Anasayfa
Latest images
Arama
Kayıt Ol
Giriş yapOld Friend and Pizza
2 posters
1 sayfadaki 2 sayfası
1 sayfadaki 2 sayfası • 1, 2 
Old Friend and Pizza
tarafından Kwon Na Sun C.tesi Ekim 13, 2012 9:58 am
Kwon Na Sun & Jung Hee Dong
Kardan hoşlanmıyordu. Aslında bir zamanlar hoşlanırdı. Hatta pencerenin karşısına geçip saatlerce izlerdi ve kendi kendine tebessüm ederdi. Ama artık pekte hoşlandığını sanmıyordu. Hem artık bir çocuk değildi hem de eski Na Sun olduğuda söylenemezdi. Okulun koridorda durmuş öylece dışarıya bakıyordu. Ponpon kızlar ile beraber 'Kışın Ateşli Partisi' olarak adlandırdıkları partide olmalıydı. Mi Ko özellikle üstüne basarak partiye gelmesini istemişti ama bundan emin değildi. Halen daha içten içe karışıklar yaşıyordu ve böyle bir ortama ayak uydurabileceğinden emin değildi. Parmaklarının arasında tuttuğu siyah şapkasını kısa sarı saçlarının üzerine yerleştirdi ve kapıya doğru yürümeye başladı. Aylar sonra ilk kez dikkat çekmek istemiyordu ve geçen yıl olduğu gibi görünmez olmak istiyordu. Geçen yıl yüzüne bakmayan kızlar, erkekler bir anda peşinde dört döner olmuştu. Bu ilgiden kesinlikle hoşlanıyordu ama sanki sahte bir aynanın önünden çevreye bakıyor gibi hissediyordu. Montuna daha sıkı sarılırken okulun bahçesine açılan kapının demir kolunu dışarıya doğru itti. Rüzgar fazla sert esmiyordu. Hatta hiç hissedilmediği bile söylenebilirdi. Kar taneleri zarifçe gökyüzünden aşağı süzülerek iniyordu. Derinlere gömülmüş çocuksu bir istekle ince siyah bir eldiven geçirdiği elini havadan süzülen kar tanelerine uzattı. Beyaz kar taneleri eldivenin birkaç saniye duruyor ardından eriyip eldivende küçük ıslaklıklar bırakıyordu. Dudaklarını birbirine bastırken hızla gözleri ile etrafa baktı. Bahçede sadece kol kola gezinen bir çift ve kardan adam yapmaya çalışan ve oldukça gürültü çıkararak bir taraftan da kar topu oynayan çocuklar vardı. Ellerini kırmızı montunun ceplerine soktu ve yavaşça merdivenlerden indi ve taş yoldan okulun çıkışına doğru ilerlemeye devam etti. Aralarına katılıp kar topu oynamayı isterdi. Hatta kendisini yere atıp melek işareti dahi yapabilirdi ama bunları derinlere gömmeye çalışmıştı. Artık eski çocuksu Na Sun değildi. Daha katılaşmış ve kendine güvenen bir kızdı. Sanırım.
Arabası olması için her şeyi verebilirdi şu dakikada. Taş yoldan çıkıp okulun dışına çıktığında kafasını birkaç sağa ve sola çevirmiş ve taksi geçmesini umut etmişti ama yol boyunca sadece normal arabalar geçiyordu. Buradan nereye gideceğini bilmiyordu. Aslında kendisini evine atabileceğinden ve kafasını dinleyebileceğinden emindi. Hem annesini özlemişti. Ama bunu düşünmemeye çalıştı. Ailesi halen değişen davranışlarına ve görünümüne alışamamıştı. Onu yargıladıkları dahi söylenebilirdi ve bu durumla karşılaşmayı erteleyecekti. Okullarının Seul merkezinden fazla uzakta olmamasına seviniyordu. Yol kenarında tek başına öylece yürürken ulaşabileceği mekanları gözden geçiriyordu. Alışveriş merkezinde vitrinlere bakarak günü geçirebilirdi ya da küçük bir kafede kahve içerdi. Ama bunları yapmak istemiyordu. Sıkıntıyla istemsiz bir biçimde yanaklarını şişirdi. Kesinlikle dinlenmek ve keyfine bakmak istiyordu. Karnı açtı. Ponpon kızların kalorisiz gıda besinleri ona saman yiyiromuş hissi veriyordu. İştahla yemek yemeyeli uzun zaman olmuştu. Yazın dahi kilo vermeye çalışırken bu kadar zorlanmamıştı yemek yemek konusunda. Yanından hızla geçen sarı arabayı fark ettiğinde nğeredeyse haykıracaktı ve peşinden koşacaktı ama sadece durdu ve kendisini fark etmesini umut ederek elini havaya kaldırıp "TAKSİ!" diye bağırdı. Umutla gözleri taksiyi takip ederken arabanın yavaşladığını fark etti. Koşar adımlar ile taksiye doğru ilerlerken istemsizce kıkırdadı. Hızla arabaya kendisin attı. "Merkeze." Taksi hızla ilerlemeye başlarken ellerini çırptı. Alışkanlıktan dolayı ne yaptığının farkına varamıyordu. Gene içinde ki eski Na Sun kendini belli etmeye başlamıştı. Başında ki şapkasını çıkardı ve rahat bir nefes alarak koltuğa gömüldü. Yol boyunca geçen dükkanları izlerken montunun cebinden yükselen melodik tını ile oturduğu yerde hafifçe zıpladı. İşte başlıyoruz... diye içinden geçirirken montunun cebinden telefonunu çıkardı. Bir Adet Yeni Mesaj. Mi Ko. Gözlerini devirdi. Kraliçe muhtemelen isteğine karşı geldiği için sinirlenmiş olmalıydı. Nerdesin?! Parti başladı! Huzursuzca yerinde kıpırdandı. Cevap yazmak için telefonu ile ilgilenmeye başladığında Ne gereği var? içinden geçirdi ve telefonu yeniden cebine sıkıştırmadan önce telefonu kapattı. Tam bu sırada öncelerinden geçtikleri Pizza Hut tabelasını fark etti. "Bir dakika! Burada durun. Burada ineceğim." Siyah dar pantolunun cebine sıkıştırdığı birkaç wonu şöföre uzattı ve şapkasını kafasına yeniden geçirirken taksiden indi. Bunu yapmaması gerektiğini biliyordu. Ama pizzaya olan özlemi artmıştı ve şimdi içeride pizza yemekte olan insanlardan gözlerini alamıyordu. Yolun karşısına geçerken neredeyse koşuyordu. Kendisini sıcak restorana attı. İçeriye girmesi ile burnuna dolan çeşit çeşit pizzanın kokusuna dudaklarını yalayarak karşılık vermişti.
Pencere kenarında ki tek kişilik bir masaya geçti ve hızla oturdu. Şapkasını ve montunu öyle hızlı çıkarmıştı ki. Hatta neredeyse masanın üzerine çıkacak ve "BANA PİZZA VERİN!" diye bağıracak, pizzalarını yemekle meşgul insanların tabaklarına dalacaktı. Ellerini huzursuz bir istekle masanın üzerinde birleştirdi ve masaların arasında dolaşan garsonlar ile göz göze gelme çabası yaşadı. Aralarından biri bu masaya gelebilir mi? Hemen. Şimdi!
Kwon Na Sun- II. Sınıf | Ponpon Kız
- Mesaj Sayısı : 123
Lakap : Sunnie. Bunny. Na-Na.
Geri: Old Friend and Pizza
tarafından Jung Hee Dong Paz Ekim 14, 2012 1:18 am
Kirayı yatırmadığı için her an kovulacak olan minik -ve eski- apartman dairesinden sinirle çıktı. Bu yaşına kadar çalıştığı bütün işler arasında en nefret ettiği -hoş hepsinen nefret ediyordu ya- garsonluktu. Başkalarına hizmet etmekten nefret ederdi, insanlardan nefret ederdi. Merdivenlerden inerken yuvarlak yaptığı kalın dudaklarından sıcak nefesler veriyordu. Parmakları montunun fermuarına ilişti ve onu yukarı çekerken gözlerini karın ışıldayan beyazlığına alıştırmaya çalıştı. Binadan çıkmıştı ve soğuk onu sarmıştı bile. "Fuck to world" diye mırıldandı. Böylece günün ilk küfürünü etmişti, ah pardon sabah suyun akmadığını görünce etmişti ilk küfürü. Neyse küfürleri saymıyordu zaten. Ellerini dudaklarına götürüp sıcak nefesiyle ısıtmaya başladı. Hemen üşürdü ve bu yüzden kıştan nefret ederdi. Hem kış yalnızlığını daha çok yüzüne vuruyordu Hee Dong'un.
Pizza dükkanın kapısından girdiğinde içeride sadece müdür ve yeni alınan garson vardı. Diğerleri daha gelmemişti. Ben geç kalsam, sıçardın ağzıma. Patronunu sevmiyordu, hem neden sevsin ki?! Hee Dong hiçbir insanı sevmiyordu. Müdür garsona talimatları veriyordu, Dong'u görünce hemen yanına çağırdı ve rutin işleri buyurdu. Sanki söylemese Dong yapmayacakmış gibi. Kahvaltı etmemişti, çünkü evinde hiçbir şey yoktu. Ne diye yaşıyorum ki?! İki garson boş dükkanı ilk önce günlük temizliklerini yapmaya başladılar. Müşteriler yaz mevsimin olduğu şehre göçen kuşlar gibi ağır ağır doluşuyorlardı. Garsonlarda tamamlanınca "İşte günlük rutin başlıyor."diye mırıldandı yanındaki yeni, inek öğrenci gibi gözüken garsona.
Müşteriler arasında koşturuyor ve guruldayan karnını kaçamak pizza dilimleriyle susturuyordu. Normalde lise son sınıfta olmalıydı ama okulu çoktan bırakmıştı. Hayatta sevdiği herkes onu terk etmişti. Annesi, onu boşu boşuna bu dünyaya getirip bir de yalnız bırakmıştı, ölmüştü. Babasını zaten hiçbir zaman sevmemişti.Başka biri daha vardı. Onu düşününce çatlamış dudaklarına özlem dolu minik bir tebessüm yayılıyordu. Na Sun. Kocaman gözlükleri, ve bakımsız saçlarıyla kombinlenmiş sivilceli suratı. Ugly Betty derdi ona. Kendisi gibiydi Na Sun, kız olduğunu bile unuturdu bazen. Başını hafifçe salladı ve geçmişin özlem dolu bulutlarını dağıttı. Herkes terk etmişti onu. Tek başınaydı bu hayatta.
Müşteriler kafeyi doldurunca temposunu artırdı. Üzerindeki garson kıyafeti boğazını sıkıyordu ve bundan nefret ediyordu, kıyafetten de. Biran önce on dakikalık molasını kullanmak ve sigaranın rahatlatıcı kollarına koşmak istiyordu. Yeni gelen bir müşteri ile göz göze gelince yanına gitti ve elindeki menüyü kıza uzattı. Kız menüye göz gezdirirken o da kıza göz gezdiriyordu. Sarı kısa saçları tatlı yüzünü çevrelemişti ve vücudunu saran siyah kıyafetler giymişti. Hiçbir zaman yanımda böyle bir hatun olamayacak.
Pizza dükkanın kapısından girdiğinde içeride sadece müdür ve yeni alınan garson vardı. Diğerleri daha gelmemişti. Ben geç kalsam, sıçardın ağzıma. Patronunu sevmiyordu, hem neden sevsin ki?! Hee Dong hiçbir insanı sevmiyordu. Müdür garsona talimatları veriyordu, Dong'u görünce hemen yanına çağırdı ve rutin işleri buyurdu. Sanki söylemese Dong yapmayacakmış gibi. Kahvaltı etmemişti, çünkü evinde hiçbir şey yoktu. Ne diye yaşıyorum ki?! İki garson boş dükkanı ilk önce günlük temizliklerini yapmaya başladılar. Müşteriler yaz mevsimin olduğu şehre göçen kuşlar gibi ağır ağır doluşuyorlardı. Garsonlarda tamamlanınca "İşte günlük rutin başlıyor."diye mırıldandı yanındaki yeni, inek öğrenci gibi gözüken garsona.
Müşteriler arasında koşturuyor ve guruldayan karnını kaçamak pizza dilimleriyle susturuyordu. Normalde lise son sınıfta olmalıydı ama okulu çoktan bırakmıştı. Hayatta sevdiği herkes onu terk etmişti. Annesi, onu boşu boşuna bu dünyaya getirip bir de yalnız bırakmıştı, ölmüştü. Babasını zaten hiçbir zaman sevmemişti.Başka biri daha vardı. Onu düşününce çatlamış dudaklarına özlem dolu minik bir tebessüm yayılıyordu. Na Sun. Kocaman gözlükleri, ve bakımsız saçlarıyla kombinlenmiş sivilceli suratı. Ugly Betty derdi ona. Kendisi gibiydi Na Sun, kız olduğunu bile unuturdu bazen. Başını hafifçe salladı ve geçmişin özlem dolu bulutlarını dağıttı. Herkes terk etmişti onu. Tek başınaydı bu hayatta.
Müşteriler kafeyi doldurunca temposunu artırdı. Üzerindeki garson kıyafeti boğazını sıkıyordu ve bundan nefret ediyordu, kıyafetten de. Biran önce on dakikalık molasını kullanmak ve sigaranın rahatlatıcı kollarına koşmak istiyordu. Yeni gelen bir müşteri ile göz göze gelince yanına gitti ve elindeki menüyü kıza uzattı. Kız menüye göz gezdirirken o da kıza göz gezdiriyordu. Sarı kısa saçları tatlı yüzünü çevrelemişti ve vücudunu saran siyah kıyafetler giymişti. Hiçbir zaman yanımda böyle bir hatun olamayacak.
Jung Hee Dong- Serbest Meslek
- Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy
Geri: Old Friend and Pizza
tarafından Kwon Na Sun Paz Ekim 14, 2012 2:22 am
Parmaklarını ritmik bir şekilde masaya vuruyor ve dudağının kenarını ısıracak yanına gelebilecek her garsona bakmaya çalışıyordu. Karnın guruldaması açlığının açıkça sinyallerini veriyordu. Hatta o kadar açtı ki birkaç pizzayı mideye indirebileceğinden emindi ama her şekilde kendini dizginlemeye çalışıyordu. Gözleri ile kendisinden fazla uzak mesafede olmayan masada oturmuş adamın sıcak pizzayı yavaşça ağzına götürüp ısırmasını, kolasından yudum almasını izliyordu. Dudaklarını birbirine bastırdı ve başını diğer tarafa çevirip pencereden dışarıyı izlemeye başladı. Karın hızı artmıştı. Dışarıdan geçen arabaları, kaymamak için yavaşça yürüyen insanları tebessüm ederek izledi. Bir elini çenesine dayayıp neredeyse hayallere dalacakken önüne adeta yoktan gelmiş gibi beliren menü ile gözlerini şaşkınca açtı. Ama menüde sırayla yazılı onca pizzayı görürken menüyü garsonun elinden hızla kapmamak ve üzerine kapanmamak için dizginledi. Gözlerini menünün üzerinde hızla gezdirmeye başladı. Mantar. Peynir. Soğan. Acaba hepsinin boldan olduğu büyük boy bir pizza falan mı yesem?... Hayır. Yazın çektiğin onca sancıyı hatırla. O kiloları geri almak istemezsin. Orta boy. Evet. Mantarlı bir pizza... Biber. Zeytin. ... Ketçap. Mayonez. ... Kola... Ya da küçük boy falan mı alsam?... Evet. Küçük boy en uygunu. Düşüncelerinden sıyrıp sıkılgan bir tavır ile yanında etrafa bakan gözlerini garsona yöneltti. "Aaa... ... Küçük boy ekstara mantarlı, ekstra biber, zeytin. Ayrıca ketçap, mayonez ve... Kola. Evet. Kola. Mısır falan da olabilir." Menüyü yeniden yanında neredeyse bunca şeyi istediği için kendisini kovabileceğini dahi düşündüğü garsona uzattı.
Garsona mahçup bir gülümseme ile bakarken, karşısında duran garsonun tanıdık siması ile yüzünde ki tebessüm adeta asılı kaldı. Sanki bir an geçmişe çekilmiş bir anda yeniden olduğu yere doğru sürüklenmiş gibi sarsılmıştı. Garson elinde ki küçük not defterini karalamaya devam ederken fazla sıkılgan bir biçimde başı ile onaylayıp geriye doğru döndmüştü. Ve tabi Na Sun zihinini bölük pörçük edecek şekilde bu simayı hatırlamaya çalışıyordu. Çok tanıdık. Gerçekten çok tanıdık ama tam hatırlamıyorum sanki... ... Hafızam hiç kuvvetli değil... DONG! Hatırlamanın etkisi ile ağzı açık kaldı neredeyse sandalyeyi geriye doğru yaslayıp düşecekti. Garson birkaç yarım sayılacak adımlar ile yavaşça uzaklaşmaya başlarken Na Sun adeta robot gibi öne atıldı ve garsonu kolundan yakaladı. "OPPA DONGIE!" Yaşadığı şu anda gerçekten duygu karmaşaşı yaşıyordu. Sanki kaybettiği bir şeyi bulmuştu. Aslında öyle olmuştu. Çocukluğundan bir parça. O olduğuna emindi. Tekleyerek çalışan zihininde anıları hatırlama uğraşı veriyordu. Hoş bunlar nasıl unutabilirdi ki? Tüm çocukluğunu unutmak gibi bir şeydi. Erkek kardeşlerinden dahi kendisine daha yakın hissettiği... Hatta anne ve babasından dahi.
Kwon Na Sun- II. Sınıf | Ponpon Kız
- Mesaj Sayısı : 123
Lakap : Sunnie. Bunny. Na-Na.
Geri: Old Friend and Pizza
tarafından Jung Hee Dong Paz Ekim 14, 2012 2:57 am
Yazarken bunu dinledim, okurken bunu dinleyebilirsiniz.
Kız menüde yazan pizza çeşitleri arasında kalırken Dong sıkılmış bir şekilde gözlerini devirdi. Daha ne kadar beklemeliyim? Cebinden siparişleri karaladığı minik defteri ve cebinin önüne taktığı tükenmez kalemi çıkardı. Kalem ile defterin üzerinde minik ritimler tutuyordu. Alt dudağını uzattı ve o aradan nefesini verdi, nefesi yukarı çıkarak burnunu ısıttı. Sonunda kız ne istediğine karar vermiş ve alışveriş listesi gibi uzunca bir şeyler zırvalamıştı. Dong duyduklarını kısaltarak karalıyordu ve biran önce bu günün bitmesini umuyordu. Şimdiden yorulduğunu hissedebiliyordu. Kızın siparişini de deftere yazdığına göre artık bu masada işi kalmamıştı, arkasını döndü ve ilk adımını atmasıyla koluna yapışan sıcak eller ile olduğu yerde kaldı. Kulaklarında Oppa Dongie sözü yapışıp kalmıştı ve sürekli tekrarlanıyordu. Yüzünü buruşturdu. Oppa? Dongie? Hemde bu afet güzellikteki hatunun dudaklarından döküldü?? Rüyada mıydı? Hayır sabah götünün donması ona rüyada olmadığını hatırlatmıştı. Omzunun üzerinden arkasına, hala elleri Dong'un bileğinde kalan kıza baktı. Zengin ve havalı tipteki kız parlayan gözlerle bu garson parçasına bakıyordu. Kolunu hafifçe kızın elleri arasından çekti, müşteri olmasaydı daha başka bir şekilde davranırdı ama şuanda çalışma alanları içindeydi. Tek kaşını kaldırıp "Hadi o söylediğin bana değildi diyeceğim ama kolumu tuttun. Doğru kişiyle konuştuğuna emin misin?" dedi soğu bir sesle. bileğini kızdan kurtarmış ve eliyle ovuyordu, sanki kirliymiş gibi.
Kızın yüzüne boş boş bakıyordu, tanıyor muydu kızı? Hayır. Bu tiptekilerle takılmaz ve tanışma gereği de duymazdı. Ama Hee Dong'un adını nereden biliyordu? Ya da ona böyle yakın bir hitap kullanma hakkına nasıl sahip olmuştu? Zengin züppe, ne sanıyorsun kendini?
Derin nefes aldı ve kızı baştan aşağı süzdü. Eğer benimle takılmak isterse güzel bir gece geçirebilirim. Dışarıdan gülümsemiyor ve soru soran bakışlarıyla kızın cevap vermesini bekliyordu. Ama içeriden gülüyor ve eğer bu kızı tavlarsa gece geçireceği güzel dakikaları düşünüyordu. Uzun zamandır bir kızı sahiplenmemişti, kısa süreliğine de olsa. Bakışlarını tezgahın arkasına sürmek istiyordu ama biliyordu müdür orada ona kızgın bakışlarla bakıyordu ve kız bir süre daha cevap vermezse siparişleri teslim etmeye, görevine gidecekti. Kovulmak istemiyordu. Paraya ihtiyacı vardı.
Kız menüde yazan pizza çeşitleri arasında kalırken Dong sıkılmış bir şekilde gözlerini devirdi. Daha ne kadar beklemeliyim? Cebinden siparişleri karaladığı minik defteri ve cebinin önüne taktığı tükenmez kalemi çıkardı. Kalem ile defterin üzerinde minik ritimler tutuyordu. Alt dudağını uzattı ve o aradan nefesini verdi, nefesi yukarı çıkarak burnunu ısıttı. Sonunda kız ne istediğine karar vermiş ve alışveriş listesi gibi uzunca bir şeyler zırvalamıştı. Dong duyduklarını kısaltarak karalıyordu ve biran önce bu günün bitmesini umuyordu. Şimdiden yorulduğunu hissedebiliyordu. Kızın siparişini de deftere yazdığına göre artık bu masada işi kalmamıştı, arkasını döndü ve ilk adımını atmasıyla koluna yapışan sıcak eller ile olduğu yerde kaldı. Kulaklarında Oppa Dongie sözü yapışıp kalmıştı ve sürekli tekrarlanıyordu. Yüzünü buruşturdu. Oppa? Dongie? Hemde bu afet güzellikteki hatunun dudaklarından döküldü?? Rüyada mıydı? Hayır sabah götünün donması ona rüyada olmadığını hatırlatmıştı. Omzunun üzerinden arkasına, hala elleri Dong'un bileğinde kalan kıza baktı. Zengin ve havalı tipteki kız parlayan gözlerle bu garson parçasına bakıyordu. Kolunu hafifçe kızın elleri arasından çekti, müşteri olmasaydı daha başka bir şekilde davranırdı ama şuanda çalışma alanları içindeydi. Tek kaşını kaldırıp "Hadi o söylediğin bana değildi diyeceğim ama kolumu tuttun. Doğru kişiyle konuştuğuna emin misin?" dedi soğu bir sesle. bileğini kızdan kurtarmış ve eliyle ovuyordu, sanki kirliymiş gibi.
Kızın yüzüne boş boş bakıyordu, tanıyor muydu kızı? Hayır. Bu tiptekilerle takılmaz ve tanışma gereği de duymazdı. Ama Hee Dong'un adını nereden biliyordu? Ya da ona böyle yakın bir hitap kullanma hakkına nasıl sahip olmuştu? Zengin züppe, ne sanıyorsun kendini?
Derin nefes aldı ve kızı baştan aşağı süzdü. Eğer benimle takılmak isterse güzel bir gece geçirebilirim. Dışarıdan gülümsemiyor ve soru soran bakışlarıyla kızın cevap vermesini bekliyordu. Ama içeriden gülüyor ve eğer bu kızı tavlarsa gece geçireceği güzel dakikaları düşünüyordu. Uzun zamandır bir kızı sahiplenmemişti, kısa süreliğine de olsa. Bakışlarını tezgahın arkasına sürmek istiyordu ama biliyordu müdür orada ona kızgın bakışlarla bakıyordu ve kız bir süre daha cevap vermezse siparişleri teslim etmeye, görevine gidecekti. Kovulmak istemiyordu. Paraya ihtiyacı vardı.
Jung Hee Dong- Serbest Meslek
- Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy
Geri: Old Friend and Pizza
tarafından Kwon Na Sun Paz Ekim 14, 2012 3:28 am
Havada asılan kolunu geriye çekerken yüzünde tebessüm donuk bir ifadeye dönüştü. O olduğuna eminim. Kesinlikle o olmalı. ... Yoksa değil mi?... Dongie?... Beni hatırlamıyor... Evet. O olduğuna eminim. Fazla değişmemiş. Bende değişme- Değiştim... Onun tanıdığı Na Sun ile aramda neredeyse uçumlar var. Huzursuzca kıpırdandıktan sonrabir elini masaya dayadı ve Dong olduğuna emin olduğu garsonun çatılmış kaşları ile ona bakmasına aldırmadan. "Evet. Doğru kişi ile konuştuğuma eminim." Parmaklarını sarı kısa saçlarının arasından geçirirken içinde ki patlamayı da dindirmeye çalışıyordu. "Oppa... Benim... Na Sun..." Yaşadığı şu dakikanın gerçekten saçmalıklar zinciri ile örülü olduğunu düşünmeye başlamıştı. Ya kendisi kafayı bulmuştu ve birkaç yıldır görmediği Dong'u karşısında ki garson sanıyordu. Sonuç olarak neredeyse orta okula başladığından beri görüşmemişlerdi. Küçücük çocuklardı. Belki de sadece ona benzetiyordu karşısında ki. Küçük Dong'tan pek farkı olmadığını düşünüyordu. Kendisini düşündüğünde kesinlikle çocukluk arkadaşı olanların onu tanıyamacağından emindi. Evet. Muhtemelen şu an ki görünüşümü siyah saçlı, küçücük bir kızken sivilceleri olan, kocaman gözlükler takan ve şişman kız eski Na Sun ile bağdaştırmaya çalışıyor.
Sandalyeyi geriye doğru iteken öylece kendisine soru işaretleri ile bakan Dong'a doğru ilerledi. Hemen yanı başında dururken istemsizce gülümsüyordu. Ellerini sessizce çırparken tam bir deli görünümü çizdiğini düşünüyordu. "Eğer... İnanamakta zorlanıyorsan sana birkaç şeyi hatırlatmak için ipuçları söyleyebilirim. Yağmurlu günlerde çamur içinde ki arka sokaklarda yaptığımız koşturmaları, futbol oynamamızı, mahallenin diğer çocukları ile kavga edip her tarafında morluklar ve yaralar ile bana gelişini, sana zorla çikolatalı dondurma yedirmelerimi... Aslında oldukça fazla anımız var. Eğer halen hatırlamıyorsan belki de Dong değilsin ve ben delirmiş olmalıyım." Gülümsemesi buruklaştı ve umutla Dong'un yüzüne bakmaya devam etti. Dong olmalı. Dong olmalısın. İşte o anda çocukluğundan kalan küçük bir anıyı da hatırlamıştı. Aslında hep yanında taşıdığı bir anı. Siyah kazağının sağ kolunu yukarıya doğru çekiştirdi. Eğer Dong ise bunu kesinlike hatırlar. Sağ kolunun iç tarafında artık fazla belli olmasa da izi kalan ince bir yara izi vardı. Tam olarak nasıl kestiğini dahi hatırlamıyordu. Anılarında sadece ondan sonra gelişenler kalmıştı. Kolunu kesmişti ve sulu gözlü kız olarak alaya alınmamak için evin arkasında sokağa kaçmıştı. Kendisini kimsenin bulamayacağında inanıyordu ama sokağın diğer tarafında birkaç dakika sonra Dong belirmişti. Oradan kaçmak için fırsat kollamıştı ama Dong onu yakalamıştı. Her zaman yakalardı. Tek kusuru Dong'tan hızlı koşamıyor olmasıydı. Muhtemel olarak kilolarından dolayı. Dong orada ince bir kesik için ağlayan kendisi ile alay etmemişti. Çöplerin yanında ki şişeyi kırmış ve kendi kolunu da kesmişti. Neredeyse kollarının aynı bölgesinde ince yara izleri vardı. Kendi yara izi hiç geçmemişti. Zaten geçmesini de istememişti ama şu geçen yıllarda o yara izinin varlığını dahi unutmuştu. Bir kez daha umutla garsonun yüzüne baktı. Oppa Dongie.
Kwon Na Sun- II. Sınıf | Ponpon Kız
- Mesaj Sayısı : 123
Lakap : Sunnie. Bunny. Na-Na.
Geri: Old Friend and Pizza
tarafından Jung Hee Dong Paz Ekim 14, 2012 3:46 am
Na Sun. Hayallerine gelen hatırlarda ki erkeksi ve şişko Sun ile şuanda bir çok erkeği bir bakışıyla etkileyebilecek kız arasında güneş sistemi ile neptün arasındaki kadar fark vardı. Gözlerini üç-dört kez art arda kırptı. Sanki gözlerini bir daha açtığında karşısındaki kendini Na Sun diye tanıtan kız eski Na Sun'a dönüşecekmiş gibi. Sesli bir şekilde yutkunurken kız onun yanına gelmişti bile. Kendisinin Na Sun olduğuna inanması için bir şeyler anlatıyordu ama Hee Dong dediklerini tam olarak anlayamıyordu, kesik kesik kelimeler çarpıyordu kulağına. Hızla açılıp kapanan ördek dudaklar, heyecanlandığında kocamanlaşan güzel gözler, şişko ama küçük bir burun. Yüzüne dikkatle baktığında gerçekten Na Sun'un suratıydı, daha zayıf hali. Sesi değişmemişti, nasıl anlamadım.
Kız siyah ve pahalı olduğunu bağıran kazağın kolunu sıyırdığında Hee Dong kızın koluna dikkatini verdi. Az önce karışık gelen kelimeler şimdi cümle oluşturmuştu. Kızın söylediklerini anca o susunca anlamıştı. Kızın kolunda ince ama asla geçmeyecek bir iz vardı. Saç diblerinden hem içine hem de dışına sıcak bir şey aktığını hissetti Hee Dong. Isınmıştı biranda. Na Sun. Şaşkındı. Ne yapacağını bilmiyordu Hee Dong. Sarılmak. Kızmak. Gülümsemek. Bilemiyordu. Kendi içinde davranışlarıyla münakaşa ederken elleri ona haber verme gereği duymadan kendi garson gömleğinin bileğindeki düğmeye ilişti. Bakışlarını kızın kolundan çevirip kendi parmaklarına dikti. Sanki izlediği üç boyutlu bir filmmiş gibiydi, kedisini yönetemiyordu o an. Kolunu sıyırdı ve kızın kolundaki ile aynı ama biraz daha derin iz ikisine de gülümsedi. O gün aklına geldi. Dudaklarına gülümseme yayıldı. Bakışlarını kaldırdı ve ona karışık duygularla bakan kıza dikti bakışlarını. İşaret parmağı ile kızın alnına küçük bir vuruş yaptı ve "Küçükken bu kadar taş hatun olacağını bilseydim seninle o zaman evlenirdim." diye dalga geçti ve boyu omuzuna gelen kıza kızın sarı saçlarını hızla karıştırdı. Kalbi uzun bir aradan sonra ilk defa böyle mutlu atmaya başlamıştı.
Kız siyah ve pahalı olduğunu bağıran kazağın kolunu sıyırdığında Hee Dong kızın koluna dikkatini verdi. Az önce karışık gelen kelimeler şimdi cümle oluşturmuştu. Kızın söylediklerini anca o susunca anlamıştı. Kızın kolunda ince ama asla geçmeyecek bir iz vardı. Saç diblerinden hem içine hem de dışına sıcak bir şey aktığını hissetti Hee Dong. Isınmıştı biranda. Na Sun. Şaşkındı. Ne yapacağını bilmiyordu Hee Dong. Sarılmak. Kızmak. Gülümsemek. Bilemiyordu. Kendi içinde davranışlarıyla münakaşa ederken elleri ona haber verme gereği duymadan kendi garson gömleğinin bileğindeki düğmeye ilişti. Bakışlarını kızın kolundan çevirip kendi parmaklarına dikti. Sanki izlediği üç boyutlu bir filmmiş gibiydi, kedisini yönetemiyordu o an. Kolunu sıyırdı ve kızın kolundaki ile aynı ama biraz daha derin iz ikisine de gülümsedi. O gün aklına geldi. Dudaklarına gülümseme yayıldı. Bakışlarını kaldırdı ve ona karışık duygularla bakan kıza dikti bakışlarını. İşaret parmağı ile kızın alnına küçük bir vuruş yaptı ve "Küçükken bu kadar taş hatun olacağını bilseydim seninle o zaman evlenirdim." diye dalga geçti ve boyu omuzuna gelen kıza kızın sarı saçlarını hızla karıştırdı. Kalbi uzun bir aradan sonra ilk defa böyle mutlu atmaya başlamıştı.
Jung Hee Dong- Serbest Meslek
- Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy
Geri: Old Friend and Pizza
tarafından Kwon Na Sun Paz Ekim 14, 2012 4:13 am
Umutlu bakışları yüzünü kaplayan geniş bir gülümsemeye bırakmıştı kendisini. İçinde patlamayı bekleyen mutluluk salınmıştı ve etrafa dağılıyordu. Olduğu yerde zıplamaya başlayabileceğinden emindi. Uzun zaman olmuştu. Gerçek bir özlemi yaşıyor gibiydi. Tabi ki yaşıyordu. Geceleri gizlice eve aldığı karnını doyurduğu, yaralarını iyileştirdiği hatta beraber uyuduğu herkesten yakın hissettiği küçük Dong şimdi yıllar sonra karşısında duruyordu. Gözleri dolmuştu kesinlikle bugün böyle bir yaşayacağını sanmıyordu. Sadece sabah uyandığında ve ponpon kızların peşinden sürüklendiği sırada biri bugün Jung Hee Dong ile karşılaşacaksın gibi bir şey saçmalasa kesinlikle inanamazdı. Hatta önem vermezdi ama karşısında dururken gerçekten onu özlediğini anlayabiliyordu. "Çok uzun zaman oldu." Gözlerini hızla kırpıştırdı. Sulu göz olma. Ağlamanın sırası değil... Aslında sırası ama... Hayır. Şimdi ağlama. Orada öylece dikilmişlerdi ama buna önem dahi vermiyordu. Kimseye önem vermiyordu. Vermesine gerek yoktu şu sıra. Burası Anyang değildi, ponpon kızlar burada değildi burada Dong'ın yanında rahat olabilirdi. Eskisi gibi. Kollarını açıp neredeyse sakız gibi ona yapışıp sıkıca sarılacakken kendisini durdurdu.
"Burada... Çalışıyorsun. Evet. O zaman. Muhtemelen patron buralarda olmalı öyle değil mi? Onu kızdırmak istemeyiz." Dong'ın çocukluğundan beri para kazanmak için her yerde, her işi yaptığını biliyordu. İşten atılmasını kesinlikle istemezdi sonuç olarak. Onun nasıl sıkıntılardan geçtiğini biliyordu kesinlikle. Heyecanla Dong'ın eline yapıştı ve hızla konuşmaya devam etti. "Ara ne zaman veriyorsun? Mola falan var mı? Eğer patronun buralarda değilse seni kaçırabilirim. Yok bu olmaz. Ama. Hemen konuşmalıyız. Ya da dışarı çıkıp isimsiz bir şipariş falan verebilirim ve sen götürmek için dışarı çıkarsın. Evet. Bu olabilir. Ya da sadece kaçalım. Hayır. İşten kovulmanı istemem." Nefes almadan hızla konuşmanın etkisi ile neredeyse boğulacaktı. Öksürdü ve derin bir nefes aldı. Bir taraftan da Dong'ın elini çekiştirdi ve kendisini toparlamaya çalıştı. Bu fırsatı kesinlikle değerlendirecekti. Dong'ı kesinlikle kafese kapatma isteği ile dolmuş gibiydi. Dong'a karşı kesinlikle bir ihtiyaç duyuyordu.
Kwon Na Sun- II. Sınıf | Ponpon Kız
- Mesaj Sayısı : 123
Lakap : Sunnie. Bunny. Na-Na.
Geri: Old Friend and Pizza
tarafından Jung Hee Dong Paz Ekim 14, 2012 4:56 am
Bu seferde bu romantik şarkıyı dinleyerek yazdım. ^^
Kızı kendine çekip bunca yılı hıncını çıkarırcasına sıkıca sarılmak istedi. Yapmadı. Yapamazdı. Ellerini ovuşturuyordu çünkü ellerini serbest bırakırsa kızı sıkıca kendine çekeceğini biliyordu. Özlemişti onu, çok fazla. Kızın dolmak için hazırlanan gözlerine baktı. Onun bir göz yaşının yuvasından çıkmaması için her şeyi yapardı, yapmıştı Hee Dong. Çok uzun zaman oldu. Şimdi ki seksi ve havalı görüntüsünün aksine eski hareketli ve deli Na Sun'un hareketlerini yapıyordu. Bu yeni görüntünün arkasındaki eski Na Sun'u görebiliyordu Hee Dong. Kızın kolunu sıkıca kavrayıp sürekli konuşması arasında onlara bakan müşterilere başını sallayarak nazikçe özür diliyordu. Daha önce hiç yapmadığı bir şey, özür dilemek. İşte Na Sun şimdiden hayatında temelli değişiklikler yapmaya başlamıştı Hee Dong'un.
Kızın sıkıca kavradığı bileğini kurtardı ve omuzlarından tutup masasına götürdü. Kızı sandalyeye sabitledikten sonra bir elini masaya diğer elini kızın sandalyesinin arkasına dayadı ve kıza doğru eğildi. Kızın yüzüne yakındı. Güzel kokuyordu. Ama eski Na Sun gibi kokmuyordu. Eski Na Sun tatlı bir parfüm kullanırdı, tabi sadece annesi zorladığında. Her şeyini değiştirmişti Na Sun. Ama neden değiştin Ugly Betty? Hafifçe öksürdü ve heyecandan kaynaklanacak ses çatlamalarını engelledi. Kızın verdiği sıcak nefesi içine çekti ve "Sen pizzanı bitirebileceğin süre sonra molam var. O da yaklaşık on..." düşündü. Sonra şımarıkça gülümsedi ve "Ya da şuna yirmi dakika diyelim." dedi. Yeni gelen garsonu ya bir şekilde kandırıp molasını çalacaktı ya da zorla alacaktı. O yeni yetme bir süre Hee Dong için çalışabilirdi.
Kıza son kez baktı ve doğruldu. Arkasına döndü ve tezgahın arkasına siparişi vermek için geçerken müdür seni gördüm işareti yaptı Hee Dong'a. Hee Dong yumruğunu sıkarken müdürden başıyla özür diledi ve hemen arkaya geçti. "Bok kafa." diye küfür ile yumrukladığını düşündü patronu. Ne tür bir adam bütün gün öylece durup garsonları dikizlerdi ki?! Siparişi verdikten sonra kenarda beklemeye başladı. Ona bakan aşçıyı görünce "Bu pizzayı benim götürmem gerekiyor." dedi umursamaz bir tavırla. Daha fazla böyle sap gibi dikilmek istemediği ve aklına bir şeytanlık geldiği için mutfağa girdi. Dolaptan kola almadan önce aşçıya "Küçük boy pizza iptal, büyük boy olacak o." dedi, şeytanca gülümserken. Kolayı alırken diğer eline de tezgahta yeni dizilmiş tepsilerden birini kapıp kolayı üzerine koydu. Pizza hazır olana kadar o da tepsiye gerekli malzemeleri koymuştu. Garson bir kız siparişleri söylemek için içeri girdiğinde Dong'a yanaştı. Dong peçeteyi katlarken kıza ters bir bakış attı. Hazırlık yapıyorum kör müsün? Siyah dalgalı saçlı kız topladığı saçının tutamıyla oynarken "Bu gece önemli bir işin olmadığını duydum. Artık bana vakit ayırmalısın." dedi cilveli bir şekilde. Dong elinde tepsi çatal-bıçak almak için takımların oraya giderken kız penguen gibi peşinden ayrılmıyordu. Dong hızla arkasını dönünce kıza tosladı. Ama ani refleksleriyle tepsiyi düşürmemeyi başardı, tabi kızı da o toslamayla bir kaç adım geriye.
Kıza ters bir bakış attı ve "Bu bok çukurundaki kimseyle çıkmadığımı biliyorsun." dedi ve altı numaralı -Sunnie'in masası- pizzanın piştiğini söyleyen aşçıya doğru ilerlerdi. Bu kız çok yılışıktı ve ondan nefret ediyordu. Şeyini bu kıza harcamak istemediği için onu kabul etmiyordu. Mutfaktan çıkarken şükür nefesini boşalttı ve masada öyle nazikçe oturmuş Na Sun'a ilerledi. Yüzü gülümsemek için kaslarını geriyordu ama Hee Dong onlarla ters düşüyordu. Yüzünü sabit tutarak kızın masasının önüne geldi. Tepsidekileri bir bir masaya yerleştirirken kızın ona bakışlarını umursamadı. İşi bitince arkasını döndü ve tam ilerleyecekken "Pizzanı bitirmeden yanına gelmeyeceğim." eski şişko Na Sun'dan kurtulmak için çok diyet yaptığını tahmin edebiliyordu, şimdi ona böyle küçük bir acı çektirme seansı yapacaktı. Hoş eski Na Sun bu büyük boy pizzayı severek midesine yollardı.
RP Out: Bu çocuğun en sevdiği kelime, bok. Bunu anladım.
Kızı kendine çekip bunca yılı hıncını çıkarırcasına sıkıca sarılmak istedi. Yapmadı. Yapamazdı. Ellerini ovuşturuyordu çünkü ellerini serbest bırakırsa kızı sıkıca kendine çekeceğini biliyordu. Özlemişti onu, çok fazla. Kızın dolmak için hazırlanan gözlerine baktı. Onun bir göz yaşının yuvasından çıkmaması için her şeyi yapardı, yapmıştı Hee Dong. Çok uzun zaman oldu. Şimdi ki seksi ve havalı görüntüsünün aksine eski hareketli ve deli Na Sun'un hareketlerini yapıyordu. Bu yeni görüntünün arkasındaki eski Na Sun'u görebiliyordu Hee Dong. Kızın kolunu sıkıca kavrayıp sürekli konuşması arasında onlara bakan müşterilere başını sallayarak nazikçe özür diliyordu. Daha önce hiç yapmadığı bir şey, özür dilemek. İşte Na Sun şimdiden hayatında temelli değişiklikler yapmaya başlamıştı Hee Dong'un.
Kızın sıkıca kavradığı bileğini kurtardı ve omuzlarından tutup masasına götürdü. Kızı sandalyeye sabitledikten sonra bir elini masaya diğer elini kızın sandalyesinin arkasına dayadı ve kıza doğru eğildi. Kızın yüzüne yakındı. Güzel kokuyordu. Ama eski Na Sun gibi kokmuyordu. Eski Na Sun tatlı bir parfüm kullanırdı, tabi sadece annesi zorladığında. Her şeyini değiştirmişti Na Sun. Ama neden değiştin Ugly Betty? Hafifçe öksürdü ve heyecandan kaynaklanacak ses çatlamalarını engelledi. Kızın verdiği sıcak nefesi içine çekti ve "Sen pizzanı bitirebileceğin süre sonra molam var. O da yaklaşık on..." düşündü. Sonra şımarıkça gülümsedi ve "Ya da şuna yirmi dakika diyelim." dedi. Yeni gelen garsonu ya bir şekilde kandırıp molasını çalacaktı ya da zorla alacaktı. O yeni yetme bir süre Hee Dong için çalışabilirdi.
Kıza son kez baktı ve doğruldu. Arkasına döndü ve tezgahın arkasına siparişi vermek için geçerken müdür seni gördüm işareti yaptı Hee Dong'a. Hee Dong yumruğunu sıkarken müdürden başıyla özür diledi ve hemen arkaya geçti. "Bok kafa." diye küfür ile yumrukladığını düşündü patronu. Ne tür bir adam bütün gün öylece durup garsonları dikizlerdi ki?! Siparişi verdikten sonra kenarda beklemeye başladı. Ona bakan aşçıyı görünce "Bu pizzayı benim götürmem gerekiyor." dedi umursamaz bir tavırla. Daha fazla böyle sap gibi dikilmek istemediği ve aklına bir şeytanlık geldiği için mutfağa girdi. Dolaptan kola almadan önce aşçıya "Küçük boy pizza iptal, büyük boy olacak o." dedi, şeytanca gülümserken. Kolayı alırken diğer eline de tezgahta yeni dizilmiş tepsilerden birini kapıp kolayı üzerine koydu. Pizza hazır olana kadar o da tepsiye gerekli malzemeleri koymuştu. Garson bir kız siparişleri söylemek için içeri girdiğinde Dong'a yanaştı. Dong peçeteyi katlarken kıza ters bir bakış attı. Hazırlık yapıyorum kör müsün? Siyah dalgalı saçlı kız topladığı saçının tutamıyla oynarken "Bu gece önemli bir işin olmadığını duydum. Artık bana vakit ayırmalısın." dedi cilveli bir şekilde. Dong elinde tepsi çatal-bıçak almak için takımların oraya giderken kız penguen gibi peşinden ayrılmıyordu. Dong hızla arkasını dönünce kıza tosladı. Ama ani refleksleriyle tepsiyi düşürmemeyi başardı, tabi kızı da o toslamayla bir kaç adım geriye.
Kıza ters bir bakış attı ve "Bu bok çukurundaki kimseyle çıkmadığımı biliyorsun." dedi ve altı numaralı -Sunnie'in masası- pizzanın piştiğini söyleyen aşçıya doğru ilerlerdi. Bu kız çok yılışıktı ve ondan nefret ediyordu. Şeyini bu kıza harcamak istemediği için onu kabul etmiyordu. Mutfaktan çıkarken şükür nefesini boşalttı ve masada öyle nazikçe oturmuş Na Sun'a ilerledi. Yüzü gülümsemek için kaslarını geriyordu ama Hee Dong onlarla ters düşüyordu. Yüzünü sabit tutarak kızın masasının önüne geldi. Tepsidekileri bir bir masaya yerleştirirken kızın ona bakışlarını umursamadı. İşi bitince arkasını döndü ve tam ilerleyecekken "Pizzanı bitirmeden yanına gelmeyeceğim." eski şişko Na Sun'dan kurtulmak için çok diyet yaptığını tahmin edebiliyordu, şimdi ona böyle küçük bir acı çektirme seansı yapacaktı. Hoş eski Na Sun bu büyük boy pizzayı severek midesine yollardı.
RP Out: Bu çocuğun en sevdiği kelime, bok. Bunu anladım.
Jung Hee Dong- Serbest Meslek
- Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy
Geri: Old Friend and Pizza
tarafından Kwon Na Sun Paz Ekim 14, 2012 5:31 am
Ağzı bir karış açık kalmış şekilde uzaklaşan Dong'ı izlemeyi sürdürdü. NE! DALGA GEÇİYOR OLMALI! Güç bela ayağa kalkıp onu yanında ki boş sandaleyeye sürükleme isteğini durdurdu. Kaşlarını çatarak önüne döndü ve bir kez daha şaşkınlıkla ağzı açıldı. BÜYÜK BOY! BU! Yoksa artık küçük boy pizzalarda böyle mi satılıyor!? Burnununa dolan mantar, biber kokusunu içine çekerken bir kez daha açlığını hissetti ama bu yazdan beri uyduğu kurallara aykırıydı. Küçük bir boy pizza dahi onu yerle bir edebilecekken büyük boy bir pizza. Yüzünde soru işaretleri yeniden Dong'ı aradı ve bulduğunda kendisine sinsice gülümsediğini fark etti. DONGIE?! Kesinlikle ona acı çektirmek istiyor olmalıydı. Yeniden önüne dönerken iştahla dudaklarının yalamamak ve hızla pizzaya yumulmamak için heykel gibi duruyordu. Sadece kolasından bir yudum aldı. Ardından bir süre dudaklarını bastırarak pizzayı izlemeye devam etti. Huzursuzca oturduğu yerde kıpırdanırken Dong'a bunu ödeteceğini düşünüyordu. Pizzayı bitirmeden yanıma gelmez. Halen eski Dongie ise hayatta kıpırdamaz. Ama... Bunu yapamam. Zihninde okulda yaşadıkları geldi. Sanki pizza yeniden tüm dünyasını altüst edecekti. Yepyeni bir hayat kurmak için çok çabalamıştı. Hakaretlere uğrayan kız olmak istemiyordu. İtilip, kakılmak. Dalga geçilmek. Çocukken daha kolaydı. Yanında hep Dong vardı. Kendisini koruyordu. Ama bundan ötesi o yanındayken diğer hiç kimseyi umursamıyordu.
Ama birbirlerinden koptuklarında yalnız kalmıştı. Kendisini güçsüz hissetmişti. Dong olmadan yapamamıştı. Bir süre sonra yaşayan ölülere dönmüştü. Ailesi, erkek kardeşleri dahi içten içe kendisini yiyip bitirdiğinin farkına varamamıştı. Büyük boy bir pizza bir anda aklına neler getirmişti. Sanki yeniden o hakaretleri duyuyor gibiydi. Dong sadece bir kaç metre ötesinde olmasına karşın bu uzaklık bile kendisini kötü hissetmesine neden oluyordu. Çocukluğundan beri bir bağımlılık gibiydi Dong. Soğumaya yüz tutmuş pizzaya bakarken dudaklarını birbirine bastırdı. Hem eski Na Sun'u hissederken hem de yeni Na Sun'u hissetmek tamamen dengesizleşmesine neden oluyordu. Acı çektirmeyi seviyordu bir nevi kendisine. Bu sayede yeni Na Sun daha güçlü oluyordu. Şimdi de bunu istemsizce yapıyordu işte. Acı hatıralarını hatırlayarak kendisine acıyordu. Kendisinden nefret ediyordu. Anlık bir saniye gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı. Pizzanın kokusu yeniden ciğerlerine dolarken iştahı kabarmıştı. Kendi kendine ihanet ediyor gibiydi. Farkında olmadan pizzanın bir dilimine uzanmış ve yavaşça ağzına götürüp küçük bir ısık almıştı. Tanrım! Pizzanın tadını daha güçlü alırken gerçektende doyumsuz bir şekilde yeme ihtiyacı hissetmişti. Birkaç küçük ısırık daha aldı. Uzun süredir yemiyordu ama her ne kadar hepsini bitirmek istesede Na Sun'ların karşıt çatışmaları bunu engelliyordu. Bir dilimi bitirmişti. Birkaç yudum kola daha içti ve bakışlarını yeniden Dong'a çevirdi. Bana bu işkenceyi yapma. Lütfen. Yanıma gel ve bir daha gitme. Bu pizzayı hayatta tek başıma bitiremem. Artık bitiremem. Dudaklarını yavaşça oynatırken 'Umarım halen dudak okumakta iyidir.' diye geçirdi. "Lütfen GEL!... Oppa."
Kwon Na Sun- II. Sınıf | Ponpon Kız
- Mesaj Sayısı : 123
Lakap : Sunnie. Bunny. Na-Na.
Geri: Old Friend and Pizza
tarafından Jung Hee Dong Paz Ekim 14, 2012 5:56 am
Kızın yanından ayrıldıktan sonra masalar arasında su balesine devam etmişti. Yeni gelen müşterilerin siparişlerini elindeki minik deftere aceleyle karalıyor, siparişleri mutfağa söylüyor ve kalakan müşterilerin bıraktıkları masa pisliklerini temizliyordu. Ama bakışları sürekli Na Sun'un üzerindeydi. Dudaklarını sıkıca birbirine bastırıyordu, yoksa kızın kendisiyle olan savaşına kahkahayla gülebilirdi. Uzun zamandır gülümsemiyordu, şimdi ise. Kız sonunda iradesini kaybetmiş ve bir pizza dilimini midesine yolculuğa çıkarmıştı. Zafer benimdir. Bakışlarını kızdan çekip mutfağa doğru ilerledi. Siparişi astıktan sonra mutfaktan çıktı kızın masasının yanından geçti ama güya kızı umursamıyormuş gibi davranıyordu. İnatçıydı Hee Dong. Hem inatçı olmasa bile molasına kadar Na Sun'u bir şekilde oyalamalıydı, o da buydu.
Na Sun'un karşısındaki masaya yeni bir müşteri gelince oraya geçti ve menüyü sevgililerin önüne bıraktı. Onlar hangi pizza alacaklarını konuşurlarken Hee Dong başlarında hazır bekliyordu ve bakışları Na Sun'daydı. Kızın gelmesi ile mırıldanmasını dudaklarından okudu ama omuzlarını silkti kıza karşı. Dilini çıkardı ve bakışlarını kızdan çekip önündeki sevgilinin siparişlerini yazmak için deftere çevirdi. Başıyla müşterileri selamlayıp -ki bugün çok insancıl davrandığını fark etti, hepsi Na Sun'un suçuydu.- mutfağa doğru ilerlemek için Na Sun'un masasına doğru ilerlemeye başladı. Aslında oraya geçmesine gerek yoktu, yolunu uzatıyordu ama maksat Na Sun ile iletişim kurmak, yakın olmaktı. Masanın yanından ağır adımlarla geçerken şeytan fısıldaması gibi kıza eğildi ve Bu pizza seni çok özledi, biran önce onu hak ettiği yere gönder. Yoksa benim ilgilenmem gereken başka kızlr olacak." deyip Na Sun'un çaprazındaki masaya servis yapan, mutfakta Hee Dong'a asılan kızı gösterdi. "Like this." dedi, İngilizcesi çok az vardı, sokak dilinde işte. Laf atmalar, rap gibi şeylerde öğrenmişti. Doğruldu ve mutfağa doğru ilerlerken Na Sun'a baktı, kız bir pizzaya bir de o garson kıza bakıyordu.
Na Sun'un karşısındaki masaya yeni bir müşteri gelince oraya geçti ve menüyü sevgililerin önüne bıraktı. Onlar hangi pizza alacaklarını konuşurlarken Hee Dong başlarında hazır bekliyordu ve bakışları Na Sun'daydı. Kızın gelmesi ile mırıldanmasını dudaklarından okudu ama omuzlarını silkti kıza karşı. Dilini çıkardı ve bakışlarını kızdan çekip önündeki sevgilinin siparişlerini yazmak için deftere çevirdi. Başıyla müşterileri selamlayıp -ki bugün çok insancıl davrandığını fark etti, hepsi Na Sun'un suçuydu.- mutfağa doğru ilerlemek için Na Sun'un masasına doğru ilerlemeye başladı. Aslında oraya geçmesine gerek yoktu, yolunu uzatıyordu ama maksat Na Sun ile iletişim kurmak, yakın olmaktı. Masanın yanından ağır adımlarla geçerken şeytan fısıldaması gibi kıza eğildi ve Bu pizza seni çok özledi, biran önce onu hak ettiği yere gönder. Yoksa benim ilgilenmem gereken başka kızlr olacak." deyip Na Sun'un çaprazındaki masaya servis yapan, mutfakta Hee Dong'a asılan kızı gösterdi. "Like this." dedi, İngilizcesi çok az vardı, sokak dilinde işte. Laf atmalar, rap gibi şeylerde öğrenmişti. Doğruldu ve mutfağa doğru ilerlerken Na Sun'a baktı, kız bir pizzaya bir de o garson kıza bakıyordu.
Jung Hee Dong- Serbest Meslek
- Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy
Geri: Old Friend and Pizza
tarafından Kwon Na Sun Paz Ekim 14, 2012 6:35 am
Yüzünü buruşturdu. Kesinlikle yapar. Bakışları bir kez daha pizzadan garson kıza kaydı. Siyah dalgalı saçları eski saçlarını anımsatmıştı. Hoş sadece rengi. Saçlarına o kadar bakmazdı. Hatta bakımsızlıktan dolayı o kadar uzamış püskül haline gelmişlerdi ama siyah renk anılarını depreştirmişti. Oysa Dong masasına doğru yaklaşırken bir anda içi kabarmıştı. Ama söyledikleri... Dongie. Hiç değişmemiş. Aslında bunu beklemiyordum. Bu pizzayı yemek zorundayım. Anlaşıldı. Derin bir nefes aldı. Okulda ponpon kızlar ile o kadar çalışıyordu. Eğer bu pizzadan yüklüce kilo hesabına katılırsa o çalışmalar ile verebileceğini düşünüyordu. Bir dilimi daha aldı ve hızla ağzına götürüp büyükçe bir parça ısırdı. Bunu bana yaptığın için borçlusun Dongie. Dilimi resmen ağzının içine tıkmıştı ve hızla çiğniyordu. Bir taraftan da garson kızı gözetliyordu. Onunla ilgilenecekmiş ha. Bu ilgilenmelerinde acısını çıkartıcam senden. Kıskanç biri değildi. Konu Dong olmadığında. Dong olduğunda kesinlikle sinir krizi dahi geçirebilirdi. Çocukluğundan gelen duygulardı ve hiç bir şey değiştirememişti. Kimse onu kendisinden alamayacağını düşünürdü. Asla paylaşmazdı ve bu durum devam edecekti. Sonsuza kadar. Bir dilimi daha aldı ve ağzına büyük parçalar halinde hızla yemeye devam etti. Keşke pencere kenarına oturmasaydım. Resmen göz önündeydim. Olsama iki dilimi ağzıma tıkardım. Ya da Dong'ı kenar köşede hapsederdim.
Büyükçe bir parçayı çiğnemeden yutmuştu ve kolasından birkaç yudum daha almıştı. Bu sırada gözleri ile garson kızı göz hapsinde tutuyordu. Bir nevi tehtid olarak görmeye başlamıştı onu. Kola şişesini kafasında patlatabilirdi. Evet. Bunu yapardı. Huzursuzca yerinde kıpırdanırken bir pizza dilimini daha güçlükle yedi. Uzun süredir bu kadar hızlı ve bu kadar büyük bir pizzayı yemiyordu. Paslanmıştı. Eski Na Sun olsa silip süpürür üzerine bir tane daha bile yerdi. Karnına çöken ağırlık ile hayıflandı. Birkaç kez öksürerek boğulma tehlikesini önlemeye çalıştı ve pizza dilimlerini yemeye devam etti. Bu sırada bir Dong'a bir garson kıza -çoğunlukla garson kıza- bakıyordu. Hatta kızın bakışlarını fark ettiğinden emindi. Kaşlarını çatmış, dolusuna pizza dilimini ağzına tıkıyan ve kötü kötü bakan deli görüntüsü çiziyor olmalıydı. Aslında buna memnundu. Kızın ürküp kaçmasını istiyordu. Tabi Dong'tan uzağa. İçinde yükselen cadı kahkahasını bastırmak zorunda kaldı. Patlayacak bir bomba gibi hissediyordu ve son dilimi de güç bela yutmuştu. Kusmayı bekledi bir müddet ama midesi yılların getirisi ile böyle şoklara alışıktı. Sadece birkaç aydır ponpon kızların dediği gibi kalorisiz besinler ile açlığını bastırıyordu. Sandalyesinde gerindi ve karnını ovaladı. ZAFER BENİM! Hızla gözlerini etrafta gezdirmeye ve Dong'u aramaya başladı ama yoktu. YOK! O kadar hızlı doğrulmuştu ki bu kez de hızla garson kızı aramaya başladı. TANRIM! O DA YOK!
Kwon Na Sun- II. Sınıf | Ponpon Kız
- Mesaj Sayısı : 123
Lakap : Sunnie. Bunny. Na-Na.
Geri: Old Friend and Pizza
tarafından Jung Hee Dong Paz Ekim 14, 2012 7:07 am
Na Sun'daydı bakışları. İçten içe gülüyordu. Na Sun bir kendisine -o sıralarda ya garson kıza yanaşıyordu, ya da bakışlarını Na Sun'dan kaçırıp müşterilere dikiyordu-bir de garson kıza bakıyordu. Sonunda pizza bitmişti ve Hee Dong'un da mola vakti gelmişti. Siyah saçlı, yılışık garson kız Dong'un önünden kıvırta kıvırta mutfağa girdi tabi girmeden önce ona bakıp göz kırpmayı da ihmal etmedi. Ne yaparsan yap benim olmayacaksın. Dong yeni elemanı arıyordu. Onu tuvaletten çıkarken gördü ve hızla yanına yaklaştı. Kolunu cılız gencin -Na Sun boylarındaydı- "Gel bak sana ne anlatacağım." dedi sesini incelterek. Çocuğu tuvalete soktu ve onu duvara yaslayıp bir elini çocuğu yanına dayadı. Gözlerine o öldürücü bakışlarını koydu ve "Şimdi ben buranın en iyi ve en eski garsonuyum. Ama hak ettiğim ilgiyi göremiyorum." dudağını büktü. Çocuk yutkundu ve başını sanki duvardan geçirebilirmiş gibi biraz daha geriye yasladı. "Çok yoruldum ve molaya ihtiyacım var. Ama on dakika bana yetmiyor. Ben düşündüm ki sen çok iyi biri olduğun için kendi on mola vaktini de bana verirsin." kaşlarını çattı ve çocuğun yüzünü dikkatle inceledi. "İtirazın yoktur umarım?" soru sorar gibi söylemişti ama cevabı zaten biliyordu. Çocuk başını sağa sola saladı korkarak. Dong doğruldu ve sanki çocuğun üzerinde toz varmış gibi omuzunu hafifçe silkeledi. Gülümsedi ve ağır adımlarla tuvaletten çıkarken arkasına bakmadan "Biz garsonlar ispiyoncu çocukları da sevmeyiz ve gereken neyse yaparız." dedi. Gereken mesajı verdiğini biliyordu.
Tuvaletten çıktı ve içeri geçti. Etrafa göz gezdirdi ama Na Sun yoktu. Tezgahın arkasından Na Sun'un ve müdürün konuşma seslerini duyunca kaşlarını çattı ve oraya doğru ilerledi. Neler oluyor?
Tuvaletten çıktı ve içeri geçti. Etrafa göz gezdirdi ama Na Sun yoktu. Tezgahın arkasından Na Sun'un ve müdürün konuşma seslerini duyunca kaşlarını çattı ve oraya doğru ilerledi. Neler oluyor?
Jung Hee Dong- Serbest Meslek
- Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy
Geri: Old Friend and Pizza
tarafından Kwon Na Sun Paz Ekim 14, 2012 7:41 am
Resmen sinirden zaten kısacık olan sarı saçlarını yolmaya başlayacaktı. JUNG HEE DONG! Ayağa kalkıp o kız ile her nereye gittiyse yüzüne kocaman bir pizza yapıştaracaktı. Hatta kafasından aşağı ketçap ve mayonez boşaltacaktı. Onu bir pizzaya çevirecekti. Hırsla ayağa kalkıp etrafı aramaya çıkacakken siyah yağlı saçlarını yüzüne yapıştırmış erkek bir garson onu kolundan çekti. "Bayan. Hesabınızı ödediniz mi?" Ne diyeceğini şaşırmıştı resmen. Hırsla kolunu garsondan çekerken sinirini onun üzerine püskürttü. "Hayır!" Garson ise sakin bir biçimde elini cebine daldırdı ve hesap kağıtlarının yazdığı -Na Sun'un garipsediği- bir not defterini çıkardı. "Büyük boy. Mantarlı, biberli, zeytinli, mısırlı pizza. Hepsi bol. Ayrıca bir kolda. Yirmi won." Na Sun dudaklarını birbirine bastırdı ve ellerini ceplerine daldırdı. Montunun cebinde sadece takside kapattığı cep telefonu vardı. Pantolonun ceplerini karıştırdı. HAY AKSİ! Huzursuzca kıpırdanırken. "Şey... Şimdi... Yanımda yirmi won yok." Zoraki bir biçimde gülümsedi. "Daha sonra ödeme şansı falan var mı?" Umutla garsonun suratına bakmasına karşın garson ifadesiz bir yüzle ona baktı. "Bayan benimle geliyorsunuz. Sizi müdüre götürmek zorundayım." Garson bir kez daha koluna yapıştı. Neredeyse montunu ve şapkasını masanın üzerinden alamayacaktı. Garson onu hırsla çekiyordu.
"Peki... Peki geliyorum." Garsonun peşinden sürüklenirken gözleri ile bir kez daha Dong'ı aradı ama halen ortalıkta gözükmüyordu. Garson onu tezgahın arkasına geçirdi ve şişman, pörtlek, çatık kaşları olan bir adamın önüne attı. "Patron. Bu bayan hesabı ödemiyor. Parası olmadığını söylüyor." Adam kalın elini havada birkaç kez salladı ve garson yeniden masaların arasına dönmek üzere kayboldu. "Evet. Küçük hanım. Hesabınızı neden ödemiyorsunuz?" Derince yutkundu. İlk kez böyle bir durum ile burun buruna geliyordu. "Ben... Y-Yanımda... Fazla... Para... A-Almamışım." Kekelemişti resmen. Dudaklarını birbirine bastırdı. Adam ifadesiz bir ifade ile -garson olan çocuk ile akraba oldukları düşünmeye başlamıştı- kendisine baktı. "O zaman neden buraya geldiniz ve pizza sipariş ettiniz." Na Sun huzursuzca kıpırdandı. "Ben... Şimdi... Karnım açtı." Adam kalın kollarını göbeğinin üzerinde birleştirdi ve zaten çatık olan kaşlarını daha da çattı. "Ben... Param olduğunda ödemeye gelirim." Derken sesi her kademe adeta fısıltıya döndü. "Hayır. Sonradan ödemeler olmuyor küçük hanım. Borcunuzu ancak bugün kü tüm bulaşıklar ile ödeyebilirsiniz. Buradan ayrılmak yok. Yoksa polis çağırmak zorunda kalırım." Na Sun'un gözleri büyüdü. HAY AKSİ! HAY AKSİ!
Kwon Na Sun- II. Sınıf | Ponpon Kız
- Mesaj Sayısı : 123
Lakap : Sunnie. Bunny. Na-Na.
Geri: Old Friend and Pizza
tarafından Jung Hee Dong Paz Ekim 14, 2012 8:05 am
Na Sun'un müdürle konuşmasını görmüş ve duymuştu. Her zamanki şaşkın Sunnie. Gözlerini devirdi ve bir adım atarak müdüre kendisini gösterdi. İkinci adımında zaten Na Sun'un yanındaydı. Kıza yan gözle baktığında bakışları birleşti. Na Sun özür diler gibi bakıyordu. Kaşlarını çattı ve bakışlarını Na Sun'dan alıp müdüre verdi. "Bay Lee, bu benim arkadaşım. Eğer hesabını şimdi ödeyemiyorsa benim maaşımdan kesebilirsiniz. dedi, tabi hemen Na Sun'un inkar etmek için bir şeyler diyeceğini bildiğinden sıkıca kızın kazağının arkasını sıktı. Sus Na Sun. Bulaşık yıkamak istemiyorsan SUS! Kız sustu. Ama bakışlarını sinirlice Hee Dong'a çevirdi. Kendi ayakları üzerinde durabilen Sun, bu teklifi kabul etmezdi.
Müdür gıcıkça bir şekilde sırıttı. "Ben adam kayırmam Jung Hee Dong. Biliyorsun. O yüzden bu güzel bayan bulaşıkları yıkayacak ya da parasını ödeyecek. Bir başkası değil, o ödeyecek." Hee Dong dişlerini sıkıyordu. Eli hala Sun'un kazağındaydı. Muhtemelen kızın kazağının o kısmını sündürecekti. Adam Hee Dong'a yanaştı ve "Ayrıca vardiyanı uzatma çabalarındaymışsın. Buranın en iyi garsonuymuşsun ama gereken ilgiyi göremiyormuşsun. Seni bunlara kim inandırıyor Dongi Dongi" ses tonu bariz bir alay içindeydi. Piç yalaka Min, diye düşündü Dong. Min'den başka kimse bunu ispiklemezdi, zaten büyük ihtimalle de o piç onları dinlemezdi. Yeni garsonun böyle bir şey yapmayacağını biliyordu, çocuk gerçekten korkmuştu. Kesin şuanda yalaka Min karanlık arkasında sırıtarak bu manzarayı seyrediyordur.
Dişlerini sıkmayı bırakıp dudağını kemirmeye başladı Dong. Şimdi ne olacaktı bilmiyordu. Müdür bir kaç adım geri gitti ve masasına yaslandı. "Madem bu bayan senin arkadaşın. Bulaşıkları yıkamada ona yardım edersin. Hem sende cezanı çekmiş olursun." dedi ve ikisini süzdükten sonra alayla "Tüh! Bugünde müşteri fazlaydı, bulaşıklar çoğalmıştır." dedi. Sarı dişleri parlıyordu. Sakin ol. Nefes al ve ver. Eğer bu sineği döversen işten kovulursun. Sakin ol. Alacağın şapkaları düşün. 180 derece eğilip "Özür dilerim efendim. Dediklerinizi yapacağım." dedi. Na Sun'u da kendisiyle birlikte eğdirmişti. Kendisi yavaşça doğrulurken hala kazağını bırakmadığı kızı da doğrulttu. Şimdi tek yapmaları gereken kolları sıvayıp bulaşık dağını delmekti.
Müdür gıcıkça bir şekilde sırıttı. "Ben adam kayırmam Jung Hee Dong. Biliyorsun. O yüzden bu güzel bayan bulaşıkları yıkayacak ya da parasını ödeyecek. Bir başkası değil, o ödeyecek." Hee Dong dişlerini sıkıyordu. Eli hala Sun'un kazağındaydı. Muhtemelen kızın kazağının o kısmını sündürecekti. Adam Hee Dong'a yanaştı ve "Ayrıca vardiyanı uzatma çabalarındaymışsın. Buranın en iyi garsonuymuşsun ama gereken ilgiyi göremiyormuşsun. Seni bunlara kim inandırıyor Dongi Dongi" ses tonu bariz bir alay içindeydi. Piç yalaka Min, diye düşündü Dong. Min'den başka kimse bunu ispiklemezdi, zaten büyük ihtimalle de o piç onları dinlemezdi. Yeni garsonun böyle bir şey yapmayacağını biliyordu, çocuk gerçekten korkmuştu. Kesin şuanda yalaka Min karanlık arkasında sırıtarak bu manzarayı seyrediyordur.
Dişlerini sıkmayı bırakıp dudağını kemirmeye başladı Dong. Şimdi ne olacaktı bilmiyordu. Müdür bir kaç adım geri gitti ve masasına yaslandı. "Madem bu bayan senin arkadaşın. Bulaşıkları yıkamada ona yardım edersin. Hem sende cezanı çekmiş olursun." dedi ve ikisini süzdükten sonra alayla "Tüh! Bugünde müşteri fazlaydı, bulaşıklar çoğalmıştır." dedi. Sarı dişleri parlıyordu. Sakin ol. Nefes al ve ver. Eğer bu sineği döversen işten kovulursun. Sakin ol. Alacağın şapkaları düşün. 180 derece eğilip "Özür dilerim efendim. Dediklerinizi yapacağım." dedi. Na Sun'u da kendisiyle birlikte eğdirmişti. Kendisi yavaşça doğrulurken hala kazağını bırakmadığı kızı da doğrulttu. Şimdi tek yapmaları gereken kolları sıvayıp bulaşık dağını delmekti.
Jung Hee Dong- Serbest Meslek
- Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy
Geri: Old Friend and Pizza
tarafından Kwon Na Sun Paz Ekim 14, 2012 8:30 am
Dong'ın kendisine doğru fırlattığı beyaz önlüğü havada yakalamaya çalıştı ama kendini suçlu hissederken ve Dong'a bakarken bunu başaramamıştı. Önlüğün ön tarafında ki koyu lekeye baktı ve başını yere indirdi. Yerde yemek artığı vardı. Pizza Hut mı burası gerçekten? Acaba pizzamda saç falan var mıydı? Ya da daha kötüsü böcek. Korkuyla gözlerini açarken başlığı kafasından geçirdi ve arkadan bağladı. Bir taraftan da Dong'a karşı olan özür sıralamasına başlamıştı. "Çok çok özür dilerim. Yanımda para olduğunu sanıyordum. Sanırım hepsini buraya gelirken taksiye harcadım." Suçluluk duygusu ile Dong'a doğru yaklaştı. Dong'ta üzerine bir önlük geçirmiş ve koyu yeşil bulaşık eldivenleri takmıştı. Onu böyle görmenin etkisi ile neredeyse gülümseyecek. Belki de kahkaha atacaktı ama Dong'ın bakışları ile sustu. Hızla yanına yaklaşıp koluna asıldı. "Üzgünüm. Oppa..." Mutfağın bu yakasında kimsenin olmamasını fırsat bilerek Dong'a sıkıca sarıldı ve başını Dong'ın göğsüne gömdü. Aslında özür zincirlemesine devam edecekti ama Dong'a sarılmasının etkisi ile resmen uyuşturulmuş gibi hissetti. Narkoz etkisi gibi. Belki de uyuşturucu. Evet. Uyuşturucu. Dongie benim uyuşturucum. İstemsizce iç geçirmişti. Bu şekilde saatlerce kalabilirdi ama yeniden etkisini hissetmeye başladığu suçluluk ve onca bulaşık ile geri çekilme ihtiyacı hissetti. Onca tabağın adeta kuleler gibi dizildiğini fark ettiğinde gerçekten gözü korkmuştu.
Tamamen işine odaklanacaktı. Bu bulaşıkları hemen yıkacayak ve Dong ile beraber gidecekti. Tanrım. "Bunu yapmana gerek yoktu ama... Yani... Ben hepsini yıkardım zaten. Şimdi senin üzerine de kaldı. Ve... Molanı neden arttırmaya çalıştın?" Dudaklarını birbirine bastırdı. Acaba benim için mi? Mutlaka öyledir. Tabi ki. Yoksa neden arttırmak istesin. O kadar pizza yedim. O garson kız için değil herhalde. BİR DAKİKA! ONLAR KAYBOLMUŞTU!? BEN ONLARI ARAYACAKTIM! Çevik bir hareket ile kaşlarını çatarak Dong'a baktı. "Sen o garson kız ile NEREYE KAYBOLDUN?! PİZZAYI YEDİM AMA SEN ORTADA YOKTUN! NEDEN YOKTUN!? O KIZ NEREDE?! O KADAR PİZZA YEDİM!" Bulaşık eldivenleri hırsla ellerine geçirdi ve ellerini belinin üzerine koyup kısık gözler ile Dong'a baktı. Ama bakarken dahi içinde ki sinir tuzla buz oluyordu, içi eriyordu. Derin bir nefes aldı ve kafasını toparlamaya çalıştı. Bugün kontrolünü tamamen kaybetmişti. Eski Na Sun resmen cirit atıyordu ortalıkta.
Kwon Na Sun- II. Sınıf | Ponpon Kız
- Mesaj Sayısı : 123
Lakap : Sunnie. Bunny. Na-Na.
Geri: Old Friend and Pizza
tarafından Jung Hee Dong Çarş. Ekim 17, 2012 6:31 am
Mutfağa girip onlara sinsice sırıtan önlükleri taktıklarında Sun özür teybini sürekli başa sarıp tekrarlıyordu. Dong biran önce buradan tüymek istiyordu. Ayrıca onu ispiyonlayan müdür yalakası piç Min için beysbol sopasının mı yoksa muştanın mı daha zevk verici olduğunu düşünüyordu? Muhtemelen iş çıkışı sürekli yanında taşıdığı muşta ile suratını dağıtacaktı, tabi bir daha ispiyonlamaması için bu davranışın çok kötü bir şey olduğu ile ilgili alaycı bir nasihat verecekti. Tabi ondan sonra bu işin yerini dolduracak başka bir iş bakabilirdi çünkü onu dövdüğünü -tekrar dövülmeyi göze alarak- öterse buradan kovulacaktı. Na Sun'un ani sarılmasıyla birden her şey durdu. Düşünceleri, zaman, siniri, bulaşık eldivenlerini düzelten elleri ve nefesi. Her şey. Kızın bütün vücudunu hissedebiliyordu -tabi ona dokunan kısımlarını-, kendi kalp atışları kulak zarında atıyorlardı sanki.
Hadi kaldır elleri Dong, sar kızın ince belini. Veya omuzlarını da sarıp kendine çekebilirsin. Ama yeter ki Sun'ın sarılmasına karşılık ver hadiiii! Dong'un parmakları hareket etti ve canlılık ellerine geçti tam kollarını kaldıracakken Sun doğruldu ve mahçup şekilde konuşmaya başladı. Dong dişlerini sıktı. Aptal gurur. Molanı neden arttırdın demişti. Seni bir kaç dakika daha görmek, cenneti biraz daha hissedebilmek için. Ama sadece kısa bir sessizlik cevap vermişti Sun'a. Kız ona aldırmadan hızlıca eski Na Sun'u salmıştı bile. Kıskanç Na Sun. Sahiplenici Na Sun. Konuşkan Na Sun. Anneler-sevgililer gibi hesap soran Na Sun. Kıskanmış diye düşündü gülümseyen kalbi Dong'a. Ama aklı Hayır eski kıskanç ve bencil Na Sun işte. Sahip olduğu kişileri paylaşmak istemeyen Na Sun, deyince gerçekçi tarafı aklına hak verdi, durumu kurtarmak için çeşmeyi açtı "Seks hayatım oluyor küçük hanım benim. Büyüdüm ben." dedi sanki onun sorusunu umursamış gibi davranarak avucuna su dolduruyordu. Birden yanında hala cevap bekler modda dikilen Sun'un yüzüne avucundaki suyu fırlattı ve "Buz gibi su içmekte sana kalıyor böylelikle." dedi ve kalın sesiyle evil kahkası atıp alnı ve saçları ıslanan kıza baktı. Bir yandan da ellerini iki tarafa açmıştı, her türlü saldırıyı engellemek için.
Hadi kaldır elleri Dong, sar kızın ince belini. Veya omuzlarını da sarıp kendine çekebilirsin. Ama yeter ki Sun'ın sarılmasına karşılık ver hadiiii! Dong'un parmakları hareket etti ve canlılık ellerine geçti tam kollarını kaldıracakken Sun doğruldu ve mahçup şekilde konuşmaya başladı. Dong dişlerini sıktı. Aptal gurur. Molanı neden arttırdın demişti. Seni bir kaç dakika daha görmek, cenneti biraz daha hissedebilmek için. Ama sadece kısa bir sessizlik cevap vermişti Sun'a. Kız ona aldırmadan hızlıca eski Na Sun'u salmıştı bile. Kıskanç Na Sun. Sahiplenici Na Sun. Konuşkan Na Sun. Anneler-sevgililer gibi hesap soran Na Sun. Kıskanmış diye düşündü gülümseyen kalbi Dong'a. Ama aklı Hayır eski kıskanç ve bencil Na Sun işte. Sahip olduğu kişileri paylaşmak istemeyen Na Sun, deyince gerçekçi tarafı aklına hak verdi, durumu kurtarmak için çeşmeyi açtı "Seks hayatım oluyor küçük hanım benim. Büyüdüm ben." dedi sanki onun sorusunu umursamış gibi davranarak avucuna su dolduruyordu. Birden yanında hala cevap bekler modda dikilen Sun'un yüzüne avucundaki suyu fırlattı ve "Buz gibi su içmekte sana kalıyor böylelikle." dedi ve kalın sesiyle evil kahkası atıp alnı ve saçları ıslanan kıza baktı. Bir yandan da ellerini iki tarafa açmıştı, her türlü saldırıyı engellemek için.
Jung Hee Dong- Serbest Meslek
- Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy
Geri: Old Friend and Pizza
tarafından Kwon Na Sun Çarş. Ekim 17, 2012 6:59 am
Ağzı bir karış açık halde kalakalmıştı. Saçlarından ve alnından süzülen soğuk su heykel gibi kaskatı kalmasına neden olmuştu. SEN! DONG! ÖLDÜN! Dudaklarını birbirine bastırdı. Yavaşça bulaşık kulesine doğru yönelip tabakların üzerinde duran yarı ısırılmış pizzayı aldı ve Dong'ın kafasına doğru atmaya çalıştı. Tabi kendisini korumak için açtığı kollardan dolayı pizza sadece koluna denk gelmişti. Ama pizzanın çarpışı ve yavaşça kayarak düşmesi, garson gömleğinin üzerinde kalan küçük mısır parçaları. Yemek savaşlarını yeniden yaşatabilirim! Bu sırada kendi tarafında çeşmeyi açıp Dong'a hızla karşı saldırıda bulunmaya başlamıştı. Bir taraftanda artık ne yapacağını bilmez bir tavırlar kahkaha atıyordu. Dong'ın bunun acısını kendisinden çıkartacağına emindi ama şimdi kendisi pizzaların acısını çıkarmalıydı. "BUZ GİBİ SU İÇMEKMİŞ, SEKS HAYATIYMIŞ." Dong'ın kendisine söylediği sözleri de yüksek sesle adeta lokantada ki herkesin duyabileceği şekilde bağırıyordu. Mutfağın ön taraflarında ki Koreli bir adamın dahi onlara garip bakışlar attığını fark etmişti. Kesinlikle kovuldu. Dong'ın yanındayken hiç bir zaman kibar olmamıştı. Hiç bir şeyi umursamayan bir kıza dönüşüyordu. Hatta yarı erkeğe. Sadece naziklik konusunda yıllarca rol yapmıştı annesinin yanında. Tabi Dong'tan uzak kalmanın etkisi ile de sıffi kıza dönüşmüştü.
Kolu oldukça yorulmuştu. Son bir avuç suyu daha Dong'a atmaya çalışırken kendi önlüğüne su fırlatmıştı. Güçsüz bir biçimde kolları yanlarına düştü. Hasta olacağım. Mi Ko beni öldürecek. Muhtemelen şu an Mi Ko birkaç erkeğin altına yatmış - ya da üstüne çıkmışta olabilir- kraliçeliğini kutluyordu. "Buz gibi su içmek-" Sözünü tamamlayamadan Dong'tan cevabı gelmişti. Önlüğünden aşağı kocaman bir pizza dilimi kayıyordu ve kırmızı bir iz bırakıyordu. "Bu önlük Pizza Hut'a ait-" Ve bir kez daha sözünü tamamlayamadan birkaç su dalgası yüzüne vurdu. "TANRIM!" Yüzünü elleri ile kapatmaya çalışıyordu ama soğuk su çoktan yüzünü yalayıp geçmiş, saçlarını ıslatmış ve kazağını dahi sırılsıklam bırakmıştı. Ama kaçmasının bir imkanı yoktu. Bunu bekliyordu. Şampuanım olsa burada banyo yapabilirdim. Gerisin geriye doğru ilerlerken kendini tezgahın gerisine doğru attı ve yere doğru oturdu. Ama Dong'tan kaçmanın imkanı yoktu. Hoş pek kaçmak istediği de söylenemezdi.
Kwon Na Sun- II. Sınıf | Ponpon Kız
- Mesaj Sayısı : 123
Lakap : Sunnie. Bunny. Na-Na.
Geri: Old Friend and Pizza
tarafından Jung Hee Dong Çarş. Ekim 17, 2012 7:22 am
Sun'un yüzünü suyla buluşturmakla savaşı başlattığını biliyordu ama kazanın kendisi olduğunu umuyordu. Ama durum berabereydi. İkisinin de saçları, Sun'ın kazağı, Dong'un gömleği ve üzerine giydiği siyah garson yeleği ıslanmıştı. Ekstradan Dong'un kolunda hala pizzanın süslediği turunculuk ve mısır taneleri asılı kalırken Sun'un önlüğünde pizza izleri rahatlığını koruyordu. Kovuldum. Bari bu ay ki paramı verse piç. Elinin tersiyle üşüyen burnunu sildikten sonra musluğun uzayan metalimsi hortumunu aldı ve Sun'a doğru tutarken "Karşında bu bok çukurundan kovulma adayı olan bir garson duruyor." dedi ve yan gülümseme takındıktan sonra bir adım ilerledi kızın üzerine doğru. Sun üşümüş şekilde dizlerini karnına çekti ve yavru kedilerin masum bakışlarını takındı. Acı bana, diyordu. Dong birden "Ah musluğu açmayı unutmuşum."dedi sevecence ve Sun'ın kıkırdamasına yol açtı. Dong musluğu açmk için arkasını döndüğünde genç kız fırsattan yararlanarak ponpon kızlığın verdiği esneklikle yerden hışımla kalkmış ve suyu açmış-arkasını dönmek üzere olan Dong'un ellerine yapıştı. Elinden kapmaya çalışıyordu minik hortumu. Dong ile savaş veriyordu. İkisininde belden altı ıslanıyordu şimdide. "Aish! Ugly Betty bıraksana bir şunu." diye bağırıyordu. Sonunda bir kolunu Sun'un omuzlarından sarıp kızın sırtını kendi göğsüne yasladı ve sıkıca yasladı onu kendine. Başını da kızın kısa sarı saçları arkasına yaslanmış kulağına yasladı. Hortumu tutan musluğu kendilerinden uzaklaştırdı. Nefes nefese kalmıştı.
Konuşacaktı ama boğazı kurumuştu. Çok yakınlardı. Kolları kızın omuzundan sarmıştı ama bağrında duruyordu ve kalkıp inen göğüslerinin üzerindeydi. "Seni değil. Burayı ıslata.. caktım. Kovuldum bari hıncımı alayım diye şey.. Islata.. Yani.. Anla işte." Sesi değişik çıkıyordu ve nefesleri arasında kesik kesik konuşuyordu. Başını hızlıca kaldırdı ve kızı kendisinden uzaklaştırdı. "Senin yüzünden burayı değil, kendimizi mahvettik. Şu halimize bak. Götümü donacak." dedi homurdanarak. Gözleri ise elinde tuttuğu hortumdan usulca yere akan sudaydı.
Konuşacaktı ama boğazı kurumuştu. Çok yakınlardı. Kolları kızın omuzundan sarmıştı ama bağrında duruyordu ve kalkıp inen göğüslerinin üzerindeydi. "Seni değil. Burayı ıslata.. caktım. Kovuldum bari hıncımı alayım diye şey.. Islata.. Yani.. Anla işte." Sesi değişik çıkıyordu ve nefesleri arasında kesik kesik konuşuyordu. Başını hızlıca kaldırdı ve kızı kendisinden uzaklaştırdı. "Senin yüzünden burayı değil, kendimizi mahvettik. Şu halimize bak. Götümü donacak." dedi homurdanarak. Gözleri ise elinde tuttuğu hortumdan usulca yere akan sudaydı.
Jung Hee Dong- Serbest Meslek
- Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy
Geri: Old Friend and Pizza
tarafından Kwon Na Sun Çarş. Ekim 17, 2012 7:48 am
Önlüğü başından hırsla çıkarıp yere attı. Onca su ile sırılsıklam kalmıştı. Resmen iç çamaşırlarına kadar ıslaktı ve suyun soğukluğu ile istemsizce dişleri tıkırdadı. Yerler halen Dong'ın elinde tuttuğu hortum ile ıslanıyordu. Ellerini kavuşturdu. "A-asıl s-senin... Suçun. İ-ilk suyu f-f-fırlatan sendin. Şimdi... H-hasta o-o-lup. Ölücez-z." Evet. Abarttığının farkındaydı ama bu kadar donduğunu hatırlamıyordu. Ayaklarında güç kalmamıştı. Islak zeminde yavaşça ilerlerken Dong'ın yanı başında durdu ve kafasını eğik bir biçimde Dong'ın göğsüne doğru koydu. "Oppaa." Her zaman pişmanlık duyduğunda veya Dong'ın istemediği bir şeyi yaptığında 'Oppa' derdi. Şimdi içten içe pişmanlık duyuyordu. Hem işten kovulmasına hemde sırılsıklam kalmasına neden olmuştu. "Dongie-e." Halen daha dişleri tıkırdıyordu istemsizce. Neyse ki montu kuruydu. Ama bu sırılsıklam kıyafetler ile Anyang'a doğru küçük bir adım dahi atamazdı. Pizza Hut'tan dahi dışarı çıkamazdı. "Ve bana Ugly Betty d-deme." Artık çirkin değilim. Aaslında halen güzel daha değilim. Belki de Dong halen çirkin görüyor beni. Hiç bir zaman o kızlar gibi olamayacam.
Burnunu çekerken geriye çekelmiş ve suyun ulaşmadığı zemine doğru ilerleyip vücudunu duvara dayadı. Ama bacaklarına güç kalmamıştı ve neredeyse kayarak yere, poposunun üstüne oturdu. Bacaklarını kendisine çekti. Islak kıyafetler üzerine yapışmıştı. Başını dizlerinin üzerine yaslarken Evet! Hepsi benim suçum! Şimdi de donuyorum. Dong'ta donuyor. Ne kadar süre öylece oturduğunu bilmiyordu. Bir süre sonra Dong onu omuzlarından kavrayıp ve ayağa kaldırmıştı. Nereye gittiklerini dahi bilmiyordu. Başını Dong'a gömmüştü. Birkaç gürültü, adamlar, konuşmalar derken kapı çarpılma sesi ve sessizlik. Yeniden oturur pozisyona geldiğinde ancak nereye geldiklerini fark etmişti. Küçücük bir odadaydılar. Odanın yarısı küçük koliler kaplıyordu. Bir tarafı kırık ayna, askıların üzerinde bir dolu kıyafet. Yerlerde ayakkabılar. Sanırım çalışanların giyindikleri oda burası.
Kwon Na Sun- II. Sınıf | Ponpon Kız
- Mesaj Sayısı : 123
Lakap : Sunnie. Bunny. Na-Na.
Geri: Old Friend and Pizza
tarafından Jung Hee Dong Çarş. Ekim 17, 2012 8:24 am
Oh oh duygusal müzik girer araya.
Sun'ı sessizce giyinme odasına götürmüştü. Burada müşterilerin unuttuğu bir kaç eşya olurdu veya garsonların buraya gelirken giydikleri normal kıyafetleri. Sun'ı oradaki minik tabureye oturttu ve üzerindeki kazağını sıyırdı, kız ilk başta "Ben çocuk değilim, kendim giyinebilirim." dese de -demeye çalışsa da- Dong onu umursamadan kızın kazağını çıkardı. Gözlerini kızdan çevirdi ve çömeldiği yerden doğrularak kızsal bir şeyler aradı. Askıda olan mor ve boğazlı kazağı kaptı. Sun'ın başından nazikçe geçirirken "Çok çıtkırıldım olmuşsun. Eskiden bu savaşları sen kazanırdın." dedi, evet kendisi de üşüyordu ama Sun kadar değil. Kızın narin bedenine kazağı giydirirken "Gerçekten çook kilo vermiş, diye düşündü. Gözlerini kızın yüzünden ayırmıyordu. Kazak işi tamam olduktan sonra eliyle kızın bacaklarını yokladı ve bileklerine kadar indi, çok ıslanmasa da ıslanmıştı. Tekrardan ayağa kalktı ve dudağını ısırdı. Gözleriyle daracık odanın içini tarıyordu. Sun ise başını arkaya yaslamış öylece Dong'ı izliyordu.
O mor kazağın olduğu yerde kot pantolon vardı. Boyu Sun'a biraz (!) uzun gelecekti ama başka şansı yoktu. Sun'ın önünde diz çöktü ve gözlerini kıza dikerek "Sadece külotlarla havuzda yüzdüğümüz günü hatırlıyor musun? O gün nasıl utanmamıştık birbirimizden, şimdide aynısı düşün. Pantolonunu çıkarmalıyım. dedi nazikçe. Kız başını salladı. Pantolonu bacaklarından sıyırdı ve kot pantolonu nazikçe giydirdi. Kalça kısmına geldiğinde kız boynuna sarılmış ve öyle hafifçe kalkmıştı. Sun'ı giydirmişti ki giydirdiği kıyafetlere bakılırsa -burada bir tane kız garson vardı- siyah saçlı yılışık kızın kıyafetleriydi. Sun bunu bilse ne yapardı, merak etti bir anlık Dong. Kızın ıslak kıyafetlerini köşeden bulduğu poşetin içine tıktıktan sonra askıdaki kendi montunu kızın suratına attı ve kaba bir şekilde "Üzerimdeki bu garson kıyafetlerinden kurtulacağım sakın bakma. Ölürsün!" uyarısını yaptı. Bu garson kıyafetlerini yakmayı düşünüyordu.
Sun'ı sessizce giyinme odasına götürmüştü. Burada müşterilerin unuttuğu bir kaç eşya olurdu veya garsonların buraya gelirken giydikleri normal kıyafetleri. Sun'ı oradaki minik tabureye oturttu ve üzerindeki kazağını sıyırdı, kız ilk başta "Ben çocuk değilim, kendim giyinebilirim." dese de -demeye çalışsa da- Dong onu umursamadan kızın kazağını çıkardı. Gözlerini kızdan çevirdi ve çömeldiği yerden doğrularak kızsal bir şeyler aradı. Askıda olan mor ve boğazlı kazağı kaptı. Sun'ın başından nazikçe geçirirken "Çok çıtkırıldım olmuşsun. Eskiden bu savaşları sen kazanırdın." dedi, evet kendisi de üşüyordu ama Sun kadar değil. Kızın narin bedenine kazağı giydirirken "Gerçekten çook kilo vermiş, diye düşündü. Gözlerini kızın yüzünden ayırmıyordu. Kazak işi tamam olduktan sonra eliyle kızın bacaklarını yokladı ve bileklerine kadar indi, çok ıslanmasa da ıslanmıştı. Tekrardan ayağa kalktı ve dudağını ısırdı. Gözleriyle daracık odanın içini tarıyordu. Sun ise başını arkaya yaslamış öylece Dong'ı izliyordu.
O mor kazağın olduğu yerde kot pantolon vardı. Boyu Sun'a biraz (!) uzun gelecekti ama başka şansı yoktu. Sun'ın önünde diz çöktü ve gözlerini kıza dikerek "Sadece külotlarla havuzda yüzdüğümüz günü hatırlıyor musun? O gün nasıl utanmamıştık birbirimizden, şimdide aynısı düşün. Pantolonunu çıkarmalıyım. dedi nazikçe. Kız başını salladı. Pantolonu bacaklarından sıyırdı ve kot pantolonu nazikçe giydirdi. Kalça kısmına geldiğinde kız boynuna sarılmış ve öyle hafifçe kalkmıştı. Sun'ı giydirmişti ki giydirdiği kıyafetlere bakılırsa -burada bir tane kız garson vardı- siyah saçlı yılışık kızın kıyafetleriydi. Sun bunu bilse ne yapardı, merak etti bir anlık Dong. Kızın ıslak kıyafetlerini köşeden bulduğu poşetin içine tıktıktan sonra askıdaki kendi montunu kızın suratına attı ve kaba bir şekilde "Üzerimdeki bu garson kıyafetlerinden kurtulacağım sakın bakma. Ölürsün!" uyarısını yaptı. Bu garson kıyafetlerini yakmayı düşünüyordu.
Jung Hee Dong- Serbest Meslek
- Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy
Geri: Old Friend and Pizza
tarafından Kwon Na Sun Çarş. Ekim 17, 2012 9:11 am
Her ne kadar çocuk değilim demesine karşın Dong onu kazağını çoktan çıkarmıştı. Zaten kısacık sarı saçları vardı. Kendini gizleyebileceği kadar uzun saçı yoktu. Ellerini önüne getirdi ve sabit bir şekilde tuttu. Kızsal güdülerinden dolayı yapıyordu bunu. Pek Dong'tan utandığı söylenemezdi. Aslında yeni görüşünden dolayı tereddütlüydü. Eski Na Sun olmadığı açıkça belli oluyordu ve Dong'ın kendisini beğenmemesinden korkuyordu bir nevi. Mor boğazlı kazağı Dong kafasından geçirirken nefesini dahi tutmuştu. Dong'ın yüzüne bakması da istemsizce kızarmasına neden oluyordu. Bacaklarında Dong'ın ellerini hissettiğinde titremişti. Muhtemelen Dong üşüdüğünden dolayı titrediğini varsayıp hızla gerilerde ki kıyafetleri karıştırmıştı. Böyle temaslara alışık değildi ama titremesi bundan dolayı bile değildi. Sadece Dong'ın kendine dokunması titremesine neden olmuştu. Başını geriye doğru yasladı ve Dong'ı izledi. Dong önünde siyah bir pantolon ile diz çökerken doğruldu. "Sadece külotlarla havuzda yüzdüğümüz günü hatırlıyor musun? O gün nasıl utanmamıştık birbirimizden, şimdide aynısı düşün. Pantolonunu çıkarmalıyım. Dudağının kenarını hafifçe ısırırken sadece başını sallamakla yetindi. Sonunda ıslak pantolon teninden sıyrılırken kalbi sanki göğsünü parçalayacakmış gibi atıyordu. Pantolon kalçalarına doğru geldiğinde Dong'un boynuna doğru sarıldı ve oturduğu taburede hafifçe kalktı. Doğru düzgün Dong'a sarılamıştı ki bugün. Şimdi boynunda ellerini sarmışken kendisini daha iyi hissetmeye başlamıştı.
Ama ayrılmak zorunda kaldı ve dudaklarını birbirine bastırdı. Pantolonun paçaları oldukça uzundu ama umursamadı. Bu kıyafetleri bulduğum için şanslıyım. Dongie sayesinde. Yüzünde hafif bir tebessüm ile Dong'ı izlemeye devam ediyordu ama dikkati kafasına doğru uçan mont ile dağıldı. "Üzerimdeki bu garson kıyafetlerinden kurtulacağım sakın bakma. Ölürsün!" Yüzünde sinsi bir gülümseme ile montun kenarını çekti ve yarım bir bakışla Dong'a baktı. "Dongiee... Sadece külotlarla havuzda yüzdüğümüz günü hatırlıyor musun? O gün nasıl utanmamıştık birbirimizden, şimdide aynısı düşün." Dong'ın kendisine sarf ettiği sözleri aynen söylemişti. Hoş Dong'ı soyunurken izlemek düşüncesinde değildi. Bir nevi. Sanırım. Dong'ın keskin bakışlarını fark ettiğinde kıkırdadı ve montu kafasında kaydırarak bakış açısını yok etti. Bir süre öylece durdu ama her zaman muzurluk peşindeydi. Montu yavaşça kaydırıp kısık gözler ile Dong'a baktı. Ama daha üzerinde ki siyah yeleği yeni çıkarmış nefretle odanın bir köşesine fırlatıyordu. İzleme dedi Na Sun! Sen halen bakıyorsun! İçinde ki ses yeniden montun içine gömülmesini bekliyordu ama yapmıyordu ve Dong'ı izlemeyi sürdürüyordu. Dong gömleğini çıkartırken istemsizce dudağının kenarını ısırdı. Acaba baktığımı fark etse ne olur?... ... Hiç bir şey! Çünkü fark etmeyecek. İçinden cadı kahkahası attı. Dong gömleğini hızla çıkartıp, yeleği fırlattığı yere gömleği de gönderirken nefesini tutmuştu. Hatta kaskatı kesilmişti. Gözleri Dong'ın sırtına ve görebildiği kadarı ile kaslarına kaymıştı. Bir süre kilitlenmiş gibiydi ama hızla ve sakarca montu yeniden kafasına geçirmeye çalıştı. Tam bu sırada neredeyse tabureden düşecekti ama geriye yaslandı ve nefesini tuttu. Gözlerini sıkı sıkıya kapatmıştı. Ooo Na Sun! İYİ HALT YEDİN! Ya fark ettiyse. Gene havuzdaki gün bahanesi ile sıyrılamazsın. Evet. Öldüm ben.
Kwon Na Sun- II. Sınıf | Ponpon Kız
- Mesaj Sayısı : 123
Lakap : Sunnie. Bunny. Na-Na.
Geri: Old Friend and Pizza
tarafından Jung Hee Dong C.tesi Ekim 20, 2012 3:22 am
Çok çok güzel gider.
Taburenin kayma sesiyle omzunun üzerinden geriye -Na Sun'a- baktı ama kız hala kafasında mont ile dikiliyordu. Gülümsedi Dong. Baktığını biliyorum. Acaba kafana o montu atmasa mıydım, çalıştığım bu kaslarımı daha rahat görebilirdin. Askıda olan siyah kazağını kafasından geçirdi. Kumaş pantolonu çıkarmayacaktı, o kadar ıslak değildi hem de şuanda pantolonunu değiştiremezdi. Ne kadar belli etmese de utangaç biriydi Dong. Ya da sadece Na Sun'ın yanında utangaçtı diyebiliriz. Hem bu pantolonu alarak aptal müdüre yeni bir garson pantolonu aldırmak zorunda kalabilirdi yeni garson. Küçükte olsa bir şekilde intikamını alıyordu ki mutfağın hali çok büyük bir intikamın resmiydi, Na Sun ile birlikte yapmışlardı hemde.
Evil kıkırdamasını takındı kısacık bir süre ve dönüp bir adım attı. Hemen Na Sun'ın yanında bitmişti bile. Dar bir alandaydılar. Kızın kafasından montunu kaldırdı ve giyerken "Orada kaldığın sürece beynine oksijen gitmedi biliyorsun değil mi?" alaycı bir tınıyla. Kızın kolundan tutup kaldırdı ve kendisine dayanmasına izin verirken "Hoş bu durum beyninin yadırgadığı bir durum değildir eminim." Jung Hee Dong = 1 , Kwon Na Sun = 0
Sun ile birlikte giyinme odasından çıktı ve etrafa göz attığında kimsenin -kimseden kasıt, müdür ve yalakası veya yılışık garson kızda olabilir- olmadığını gördü. Yavaşça çıkışa doğru ilerlerken mutfaktan bağırma sesleri duydu. "Onu buraya getirin hemen. Burasını nasıl bu hale getirebilirler. Kovuldu hemde borçlanarak kovuldu." Bu sesin sahibini tanıyordu. Gülümsedi. Ayağın kayıp düşte kıçını kır. 'Basıldık' anlamındaki endişeyle ona bakan Na Sun'a döndü. Hemen buradan çıkmalıydılar. Tam sırada çıkış kapısın yakın yalaka Min'in sesi geldi. "Suçlular burada müdürüm." O çırtlak pis sesi ve boka bastın piç gülümsemesi. Ve ardından mutfak kapısının sertçe açılıp duvara çarpma sesi. Gözlerini dükkanın içinde gezdirdi. İki müşteriden başka kimse yoktu ve onlarda bu iki kaçak çifte film izler gibi bakıyorlardı. Birde müdürün arkasında gözüken siyah saçlı -adını sürekli unuttuğu- yılışık garson kız. Na Sun'ın kolundan tuttu ve kapıya doğru hızla ilerledi.
Tabi iyi polis oyunu oynayan Min önlerine atıldığında Dong tarafından birden saçından tutulup kafasının duvara çarptırılmasını hesaba katamamıştı ama güzel olmuştu. Min başını tutarken dükkandan çıktılar. Na Sun'a döndü. Kızın duyguları yüzünden okunamıyordu. Na Sun'ın önünde çömeldi ve emir verici bir şekilde "Sırtıma bin. Hemen. Acele etmeliyiz." dedi.
Taburenin kayma sesiyle omzunun üzerinden geriye -Na Sun'a- baktı ama kız hala kafasında mont ile dikiliyordu. Gülümsedi Dong. Baktığını biliyorum. Acaba kafana o montu atmasa mıydım, çalıştığım bu kaslarımı daha rahat görebilirdin. Askıda olan siyah kazağını kafasından geçirdi. Kumaş pantolonu çıkarmayacaktı, o kadar ıslak değildi hem de şuanda pantolonunu değiştiremezdi. Ne kadar belli etmese de utangaç biriydi Dong. Ya da sadece Na Sun'ın yanında utangaçtı diyebiliriz. Hem bu pantolonu alarak aptal müdüre yeni bir garson pantolonu aldırmak zorunda kalabilirdi yeni garson. Küçükte olsa bir şekilde intikamını alıyordu ki mutfağın hali çok büyük bir intikamın resmiydi, Na Sun ile birlikte yapmışlardı hemde.
Evil kıkırdamasını takındı kısacık bir süre ve dönüp bir adım attı. Hemen Na Sun'ın yanında bitmişti bile. Dar bir alandaydılar. Kızın kafasından montunu kaldırdı ve giyerken "Orada kaldığın sürece beynine oksijen gitmedi biliyorsun değil mi?" alaycı bir tınıyla. Kızın kolundan tutup kaldırdı ve kendisine dayanmasına izin verirken "Hoş bu durum beyninin yadırgadığı bir durum değildir eminim." Jung Hee Dong = 1 , Kwon Na Sun = 0
Sun ile birlikte giyinme odasından çıktı ve etrafa göz attığında kimsenin -kimseden kasıt, müdür ve yalakası veya yılışık garson kızda olabilir- olmadığını gördü. Yavaşça çıkışa doğru ilerlerken mutfaktan bağırma sesleri duydu. "Onu buraya getirin hemen. Burasını nasıl bu hale getirebilirler. Kovuldu hemde borçlanarak kovuldu." Bu sesin sahibini tanıyordu. Gülümsedi. Ayağın kayıp düşte kıçını kır. 'Basıldık' anlamındaki endişeyle ona bakan Na Sun'a döndü. Hemen buradan çıkmalıydılar. Tam sırada çıkış kapısın yakın yalaka Min'in sesi geldi. "Suçlular burada müdürüm." O çırtlak pis sesi ve boka bastın piç gülümsemesi. Ve ardından mutfak kapısının sertçe açılıp duvara çarpma sesi. Gözlerini dükkanın içinde gezdirdi. İki müşteriden başka kimse yoktu ve onlarda bu iki kaçak çifte film izler gibi bakıyorlardı. Birde müdürün arkasında gözüken siyah saçlı -adını sürekli unuttuğu- yılışık garson kız. Na Sun'ın kolundan tuttu ve kapıya doğru hızla ilerledi.
Tabi iyi polis oyunu oynayan Min önlerine atıldığında Dong tarafından birden saçından tutulup kafasının duvara çarptırılmasını hesaba katamamıştı ama güzel olmuştu. Min başını tutarken dükkandan çıktılar. Na Sun'a döndü. Kızın duyguları yüzünden okunamıyordu. Na Sun'ın önünde çömeldi ve emir verici bir şekilde "Sırtıma bin. Hemen. Acele etmeliyiz." dedi.
Jung Hee Dong- Serbest Meslek
- Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy
Geri: Old Friend and Pizza
tarafından Kwon Na Sun C.tesi Ekim 20, 2012 3:56 am
Dong kafasından çekip aldığı montu üzerine geçirirken, Na Sun'da somurtarak ona baktı. Kendi şapkasını ve montunu üzerine yarım yamalak geçirirken Dong'ın onu hızla kavrayan eli ve kendine çekmesi ile heykel gibi kaldı ve peşinden süklüm, püklüm ilerlemeye başladı. Müdürün gür sesini duyabiliyordu. Dudaklarını ısırdı. Bunu yapmamalıydık. diye düşünürken aslında içten içe çocukken yaptığı yaramazlıklarda dahi hissettiği heyecanı hissetti. İçten içe kahkaha atabilirdi ama kendisini tutuyordu. Bu yüzden endişeli gözler ile Dong'a bakıyordu. Bu işten kolayca sıyrılmak iyi olur. Çıkışa doğru Dong ile beraber ilerlerken kendi kendisini teskin ediyordu. Çıkışa yaklaştıkça daha iyi hissettiğini düşünürken "Suçlular burada müdürüm." diyerek bağıran cırtlak ses ile nutku tutuldu. Garsonun onlara kötü kötü baktığını fark ettiğinde o da kaşlarını çatarak karşılık verdi ama Dong tarafından hızla mutfaktan çıkartılmıştı. İki müşteri onlara hayretle karışık bir garipseme ile bakarken Dong'a daha da sokuldu. Müdürü görmüştü ama dikkati arkasında ki siyah saçlı garson kıza kaymıştı. O GARSON! Dişlerini sıkarak neredeyse ona yönelip saçlarını yolacaktı. Ama Dong onu bir kez daha hızla çekip, boyundan uzun pantolonun paçaları ile düşmemeye çaba sarf ederek peşinden koştu.
Garson çocuk önlerine doğru atılırken hayretle küçük bir çığlık koy verdi. Çocukken yetişkinlerden veya diğer kötü çocuklardan kaçmak kolaydı ama artık pekte çocuk sayılmazlardı öyle değil mi? Dong garson çocuğun saçlarını tutup kafasını duvara yapıştırdığında tüm duyguları ifadesizleşti. Garson çocuğa ifadesiz bir bakış atarken dükkandan çıktılar. Dong yüzüne bakarken dahi yüzüne belli bir ifade yerleştiremiyordu. İçinde ki adrenalin duygusu tüm duygularını silip atmıştı adeta. Hem Dong'ın sert olması bile tüylerini diken diken etmişti. Korkudan değildi tabi ki, Dong hiç beklemediği şekilde gözüne güçlü bir süper kötü kahraman gibi görünüyordu. İç geçirirken soru işaretleri ile önünde eğilen Dong'a baktı. "Sırtıma bin. Hemen. Acele etmeliyiz." SIRTINA BİNMEK Mİ? Tamam artık şişman değilim ama... Hem bu karda kıyamette beni sırtına taşıyıp kaçmayı mı düşünüyor?! Dong umarım ne yaptığını biliyorsundur. TANRIM! "Dongie." diye mırıldanırken dudaklarını birbirine basıtırdı ve Dong'ın sırtına çıktı. Üzerine fazla ağırlık vermek istemiyordu. Halen vücudu hakkında kuşkuları vardı. Dong'ın boynuna sarıldı.
Kwon Na Sun- II. Sınıf | Ponpon Kız
- Mesaj Sayısı : 123
Lakap : Sunnie. Bunny. Na-Na.
Geri: Old Friend and Pizza
tarafından Jung Hee Dong C.tesi Ekim 20, 2012 4:39 am
Fiziksel olarak eski Na Sun gitmiş, diye düşündü kızı sırtında bir kez hoplatıp onu daha rahat ettirirken. Hızlıca koşmaya başladı. Biran önce buradan gitmek ve Na Sun ile bunlara gülmek istiyorlardı. Daha demin resmen film çevirmiş gibilerdi. Kendisini Jackie Chan gibi hissediyordu. Çinlilerden nefret ederim. Japonlardan da. Koreliler zaten bu listenin başında. Bir iki sokak sonra nefes nefese kalmıştı, Dong nasıl sigarayı hızla tüketiyorsa sigarada onun hayatını tüketiyor ve acılı bir ölüm sunuyordu ona. Sigarayı bırak... Tamam azaltadabilirim. Ya da neyse sigarayla mutluyum. Kızın yanağını kendi ensesinde hissediyordu. Yumuşacıktı yanağı. Kızı bir kere daha hoplattı ve ara sapağa saptı. Nereye gittiklerini bilmiyordu, öylece gezdiriyordu kızı.
Onu daha önce hiç sırtında taşımamıştı. Tamam küçükken denemişlerdi ama olmamıştı hatta Na Sun taşımıştı Dong'ı sırtında. Gülümsedi. O zamanlar cılız bir çocuktu Dong ama fazla yaramaz ve kavgacı. Zaman makinesi. Sadece belirli saatlere dönen zaman makinesi. Geçmişte ya annesinin onu öptüğü ve sarıldığı dönemlere dönmek isterdi ya da Na Sun ile bir vakit geçirdiği her zamana. "Ne kadar güçlendiğimin farkında mısın? Seni taşıyorum baksana." dedi ölü mevsime inat canlılıkla çıkardığı sesiyle. Birinci Dong felsefi, asla Na Sun'ın başardığı bir şeyi onun yüzüne karşı söyleme, o arada illa kendini övecek bir şey söyle.
Onu daha önce hiç sırtında taşımamıştı. Tamam küçükken denemişlerdi ama olmamıştı hatta Na Sun taşımıştı Dong'ı sırtında. Gülümsedi. O zamanlar cılız bir çocuktu Dong ama fazla yaramaz ve kavgacı. Zaman makinesi. Sadece belirli saatlere dönen zaman makinesi. Geçmişte ya annesinin onu öptüğü ve sarıldığı dönemlere dönmek isterdi ya da Na Sun ile bir vakit geçirdiği her zamana. "Ne kadar güçlendiğimin farkında mısın? Seni taşıyorum baksana." dedi ölü mevsime inat canlılıkla çıkardığı sesiyle. Birinci Dong felsefi, asla Na Sun'ın başardığı bir şeyi onun yüzüne karşı söyleme, o arada illa kendini övecek bir şey söyle.
Jung Hee Dong- Serbest Meslek
- Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy
Geri: Old Friend and Pizza
tarafından Kwon Na Sun C.tesi Ekim 20, 2012 5:20 am
Dong'a yasladığı kafasını kaldırdı ve somurttu. "DONG! ŞİŞMAN DEĞİLİM ARTIK!" Gerçekten içerlemişti. Dong'a sardığı kollarını gevşetti ve çemkirmeye başladı. "İNDIR BENİ! İNDİR BENİ! YETER ARTIK! ZATEN HEPSİ SENİN SUÇUN! O PİZZAYA PARAM OLSA DA YETMEZDİ! SENİN YÜZÜNDEN ZATEN KOCAMAN PİZZA YEDİM! HEM ZATEN PİZZAYI YESEMDE SEN GARSON KIZINLA İLGİLENDİN (!) " Elleri ile Dong'ın sırtına vurdu ve kendisini bırakmasını sağlamaya çalıştı. Tabi bu kadar çemkirmenin suçu olarak Dong onu aniden bıraktı ve kayarak karların arasında popo üstü düştü. Karla kaplanmış ara sokaktaydılar zaten. Hem peşimizden geliyorlarsa gelsinler. Umurumda değil. Sertçe düştüğü yerden kalktı ve üzerinde ki karları temizledi. Sinirlenmişti kesinlikle. Daha Dong'ın kendisine hesap vermesi gerekiyordu her şekilde. O garson kızı unutmamıştı. Müdürün arkasından dahi sinsice Dong'a bakıyordu. Gerisin geriye dönmek ve kızın siyah saçlarını yolmak istedi. Ellerini kavuşturup Dong'a yüzünü buruşturarak baktı. "Senin yüzünden. Şu halime bak. Paçaları benden biy boy uzun bir pantolon ve kaşındıran bir kazak giyiyorum. Montunum üzerinde hardal lekesi var! TANRIM! Kıyafetlerim nerede? Islanmış olabilirler ama..." Dong'ın kaçamak bakışlarını fark ettiğinde ellerini sıktı ve ona doğru salladı. "ORADA BIRAKTIĞINA İNANAMIYORUM!" Hırsla nefesini dışarı verdi ve Dong'a sırtını dönüp ayağını karlı zemine vurmaya başladı.
Soğuktan dolayı burnu kızarmıştı ve halen nemli olan sarı saçlarında soğuğu net bir şekilde hissediyordu. Dong'a sinirlenmişti. Seks hayatıymış. Demek öyle?.. O pizzaları boşuna mı yedim? Daha bitirmeden kıza yanaştı. Acaba gözü önünde ponpon kızlar ile birlikte olsam ve futbol takımı ile oynasam (!) ne derdi?. Bir şey diyemezdi tabi. BU DA BENİM... ... HAYATIM. İç geçirdi. Dong'ı çocukken dahi paylaşmazdı. Hatta yanına yaklaşan hanımefendi (!) Koreli kızları patakladığı dahi olmuştu. Erkekleri de uzak tutmuştu. Çocuk değillerdi evet ama Dong halen Na Sun'a aitti ve kimse ile onu paylaşmaya niyeti yoktu. Sonuç olarak yeniden onu bulmuşken ve aradan yıllar geçmişken sadece Dong'a yönelik kıskançlık duyguları yeniden alevlenmişti. Garson kızı kıskançlık alevleri içinde yakabilirdi. Garson kızın düşüncelerinde yanan hali yüzüne sinsi bir gülümseme yerleşmesine neden oldu. İçten içe cadı kahkahası atıyordu.
Kwon Na Sun- II. Sınıf | Ponpon Kız
- Mesaj Sayısı : 123
Lakap : Sunnie. Bunny. Na-Na.
1 sayfadaki 2 sayfası • 1, 2
1 sayfadaki 2 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz