini anlamıştı ve çocuk ne istiyorsa onu yapacaktı. Çocuğu bırakıp attığı çantasını aldı ve kitabı da içine koydu. Çantasını sırtladıktan sonra çocuğu kaldırdı ve onu dairesine doğru yürütmeye başladı.
~Geçmişe Dönüş~
Kütüphaneden çıkmıştı ve havanın portakal gibi kızardığını görünce yine kütüphanede çok vakit harcadığını anladı. Alnını kapatan saçlarını eliyle kaldırdı ve alnındaki bir iki sivilceye hava aldırıp ellerini saçlarından çekti. Kolu ile göğsü arasındaki psikoloji kitabını elleri arasına aldı. Bakışlarını kitaba yöneltip "Seni ararken çok vakit harcadım." sevimlice mırıldandı. Kİtabı yinhe kolalrı ve göğsü arasına sıkıştırıp hızlı adımlarla dairesine yol almaya başladı. Sokak yavaşça boşalıyor ve herkes evlerine dağılıyordu. Yabancı bir ülkede sıradan ve koreli bir yabancıydı şimdilik. Ailesi kimdi? Neden Amerika'daydı? Buraya nasıl gelmişti hiç bilmiyordu. Sadece yetimhanede kaldığı zamanlar oradaki Koreli bakıcı, Bayan Kim'den öğrenmişti çoğu şeyi -Koreceyi bile-. Adını da o koymuştu Won Lee'e. Soyadları aynı olunca ona anne demiş ama sonra kadın Kore'de soyadların genelde aynı olduğunu söylediğinde üzülmüş ama kadına yine anne demeye devam etmişti. Kadının söylediklerine göre çok genç çekik bir kız -Koreliyi her yerden tanırdı Bayan Kim-, bebek olan Won Lee'i bırakmıştı ve daha bir aylıkken yetimhanede yaşamaya başlamıştı Won Lee. Annesi hakkında bakıcı kadının anlattıklarından başka bir şey bilmiyordu, hoş bilmekte istemiyordu aslında. On sekiz yaşını doldurduğunda biriktirdiği para ve biraz da Bayan Kim'in yardımlarıyla kendine minik bir daire almıştı ve liseyi son yılındaydı, okul birincisi olarak bitirmek için sıkı çalışıyordu. Küçük yaşından beri sürekli sorumluluklarını bilen ve asla pes etmeyen biriydi. Bir gün çok zengin olacağına inanıyor ve onun için çabalıyordu.
Yolda cılız bacaklarını büyük büyük açarak ilerliyordu. Hava kararmadan dairesine varmak istiyordu, New York sokaklarına güvenmiyordu. İnsanın başına her şey gelebilirdi, ah birde evhamlı biriydi Won Lee. Hızlıca yürümesine devam ederken önünde yürüyen biri tam Won Lee'in ayakları önüne düştü. Çok korkmuştu. Ahanda önümde biri oldu, ben katiiil değileeeem. Aklından ilk geçenler bunlar olmuştu. Hemen dizleri üzerine çöktü ve önünde yatan kişiyi yokladı. Kitabı ve tek koluna asılı çantasını yere attığı gibi çocuğun yüzünü hafifçe tokatlamya başladı. Çocuğun yüzü terden sırılsıklam olmuştu. Çocuğun başını dizlerine aldı ve etrafa bağırmaya başladı. "Yardıııım! Yardım çağırın." O sırada kucağındaki gencin "Hastane istemiyorum." diye mırıldandığını duydu, hemde Korece söylemişti. Bozuk olan Korecesiyle çocuğun dediğini anlamıştı ve çocuk ne istiyorsa onu yapacaktı. Çocuğu bırakıp attığı çantasını aldı ve kitabı da içine koydu. Çantasını sırtladıktan sonra çocuğu kaldırdı ve onu dairesine doğru yürütmeye başladı.
~Geçmiş Son~
Elleri terlemişti. Acaba beni tanıyacak mı, düşünceleri beynini kemiriyordu. Artık arabadan çıkması ve şirkete gidip Tae Jong i,le anlaşması gerekiyordu. Koltuğa koyduğu ve soğumaya başlamış kahvesini bir dikişte bitirdi ve arabadan çıktı. "Şimdi beni bekliyor. Şirketin yeni oratğı benim. Benimle resmi olarak tanışacak. sürekli bunları tekrarlayarak şirkete doğru ilerledi. Onu gören kişler şık giyinimli ve sevimli suratı olan bir deli sanabilirdi çünkü yere bakarak yürüyor ve sürekli aynı şeyleri tekrarlıyordu. Sekretere toplantı odasını sorup asansöre geçti. Asansörün düğmesine basıp istediği kata çıkarken aynaya baktı ve "Her şey güzel olacak." dedi ve elini havaya kaldırıp yumruk yaptı. En son Kim Won Lee tarafından Salı Ocak 29, 2013 7:41 am tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi
Kim Won Lee- Housing Entertainment Şirketi Ortağı.
- Mesaj Sayısı : 5
Geri: [Housing Entertaiment] A Reason To Meet
Bugün inanılmaz derecede sinirliydi. Sürekli almak zorundaydım bu ortağı yoksa şirketi nasıl ayakta tutabilirim bu bütçeyle diye mırıldanıyordu. Koridorda toplantı odasına doğru ilerlerken alnının terlediğini fark etti. Kimse fark etmeden elini hızlı kullanarak sildi alnını mutlaka almam gerekiyordu, gelsin bakalım boş boş oturacak değilim ya. Düşünceleriyle boğuşurken toplantı odasına geldiğini fark etti.
- Geçmişe Dönüş-
Korkusu Kore'de başlamıştı, uçaktan indikten sonra bacaklarının titrediğini fark etti. Ne kadar düşünmek istemesede babası onu akrabalarının baskıları sonucu istemesede Amerika'ya göndermişti.Annesi taejong'un doğumundan 1 gün sonra ölmüştü.Taejong uçakta uyumadığı sürece bunları düşünmüştü. Havalimanında çıkış yönüne doğru ilerlerken aklından bir sürü soru geçiyordu. Çıkışa vardığında ona söylendiği gibi NYS168 plakalı aracı gözleri aradı. Huh orada işte dedikten sonra arabaya doğru ilerleyip soru sormadan bindi. Hiç konuşmuyordu yolda sadece etrafa bakıyordu. Eve geldiğini fark edip arabadan indi. Evin saraydan farkı yoktu ama içeri girdiği zaman onu boğucak gibi hissettiriyordu. Miğdesi zaten bulanıyordu, uçak yolculuğunda hep olağan birşeydi. Odasına çıkıp duş aldıktan sonra dışarı çıkmak için hazırlandı. Yeni herşey onu korkutuyordu. Dışarı çıktığında hava aydınlıktı, etrafı seyrediyip Kore ile kıyaslıyordu bu yeni ülkeyi. Zamanın ilerlediğini fark ettiğinde geldiği yolu takip ederek eve gitmeyi planlıyordu. Birkaç adım attığında miğdesine yıldırım hızıyla düşen ağrıyla sendeledi. Gözlerini kapatıp açtığında etraf daha da bulanıklaşıyordu.Ayaklarının artık onu taşıyamayacağını hissetmesiyle yerde buldu kendisini. Annemle bugün tanışmak istiyorum. dedikten hemen sonra onu kucaklayan kişiye baktı. Çehresi ne kadar güzel mırıldanırken zorlada olsa hastaneye gitmek istemiyorum diyebilmişti.
-Geçmişe Son-
Toplantı odasının kapısının kolunu tutarken ciğerlerine temiz bir hava çekip kapıyı açtı. Sandalyeye yönelip oturduğunda stresten nefesinin kesileceğini hissetti. Çok fazla gergindi, ayaklarını sandalyenin bacağına vuruyordu. Aniden kapının açılmasıyla ayak sesi kesildi. Nefesini tuttu nasıl biri...
- Geçmişe Dönüş-
Korkusu Kore'de başlamıştı, uçaktan indikten sonra bacaklarının titrediğini fark etti. Ne kadar düşünmek istemesede babası onu akrabalarının baskıları sonucu istemesede Amerika'ya göndermişti.Annesi taejong'un doğumundan 1 gün sonra ölmüştü.Taejong uçakta uyumadığı sürece bunları düşünmüştü. Havalimanında çıkış yönüne doğru ilerlerken aklından bir sürü soru geçiyordu. Çıkışa vardığında ona söylendiği gibi NYS168 plakalı aracı gözleri aradı. Huh orada işte dedikten sonra arabaya doğru ilerleyip soru sormadan bindi. Hiç konuşmuyordu yolda sadece etrafa bakıyordu. Eve geldiğini fark edip arabadan indi. Evin saraydan farkı yoktu ama içeri girdiği zaman onu boğucak gibi hissettiriyordu. Miğdesi zaten bulanıyordu, uçak yolculuğunda hep olağan birşeydi. Odasına çıkıp duş aldıktan sonra dışarı çıkmak için hazırlandı. Yeni herşey onu korkutuyordu. Dışarı çıktığında hava aydınlıktı, etrafı seyrediyip Kore ile kıyaslıyordu bu yeni ülkeyi. Zamanın ilerlediğini fark ettiğinde geldiği yolu takip ederek eve gitmeyi planlıyordu. Birkaç adım attığında miğdesine yıldırım hızıyla düşen ağrıyla sendeledi. Gözlerini kapatıp açtığında etraf daha da bulanıklaşıyordu.Ayaklarının artık onu taşıyamayacağını hissetmesiyle yerde buldu kendisini. Annemle bugün tanışmak istiyorum. dedikten hemen sonra onu kucaklayan kişiye baktı. Çehresi ne kadar güzel mırıldanırken zorlada olsa hastaneye gitmek istemiyorum diyebilmişti.
-Geçmişe Son-
Toplantı odasının kapısının kolunu tutarken ciğerlerine temiz bir hava çekip kapıyı açtı. Sandalyeye yönelip oturduğunda stresten nefesinin kesileceğini hissetti. Çok fazla gergindi, ayaklarını sandalyenin bacağına vuruyordu. Aniden kapının açılmasıyla ayak sesi kesildi. Nefesini tuttu nasıl biri...
Song Tae Jong- Housing Entertainment Şirketi Sahibi.
- Mesaj Sayısı : 6
Yaş : 38
Geri: [Housing Entertaiment] A Reason To Meet
Toplantı odasına girecek ve bu eğlence şirketindeki yeni ortağıyla tanışacaktı sanki daha önce tanışmamışlar gibi. İlk başta beni hatırla lütfen, diye düşündüyse de sanki o zamanlar yüzüme dikkat etti de hatırlar, yüzüme bile bakmadan para bırakıp gitmişti, düşüncesi ağır bastı. Asansör kata gelmişti ve şimdi toplantı odasına doğru ilerleyecekti. Kravatını düzeltti ve dudaklarını yalayarak asansörden çıktı. Toplantı odasına doğru ilerledi. Kapıyı bir kez tıklattı ve gel denmesini beklemeden içeriye girdi. Yüzünde şapşal ama sevimli bir gülümseme vardı ve masasının başında oturan Tae Jong'a bakarken nefesini düzene sokmaya çalıştı. Sanki usta bir oyuncuymuş gibi bütün terleme ve titremelerini durdurmuş ve oldukça sakin görünmeyi başarıyordu. Ama içinde hiçte öyle değildi. Heyecanını bastırmak için içtiği kahve şimdi çişini getirmişti ve kalbi fazla hızlı atıyordu. Sanki bütün kanını damarlarına şimşek hızıyla pompalıyordu. Yıllardır sessizce takip ettiği , aşkını içinde sakladığı adam şimdi karşısında duruyordu. Ona doğru yaklaşırken yüzünü okumaya çalıştı. Yine ustalıkla duygularını ve düşüncelerini saklıyor. Hastayken de yüz hatları hiç oynamazdı. Çok... Güçlü biri. Sonunda Tae Jong'a elini uzatmayı başarmıştı. "Ben yeni ortağınız Kim Won Lee. Şirketiniz için en doğru kararı verdiğinizi göreceksiniz." Anlaşma yada şirket, hiçbiri önemli değildi Won Lee için. O sadece karşısındaki adama yakın olmak istiyordu. Hafifçe sırıtttı ve TaeJong'ın elini sıkmasını bekledi. Ölmezsem iyidir.
Kim Won Lee- Housing Entertainment Şirketi Ortağı.
- Mesaj Sayısı : 5
Geri: [Housing Entertaiment] A Reason To Meet
.İşte geldi dedi fısıltıyle beraber. Ona nasıl davranacağını yeni ortak alınacağına karar verdikten hemen sonra hazırlamıştı. İçeri giren adamla birlikte hiç penceresi olmayan odada sıcak meltem rüzgarları taejong'un yüzünü okşuyordu sanki, böyle hissetmesine neden olacak mantıklı bir açıklama yoktu. Kalbi onu çoktan hissetsede onun farkına varması çok güçtü.Merhaba karizmetik bir şekilde söylemişti, yutkunduktan sonra karşısındaki sevimli adamın elini kavrayarak Song Tae Jong bu kadarla bırakmıştı. Memnun olmasına olmuştu belki ama belli kuralları vardı. İlki zaten iş arkadaşlarıyla arasının iyi olmasını istemiyordu. Eliyle sandalyeyi göstererek oturmasını işaret etmişti. Won Lee diye mırıldandı. Göz ucuyla süzerken wonleenin de ona baktığını fark etmedi, göz göze geldikten hemen sonra silkindi ve böyle hayal etmemiştim, daha sert olmalıyım diyerek vücuduna bir başka değişle mesaj gönderiyordu. Odanız hazır istediğiniz zaman başlaya bilirsiniz diyerek kestirip attı. artık daha iyi hissetmesi gerekiyordu ama öyle olmadığı için bozulmuştu. Damn! Neler oluyor bana böyle? içten içe kendine kızmaya daha doğrusu emirler vermeye devam etti...
Song Tae Jong- Housing Entertainment Şirketi Sahibi.
- Mesaj Sayısı : 6
Yaş : 38
Geri: [Housing Entertaiment] A Reason To Meet
Kravatını gevşetti ve bacak bacak üstüne attı. Böyle takım elbiselere gelemeyen serbest bir tipti Won Lee. Dudaklarını parlatana kadar yalayıp birbirine bastırdıktan sonra odayı incelemeye başladı, sıradan sandalyeler, sıradan masa, sıradan salak tablolarla süslenmiş duvarlar. Hemen sıkıldı. Sıradan bir toplantı odası işte. Bakışlarını yeni ortağına çevirdi ve bütün dişlerini sergileyerek sırıttı. "Böyle boş oturmaktansa odamı göstersen daha iyi olur." resmi şekilde konuşmayı bırakmıştı ve biran önce TaeJong'ın kendini hatırlamasını istiyordu. Beni hala hatırlayamadın mı şapşal? Sesimi de mi çıkaramıyorsun? Düşüncelerini dışarı aktaramadı, beyninin duvarlarına çarpıp kalbine indi.
Kim Won Lee- Housing Entertainment Şirketi Ortağı.
- Mesaj Sayısı : 5
Geri: [Housing Entertaiment] A Reason To Meet
Daha fazla fark edilmemek için onu izlemeyi bıraktı kısa süreliğine olsada, insan sarrafı sayılabilirdi bi çırpıda Won Lee'nin serbest birisi olduğunu sezdi. Odadaki sessizliği bozacak ve lavbali bir şekilde konuşmasını dinlerken o kısa süreliğine hissettiği duygular penceresi olmayan odadan uçup gitti. Kendine gelmişti artık sizinle ilgilenecek birilerini yolluyacağım, etrafı gezip şirketi tanımış olursunuz şirket artık 2ye bölünmüştü ama taejong bunu hiç umursamıyordu ben bu serseme 1 günlüğüne bile bırakamam şirketimi diye geçirdi içinden. Sandalyesini geriye çekip ayağa kalktıktan sonra üzerini toparlayıp bu arada, işyerinde resmi konuşursanız sevinirim konuşurken mimikleri bile oynamıyordu. Sözleriyle wonlee'nin suratına tokat atmak istercesine konuşmuştu. Ayrılmadan önce umarım iyi geçiniriz diyerek kabalığın dibine vurmuştu.
Song Tae Jong- Housing Entertainment Şirketi Sahibi.
- Mesaj Sayısı : 6
Yaş : 38
Geri: [Housing Entertaiment] A Reason To Meet
Gözlerini kısıp ayağa kalkan adama baktı. "Cık cık." seslerini çıkartırken hiç değişmemişsin ukala, diye de düşündü. Sonunda kendisi de ayağa kalktı. "İnsan hiç yeni iş ortağına bu kadar kaba davranır mı? Sadece bana odamı göstermenizi istedim, hem böylece biraz daha konuşmuş olurduk." dedi sevimlice. Bir iş adamına yakışmayacak derecede sevimliydi. Onu kendine aşık edecekse daha çok yolu vardı ve bir odunu yontup ondan güzel bir aksesuar çıkartabilirdi. Won Lee hemen pes eden biri değildi. Hatsalığında ona bakıp karşılığın sadece para ile teşekkür almış ama yılmayıp şimdi aşık olduğu adamın karşısında duruyorsa geri kalan her şeyi de gayet iyi başarırdı Won Lee. Bunca yıl Tae Jong ile böyle karşılaşmayı bekledi ve plan yaptıysa biraz daha bekleyebilirdi. TaeJong'a gülümsedi ve kapıya doğru ilerlerken arkasında kalan adama döndü. Eliyle yanına gelmesini işaret ederken "Hadi sizi bekliyorum, daha bana odamı göstereceksiniz. Odamı sizin göstermenizi istiyorum." dedi. Aslında biraz da korkuyordu böyle samimi davranmanın TaeJong'ın ondan nefret edebileceğinden. Ya nefret ederdi ya da samimi bulurdu, şansını deniyordu Won Lee. Odadan çıktıklarında geniş koridordaki ılık hava yüzünü yaladı ve anca o zaman anladı ne kadar sıcakladığını. Birden arkasını döndü ve TaeJong ile burun buruna geldiler. Nefessiz ve hareketsiz geçen iki saniye. TaeJong'ın hızlıca geri çekilmesini izledi. Korkmuş gözlerini, kimse görmediğinde emin olmak için etrafta gezdirişini izledi. Hep izlerdi zaten Tae Jong'ı. İzlemeye bile doyamıyorum ki. Şuan da Tae Jong'ın tedirginli davranışlarına hafifçe kıkırdadı, bir kız gibi. Sırtını dikleştirdi ve az önceki durum hiç yaşanmamış gibi Tae Jong'a bakıp "Toplantı odasına pencere taktırmalıyız, kapalı alanlarda fazla kalamam ben." sırıttı. Daha şimiden her şeye karışan gıcık bir ortak olduğunu hissedebiliyordu. Ortağının omzuna vurdu hafifçe yumruğuyla, güya erkekçe bir hareket yapmıştı. Arkasını döndü ve bir adım atıp omzu üzerinden arkasındaki adama baktı. "Yanlışlıkla senin odana girmemi istemiyorsan odamı gösterebilirsin ortağım." dedi ve önüne döndü. O kadar heyecanlıydı ki her an ölebilirdi ama belli etmediğine şükrediyordu. Hele az önceki yakınlaşmaları... Ona geçmişi hatırlattı.
TaeJong'ın asansöre doğru ilerlemesi üzerine odasını üst katta olduğuna kaanat getirdi. Hızla ilerleyerek onun yanına vardı ve sessizlik içinde asansörle üst kata doğru yolculuk başildı. Göz ucuyla yanındaki adama bakrken "Odam seninkinin yanında değil mi? Yani acil bir durum olduğunda odana gelebilirim." dedi ve asansörün düz kapısına doğru döndürdü bakışlarını.
~Geçmişe Dönüş~
Yolda bayılan ve dairesine getirdiği genç, bütün gece ateşler içinde yanmış ve sayıklamıştı. Söyledikleri analşılmıyordu ama başından bir asniye bile ayrılmıyordu Won Lee. Gencin alnındaki havluyu düzeltti ve hayatında ilk deaf bir erkeğin bu kadar çekici bulduğunainanamadı. Kalbi daha önce hiç atmadığı kadar melodik şekilde atıyordu. Hiçbir kız kalbini bu kadar güzel attıramamıştı. Havluyu alıp yanındaki minik lehende ıslatırken sürekli gencin yüzüne dokunuyordu. Bu küçük dokunuşlarda bile parmak uçlarının uyuştuğuna inanmıyordu Won Lee. Anlayabiliyordu, aşık gibi bir şey oluyordu ama şaşırdığı şey aşık olduğu kişinin kendisiyle aynı cins olmasında, erkek olmasındaydı. Acaba erkek kılığna girmiş bir erkek mi, diye düşünmeden edemiyordu ama göğüslerine dokunma cesareti bulup erkek olduğunu anlamıştı. Daha önce hiç bir erkeğe aşık olmamıştı ama alışabilirdi bu duruma, özellikle şuanda kendi yatağında yatan bu çocuk ona aşkında karşılık verirse. Aşkı seviyordu hele şuanda sadece minik dokunmayla bile zevkin doruklarına çıkıyorsa.. Elini çenesine dayadı ve yüzünü kendi yatrağında yatan ateşler içindeki çocuğa yaklaştırdı. Hasta gencin verdiği her nefes Won Lee'in yüzüne vuruyordu. Yüzünü iyice yaklaştırdı gence, onun nefesinde yıkanıyordu resmen. O kadar huzurlu ve mutluydu ki. Tam o sırada hasta gencin gözleri açıldı ve burun burun olduğu gence bakarken donakaldı Won Lee. Yaptığı şey yanlıştı ve suç üstü yakalanmıştı. Hemen çocuğun üzerinden çekildi ve yere oturup sırtını yatağa verdi. Elleriyle kafasını sardı ve ileri geri sallanırken "Salak Won Lee. Ne yaptın sen?!" diye söylenmeye başladı mırıltıyla. Sustuğunda çocuğunda sayıklama seslerini duyunca başını çevirip yatan gence baktı. Uykudaydı ve sayıklıyordu. Dizleri üzerine çömelip çocuğa doğru döndü Won Lee. Tanrıya bu genci iyileştirmesi için dua etmeye başladı.~Geçmiş Son~
TaeJong'ın asansöre doğru ilerlemesi üzerine odasını üst katta olduğuna kaanat getirdi. Hızla ilerleyerek onun yanına vardı ve sessizlik içinde asansörle üst kata doğru yolculuk başildı. Göz ucuyla yanındaki adama bakrken "Odam seninkinin yanında değil mi? Yani acil bir durum olduğunda odana gelebilirim." dedi ve asansörün düz kapısına doğru döndürdü bakışlarını.
Kim Won Lee- Housing Entertainment Şirketi Ortağı.
- Mesaj Sayısı : 5
Geri: [Housing Entertaiment] A Reason To Meet
Kendisi kadar genç bir iş adamı vardı karşısında üstelik hayalindeki iş ortağına hiç uymuyordu. Onu takip ederek odadan çıktı Lee'yi dinlerken aniden kalakaldığı pozisyon bir an için nefesini kessede Taejong kivrak zekasıylada anılabilirdi, hemen geri çekildi ortağının durumu bozmaması üzere oda açık vermedi bir yandan da tanrıya kızarmaması için dua ediyordu.
-Geçmişe Dönüş-
Güzel çehreli çocuğun ona sarılmasıyla o ölesiye korktuğu dünyada rahat bir nefes çekti ciğerlerine. Ne olduğunun farkında değildi gözünü açtığında gene o genç çocuk, çok çakınları ama vücudunu kaplayan o inanılmaz ağrıyla birlikte tekrar kendisinden geçti.
-Geçmişe Son-
Bozuntuya vermeden asonsöre doğru ilerledi, "evet odalarımız yan yana takıldığın zaman bana sorabilirsin" bunu nasıl söyledi? Ağzından çıkan bu cümleden hemen sonra pişman olmuştu ama o da biliyordu ki bu cümleyi geriye alması imkansızdı.
-Geçmişe Dönüş-
Güzel çehreli çocuğun ona sarılmasıyla o ölesiye korktuğu dünyada rahat bir nefes çekti ciğerlerine. Ne olduğunun farkında değildi gözünü açtığında gene o genç çocuk, çok çakınları ama vücudunu kaplayan o inanılmaz ağrıyla birlikte tekrar kendisinden geçti.
-Geçmişe Son-
Bozuntuya vermeden asonsöre doğru ilerledi, "evet odalarımız yan yana takıldığın zaman bana sorabilirsin" bunu nasıl söyledi? Ağzından çıkan bu cümleden hemen sonra pişman olmuştu ama o da biliyordu ki bu cümleyi geriye alması imkansızdı.
Song Tae Jong- Housing Entertainment Şirketi Sahibi.
- Mesaj Sayısı : 6
Yaş : 38
Geri: [Housing Entertaiment] A Reason To Meet
Bana odasına girmem için izin verdi, hatta çağırdı beni. Hehe hatırlıyor galiba benii. Seviniyordu içten içe. Yerinde duramıyordu, ya sürekli kravatıyla oynuyor yada ayağıyla ritim tutuyordu. Aklına şeytanca ama aşka yönelik bir fikir geldi. Kendini yanında hareketsiz duran ve gözlerini kapıdan ayırmayan TaeJong'ın koluna doğru hafifçe bırakırken "Ah kendimi iyi hissetmiyorum." dedi ve yakışıklı adamın kaslı kollarının kendisine sarılmasını bekledi. Bütün bu taktikleri kadın kullanıcı olarak üye olduğu kadınlara özel paylaşım sitesindeki onu kadın sanan arkadaşlarından öğrenmişti. İşe yarayıp yaramayacağını merak ediyordu. Daha elinde bir sürü buna benzer şeylerin yazılı olduğu liste vardı.
Kim Won Lee- Housing Entertainment Şirketi Ortağı.
- Mesaj Sayısı : 5
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz