Gece Yarısı Sohbetleri
2 posters
IMAGINE :: >> ANYANG YURTLARI :: ANA MERKEZ :: ÇALIŞMA ODASI
1 sayfadaki 1 sayfası
Gece Yarısı Sohbetleri
Wang Mei Jia & Chen Min Li
Masasının üzerine yığdığı kitaplarına doğru düşünceli bir ifade ile baktı. Matematik. Kimya. Fizik. Biyoloji. Ellerini birbirine kavuşturdu ve bir süre daha öylece kitaplara baktı. Geçen iki yıl boyunca bu derslerden bir gram dahi anlamadığını söyleyebilirdi. Zaten sınavları da kıl payı ile geçmişti. Belki de sınavlara birkaç gün kala Min Li ile çalışmamış olsa muhtemelen sınıfta kalırdı. O çalışmalardan aklında kalanları sınav kağıdına geçirmişti. Derin bir nefes aldı. Kendisini harekete geçirmenin zamanı gelmişti. Herkes muhtemelen yurt odalarına çoktan çekilmişti. Bu hem kendisi hem de Min Li için uygun fırsattı. Ellerini kendisine güç vermek ister gibi sıktı. Okulun açılmasından sadece birkaç gün geçmişti ama şimdiden çalışmalara başlaması gerektiğinin farkına vardığında Min Li'nin kapısına dayanmıştı. Vazgeçeceğini biliyordu. Gene çalışmalarını erteleyecekti ve sınavlarına son üç-dört gün kalan çalışacaktı. Sevmediğim bir şeye nasıl çalışabilirim? Huzursuzca iç geçirdi. Min Li muhtemelen sonu sıkı bir çalışmaya sokacaktı ve bu yüzden ürküyordu. Ama son yılında yüksek bir puan ile mezun olmayı amaçlıyordu. Eline geçen ilk siyah lastik toka ile uzun sarı saçlarını kafasının tepesinde topladı ve masaya yaydığı dört kitabı ellerinin arasına aldı. Odasının ışığını söndürürken beynin uyuştuğunu hissediyordu. Koridor boyunca sessizce ilerledi. Yurt görevlisi muhtemelen odasında keyif çatıyor olmalıydı. Kitapları göğsüne bastırdı ve batı yakasından ana merkeze uzanan koridora ilerledi. Sessizlik ilk kez hoşuna gitmiyordu.
Yanlış bir şey yapmadığının farkındaydı ve ama vücuduna hakim olan gerilim huzursuz olmasına neden oluyordu. Uzun koridorda tek ses ayaklarını bastığı mermer zeminden geliyordu. Adımlarını hızlandırdı ve ana merkeze doğru yöneldi. Merkezde de kimse olmaması onu şaşırmıştı. Televizyon odasının boş olması oldukça garipti. Hasret gideriyor olmalılar. Çalışma odasının kapısına vardığında kapının altından sızan güçsüz ışığı fark etti. Yavaşça kapı tokmağını çevirdi ve aralıktan ince vücudunu geçirip kapıyı arkasından kapattı. Çalışma odası oldukça genişti ve bir dolu masayı içeriyordu. Masaların çevresi kapatılmıştı. Bu sayede öğrencilerin dikkatinin dağılmamasını amaçlamışlardı. Yumuşak zeminde birkaç adım attı ve kafasını öne doğru uzatarak Min Li'yi görmeye çalıştı. Tam o dakika da gerilerde ki masadan hafif bir gıcırtı ve kağıt buruşturma sesi geldi. Genç kızın ince dudaklarına tebessüm yayıldı ve odanın gerisinde ki masaya doğru ilerledi. Masaya kapanmış bir biçimde duran Min Li'e baktı. Pembe saçlarını açık bırakmıştı ve Kore'de moda haline gelmeye başlamış büyük kulaklarından birini takıyordu. Kulaklıklardan yayılan şarkıyı Jia dahi duyuyordu. Elinde sıkıca tuttuğu kitapları alçak sehbaya bıraktı ve arkadaşının arkasına geçti. Elinde ki kalemi masaya vuruyor ve şarkıya eşlik ediyordu. Mei Jia gülmemek için dudaklarını hafifçe ısırdı ve yavaşça arkadaşının omzuna dokundu. Min Li ilk başta fark etmemişti ama ardından hızla yerinde doğruldu ve kocaman gözleri ile arkasına bakmaya çalıştı. Mei Jei arkaya doğru geriledi ve kahkaha attı. Min Li'nin şaşkın, bir kaç saniye sonra çatık kaşları ile ona bakan bakışlarını izliyordu. Ellerini dudaklarını götürdü ve kendisini susturmaya çalıştı. Ellerini yavaşça indirirken neşeli bir ses ile "Min Li!" derken bir kez daha kıkırdadı. Üzerinde gerilimin yavaşça kendisinden uzaklaşması neşelenmesini sağlamıştı.
En son Wang Mei Jia tarafından Salı Eyl. 11, 2012 9:07 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Wang Mei Jia- III. Sınıf | Aşçılık Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 234
Lakap : Qiàn ~
Geri: Gece Yarısı Sohbetleri
Okullar açılmıştı ve öğrenciler ikinci evleri olan liseye dönüş yapmışlardı. Bazıları bu yıl daha çok çalışacağım diyip yine geçen yıl ki haylazlıklarına devam edecek, bazıları ise ilk gelen kötü notla birlikte kendine çeki düzen verip derslere asılacaktı. Men Li ise şimdi üniversitede olması gerekirken halen daha aynı sınıfı -3.sınıf- okumanın burukluğu kaplamıştı içini. Artık Çin'deki Men Li değildi, ruhunun derinliklerinde uzun yıllardır saklanan ve çıkmayı bekleyen dahi Men Li çıkacaktı. Geçen yıl nasıl bildiği derslerden kalmayı başardığını anlayamıyordu. Belki de annesinin ilgisini, Koreli yeni babasından, kendine çekmek istiyordu. Ama anlamıştı, tembellikle değil, zekasıyla çekecekti ilgiyi. Şimdiden babasını özlemişti.
Yurda yerleştiği gibi ertesi gün kendini hemen yurdun geniş ve konforlu çalışma odasına attı. Çalışmaya erken başlarsa o kadar güzel dereceler toplardı. Kitaplarını masaya yığmış, kulağına kulaklığını geçirmişti. Her zaman müzik eşliğinde ders çalışırdı, bu huyunu bırakamıyordu. Sözel dersleri çalışırken bile müzik dinlerdi ve anlamama gibi bir sıkıntısı yoktu. Dersi bir kere dinledi mi giriyordu aklına. Bu onun elinde değildi sadece sınavlarda kalemini oynatmak yerine uyuyordu. Ama artık öyle olmayacaktı. Kararlıydı. Derin bir nefes aldı ve elini yukarı kaldırıp fighting hareketini yaptı. Kore'de kaldığı her gün biraz daha yenileşiyordu. Biyoloji kitabını açtı ve ilk başta -her zaman yaptığı gibi- bütün konuların başlıklarına bir göz attı. Bir yandan dudakları da boş durmuyor duyduğu müziği mırıldanıyorlardı. "Mama do, o oh o oh."
Biri omuzuna dokunmuştu ama kale almamıştı, sonra düşündü burada yalnızdım. Korkarak ayağa kalktı ve arkasına baktı. Sarı saçlı Çinli arkadaşı Mei Jia ona kıkırdıyordu. Şaşkın bakışlarına çatık kaşları eşlik etti. Elini kalbine koyup, derin bir nefes veririken "Beni korkuttun." dedi Çince. Ardından da hemen kulaklığını çıkarıp masaya koydu. Kalbi gümlüyordu.
Yurda yerleştiği gibi ertesi gün kendini hemen yurdun geniş ve konforlu çalışma odasına attı. Çalışmaya erken başlarsa o kadar güzel dereceler toplardı. Kitaplarını masaya yığmış, kulağına kulaklığını geçirmişti. Her zaman müzik eşliğinde ders çalışırdı, bu huyunu bırakamıyordu. Sözel dersleri çalışırken bile müzik dinlerdi ve anlamama gibi bir sıkıntısı yoktu. Dersi bir kere dinledi mi giriyordu aklına. Bu onun elinde değildi sadece sınavlarda kalemini oynatmak yerine uyuyordu. Ama artık öyle olmayacaktı. Kararlıydı. Derin bir nefes aldı ve elini yukarı kaldırıp fighting hareketini yaptı. Kore'de kaldığı her gün biraz daha yenileşiyordu. Biyoloji kitabını açtı ve ilk başta -her zaman yaptığı gibi- bütün konuların başlıklarına bir göz attı. Bir yandan dudakları da boş durmuyor duyduğu müziği mırıldanıyorlardı. "Mama do, o oh o oh."
Biri omuzuna dokunmuştu ama kale almamıştı, sonra düşündü burada yalnızdım. Korkarak ayağa kalktı ve arkasına baktı. Sarı saçlı Çinli arkadaşı Mei Jia ona kıkırdıyordu. Şaşkın bakışlarına çatık kaşları eşlik etti. Elini kalbine koyup, derin bir nefes veririken "Beni korkuttun." dedi Çince. Ardından da hemen kulaklığını çıkarıp masaya koydu. Kalbi gümlüyordu.
En son Chen Men Li tarafından Paz Ara. 02, 2012 4:20 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Chen Men Li- III. Sınıf | Astronomi Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 48
Yaş : 32
Lakap : Bulmaca
Geri: Gece Yarısı Sohbetleri
Kitaplarını koyduğu sehbaya doğru eğildi bir taraftan da Min Li ile Çince konuşuyordu. Bu ikisinde de garip bir alışkanlık haline gelmişti. Sanki yan yana geldiklerinde Çince'den başka dil bilmeyen iki kıza dönüşüyolardı. Bunu kesinlikle sorun etmiyordu Jia. Hatta hoşuna gidiyordu. Sadece aile ortamında Çince konuşuyorlardı. Diğer her ortamda Korece konuşması gerekiyordu. Her ne kadar Seul'da doğmuş olmasına karşın Çin'e karşı garip bir özlem içindeydi. Hayatında bir kez dahi adımını atmadığı Çin'e karşı bağlılığı bazen kendisini huzursuz ediyordu. Ama Min Li bir şekilde bu özlemi gideriyordu. Çine konuşarak kendisini Çin'e yakın hissediyordu. Aptalca olduğunun farkındaydı ama buna engel olamıyordu. "Korktuğun zaman gözlerin balık gözleri gibi pörtlek oluyor. Bunu görmek oldukça komik." Kitaplarını ellerinin arasına aldı ve arkadaşının oturduğu masanın diğer tarafına geçti. Kitapları masaya koyup sırayla dizdi. İsteksizdi. O kitaplara bakıyor, kitaplar ona bakıyordu. "Bugün çalışma gecemiz. Dün konuştuğumuz gibi. Bugün beni çalıştırman gerekiyor." Kafasını yavaşça sağa doğru uzattı ve arkadaşının bölmesine baktı. "Unutmadın değil mi?" Arkadaşının cevap vermesini beklerken parmakları ile masaya ritmik bir şekilde vurmaya başladı. Bir taraftan da gözleri ile odayı inceliyordu. Odanın tavanına monte edilmiş küçük lambaların yarısından azı yanıyordu ve etrafı loş bir hava bürümüştü. Masanın üzerinde ki lambayı açtı. Parlak ışık bir süre gözlerini kısmasına neden olmuştu. Masa lambaları gerçekten (!) göz alıcı.
Masanın çekmecelerini karıştırmaya başladı ve küçük bir kalem bulup parmaklarına oynamaya başlarken arkadaşının bölmesine doğru yavaşça seğirtti. Başını masaya gömmüş biyoloji kitabını okuyordu. Kalemi yavaşça Min Li'nin kafasına vurdu. "Artık bana cevap verme tenezzülüde mi göstermiyorsun?" Çevik bir hamle ile biyoloji kitabını kapattı ve arkadaşının doğrulmasını seyretti. Min Li'nin konuşmasına fırsat vermeden elini kaldırdı ve onu susturdu. "İçecek bir şeyler almaya büfeye gidiyorum ve sen çalışkan karınca bana bugün ders vereceksin. Ben gelene kadar kendine çeki düzen ver." Kitabı dayanmış elini kaldırdı ve geri geriye yürüyerek arkadaşına imalı gözler ile baktı. Ardından yavaşça döndü ve çalışma odasından dışarıya ana merkeze çıktı. Sessizliğin halen sürüyor olması hoşuna gitmemişti ama umursamadı ve yönünü büfeye çevirdi. Çerez büfesinin kapısına doğru ilerledi ve içeriye girdi. Karanlık büfede bir süre lambayı açan düğmeyi aradı ve sonunda bulduğunda rahat bir nefes alarak büfe raflarına ilerlerdi. Mutfak bölmesi kapalıydı. Aslında kendisine atıştırmalık birkaç sandiviç hazırlayabilirdi ve karnını doyurabilirdi ama sadece raflardan birkaç çerez paketi almakla yetindi. Hazır kahve makinasında daha bir süre daha oyalandı ve beyaz kuparalara doldurduğu kahveyi ellerine aldı. Çerez paketlerini de kolunun altına sıkıştırdı ve zorlukla büfenin ışığını söndürüp kapıyı açtı. Koridor boyunca sessizce ilerledi ve kahveyi dökmemeye çabaladı. Çalışma odasının kapısını açarken bir kez daha zorlandı ve aralıktan kendini içeriye attıktan sonra kapıyı ayağı ile kapattı. "İki bardak sıcak kahve! Üç paket küçük çerez paketi kaptım geldim. Umarım bana ders vermeye hazırsınsıdır."
Wang Mei Jia- III. Sınıf | Aşçılık Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 234
Lakap : Qiàn ~
Geri: Gece Yarısı Sohbetleri
Mei, onun korktuğundaki balık gözlerinden bahsedince Men Li gözlerini devirip yüzünü çok hififçe iki yana salladı. Kendisini sandalyesine bıraktığında Mei Jia'da kitaplarını hemen karşısında yerleştirirken Mne Li'de bütün dikkatini tekrar biyoloji kitabına gömdü. Dikkatini bir şeye yoğunlaştırdığında o iş bitirene kadar diğerine pek dikkat etmeyen bir yapısı vardı. O yüzden biyoloji kitabının ezber dünyasına dalmışken Jia'nın söylediklerini anlamsız cümle yığıntısı olarak duyuyordu. Kafasına hızla değen şey, hem canını azıcık acıtmış hem de kafasını kaşındırmıştı. Sol elinin, işaret parmağı hızlıca gidip oranın kaşıntısını giderdi. O sırada da uzaklaşan bir rüya gibi biyoloji kitabı kendiliğinden kapandı. Zannediyordu Men Li, ta ki Jia'nın uzun parmaklarını görene kadar. Başını kaldırıp karşısındaki kıza baktı. Jia yiyecek bir şeyler alacağını söyleyip yaylanarak çalışma odasından çıktı.
Men Li başını sallayıp "Ders çalışırken bir şey yemediğimi unutmuş olamaz. Aç Mei." diye söylendi ve kitabın kapağını usulca açtı. Yarım kalmış konusuna devam ederken Jia elinde kahveler ve cip paketleriyle gelmişti. Kız masaya kucağındakileri yerleştirirken Men Li elini uzatıp, sadece sıcak kahveyi kavradı ve kendine çekti. Cık cık sesleri çıkardıktan sonra "Ders çalışırken dikkatimi sadece konuya verdiğimi biliyorsun." dedi ve kahvesinden bir yudum aldı. Karşısına oturan Çinli arkadaşına dönüp gülümsedi ve işaret parmağını ona doğru kaldırıp "Beni cezbetme."dedi Korece. Derin bir nefes aldı ve bugün bir türlü yalnız kalamadığı biyoloji kitabını kapattı. Parmakları kahve bardağının kenarlarında buluştuğunda "Erkencisin galiba bu yıl." dedi ve ekledi. "Ben erkenciyim çünkü bildiğim derslerden kalan bir salağı oynadım. Şimdi kendimi düzeltmeliyim. dudaklarına değip oradan ağzının içine giren sıcak kahve rahatlatyordu onu.
Men Li başını sallayıp "Ders çalışırken bir şey yemediğimi unutmuş olamaz. Aç Mei." diye söylendi ve kitabın kapağını usulca açtı. Yarım kalmış konusuna devam ederken Jia elinde kahveler ve cip paketleriyle gelmişti. Kız masaya kucağındakileri yerleştirirken Men Li elini uzatıp, sadece sıcak kahveyi kavradı ve kendine çekti. Cık cık sesleri çıkardıktan sonra "Ders çalışırken dikkatimi sadece konuya verdiğimi biliyorsun." dedi ve kahvesinden bir yudum aldı. Karşısına oturan Çinli arkadaşına dönüp gülümsedi ve işaret parmağını ona doğru kaldırıp "Beni cezbetme."dedi Korece. Derin bir nefes aldı ve bugün bir türlü yalnız kalamadığı biyoloji kitabını kapattı. Parmakları kahve bardağının kenarlarında buluştuğunda "Erkencisin galiba bu yıl." dedi ve ekledi. "Ben erkenciyim çünkü bildiğim derslerden kalan bir salağı oynadım. Şimdi kendimi düzeltmeliyim. dudaklarına değip oradan ağzının içine giren sıcak kahve rahatlatyordu onu.
En son Chen Men Li tarafından Paz Ara. 02, 2012 4:21 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Chen Men Li- III. Sınıf | Astronomi Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 48
Yaş : 32
Lakap : Bulmaca
Geri: Gece Yarısı Sohbetleri
Sıcak kahvesinden yudum aldı ama yanan dili ile yüzünü buruşturmak zorunda kaldı. Sıcak kupayı masanın üzerine bıraktı ve kafasını yukarıya kaldırıp diğer bölmede kahvesini yudumlayan Min Lie'e baktı. Çerez paketlerine doğru uzanıyordu bir taraftan. "Ders çalışırken atıştırmak hoşuma gidi-" Neredeyse alnına bir şaplak patlatacaktı. Ama ders çalışırken atıştırmaktan hoşlanmıyor. Çerez paketlerini açmadan masanın kenarına bıraktı. "Ayrıca erkenci olmam gerekiyor. Geçen yıl kıl payı geçtiğim söylenebilir aslında. Oldukça çalıştım. Fen ve sayısal içermeyen diğer derslere sınavlarda yüksek puan aldım. Eğer onlar olmasaydı... Ve geçen yıl beni sınavlara doğru çalıştırmasaydın bir-iki fen dersinden dolayı tüm yılı başa sarmam gereke-" Dudaklarını ısırdı. Min Li sınıfta kalmıştı ve yıl tekrarı yapıyordu ve şimdi onun acısını deşiyor olmalıydı. Kahve kupasını ellerinin arasına aldı ve sıcak bir kahvenin tadı ile kasları gevşedi. Şimdi daha iyi. Kupayı yeniden masaya bırakırken biyoloji kitabını önüne doğru çekti ve kapağını açtı. İşte başlıyoruz. Sayfaları incelemeye geçmeden yeniden kafasını kaldırdı ve arkadaşına baktı. Kitabına gömülmüştü. "Beni çalıştırman gerekiyordu aslında. Hem sende çalışmış olursun bende. Diğer bölümde ki toplu masalara geçebiliriz." Arkadaşının umursamaz tavrına yüzünü buruşturarak karşılık verdi. Masanın üzerinde ki kalemi iki masa arasında ki bölmeye vurmaya başladı. "Eğer beni umursamamaya devam edersen gerçekten çalışmanı engellerim."
Min Li'nin çalışmasını engellemek istemiyordu tabi kendisi de o çalışmanın içinde yer alırsa. Dün konuştuklarımızı unuttu. Muhtemelen zoraki bir biçimde bana ders verecek. Çince şarkı mırıldanmaya başladı bir taraftan da kalemi vurmaya devam ediyordu. Ama görünen o ki arkadaşı halen daha onu umursamıyordu. Min Li kahvesini yudumluyor ardından yeniden biyoloji kitabına gömülüyordu. Hırsla ayağa kalktı ve diğer bölmede hemen yanı başında durdu ve ayağını zemine vurmaya başladı. "Meimei." Sesine belirgin bir biçimde duygu sömürüsü kattığından emindi. Umursanmamaktan hoşlanmıyordu. Olduğu yerde neredeyse tepinecekti ama kendini tuttu ve derin bir nefes aldı. Sessiz bir biçimde yeniden kendi bölümüne geçti ve oturdu. Kahvesinden bir yudum daha aldı ve biyoloji kitabına göz gezdirmeye başladı. Geçen yıldan hatırladığı kavramlarını görmek, aklında bir şeylerin kaldığından emin olmasını sağlıyordu. Kendi kendimede ders çalışabilirim pekala. Sadece biraz daha kafa yoracağım. Keşke sadece şarkı söylemek, dans etmek ve yabancı dil dersleri görseydik. Kolaya kaçma. Bunlarda önemli. Şimdi sus ve anlamaya çalış... ... Bu oldukça zor.
Wang Mei Jia- III. Sınıf | Aşçılık Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 234
Lakap : Qiàn ~
Geri: Gece Yarısı Sohbetleri
Mei Jia yerinde rahat durmuyor sürekli yarım bıraktığı konuyu bitirmeye çalışan Men Li'ye kendisini çalıştırması gerektiğini vurguluyordu. Dün bu konu hakkında konuştuklarını hatırlıyordu Men Li ama çinli arkadaşı biraz daha erken gelseydi şuanda çalıştığı biyoloji konusuna başlamayacak ve Jia'ya güzelce anlatacaktı istediğini. Ne yazık ki Jia geç kalmış, Men Li'de biyoloji göz atayım derken yeni bir konuya çalışmaya başlamıştı. Arkadaşının gelmesi bir şeyi değiştirmezdi. Bir işi yarım bırakmaktan nefret ederdi Men Li, bu yüzden önündeki konuyu bitirip öyle arkadaşına dönecekti. Onu umursamıyordu. Evet, bunu gayet iyi başarıyordu. Jia yanına gelip Çince abla -meimei- dese bile -ki Jia ne zaman Çince abla dese Men Li onun her istediğini yapıyordu.- umursamamasını değiştiremedi. Kız yerine gidip sinirli bir şekilde kendi kendine çalışmaya başladı.
Men Li'nin kahvesi bittiğinde -şükür ki- konusu da bitmişti. Önüne gelen pembe saçlarını birleştirip, tek omuzuna koydu. Başını kaldırıp yüzüne bir gülümseme koyduğunda ölecekmiş gibi kitaba bakan Jia'ya baktı. "Hadi gel, sana verdiğim sözü gerçekleştireceğim." dedi. Yavaşça ayağa kalktı ve kitapları eline aldı, cips paketlerini ve kahvenin boşaldığı kupayı masada öylece bırakıp, diğer tarafta dizilmiş, toplu çalışma masalarına gitti. Kim getirdiyse o götürsün, mantığındaydı. Arkasına bakmıyordu biliyordu Jia'nın onu takip ettiğini.
Men Li'nin kahvesi bittiğinde -şükür ki- konusu da bitmişti. Önüne gelen pembe saçlarını birleştirip, tek omuzuna koydu. Başını kaldırıp yüzüne bir gülümseme koyduğunda ölecekmiş gibi kitaba bakan Jia'ya baktı. "Hadi gel, sana verdiğim sözü gerçekleştireceğim." dedi. Yavaşça ayağa kalktı ve kitapları eline aldı, cips paketlerini ve kahvenin boşaldığı kupayı masada öylece bırakıp, diğer tarafta dizilmiş, toplu çalışma masalarına gitti. Kim getirdiyse o götürsün, mantığındaydı. Arkasına bakmıyordu biliyordu Jia'nın onu takip ettiğini.
En son Chen Men Li tarafından Paz Ara. 02, 2012 4:21 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Chen Men Li- III. Sınıf | Astronomi Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 48
Yaş : 32
Lakap : Bulmaca
Geri: Gece Yarısı Sohbetleri
Min Li ortak bölüme doğru ilerlemeye başlamışken arkasında bıraktıklara göz ucu ile baktı. Çalışmadan sonra götürürüm. Evet. derken masasında ki biyoloji kitabını kolunun altına sıkıştırdı ve soğumaya yüz tutmuş kahvesini de aldıktan sonra hızlı adımlar ile Min Li'e yetişmeye çalıştı. Neredeyse kendi ayağına takılıp düşecekti ama vücuduna hakim olmayı başardı. Ortak bölümde birkaç yuvarlak masa ve masayı çevreleyen sandalyeler vardı. Min Li karşısına çıkan ilk masaya yönelince, Mei Jia'da çevik bir hareket ile döndü. Kahveyi masaya bırakana kadar nefesini tuttuğunu fark etmemişti. Derin derin birkaç kez alma ihtiyacı hissetti ve sandalyelerden birine kurulan Min Li'nin yanına yerleşti. Kolunun altına sıkıştırdığı biyoloji kitabını masaya doğru bıraktı ve sandalyede gerinme ihtiyacı hissederek kollarını gerdi. Kendine gel ve yoğunlaş. Kollarını yeniden normal pozisyona getirdi ve soğuk kahvesinden bir yudum daha aldı ve Min Li'e kararlı bir bakış fırlattı. "Evet! Başlayalım!" Sesinin olduğundan fazla yüksek çıktığından emindi. Ama çalışmak istiyordu ve bunu yapacaktı. Biyolojiyi anlayacaktı ve hoca 'Sarışın!' diyerek sınıfta yankılanacak şekilde onu ayağa kaldırdığında soruların hepsini cevaplayacaktı. Ne zaman bu kadar hırslı oldum? Başarılı olmalıyım. Başarılı.
Min Li onu kaşları havada bir süre izlediğini fark ettiğinde tebessüm etti. "Kendimi motive etmeye çalışıyorum." dedi. Omzundan aşağı dökülen sarı saçlarını geriye doğru attı. Min Li tam ağzını açmış konuyu anlatmaya başlayacaktı ki gerilerden gür bir ses duyuldu. İki kızda geriye doğru baktı. Yurt Görevlisi ?! "Sizin yurt odalarınızda olmanız gerekmiyor mu?" Adamın ses tonu oldukça derin ve ürkütücüydü. Jia istemsiz bir biçimde yutkundu ama kendini toparlamaya çalışarak konuşmaya başladı. "Yurt alanı içerisinde olduğumuz sürece istediğimiz yerde olabiliriz. Hem ışıkların sönmesine daha" Duvarda ki saate kısa bir bakış attı. "İki saat var." dedi. Yurt görevlisi bezgin bir biçimde homurdandı. "Gözüm üzerinizde Çinliler." Adamın Çinlileri söyleyiş tarzında bariz bir nefret vardı. Yavaşça arkasına döndü ve uzaklaştı. Bir süre sonra çalışma odasının kapı sesinin kısık kapanma sesi geldi. "Her yıl yeni bir görevli." derken homurdanmamak için kendini zor tutmuştu.
Wang Mei Jia- III. Sınıf | Aşçılık Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 234
Lakap : Qiàn ~
Geri: Gece Yarısı Sohbetleri
Yurt görevlisinin ikazı ve her zamanki gibi Mei Jia'nın kendilerini mükemmel savunması sonucu görevlinin sadece sözlere vurgularıyla bu iki Çinli kızdan nefretini gösterdi. Çalışma odasının kapısı kapanma sesi geldiğinde, Jia homurdanmaya başladı. Men Li'de sinirlenmişti. Çalışmak ne için kötü olabilirdi ki? Veya bir Koreli neden iki masum Çinli'den neden hoşlanmasın? Başını salladı ve pembe saçları yüzüne çarptı. Kafası durduğunda saçları da yorulmuş gibi durdular. Elleriyle saçını topuz yaptı ve -çoğu zaman yaptığı gibi- kalem alıp, saçlarına toka niyetine geçirdi. Adamın arkasından konuşmayacaktı. Sinirde kullanacağı enerjiyi, ders enerjisine çevirmek istiyordu.
Dudaklarını minik O şekline getirip nefesini düzenli bir şekilde verdi. Hemen yanında oturan Çinli sarışına döndü. "Bütün olumsuzluklara rağmen enerjimizi harcamıyoruz ve derse aktarıyoruz." dedi ve arkadaşının başını sallamasıyla onayı almış oldu. Kitabı açtı ve Vitaminler konusuna geldi. "İlk önce kolay konudan başlarsak, hevesimiz artar. Gittikçe zorlaşsın ki bizde zevk alalım." dedi ve dudaklarını yalayıp, dirseklerini masaya dayadı. Ders anlatmaya hazır yeni öğretmenler gibiydi. Latin alfabesi harflerle isimlendirilmiş vitaminlerin üzerine kalem ile hafif vuruşlar yaparken, onların eksikliğinde ne olduğunu ve hangi yiyeceklerde bulunduğunu söylüyordu. Jia'da hızlıca onları elinde tutuğu not kağıtlarına kısaca aktarıyordu.
Dudaklarını minik O şekline getirip nefesini düzenli bir şekilde verdi. Hemen yanında oturan Çinli sarışına döndü. "Bütün olumsuzluklara rağmen enerjimizi harcamıyoruz ve derse aktarıyoruz." dedi ve arkadaşının başını sallamasıyla onayı almış oldu. Kitabı açtı ve Vitaminler konusuna geldi. "İlk önce kolay konudan başlarsak, hevesimiz artar. Gittikçe zorlaşsın ki bizde zevk alalım." dedi ve dudaklarını yalayıp, dirseklerini masaya dayadı. Ders anlatmaya hazır yeni öğretmenler gibiydi. Latin alfabesi harflerle isimlendirilmiş vitaminlerin üzerine kalem ile hafif vuruşlar yaparken, onların eksikliğinde ne olduğunu ve hangi yiyeceklerde bulunduğunu söylüyordu. Jia'da hızlıca onları elinde tutuğu not kağıtlarına kısaca aktarıyordu.
En son Chen Men Li tarafından Paz Ara. 02, 2012 4:22 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Chen Men Li- III. Sınıf | Astronomi Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 48
Yaş : 32
Lakap : Bulmaca
Geri: Gece Yarısı Sohbetleri
- Ölmek üzereyim. Beynin patlamasından korkar gibi elinde tuttuğunu kalemi kitabın arasına sıkıştırdı ve elleri ile şakaklarına bastırdı. Min Li durdurak dinlemeden ona tüm ayrıntıları ile konuları anlatıyordu. Jia bu notları alırken gerçekten zorlanmıştı çünkü nefes almadığından emin olduğu Min Li durmuyor ve her konuyu detayları ile anlatmaya devam ediyordu. Yarım saat sonra ışıklar kapanacaktı ve geçen iki saatte Jia kendisini bambaşka hissediyordu. Beyninin patlayacağından emindi. Yüzünü buruşturdu. Kahveye ihtiyacım var. Uykusuzluk problemleri olmasına karşın kahve tüketimide oldukça fazlaydı. Zaten tüm sorun kahveydi. "Meimei. Bu gecelik bu kadar yeter. Zaten bu kadar hızlı... Olmak zorunda değiliz. Öyle değil mi?" Bir kez daha derin bir nefes aldı. Min Li'e döndü. Anlaşılan arkadaşı oldukça enerjikti ve iki saate daha ders anlatabilir gibi görünüyordu. Sırtını sandalyeye yasladı. "Hadi şu yarım saati konuşarak geçirelim. Bu yılda astronomi kulübü başkanısın öyle değil mi? Bende aşçılık klübünün başkanı olacağım muhtemelen." Yüzüne geniş bir tebessüm yayıldı. Aşçılık kulubü için aklında dolusuna fikir vardı ve hepsini uygulamaya sokacaktı er geç. Biyoloji kitabını yavaşça kapattı ve kendisine doğru çekti. "Hadi artık vitaminler veya organizmalar hakkında bir şey duymak istemiyorum." Halen ders çalışmak istediğine inanamıyorum. Öne doğru eğildi ve dirseklerini masaya dayadı. "Pembe kız."
Sesinde ki meraklı ton oldukça hınzır bir şekilde kendini göstermişti. Min Li'nin pembe saçlarına baktı. Muhtemelen onu uzaktan gören veya tanımayan biri çılgın ve eğlenceli bir parti kızı olduğunu düşünebilirdi. Pembe saçlar oldukça sıradışıydı. Ama Jia, Min Li'i tanıyordu. Geçen iki yılda tanımaya çalışmıştı. Oldukça zekiydi ve ders çalışmadan durmuyordu. Tabi geçen yıl bir heves astronomi kulübünü bırakıp ponpon kızlara katılacağını söylediğinde orada heykel gibi ifadesiz karşısında durmuştu. Değişken biriydi. Bu değişkenlik hali bir hafta sürmüştü. Ponpon kızlara kıl payı katılmamıştı ve kendisini yeniden astronomi kulübünün çalışmalarına vermişti. Jia yaz boyu ders çalıştığına inanmak istemiyordu. Aslında Min Li'nin sınıfta kaldığına da halen daha inanamıyordu. Sınav zamanları onu çalıştırırken aklında belirgin bir şekilde 'Bu kız mükemmel bir üniversite kazancak' düşüncesiydi. Değişkenliği yüzünden olmalı. "Gene sessizliğe büründün. Peki. Sana zaman tanıyorum. Yurt görevlisi gelmeden konuşacağız ve bölmede bıraktığımız çöpleri atmam gerekiyor. Aslında bakarsan iki kah- ... Ya da. Ortalığı topladıktan sonra hemen buraya geliyorum ve konuşuyoruz. Yazın eğlenceli bir şeyler yaşamış olmalısın. Benim tüm günüm lokantada geçiyordu." derken sırıtıyordu. Sandalyeden kalktı ve geri geri adımlar atarken Min Li'e göz kırptı.
Wang Mei Jia- III. Sınıf | Aşçılık Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 234
Lakap : Qiàn ~
Geri: Gece Yarısı Sohbetleri
Jia yemek kulübünün başkanı olacağında çok mutlu oldu, tam da Mei Jia'ya göre bir kulüp. Arkadaşı konuştukça o önüne bakıyordu, bu aralar bir durgunlaşıp bir canlanıyordu. Hem de hala ders çalışmak istiyordu. Bir kere istekle ders açlışmaya başladı mı bütün vücudu ağrıyıp artık kalk masanın başından, baskısı yapmadan çalışmasını bitirmiyordu. Bugünde o istekli günüydü ama Jia çalışmasını yarım bıraktıyordu. Gözleri ve aklı hala kitabın sayfaları arasında dolaşıyoru, Jia'ın konuştuklarını dinleyen kulakları ise çalışmanın arka fonunda dinlediği müzikler gibiydi; sözler geliyor ama anlaşılmıyor, melodi dinleniyordu. Yanındaki sandalyenin çekilip Jia'nın ayaklandığını görünce dikkatini topladı ve arkadaşına baktı. Kendini suçlu hissediyordu, onu dinlememişti. Dudağını ısırıp ona göz kırparak geri geri giden sevimli Çinliye gülümsedi. Kız tekli çalışma masalarına doğru ilerlerken Men Li önüne döndü. Ellerini pembe saçları arasına daldırıp saçlarını sinirle karıştırdı. Çok dalgınsın, topla kendini.
Evet, büyük ihtimalle Jia diğer masada bıraktıkları şeyleri toparlamaya gitmişti. Men Li, önündeki kitapları üst üste koyup, masanın kenarına koydu. Yanındaki masadan uzaklaşmış, Jia'nın sandalyesini de masaya yaklaştırdı ve derin bir nefes alıp, çalışma odasını gözleriyle taramaya başladı. Beklemekten başka yapacak başka bir şeyi yoktu. Vücudunu öne doğru eğip başını masaya dayadı, dudaklarından istemsizce "Çin'i özledim." sözleri döküldü, bazen özlemi ansızın tütüyordu burnunda.
Evet, büyük ihtimalle Jia diğer masada bıraktıkları şeyleri toparlamaya gitmişti. Men Li, önündeki kitapları üst üste koyup, masanın kenarına koydu. Yanındaki masadan uzaklaşmış, Jia'nın sandalyesini de masaya yaklaştırdı ve derin bir nefes alıp, çalışma odasını gözleriyle taramaya başladı. Beklemekten başka yapacak başka bir şeyi yoktu. Vücudunu öne doğru eğip başını masaya dayadı, dudaklarından istemsizce "Çin'i özledim." sözleri döküldü, bazen özlemi ansızın tütüyordu burnunda.
En son Chen Men Li tarafından Paz Ara. 02, 2012 4:22 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Chen Men Li- III. Sınıf | Astronomi Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 48
Yaş : 32
Lakap : Bulmaca
Geri: Gece Yarısı Sohbetleri
Ellerini çırparak yerine yerleşti ve sarı saçlarını sıkıca kafasının tepesinde tutan tokayı çözdü. Saçları özgürlüğe kavuşmanın sevinci ile omuzlarına döküldü. Gözlerini Min Li'e çevirdi. Bu dalgın hali artık sinirine dokunmaya başlamıştı. Kaşlarını çattı ve parmaklarını arkadaşının önünde şıklatarak kendisine dikkat etmesini sağlamaya çalıştı. "Sen iyi misin? Bunun derslerden kaynaklanmadığına eminim. Kafanın içinde neler var ve seni bu kadar dalgın hale sokuyor." Elini arkadaşının omzuna koydu ve dikkatini çekmeye çabaladı. "Yazın Çin'e gittin mi?" Arkadaşının gözlerinde özlem olduğunu fark ettiğinde dudaklarını birbirine bastırdı. Sorunu anlamıştı. Muhtemelen tüm yazı Seul'da geçirmişti ve Çin'e gitmemişti. Büyük annesinin yıllar önce öğrettiği Çince şarkıyı mırıldanmaya başladı. İki kardeşin hikayesini anlatıyordu şarkı. Güneş ve Ay'ı. Birbirlerine kavuşamayan iki kardeş. Şarkıya göre sonunda Çin'in üzerine Güneş ve Ay birbirlerine kavuşacaklardı. Ying Yang olayını anımsatıyordu Jia'a. Aslında bu konuya yönelik olduğundan emindi. Şarkıyı mırıldanmaya devam ederken Min Li'in dalgınlığından sıyrılmasını istiyordu aslında. Acaba özlemini daha acı bir şekle mi getiriyorum? Belki Çince de konuşmamalıyız. Durdu ve mırıldanmayı kesti. "Belki de yurt görevlisi gelmeden odalarımıza çekilsek iyi olur. O adam gerçekten bizden hoşlanmamış gibiydi." Konuyu değiştirme çabası içine girmişti. Parmakları ile oynamaya başladı. Gerildiğinde veya huzursuz olduğunda parmakları ile oynamaya başlardı.
Wang Mei Jia- III. Sınıf | Aşçılık Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 234
Lakap : Qiàn ~
Geri: Gece Yarısı Sohbetleri
Jia yazın Çin'e gittiğiyle ilgili soru sorduğunda, içindeki özlem yüklü nefesi ciğerlerinden boşalttı ve gözlerini kapattı. Özlemişti Çin'i ve babasını. Tamam, babasıyla en son geçen ay görüşmüştü ama o babasına fazla biriydi. Sırtını okşayan dostane bir el ve kulağının pasını siler gibi mükemmel bir ses gelmişti. Şanslıydı, okulda ona Çince şarkı söyleyebilecek, Çince konuşabilecek, Çin hakkında konuşabileceği yakın bir arkadaşı vardı. Gözlerini kapattı ve Çin'deki eski hayatını düşündü. Orada popüler, parıltılı, hızlı, hiçte masum olmayarak geçen yaşamı bambaşka bir Men Li. Burada, Kore'deki nazik, göz önünde bulunmayan-bilim yarışlarındaki popülerliği hariç- ve kitaplarla geçen yaşamı başka bir Men Li'ydi. Neden ikisini birbirine karıştırmayıp, ortada bir Men Li yaratmıyorum? Aklına gelen alışveriş yaparken kucağında kitaplarıyla dolaşan veya çıktığı onca erkeğe ders veren bir kız geldi gözünün önüne. Kafasını hemen salladı ve doğruldu. Zaten o sırada Jia'da susmuştu.
Jia odalarına geri dönmek ile ilgili konuşurken Men Li birine açılmanın, içini dökmenin vakti geldiğini anladı. Büktüğü dudağı ve kaldırdığı kaşlarını kapatan pembe saçlarıyla Jia'ya döndü. "Çin'i özledim. Babam ile geçirdiğim güzel vakitleri özledim. Eski annemin bana yemek yapmasını, benimle ilgilenmesini özledim. Annemin bu Koreli sevgilisinden nefret ediyorum. Bazen ondan o kadar nefret ediyorum ki dünya üzerinde yaşayan bütün Koreliler öldün istiyorum."dedi ve tekrar kendini masaya bırakırken "Halbu ki adamın hiç bir kötülüğünü görmedim. Çok.. Çok iyi biri. Babamdan bile mükemmel biri. Belkide annem o yüzden onu seviyor."dedi boğuk sesiyle. Jia'yı bu konularda rahatsız etmek istemezdi ama içinde tutamayacaktı artık. Odalara gitme işi biraz ertelenmişti yani.
Jia odalarına geri dönmek ile ilgili konuşurken Men Li birine açılmanın, içini dökmenin vakti geldiğini anladı. Büktüğü dudağı ve kaldırdığı kaşlarını kapatan pembe saçlarıyla Jia'ya döndü. "Çin'i özledim. Babam ile geçirdiğim güzel vakitleri özledim. Eski annemin bana yemek yapmasını, benimle ilgilenmesini özledim. Annemin bu Koreli sevgilisinden nefret ediyorum. Bazen ondan o kadar nefret ediyorum ki dünya üzerinde yaşayan bütün Koreliler öldün istiyorum."dedi ve tekrar kendini masaya bırakırken "Halbu ki adamın hiç bir kötülüğünü görmedim. Çok.. Çok iyi biri. Babamdan bile mükemmel biri. Belkide annem o yüzden onu seviyor."dedi boğuk sesiyle. Jia'yı bu konularda rahatsız etmek istemezdi ama içinde tutamayacaktı artık. Odalara gitme işi biraz ertelenmişti yani.
En son Chen Men Li tarafından Paz Ara. 02, 2012 4:23 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Chen Men Li- III. Sınıf | Astronomi Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 48
Yaş : 32
Lakap : Bulmaca
Geri: Gece Yarısı Sohbetleri
Sandalyesini arkadaşının daha yakınına çekti ve başını arkadaşının omzuna yasladı. Onu yatıştırmak özlemini unutmasını sağlamak istiyordu. Sonuç olarak sadece bir süre Çin'i düşünmemesini sağlardı ama orada özlemin kalacağından emindi. Babasından, annesinden zaten hiç ayrı kalmamıştı. Teknik olarak. Yatakhanede kalıyordu ama her haftasonu kendisini lokantada buluyordu. Hem zaten ayrıda değillerdi. Büyük annesi buna izin vermezdi zaten. Yüzüne hafif bir tebessüm yayıldı. Büyük annesi ailede Çin'de yaşamış tek kişiydi. Orada pirinç tarlarlarında işçi olarak çalışırdı. Her ne kadar Çin'de o dönemlerde yaşamanın zor olmasına karşın Çin'in her koşulda sevmeye devam etmişti. Acaba büyük annemde özlem çekiyor mudur? Büyük babası ile Seul'a yıllar önce gelmişlerdi. Babası dahi dünyaya gelmemişti. Seul'da yepyeni bir hayata başlamıştı. Ailesinden uzakta olmasına karşın.
İç geçirdi. Men Li'de babasını özlüyordu. Çin'i özlüyordu. Muhtemelen orada ki hayatı Seul'da geçirdiği hayattan daha kolaydı ve rahattı. "Bana Çin'de ki hayatından hiç söz etmedin. Orada nasıl yaşıyordun? Nasıl biriydin? Muhtemelen gene kitaplara gömülen pembe saçtın öyle değil mi?" Başını kaldırdı ve yüzünü kaplayan bir gülümseme ile Men Li'ye baktı. Ama gözlerinde o garip parıltı gülümsemesinin solmasına neden olmuştu. Eli ile arkadaşının omzunu sıvazladı. "Her okulda vardır öyleleri değil mi? Zeki kızlara ve ders çalışanlara laf söyleyenler. Huzursuz olmalarını sağlayan. Buna alışmanı beklerdim." derken istemeden kıkırdadı. Ama aralarında karmaşık bir gerilim oluşmaya başlamıştı. Jia'nın hiç hoşuna gitmiyordu. Meraklı biri değildi ama Men Li'nin Çin'de ki hayatı konusu geçince farklı duruşu meraklanmasına neden olmuştu.
Wang Mei Jia- III. Sınıf | Aşçılık Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 234
Lakap : Qiàn ~
Geri: Gece Yarısı Sohbetleri
Pembe saçlı, zeki kız Çin'de. Komik gelmişti Men Li'ye. Çünkü orada asla zeki Men Li, olmayacağı bir durumdu. Buruk bir şekilde gülümsedi. İçini ve özlemini dökecekti bu gece, kararlıydı. Birileri bilmeliydi artık. Derin bir nefes boşalttı ve yüzünü aşağıya eğdi. Sanki utanıyordu eski halinden. Evet Çin'deyken tekrar o haline bürünüyordu ama Kore'de bambaşka biriydi. Niye öyleydi bilmiyordu. Arkadaşına bakmadan, mermer zemin üzerinde daireler çizdiği ayağını izleyerek başladı konuşmasına. "Çin'de hiç tahmin etmediğin gibi biriyim." bir başlık atmıştı konuşmasına. Hala bakmıyordu kızın suratına, utancından değil, neden daha önce yakın dediği bu arkadaşına açılamadığı için kızıyordu kendine. "Kore'de ki bu zeki ve pembe kafalı kızdan eser yok orada."dedi ve dudaklarını ısırdı. Tam olarak nasıl açıklayacağını bilemiyordu. "Biliyorsun buraya lise ikide geldim, orada bu yaşıma kadar bambaşka biriydim." sürekli aynı şeyi söylediğinin farkındaydı ama ağzında geveliyordu işte. Halbuki bir suç işlememişti, kötü bir şey yapmamıştı. Sadece ruhunda iki ayrı karakter barındırıyordu o kadar. Sonunda bakışlarını kaldırdı ve sandalyesini onu daha iyi görebileceği şekilde karşına çekmiş ve ona endişeyle bakan Çinli arkadaşına baktı. Suratına buru bir gülümseme koydu. "Çin'de or*spu gibiydim desem yeridir."dedi ve gözlerini devirdi. Ama o eski halinden de vazgeçmiyor, Çin'e uğradığında eski Men Li oluyordu.
"Çin'e neredeyse bir yıldır gitmedim. Annem istemiyor oraya gitmemi, babam da beni ziyarete buraya geliyor. Bir hafta onun burada tuttuğu evde baba-kız kalıyoruz. Sonra o geri dönüyor Çin'e." Şimdi de neden ailesine atladığını bilemiyordu, tekrar ana konuya geri döndü. "Orada popüler biriyim, yani öyle ünlü falan değil. Okuduğum lisede ve orta okulda okulun popüler kızlarındaydım. Buradaki Yong Ah gibi. O zamanlar da saçım pembe değil turuncuydu tabi."dedi pembe saçlarını parmakları arasından geçirirken. Yüzünden az önce uçan buruk gülümsemesini tekrar yerleştirdi. "Okulu bırak, olduğum şehirdeki çoğu erkekle çıkmıştım. Kızların özendiği, erkeklerin ağzının sulandığı bir kızdım. Derslerle alakam yoktu, derste konuşsam bile hoca anlatırken bir şekilde anlıyorum diye derslerde kulaklığımı takıp müzik dinlediğimi hatırlarım. İnat ediyordum içimdeki zeki ve masum Men Li'ye. Popüler Men Li inat ettikçe daha da sürtükleşiyor daha da şımarıyordu." dudaklarından utangaç bir nefes verdi. Düşünüyordu daha anlatacak bir şeyler arıyordu aklında ama şu anda bulamıyordu. Boş boş Mei Jia'ın gözlerine bakıyordu. Belki bir şeyler sormasını bekliyordu, anlatacaktı bu akşam her şeyi ama aklına gelmiyordu şimdi. Beyni formatlanmış gibiydi.
"Çin'e neredeyse bir yıldır gitmedim. Annem istemiyor oraya gitmemi, babam da beni ziyarete buraya geliyor. Bir hafta onun burada tuttuğu evde baba-kız kalıyoruz. Sonra o geri dönüyor Çin'e." Şimdi de neden ailesine atladığını bilemiyordu, tekrar ana konuya geri döndü. "Orada popüler biriyim, yani öyle ünlü falan değil. Okuduğum lisede ve orta okulda okulun popüler kızlarındaydım. Buradaki Yong Ah gibi. O zamanlar da saçım pembe değil turuncuydu tabi."dedi pembe saçlarını parmakları arasından geçirirken. Yüzünden az önce uçan buruk gülümsemesini tekrar yerleştirdi. "Okulu bırak, olduğum şehirdeki çoğu erkekle çıkmıştım. Kızların özendiği, erkeklerin ağzının sulandığı bir kızdım. Derslerle alakam yoktu, derste konuşsam bile hoca anlatırken bir şekilde anlıyorum diye derslerde kulaklığımı takıp müzik dinlediğimi hatırlarım. İnat ediyordum içimdeki zeki ve masum Men Li'ye. Popüler Men Li inat ettikçe daha da sürtükleşiyor daha da şımarıyordu." dudaklarından utangaç bir nefes verdi. Düşünüyordu daha anlatacak bir şeyler arıyordu aklında ama şu anda bulamıyordu. Boş boş Mei Jia'ın gözlerine bakıyordu. Belki bir şeyler sormasını bekliyordu, anlatacaktı bu akşam her şeyi ama aklına gelmiyordu şimdi. Beyni formatlanmış gibiydi.
En son Chen Men Li tarafından Paz Ara. 02, 2012 4:25 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Chen Men Li- III. Sınıf | Astronomi Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 48
Yaş : 32
Lakap : Bulmaca
Geri: Gece Yarısı Sohbetleri
Oldukça şaşırmıştı ama yüz ifadesini sabit tutmaya çalışıyordu. Yoksa orada garip ve tanımlayamacağı bir ifade ile arkadaşına bakıyor olabilirdi. Önüne düşen sarı saç tutamlarını kulağının arkasına sıkıştırdı ve derin bir nefes aldı. Aslında 'Orada daha beter çalışırdım. İnek olarak orada ünlendim. Ama umursamadım. Sadece çalışıyordum. Buraya gelince boşladım ama çalışmaya yeniden başladım ve durmayacağım.' diyeceğini bekliyordu. Ama söyledikleri gerçekten şaşırmasına neden olmuştu. Çift karakterli gibi. diye geçirdi içinden. Evet. Karşısında oturan ve saatlerce ders çalışan Men Li, Çin'de... Hayır. Çok saçma. Mei Jia arkadaşının yüzüne dikkatle baktı ve inceledi. Nefesini tutmuştu istemsizce. Doğru söylüyor. Sessizliğin sürmesi hoşuna gitmedi. Men Li'nin zamanla çöken vücudu huzursuzlaşmasını sağlıyordu. Ellerini dizine vurdu yavaşça. Ne diyeceğini bilmiyordu. Kesinlikle soru soracaktı ama bu soruların onun üzerinde bırakacağı etkiyi düşünüyordu.
Arkadaşının omzuna bir kez daha elini attı. Bu sorunun Men Li üzerinde karmaşık bir cevabı olacağına emindi. Ama sormak zorundaydı. Görünüşe bakılırsa uzun süredir sıkıntı içinde kendini yiyip bitiriyor gibiydi. Pembe saç tutamlarından birini parmağına doladı. Belki de yavaş yavaş başlamalıydı. Canını yakmak istemiyordu. "Demek turuncu saçların vardı. Pembe sana daha çok yakışıyor." dedi ve yüzünü kaplayan bir gülümseme ile Men Li'e baktı. Arkadaşının buruk gülümsemesi daha iyi hissetmesine sağlamıştı. "Peki... Hanginiz... Gerçek Men Li?" Bu ne saçma bir soru. Yani. Sormamalıydım. Ansınız dudaklarından dökülen soru ile pişmanlık duymuştu.
Wang Mei Jia- III. Sınıf | Aşçılık Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 234
Lakap : Qiàn ~
Geri: Gece Yarısı Sohbetleri
Jia'nın parmağı, kendi pembe saç tutamında asılı kalırken bakışları arkadaşının yüzünde dolaşıyordu. Yaptığı tatlı iltifata gülümsedi ve ardından sorduğu soryla donakaldı. Gerçek Min Li. Sahi hangisi gerçek Min Li'ydi? Çin'de ki yaşamında popüler ve havalı kız mı yoksa buradaki -Kore'de- sessiz ve zeki kız mı? Gözlerini arkadaşının meraklı yüzünden çekti ve kızın arkasındaki kitaplığa takıldı. Kitapları tek tek tarıyordu keskin gözleri. Düşünüyordu. Daha önce hiç sormamıştı böyle bir soru kendine. Cevabı bilmiyordu. Çin'deyken içindeki zeki Men Li'yi dışarı çıkarmak onu da yaşamak istiyordu ama yapamıyordu. Burada ise kendisi çıkarmıyordu eski Min Li'i.
Dudaklarını ısırdı, gözleri kitap raflarından kaymış, taş mermer zeminde dolaşıyordu. Nasıl cevap verecekti? Yanlış bir şey de söyleyip arkadaşını kendisinden kaçırmak da istemiyordu. "Güzel bir soru sordun." Omuzlarını silkti. Bakışlarını kaldırıp arkadaşına dikti. "Ama bende bilmiyorum. Hangimiz gerçeğiz? Bu zeki Men Li mi yoksa Çin'de bıraktığım Men Li mi?" dedikten sonra yanındaki masaya kolalrını yayaıp elleriyle başına masaj yapmaya başladı. "İşin çözülmez yanı, Çin'e gittiğimde tekrar eski Men Li oluyorum. Kore'ye geri döndüğümde burada Men Li oluyorum." Ne yapacağını bilmiyordu. Büyük ihtimalle Tanrı ona çift karakter vermişti. Bazen düşünüyordu Men Li. Acaba Tanrı, ben anne karnındayken bir ikizim vardı da onu yanına alıp, onun karakterini de ruhuma eşlik mi ettirdi? Başka açıklaması yoktu Men Li'ye göre.
Dudaklarını ısırdı, gözleri kitap raflarından kaymış, taş mermer zeminde dolaşıyordu. Nasıl cevap verecekti? Yanlış bir şey de söyleyip arkadaşını kendisinden kaçırmak da istemiyordu. "Güzel bir soru sordun." Omuzlarını silkti. Bakışlarını kaldırıp arkadaşına dikti. "Ama bende bilmiyorum. Hangimiz gerçeğiz? Bu zeki Men Li mi yoksa Çin'de bıraktığım Men Li mi?" dedikten sonra yanındaki masaya kolalrını yayaıp elleriyle başına masaj yapmaya başladı. "İşin çözülmez yanı, Çin'e gittiğimde tekrar eski Men Li oluyorum. Kore'ye geri döndüğümde burada Men Li oluyorum." Ne yapacağını bilmiyordu. Büyük ihtimalle Tanrı ona çift karakter vermişti. Bazen düşünüyordu Men Li. Acaba Tanrı, ben anne karnındayken bir ikizim vardı da onu yanına alıp, onun karakterini de ruhuma eşlik mi ettirdi? Başka açıklaması yoktu Men Li'ye göre.
En son Chen Men Li tarafından Paz Ara. 02, 2012 4:26 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Chen Men Li- III. Sınıf | Astronomi Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 48
Yaş : 32
Lakap : Bulmaca
Geri: Gece Yarısı Sohbetleri
Dudaklarını birbirine bastırdı Men Li konuşmasına devam ederken. Sorduğu sorunun saçmalığını da üzerinden atamıyordu. İkisi de Men Li'ydi tabi ki. Ama... Farklı durumlarda kendilerini gün yüzüne çıkarıyorlar. Ellerini arkadaşının saçlarından çekti ve masaya koyup birleştirdi. "Aslında... Sonuç olarak ikisi de... Sensin. Ama... Onları bütünsel olarak kontrol etmiyorsun... Saçmalıyorum." Başını masaya gömdü. Ritmik bir şekilde masaya vurmaya başlarken ortamın gergin havasını dağıtmak istiyordu. Yavaşça başını kaldırdı ve ellerini çenesine dayayıp Men Li'yi süzdü. Yüzünü eğmiş yere bakıyordu. "Şu yüzünü yukarı kaldır pembe... ... Eğer sorunların varsa istediğin zaman bana gelebilirsin. Yardım etmeye çalışırım. Hatta senin için psikolojik kitaplar dahi okurum." Yüzünde ki geniş gülümseme ile arkadaşının çenesini tuttu ve kaldırdı. Onu rahatlatmak istiyordu. Böyle gergin ve huzursuz bir Men Li görmeye katlanamazdı. "Bence... Her iki Men Li'de birleşmeyi bekliyor. Meimei. Bu bir savaş gibi. Ama içinde geçiyor ve ancak sen son verebilirsin. Çinli ve Koreli Mei Lin'de sensin sonuçta ve ben her zaman yanında olacağım." Bu gerçekti. Men Li her şekilde... Farklı iki kişiliğe dahi sahip olsa da fark etmezdi onun için. Ona güveniyordu ve dostuydu. Dostlar, arkadaşlar birbirlerini hiç bırakmazlar. Ama kendi düşüncesine ihanet ettiğini biliyordu. Birinci sınıfta. Aslında herkes ihanet etmişti birbirlerine ve hepsi birbirlerinden kopmuşlardı. Jia bir daha bırakmayacaktı. Hiç bir dostunu. Arkadaşını. Yakınını. Onları bırakmazdı. Her zaman sahiplenirdi. Ama... Kendi davranışlarına dahi ihanet etmişti zamanında. Düşüncelerinden sıyrılmak ister gibi elini bir kez daha arkadaşının omzuna attı ve sarıldı.
RP TAMAMLANMIŞTIR.
Wang Mei Jia- III. Sınıf | Aşçılık Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 234
Lakap : Qiàn ~
IMAGINE :: >> ANYANG YURTLARI :: ANA MERKEZ :: ÇALIŞMA ODASI
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz