Yasak Elma.

tarafından **Cho Jae Kyung** Paz Şub. 17, 2013 6:57 am

JaeKyung & KimSan & JongWoo

Sıkıca tutmuştu Kimsan'ın ellerini. Fiesta'dan içeri girerken gözlerinin önüne şimdi yanında ellerini sıkıca tuttuğu sevgilisi Kimsan'ı nasıl gördüğü gelmişti. Hayran hayran onu izlemiş ve yanlışlıkla giyinme odasına girmişti, sonra Kimsan'ın kendisini kovalamasını ve hatta yakalamasını hatırladı. Bakışlarını sevgilisine kaldırdı, o oturmak için masa arayan bakışlarını barda gezdirirken Jaekyung bakışlarını sevgilisinin yüzünde gezdirdi. Beni her zaman yakaladın, asla da bırakma sıkı popolum. Başını sevgilisinin koluna yasladı ve Kimsan ile birlikte yavaşça -kalabalığın içinde- yürümeye başladılar. Anlaşılan Kimsan bir masa bulmuştu. İlk randevuları olacaktı bu ve ikisi de ilk tanıştıkları -tam tanışma denemezdi ama- Fiesta barı tercih etmişlerdi ayrıca bugün Kimsan'ın izin günüydü ve o yüzden de bu günü seçmişlerdi. Masaya oturduklarında mecburen Kimsan'ın elini bıraktı ama bu bile surat asmasına yetti. Sevgili olduktan sonra daha da doyamamaya başlamıştı Kimsan'a. Günde en az beş kere buluşuyor ve eğer buluşamazlarsa bile telefonla arıyordu. Bazen korkuyordu onu kendimden bıktırırım diye ama bir türlü de ondan uzak kalamıyordu. Kimsan ne içeceklerine dair fikirlerini söylerken Jaekyung'ın telefonu çaldı. Arayana baktığında Seullia~ yazısını görünce gülümsedi ve en yakın arkadaşını bekltmemek için telefonu açtı. "Ne var baş belası?" ingilizce konuşmuştu. Zaten fark etmeden genelde Min Seul ile İngilizce konuşurlardı. Karşı taraftaki arkadaşının şakacı konuşmalarını dinlerken arkasına yaslandı ve onu dinlemeye başladı. Biliyordu Seul'ın konuşması bitmeden asla telefonu kapatamazlardı, en azından anlatacağı şeyi çabucak anlatması için "Şuanda erkek arkadaşımla flört etmekle meşgulüm ve senin saçlarındaki kırığın en yakın zamanda imha edilmesiyle ilgilenmiyorum. Bunları size geldiğimde konuşsak." bunları alayla söylüyordu, genlede bu şekilde knouşurladı Seul ile. Amas biliyordu kızın ağzı bir kere açıldı mı bir daha asla... Kime çekti bu kız? Aaaa tabiki bana değil. Seul ile çok yakın arkadaş olmasının nedenlerişnden biri Jaekyung'a anca onun gibi birinin tahammül edebilmesidir.

tarafından **Choi Kim San** Paz Şub. 17, 2013 7:15 am

Balo olayından sonra sevdiği kızı sonunda elde edebilmişti. Uzun zamandır yaşamadığı duyguları onunla doyasıya yaşayabiliyordu. Sevgilisi ile artık daha sık konuşuyorlardı. Herşey çok güzel bir şekilde ilerliyordu. Kızı bıktırmak istemiyordu ama ona doyamıyordu işte. İlişkilerini sıkıcı hale getirmemek için ya telefonla görüşüyorlardı yada bazen arada bir bir araya geliyorlardı. Ama bu sefer ilk kez resmi bir randevuya çıkacaklardı. Sevgilisi Jaekyung ile bütün hafta bugünün planını yapmışlardı ve sonunda o günde gelmişti. Kızla beraber fiesta barda buluşmaya karar vermişlerdi. Normalde iş günü dışında buraya uğramazdı Kimsan. Ama bugün için geçerli bir durum değildi. Çünkü Fiesta jaekyung ile ilk kez karşılaştığı yerdi. Aslında hayatını değiştiren yer bile diyebilirdi. Uzun zamandır olmadığı kadar mutluydu sevgilisiyle ve bunu açık bir şekilde belli ediyordu. Karşısında oturan kıza baktı. Telefonda biriyle konuşuyordu. Sanırım sürekli bahsettiği Minseul olmalıydı dedi içinden. Kıza bakıp gülümsedi. Bugün barda oda arkadaşı olan Jongwoo çalışıyordu. Servisleride yüksek ihtimal o yapacaktı. Belki kız arkadaşımı onunla tanıştırabilirim dedi bir an ama sonra hemen vazgeçti. Sonuçta çocuğu tam tanımıyordu. İyi bir kişiliği var gibi gözüksede ona güvenemezdi. Kızı çok seviyor ve kıskanıyordu. Sevgilisi telefonunu kapattığında yüzüne doğru yaklaşıp kızı dudaklarından uzunca öptü. Bütün hafta sadece telefonda konuştukları için onu çok özlemişti. Kızdan ayrıldığında elini tuttu. "Ben bir tane latte alıyorum. Sen ne istersin kedicik?"

tarafından **Cho Jae Kyung** Paz Şub. 17, 2013 7:32 am

Sonunda Seul bu aşık çifte izin vermiş ve telefonu kapatmıştı. Telefonu kapattığında ekrandaki Seul ile kendisinin resmini görünce kahkaha attı. şapşal kız yine değiştirmiş ekranımı, kıskanç! Telefonu masaya bıraktı ve Kimsan'ın kendisine yaklaştığını hissedince bakışlarını sevgilisine çevirdi. Dudaklarının üzerinde Kimsan'ın dudaklarını hissedince içi kıpır kıpır oldu. Zaten sürekli öpüşüyorlardı, doyamıyorlardı birbirlerine. Zaten Jaekyung ne zaman çocuk gülümsese hemen dudaklarına yapışıyordu. O gülümsemeyi içine akıtmak istiyordu, çünkü delice aşıktı ona. Kimsan'ın peşinde koştuğu zamanlar çetedeki arkadaşları çeteyi biraz boşladığı için kızıyorlardı ama artık biraz daha iyiydi. Okuldayken kendini çeteye adamaya çalışıyordu tabi aklına Kimsan geldiğinde direk arıyordu onu ve konuşuyorlardı o ayrı. Resmen doyamıyordu çocuğa. Yanı başındaydı ama yine de özlüyordu. Sana ne zaman doyacağım ki ben? Dudaklarını ayırmak zorunda kaldılar çünkü nefessiz kalmışlardı. Elleri yine buluşmuştu, az önceki öpücüğün utancından başını sevgilisinin ellerine koydu ve olduğu yerde içkili gibi kıkırdamaya başladı. Sevgilisinin sorusuna baş parmağını okey anlamında kaldırdı ve tekrar ellerini Kimsan'ın eliyle buluşturdu. Elleri de çok güzel kokuyor. Acaba sabunun markasını sorsam mı? Eve alır, her gün Kimsan diye koklardım.

tarafından **Choi Kim San** Paz Şub. 17, 2013 7:44 am

Kız arkadaşının sıcacık yüzü ellerinin üzerini kaplamıştı. Kızı çok seviyordu ve sevgisini en azından onu öperek gösteriyordu. Aslında öpüşmek artık bir nevi refleks gibi olmuştu. Ne zaman kızın sevimli yüzünü görse onu öpme isteği duyuyordu. Kız başını ellerinin üzerinden kaldırdığında dalgalı saçları önüne gelmişti. Kimsan saçlarını eliyle alıp düzelttikten sonra her zaman ki gibi içten bir şekilde kıza gülümsedi. Latteleri daha gelmemişti. Servisler gelmeden önce lavaboya gitme ihtiyacı duydu. "Ben lavaboya gidiyorum kedicik. Ben gelesiye kadar hiç bir yere ayrılma" dedi göz kırparak. Lavabonun önünde uzun bir sıra vardı. İstese öne geçebilirdi bir çalışan olarak ama kimseye haksızlık yapacak değildi. Aslında sıranın ilerlemesi beklediğinden uzun sürmüştü. Sonunda sıra geldiğinde Kimsan derin bir oh çekti. Kız arkadaşının daha fazla yalnız bırakmak istemiyordu. İşi bittiğinde ellerini yıkayıp kendine çeki düzen verdi ve masalarına doğru yol aldı. Masaları biraz ilerideydi ve kız arkadaşını tam seçemesede yanında onunla konuşan birinin olduğunu gördü. Anlam veremesede adımlarını sıklaştırmıştı. Belki arkadaşıdır dedi. Ama üzerine garson üniforması vardı. Tam göremediği için çocuğu tanıyamamıştı. Hayır kıskanç biri değildi. Ama bir şeyde anlayamamıştı. Kendine hakim olmalıydı. Yoksa Jaekyung'u istemeden kırabilirdi.

tarafından **Lee Jong Woo** Paz Şub. 17, 2013 9:03 am

Şükürler olsun ki Kim San'ın sayesinde fazla uğraşmadan iş bulabilmişti. Daha önce hiç garsonluk yapmamıştı, buna alışsa iyi ederdi çünkü bundan sonra kendi parasını kendi kazanacaktı. Aslına bakacak olursa güzel bir mekandı, çalışırken eğlenmeyi düşünmüyor değildi. Saat baya ilerlemişti. Ortalık hareketlenmeye başlamıştı, içeriye gruplar ve çiftler halinde müşteriler giriyordu. Diğer garsonlar başka işlerle uğraşıyordu, ortalığı kolaçan ettikten sonra siparişleri alması gerektiği aklına gelmişti. İlk önce hangi masadan başlamalıydı?. ,Ooo piti piti... İçmeden kokusundan mı sarhoş oldum ben ne saçmalıyorum diye geçirdi içinden. İşte gözüne bir masa kestirmişti aslında masayımı tek başına duran kızımı kestirmişti bilemedi. Sağ elinde adisyon defterini tutuyordu sol eliyle saçlarını düzeltmeye çalıştı. Kaslarını germişti ve kasılarak kıza doğru yürüdü, kızın yanına varmıştı. Kız uzaktan göründüğünden çok daha güzeldi. Jong woo için dış görünüş önemliydi. Kızın gözlerine baktığında ilk akılına gelen şey yavru bir kediydi. Her zaman yaptığı sinir bozucu hareketini yapıyordu kızın gözlerinin içine dik dik bakıyordu bunu yapmayı kendiside istemiyordu fakat yaparken farkına bile varmamıştı. Etrafta fazla gürültü vardı kızın duya bilmesi için kıza doğru eğildi. "Hoş geldiniz ne alırdınız?"

tarafından **Cho Jae Kyung** Salı Şub. 19, 2013 7:44 am

Jaekyung La la la çatlasın düşmanlar! Benimde artık bir sevgilisim var, havalarında telefonundaki Kimsan'ın resimlerine aşkla bakarken hemen yanında beliren karaltı sayesinde başını kaldırdı ve Kimsan sandığı çocuğa ilk önce yolladığı kalpli bakışları şaşkınlığa çevirdi. Daha ne olduğunu anlayamadan çocuğun kendisine yaklaşması üzerine de bir de yutkunacağı sırada tükürüğü nefes borusunda maceraya çıktı. Öksürecek çocuğun fazla yakın olmasından santim kıpırdayıp yanlış şeyler olmasın diye hareket edemiyordu, öksürmese de tükürüğü nefes borusunu gayet gıcık bir şekilde gıdıklandırıyordu. Ayrıca nefes alamıyordu. Hani yakışıklı çocuğun kendisine yaklaşması ve mecazi anlamda heyecandan nefes alamamak değil, ÖLÜYORUUUUM. Nefes lazım banaaaa. Suni tenefüs yap bana Kimsaaaan! cinsinden bir nefessizlikti bu. Sonunda çocuğun kıpırdayan dudaklarını göürünce artık kendisini tutamadı ve öpecek sanıp kendini geriye attı ve elini boğazına götürüp yüksek sesle öksürmeye başladı. Ne dediğini duymamıştı ama ciddi anlamda korkmuştu birden. Konuşabilse Ollum benim çok pis bir çetem var, iyilik yapıyoruz o çeteyle ama sana kötülük yaparız. Bütün dövüş sanatlarını biliyorum ha. Burada seni tek bir hareketle bayıltabirim. Evet. Yaparım. Yakışıklı olman beni alakadar etmez. Tabi öksürmekle gayet meşgül olduğu için bunları söyleyemiyordu ve birde çocuğun ona nazikçe dokunması yüzünden kaçmak için duvarla bütün olmuştu. Sonunda şakacı tükürüğünü yola getirip nefes alabildiğinde çocuğu kendinden birazcık uzaklaştırmak için iyiyim işareti yaptı ve çocuğun tekrardan eski yeri masanın yanı başına gitmesini sağladı. Arkasına yaslandı ve çocuğa baktığında garson olduğunu anladı. Nefes almanın şükrünü içinden Tanrıya iletirken "Biz şiparişlerimizi vermiştik, onları bekliyoruz. SEVGİLİM de şimdi gelecek." Teşekkür etmemişti çünkü zaten suçlunun karşısındaki garson olduğunu düşünüyordu ve sevgili kelimesini bastırarak söylemişti. Kimsan'ı yeni yakalamıştı kaçırmak asla istemezdi. Yani çünkü Jaekyung acayip hatta hastalıklı derecede kıskanç biriydi ve Kimsan'ın da bu çocukla kendisini bir şey sanmasın diye onu yanından yollamaya çalışıyordu şimdi.

tarafından **Lee Jong Woo** Salı Şub. 19, 2013 9:10 am

Kızın gözlerinin içine bakarak sormuştu, daha fazla bakamazdı. Gözlerini kızın gözlerinden kaçırdı. Kız ciddi anlamda jongwoo'yu heycanlandırmıştı. Acaba çok mu yaklaşmıştı? Oyşşş kızı heycandırmıştı galiba. Baksana sakin sakin kız yutkunamıyordu bile öksürükler içinde kalmıştı. Vay canına kızı anında etkilemişti yada başka bir olasılıkta vardı kıza baya bi zor soru sormuştu tabi bu saçma olurdu. Ne yapmalıydı su, su ... Su mu getirmeliydi? Kahretsin neden bu kadar panik yapmıştı ki? Kıza hafiften dokunmuştu ki kız anında iyiyim dercesine kendini geriye çekmişti. Masanın diğer ucuna giderken aklından geçmeyen kalmamıştı. Nasıl olurda bu kadar kısa sürede hemde bir müşteriden bu kadar etkilenirdi? Acaba ilk görüşte aşk bu muydu? Hayır, hayır böyle şeylere inanmazdı. Hayatında ilk defa gördüğü hiç konuşmadığı hatta adını sanını bile bilmediği bir kıza aşık olucaktı. Pehh olacak iş değildi. Yine o sinir bozucu hareketini yapıyordu. kızın gözlerinin içine bakıyordu ama bu sefer ciddi anlamda utanmış olmalıydı. kızın ona baktını farkettiği an gözlerini telaşla kaçırmıştı. Kendini beyaz çikolata yemiş gibi hissediyordu aşırı derecede enerjikti. Bu kadar gürültüde bile sanki kalp atışlarını duyabiliyordu. Acaba kız kimdi kimlerdendi neciydi adı neydi en en en önemlisi sevgilisi var mıydı? Olmamalıydı varsa da bir çaresini bulur ayırırdı. Aigoo, delirmiş olmalıydı aklından ne saçma şeyler geçiyordu kendine gelmeliydi. "Biz şiparişlerimizi vermiştik, onları bekliyoruz. SEVGİLİM de şimdi gelecek." Hayır hayır sevgilisi mi vardı? Herşeyi deseydi ama bunu demeseydi. Kızın bunu demesiyle kaçırdığı gözlerini birden bire kızın gözlerine çevirmişti. Hayal kırıklığına uğramıştı, ilk defa bir kızdan bu denli hoşlanmıştı. Şansa bak onunda sevgilisi vardı. Kimmiş o serseride yıldırım aşkımın aşkısı olabilir? Evet, evet kabul etmeliydi daha önce yaşamadığı duyguyu yaşatmıştı bes belli aşık olmuştu. Kafası gerçekten fazlasıyla karışmıştı saçma sapan düşüncelerine hakim olamıyordu. Eli ayağına dolaşmıştı. Pişmiş kelle gibi sırıtmak istemiyordu ama kıza bakınca bunu engelleyemiyordu. Neyse ki güzel bir şekide gülümseye bilmişti. "Tamam o zaman sizi bekletmeden siparişlerini getireyim"

tarafından **Choi Kim San** Salı Şub. 19, 2013 9:20 am

Sevgilisinin yanına geldiğinde garson çocuk çoktan gitmişti. Evet sevgilisini bir garsondan bile kıskanmıştı. Ama napmalıydı? Onu deli gibi seviyordu ve garson çocukta gayet yakınında duruyordu. Masaya biraz somurtkan bir yüzle oturdu. Duygularını saklama konusunda hiçte iyi değildi. Ne kadar saklamaya çalışsada yüzü asılmıştı. Kız arkadaşının bunu fark edip etmediğini bilmiyordu ama şu an ona çok ihtiyacı vardı. Kendine kıskançlığı konusunda hakim olmalıydı. Onu kırıp kaybetmemeliydi. Oturduğu yer sevgilisinin tam karşısıydı. Kendini ona uzak hissetmişti. Kalkıp kızın yanına oturdu. Şimdi daha da iyi olmuştu. En azından garson çocuk geldiğinde yanında ki kediciğin bir sevgilisi olduğunu bilmeliydi. Yüzünü sevgilisine doğru çevirip gözlerinin içine baktı. "Neden bu kadar güzelsin? Seni kıskanmadan edemiyorum." dedi biraz sitemli bir şekilde. En azından nasıl hissettiğini anlamalıydı. Sonuçta artık çıkıyorlardı. Elini kızın omzuna attı ve kendine doğru çekti. Yüzünü kızın saçlarının arasına gömdü. Kokusunu derin bir nefesle içine çekti. Hala sevgili olduklarına inanamıyordu. Sanki herşey bir rüya gibiydi. Bunun bir rüya olmadığını ise sadece kıza dokunduğunda anlayabiliyordu.

tarafından **Cho Jae Kyung** Çarş. Şub. 20, 2013 7:15 am

Garson gidip yerine olması gerektiği gibi sevgilisi gelince rahatladı. Karşısına oturan sevgilisinin suratının asık olduğunu anında fark etti tabi. Onun yüzündeki her ayrıntıyı, her hareketini ve hatta minicik oynattığı miniklerini bile ezbere biliyordu. Onu o kadar çok takip etmiş ve araştırmış, izlemişti ki. Her şeyini biliyordu neredeyse. Bazen kendini sapık gibi hissetse de bu davranışlarının onları sevgili yapmasına yatıp kalkıp şükrediyordu. Tam ona suratının asmasının nedenini soracaktı birden sevgilisinin yanına gelmesiyle gözleri kocaman açıldı. Çocuğun ona böyle güzel şeyler söyleyip sımsıkı sarılması... Bütün bunlara alışık değildi, yani alışmaya çalışıyordu. Kimsan beni seviyor ve o benim sevgilim, her şeyim. Böyle düşünceler aklına geldiğinde karnını gıdıklandırıyor ve kalbini hızlıca attırıyordu ve tabi anında gözlerinin önüne sevgilisinin taptığı yakışıklı suratı. Kollarını kaldırıp gencin boynuna sıkıca sardı ve onu kendine iyice çekti. Tanrım lütfen aramıza hiçbir şey girmesin, bırakmasın beni bu sıska popolum. Kimsan'ın az önceki sözlerini içinden tekrarlayıp kendi kendine havalanırken birden kırmızı sinyaller çaldı. KISKANIYORUM DEDİ DİMEEEĞĞĞ! Tanrım beni kıskanıyor bak görüyorsun, şimdi tut çocuğun dudaklarından ölene kadar öp!!!! Kıskançlık konusunda yarışabiliriz. Birbirimizi eve kilitler kimselere göstermeyiz birbirimizi. İkimiz yeteriz birbirimize. Birbirimiz!! Hehehe. Gülüyordu. Kimsan'ın güzel kulağına doğru "Peki ben ne yapacağım?! Çok popülersin, çok yakışıklısın, çok yeteneklisin. Seni kesen kızları ben gerçek anlamda kesmek ve Han nehrine atmak istiyorum." İçindekileri söylemişti işte. Aslında kesmek fiilini kullanmasaydım keşke, Kimsan beni katil sanacak. Hoş kıskançlıktan olabilirim katil.

tarafından **Choi Kim San** Çarş. Şub. 20, 2013 7:47 am

Kendisine sıkıca sarılmış olan sevgilisine sevgiyle sarıldı. Sevgilisiyle geçirdiği her saniye de daha da aşık oluyordu kıza. Evet onu kısa bir sürede tanımış olsada artık onsuz yapamıyordu. Şarkılarında bile ilham kaynağı olmaya başlamıştı. Sanki önce ki yazdığı bütün şarkılar boş gibiydi artık. Hiç biri Kimsan için bir anlam ifade etmiyordu. Jaekyung ile tanıştığından bu yana bir çok beste ve söz yazmıştı. Artık ilham kaynağı oydu. Sevgilisinin sevimli kedi yüzü aklına geldiğinde istem dışı gülüyor ve mutlu oluyordu. Hayatında hiç bir insana bu kadar bağlanmadığı için Kimsan ondan ayrılmaktan korkuyordu. Belki de bu yüzden bu kadar kıskanıyordu sevgilisini. Kıza biraz daha sıkıca sarıldı. O Kimsan'ındı artık. Düşüncelerinin arasında aklına verdikleri siparişler geldi. Sipariş vereli uzun bir süre geçmişti. Tabi herkes Kimsan gibi değildi. Kimsan siparişlari alır almaz hemen hazırlatır ve masalara götürürdü. Yeni elemanlar gerçekten bu işi bilmiyordu. Tam sipariş için seslenecekti ki karşısında elindeki servislerle Jongwoo belirdi. Aslında sevinse mi üzülse mi bilemedi. Yine de kıskançlığın lüzümu yoktu. Yeni arkadaşına gülümseyen bir yüzle selam verdi. "Bende siparişler nerde kaldı diyordum? Meğersem bizim Jongwoo'numuz hazırlıyormuş." dedi biraz da şakayla karışık sitemli bir şekilde.

tarafından **Lee Jong Woo** Çarş. Şub. 20, 2013 8:54 am

Siparişleri getirmek için kızın yanından koşar adımlarla uzaklaşmıştı. Yıldırım yada şimşek aşkını bulduğunu sevinirken, sevgilisinin olduğunu öğrenmesine ise kahroluyordu. Siparişleri hazırlarken ne yapması gerektiğini düşünüyordu. Aklından çok hayin şeyler geçiyordu. Şimşek gibi kalbinin tam ortasına çakan kızdan sevgilisi var diye vazgeçemezdi. O şimşek benim olmalı diye geçiriyordu içinden. Şimşeğiyle biraz zaman geçirmesi gerekiyordu. Şimşeğimin sevgilisinin biraz karnı ağrısa fazla üzülmezdi her halde. Oğlanın lattesine musil ilacı katarsa tuvalette girdimi çıkamazdı ve bu sırada kızla vakit geçirebilirdi. Aman tanrım neler düşünüyorum ben hayır hayır bu hiç adil değil bu meseleyi kendine yakıştığı gibi erkekçe halletmeliydi. Siparişleri en normalinden hazırlamıştı. Şimşeğinin yanına giderken kendine çeki düzen vermişti ve çıkmadan en çekici parfümünden Rochas'tan iki fırt fıslatmıştı. Siparişleri götürürken tekrardan o şeytani fikirler aklında dolanıyordu. Evet çocuğu cırcır etmek fazla gelmişti ama çocuğun üzerine biraz kahve dökülse kızla muhabbet edecek zamanı kazanabilirdi herhalde. Evet evet planını yapmıştı o serseriden bu şekilde bir süreliğine kurtulabilirdi. Şimşeğinin de yanındaki çocuğunda sırtları dönüktü. Masaya vardığında artist bir şekilde kafasını kaldırıp o serseriye keskin bir şekilde bakmayı düşünüyordu. Kafasını kaldırdı . "Bende siparişler nerde kaldı diyordum? Meğersem bizim Jongwoo'numuz hazırlıyormuş." dedi biraz da şakayla karışık sitemli bir şekilde. Bu bir şaka olmalıydı gözlerine inanamıyordu. Şimşek aşkının aşkısı Kimsan mıydı? O serseri Kimsan mıydı? Bu olamazdı. Hayır hayır bu gerçek olamazdı. Kalbine sanki bir bıçak saplanmıştı çok fazla ağrı hissediyordu dizlerinin bağı çözülmek bu olsa gerekti daha fazla ayakta durabileceğini sanmıyordu. Elindeki tepsiyi tutamayacak kadar başı dönüyordu. Elindeki tepsi ellerinden kayıp gitmişti kahretsin kahve kızın ayaklarına dökülmüştü.

tarafından **Cho Jae Kyung** Çarş. Şub. 20, 2013 9:08 am

Garson çocuğun tekrardan onlara doğru geldiğini görmek Jae Kyung'ı diken üzerine oturuyormuş gibi his vermişti. Çocuktan garip elektrikler alıyordu ve çarpılmak istemiyordu. Tbai o sırada sevgilisinin garson çocukla tanışıyor olması o dikenlerden birinin Jaekyung'a batması gibi olmuştu. Olduğu yerde hafifçe hopladı genç kız. Sevgilisinin bu ses tonunu daha önce hiç duymamıştı demek oluyordu ki hoşnut değildi şuanda. Dudağını ısırdı ve yavaşça elini Kimsan'ın omzuna koydu. İçindeki kedi hissiyatı ona kötü bir şeylerin olacağını söylüyordu ve korkuyordu. Bakışlarını hemen dibindeki Kimsan'a çevirdi ve o sırada garsonun elindeki tepsinin düşmesi sesi müziği bile geçti ve tabi ayaklarına doğru akın eden latteler. Önü açık ayakkabılarına değen içecek ile birlikte öyle bir çığlık attı ki Kimsan başını biraz Jae'den uzağa kaçırmak zorunda kaldı. Çığlık atarken sesi çok incelirdi ve kulak tırmalardı. Tabi müzik durdu ve çoğu kişi onlara doğru bakmaya başladı. Kimsan'ın sinirle ayağa kalktığını görünce acı içinde sevgilisinin koluna yaslandı. Garsonun özür dilemeleri arasında başıyla önemli değil diye sallasa da ayağı yürümeyecek kadar çok acıyordu. Kimsan onu dışarı çıkarırken sürekli doktora gitmekle ilgili konuşuyordu ama oraya kadar uğraşmak ve Kimsan'ı da uğraştırmak istemiyordu. Tek lafı "Eve gidelim lütfen." demekti.

tarafından **Choi Kim San** Çarş. Şub. 20, 2013 9:25 am

Sinirden deliye dönmüştü. Ne yapacağını bilmiyordu. Kız arkadaşının acı dolu çığlığı hala kulaklarının içinde çınlıyordu. Jongwoo'ysa sürekli özür dileyip duruyordu. Ama şu an onunla konuşacak değildi. Kendine hakim olamayacağından ve bir kaza çıkacağından korkuyordu. Sevgilisine doğru eğilip kızı kucağına aldı. Bu halde onu yürütemezdi. Hemen bir şeyler yapmalıydı. Kendi maddi durumu iyi olmadığı için hastaneye götüremezdi. Yurda götürmek isteseler zaten içeri almazlardı. Hızlı adımlarla yürüyüp bir yandan kızın canını acıtmamaya çalışarak scooter'ının arkasına oturttu. Daha sonra da kendisi bindi. Kaskı kıza uzattıktan sonra yanağını öpüp iyi olup olmadığına baktı. Yüzü hafif solmuş gibiydi. Yüzünü kızın yüzüne yaslayıp konuşmaya başladı. "Şimdi sizin eve gidiyoruz."

tarafından **Cho Jae Kyung** Perş. Şub. 21, 2013 6:54 am

Ayağı hala yanıyordu ama son sürat giden motor sayesinde rüzgar sanki ayağına pansuman yapar gibi iyi geliyordu. Kollarını sıkıca sevgilisinin beline sarmıştı ve yüzünü de onun geniş omzuna yaslamıştı. Kask sayesinde saçlarının hepsi yüzünü kapatmasa da ağzına ve ıslanmış yanaklarına yapışıp duruyordu. Sessizce ağlıyordu. Canı gerçekten acımıştı ama bunu Kimsan'a belli etmek istemiyordu. Ağladığını -gerçek anlamda ağladığını, palavradan değil- kimseye göstermeyen bir yapısı vardı. Küçüklüğünde İngiltere'deyken ilk okulda onu dışlayan kız gelmişti aklına. Bu yüzden zaten okullardaki dışlamalardan nefret etmiş ve şimdi Kore'de bunun için mücadele ediyordu. Beden dersinden sonra giyinmek için soyunma odasına gittiğinde dolabını bir açmıştı ve yarısı yakılmış kıyafetleri dolaba tepiştirilmiş halde bulmuştu ve arka tarafında okulun popüler kızlarının ona olan kahkahaları ve onu video çekişleri. Ayakkabılarına kadar her şeyini berbat etmişler ve dolaba atmışlardı. Küçük Jaekyung'ın üzerindeyse sadece okul eşofmanları ve spor ayakkabıları vardı. Tabi hemen bu işi planlayan şeytan kız gelip Jaekyung'ı hem tartaklamaya hemde ona hareketler etmeye başlamıştı. Herkes gülüp kameraya çekiyordu. Hayatında hiç o kadar aşağılandığını hatırlamamıştı Jaekyung. Sonunda dayanamayıp kızın uzun sarı saçlarından tuttuğu gibi dolaba yapıştırma cesaretini göstermişti. Tabi herkes şaşkın bir şekilde ona bakarken Jaekyung bağırarak kızın ona ettiği lafların daha da kötüsünü söyleyerek kızı çok kötü şekilde dövmüştü. Bunun sonucu kız hastanelik olurken Jaekyung okuldan atılmıştı. Bir daha kimse onu ezememişti çünkü internette ve okullar arasında adı kafa patlatan olarak kalmıştı. Gittiği yeni okulda da adalet adına çete kurmuş ve zorbalarla kavga edince ailesi onu Kore'ye yollamıştı. Liseye Kore'de başlamış ve burada da Patilerin Gücü diye çete kurup aynı görevi devam ettirmeye başladı. Kimsan'ı sıktığını fark etmemişti ki sevgilisinin ona iyi misin diye sormasıyla kendine geldi. Sıktığı kollarını serbest bıraktı ve Kimsan arkasına dönmeden yanaklarında akarsu oluşturmuş gözyaşlarını sildi ve geçmişi gözlerinin önünden atmak için gözlerini sıkıca kapatıp açtı. Evine gelmişti.

tarafından **Choi Kim San** Perş. Şub. 21, 2013 7:54 am

Kendisene sıkıca sarılmış olan sevgilisi için çok endişeleniyordu. Bir an önce kızın evine varmak için motorunu son süratle sürüyordu. Sonunda kızın evine vardığında bir önceki yaşadığı şokun aynısını tekrar yaşamıştı. Kızı ilk evine bıraktığında gece vakti olduğu için farketmediği bir şey vardı. Evleri çok çok çok hatta bu Kimsan'ın bile ifade edemeyeceği kadar çok büyük bir evdi. Resmen bir saray yavrusuydu. İçinden uzunca bir woow demişti. Tabi şaşkınlığını belli edecek değildi. Kız arkadaşının maddi durumunun kendisinden iyi olduğunu biliyordu ama hiç bu kadar olacağını tahmin etmemişti. Kafasına gelen saçma düşünceleri dağıtmak için başını iki yana salladı ve kız arkadaşının yanına gitti. Elini yüzüne götürüp kızın çenesinde gezdirdikten sonra dudaklarını kızın dudaklarına götürdü. Onu öyle çok seviyordu ki artık hayatında ki hiç bir şey Jaekyung'tan önemli değildi.

RP SON.
Devamı.

Yasak Elma.

Yasak Elma.

Geri: Yasak Elma.

Geri: Yasak Elma.

Geri: Yasak Elma.

Geri: Yasak Elma.

Geri: Yasak Elma.

Geri: Yasak Elma.

Geri: Yasak Elma.

Geri: Yasak Elma.

Geri: Yasak Elma.

Geri: Yasak Elma.

Geri: Yasak Elma.

Geri: Yasak Elma.

Geri: Yasak Elma.

Geri: Yasak Elma.