[ Yılbaşı Partisi ] You don't want to be alone.

tarafından **Han Yong Yoo** Paz Ekim 21, 2012 5:22 am

[ Yılbaşı Partisi ] You don't want to be alone. Tumblr_mc6lgk875t1qkm19s

Onu yalnız bırakmak istememişti onu yine. Özellikle Mi Ko yüzünden ponpon kızlar tarafından dışlanmasından sonra fazlasıyla yardıma ihtiyacı olduğunu düşünüyordu. Onu yalnız bırakamazdı. Yong Ah için sadık bir köpekten başka bir şey olmadığını biliyor olmasına rağmen hala ona yardım etme konusunda oldukça kararlıydı. Gerçek anlamda "sadakat" bağımlısı bir insan olduğu söylenebilirdi. Üstündeki gri ve ince tişört yüzünden gerçek anlamda üşüyor olsa da bunu çaktırmamak konusunda oldukça iyiydi. Üstelik şöminenin yanında olduğu için bir tarafı yanıyor, diğer tarafı ise donuyordu. Yanında getirdiği kıza baktı koltukta otururken. " Üşüyor musun? " Kesinlikle düşünceli bir erkek olduğu söylenebilirdi. Kızın sarı saçlarına dokunmak istiyordu, hala ona bu kadar düşkündü. Kız mevkisini kaybetmişti, onurunu kaybetmişti, arkadaşlarını kaybetmişti. Onun aksine kendisi kaptan olmuş, daha çok sevilmeye ve saygı duyulmaya başlamıştı. Mi Ko' nun yerini almış olmaktan korkuyordu Sae Ryun' u takımdan atmayı başardığı için. Sporcu yapısı bunu kaldıramıyordu bir şekilde. Yine de umrunda değildi. Yong Ah' ın artık gözlerini ondan almasını ve kendisine bakmasını istiyordu. Bazı konularda oldukça bencil olmasına rağmen bu konuda sessiz kalmayı tercih etmiyor da değildi.

Herkes etrafa dağılmıştı, şöminenin yanında yalnız oldukları bile söylenebilirdi. Köşede sızmış olan ikinci sınıf öğrencisini saymıyordu bile. Platin rengindeki saçlarını düzeltti sağ eliyle. Saçlarının rengi değişmiş olmasına rağmen soğuk görüntüsünden zerre bir şey kaybetmemişti. Elini cebine soktu ve ufak bir kutu çıkardı. " Sevmeyeceğini biliyorum. " diye mırıldandı kıza bakarken. Elindeki kutuyu ona uzattı yavaşça. Gerçek anlamda emin değildi sevip sevmeyeceğinden. Adet yerini bulsun amacıyla almıştı ona bunu. İçindeki taç şeklindeki kolyeyi alma nedenini biliyordu. Kraliçesi olan kadına aldığı basit bir hediye sayılırdı.

tarafından **Ryu Yong Ah** Paz Ekim 21, 2012 5:46 am

" Üşüyor musun? "

Garip dünya.

Mi Ko. Kimin aklına gelebilirdi? Ama hata bende. Ona güvenmemem gerekirdi değil mi? Güvenmiş miydim?

Bir nevi Mi Ko ve Yongah.

" Sevmeyeceğini biliyorum. "

"Bu ne?... Yoksa bana hediye mi aldın?"

"Bu... Çok güzel... Teşekkürler."

"Takabilir misin?"

tarafından **Han Yong Yoo** Paz Ekim 21, 2012 6:18 am

Onun her zaman kendisini aşağılayan ve dalga geçen ses tonuna oldukça alışmıştı. Bazen buna kendisi bile şaşırıyordu. Genelde kızlara karşı fazlasıyla nazik olsa da başka bir kız kendisiyle böyle konuşsa ne kadar sabırlı olabilirdi, bilemiyordu. Neden Yong Ah' a karşı bu kadar anlayışlı olduğunu bile anlamıyordu. Bu artık "bekaret kaybetme" meselesinden daha fazlası olmuş gibi görünüyordu. Daha çok bırakılamayan bir alışkanlık halini aldığını söyleyebilirdi ve bu durumdan çok rahatsız olduğu söylenemezdi. Kızın gözlerindeki parlamayı gördüğünde dudağının ilk defa "istemsizce" kıvrıldığını, mutlu olduğunu hissetti. Erkek mantığıyla çalışıyordu beyni. Karşısındakini mutlu ederek mutlu olan bir yapıya sahipti görünüşe göre. Her ne kadar kendisini bencil olarak tanımlasada tam anlamıyla öyle olmadığını bilmek onu sevindirmişti.

Kızın elindeki kolyeyi yavaşça alarak koltuktan kalktı ve dolanarak kızın arkasına geçti. Onun saçlarına dokunduğunda yıllardır istediği bir şeyi gerçekleştirdiğini fark ediyordu. Kesinlikle bu kızın saçları kadar güzel saçlar görmemişti. Üstelik onun zarif ve göz alıcı boynu ortaya çıktığında kendisini zor tuttuğunun farkına varmıştı. Ellerinin titremesini durdurabilmesi bile ilginç gelmişti. Bu çocuktaki sinir sisteminin başka hiçbir insanda olmadığı konusunda herkes her türlü bahse girebilirdi. Kolyeyi kızın önünden çevirerek kapatılan kısmını boynuna getirdi ve yavaşça klipsi kapatarak kolyeyi onun boynuna doğru bıraktı. Bu kolyenin başka bir kıza bu kadar yakışabileceğini düşünmüyordu bile. Sürekli aldığı kolye hakkında konuşacak veya ona iltifatta bulunacak değildi. " Bunu sormam mantıksızca ama yeni yıl için ne dileyeceksin? " Evet, çoğu isteğini yerine getirebilirdi bu kızın. Sadece istemesi bile yeterdi.

tarafından **Ryu Yong Ah** Paz Ekim 21, 2012 6:34 am

Garip. Gerçekten garip.

"Ben... Bilmiyorum. Aslında dilek dilemeyi uzun süre önce bıraktım."

Mükemmel aile tablosu paramparça oldu.

"Peki sen?... Yeni yıl için dileğin ne Yoo?"

tarafından **Han Yong Yoo** Paz Ekim 21, 2012 6:58 am

Karşısında oturmuş kendisine bakan kızın bir takım sorunları olduğunu biliyordu. Hatta bu sorunların onun uykularını kaçırdığını bile tahmin edebiliyordu ve bunun için yapabileceği bir şey olmaması daha da delirtiyordu kendisini. Gülümsemeye çalıştı onun için. Hiç düşünmemişti daha önce ne dileyeceğini. Ne dilese dilesin gerçekleşmeyeceğini biliyordu zaten, dilemesinin bir anlamı bile yoktu ki. Ancak dilerse dileğinin mantıksızca olacağını da biliyordu. Idol olmayı dileyebilirdi mesela. Ünlü bir futbolcu olmayı da veya Yong Ah' ın kendisini sevmesini de. Özellikle sonuncu gerçek anlamda bir hayal olurdu onun için. " Sanırım dilek kısmını atlayacağım. " Gülerek söylemişti bunu, ağlanacak haline gülüyordu. Başını çevirdi şömineye doğru. Onunla böyle sessiz kalmaktan hoşlanmıyordu. Onun canını sıktığını ve zorla yanında tuttuğunu biliyordu ve hoşuna gittiği hiç mi hiç söylenemezdi.

En azından konuşup rahatlaması için ona bir fırsat verecekti. " Son zamanlarda çok solgun görünüyorsun. Bundan hoşlanmıyorum. " Sanki Yong Ah' ın da hoşlanıp hoşlanmaması çok umrunda olurdu ya... Gözlerini şömineden alarak ona doğru çevirdi. " Anlatmak istediğin bir şey var mı? " Kesinlikle kendisine bir şeyler anlatmasını istiyordu. Onu dinlemek istiyordu. Onu bu şekilde görmek istemiyordu bile. İstediği eski konumuysa bunu ona geri verebilirdi. Hatta kendisini kullanmasına izin vererek onu tekrar popüler bile yapabilirdi. Kesinlikle aptal olduğu söylenebilirdi. Aptal olmasının yanı sıra aşık bir aptal olması da onu oldukça kör yapıyordu.

tarafından **Ryu Yong Ah** Paz Ekim 21, 2012 7:44 am

"Hiç canlı olmadım ki. Şimdi solgun görünüyor olayım. Sanki... Hiç yaşamamış gibi hissediyorum. Ne anlatabilirim ki?... Çocukluğumdan beri gösteriş içinde duygudan yoksun bir hayat yaşadığımı mı, ailemden nefret ettiğimi mi, okulun en berbat ve yeteneksiz kızı olduğumu mu?... Dileklerimin gerçekleşmesini isterdim. Ama artık ne dilyeceğimi bile bilmiyorum."

"Yoo iyi birisin. Keşke bende olabilseydim."

Okulun kötü kaltak kızı Yongah, iyilik perisi gibi düşünüyor. Belki de kıyamet falan kopacak.

tarafından **Han Yong Yoo** Paz Ekim 21, 2012 8:08 am

Onun dudaklarından dökülen kelimeleri dinlemeye cesareti bile yoktu. Bu kızın bu kadar derin duygular barındırıyor olabileceğini kestiremezdi bile. Neler yaşadığını, neler gördüğünü bilmiyordu ancak neler yaşayacağını biliyordu. Onun yalnız kalmasına ve üzülmesine izin vermeyecekti. Dileklerinin gerçekleşmeyeceğini düşünüyordu karşısındaki dünya güzeli kız. Onun için istediği her dileği gerçekleştirebilirdi. " Belki dilekleri gerçekleştirecek bir tür peri falan yoktur ama... Senin için dileklerini gerçekleştirebilirim. " diye konuşmaya başladı elini kavrayan küçük ellere bakarken. Bu kızın kalbini durduruş gücüne hayrandı. Genelde kendisinden güçlü insanlara karşı duygular beslerdi, bu kız fiziksel veya ruhsal anlamda güçlü sayılmazdı. Buna rağmen baskın taraf olduğu bir gerçekti ve bundan hoşlanıyordu.

Kızın gözlerine baktı dikkatlice. Gerçekten, bu okulda onun gibi bir kız daha görmemişti. İstediği erkekle yatsın, istediği kadar kötü olsun kalbine söz geçirememişti yine. Ona karşı kesin bir mağlubiyeti vardı. " Hadi. Benden bir şey iste. " Gerçekleştirebileceğine inanıyordu bunu. Bu kız için her zaman söylediği gibi " herşeyi " yapabilirdi. Sevgilisi olamayacağını biliyordu veya bir kardeş hiç olamazdı. Ancak onun her zaman arkasını kollayacak ve onu düşünecek tek kişiydi. Onun gülümsemesini gördüğünde kıvrıldı dudakları içten bir şekilde. Genelde bir kaya kadar soğuk bir adam olsa da onun yanında bir marshmallow gibi oluyordu. Kızın kendi elinin üstündeki elini tuttu nazikçe. " Senin için herşeyi yapacağımı biliyorsun. Sadece bir şey iste. " Bunu yeni yıl hediyesi olarak ona verebilirdi kesinlikle. Bu kadarını yapabilirdi.

tarafından **Ryu Yong Ah** Paz Ekim 21, 2012 8:45 am

"Demek benim için her şeyi yaparsın... O zaman... Git."

"Beni tanıyorsun. Benim için hiç bir şeyin sınırı yok Yoo. Şuan yanımda oturman bile çok garip. Onca insan benden nefret etti. Ezilmemi zevkle izlediler. Peki sen? Yanımda oturmuş benim için her şeyi yapabileceğini söylüyorsun. Neden?... İkinci sınıfların söylediği gibi Cehennem Cadısı Yongah herşeyi ister. Tüm dünyayı."

"Ne istediğimi bilmiyorum Yoo. İki ayrı Yongah'ın bambaşka istekleri var. Bu yüzden... Git. Benden uzak durman daha iyi olur."

Belki de ilk kez birine iyilik yapıyorum öyle değil mi?... Yanımda olan ve bana tek iyi davranan kişiyi kendimden uzaklaştırıyorum. Bu onun için iyi olacak. Geçmişim, yaptıklarım hiç hoş değil ve... Halen yaptıklarımdan pişmanlık duymazken nasıl iyi biri olabilirim?

İşte benim sonum gibi... Bir süre sonrada kül yığını kalacak.

Demek gitmiyorsun.

"Çok farklısın. Aslında bu yılın başlarına kadar diğerleri gibi olduğunu sanırdım ama... Diğer tavşan erkeklerden daha farklısın. Futbol takımından ya da. Güçlü bağların var. Ama... Bu bağlarını yanlış kişiye sarıyorsun. Buna emin misin? Sonra bağları koparmak çok zordur."

tarafından **Han Yong Yoo** Cuma Ekim 26, 2012 8:13 am

Kızın sözlerini dinliyordu sakince. Söylediklerinin bir yerde doğru olduğunu düşünüyordu. Herkes Yong Ah' tan nefret ediyordu, herkes onu dışlıyordu. Kimse onunla görülmek bile istemiyordu ve kendilerince haklı nedenleri vardı. Onun kendisini düşünmesi bir şekilde dokunmuştu kalbine. Ancak onun kendisinden uzaklaşabileceği ihtimali bile tepesini attırmaya yetecek seviyedeydi, düşünemiyordu. Yıkılırdı. O Yong Ah' ın etrafında bir zamanlar olan kalabalık gibi değildi. Yong Ah onunla uğraşarak elde etmemişti Yoo' yu, onunla kalmak için hiçbir nedeni bile yoktu hatta. Yine de bu Yoo' nun ona beslediği duyguları silip atmasına sebep olamazdı. Tereddüt bile etmiyordu koltuktan kalkmazken. Bir dakika bile düşünmemişti. Onun tarafından asla ayrılmazdı. Diğerlerinin aksine ayrılması için bir sebep yoktu. " Saçmalıyorsun Yong Ah." Mırıldanmıştı sözlerini. Derin bir nefes aldı elini onun başına koyarken. Hafifçe başını okşayarak elini geri çekti ve güldü. " Dediklerin sana mantıklı geldi mi? Senin etrafında olmamın veya senden ayrılmamamın bana ne gibi bir zarar vereceğini düşünüyorsun? " Belki de uzun zaman önce söylemek istediklerini söyleyecekti şimdi.

Uzun zamandır tutuyordu içinde sözlerini. Üstelik ona karşı fazla kibar olduğu için bunları söylemeyecek kadar centilmendi. " Duygularımı mı incitirsin? Bunu zaten yaptın. Beni red mi edersin? Bunu da yaptın. Popüleritemi mi düşürürsün? Umrumda değil. Senin de dediğin gibi, diğerleri gibi değilim. Ben Sae Ryun değilim, Min Jae değilim. Onlar gibi bir kişiyi popüleritesi veya çok iyi gibi göründüğü için sevmedim. " Kızın gözlerine bakıyor ve sözlerini gerçekten anlamasını umuyordu. Elini başına koydu destek almak için. Son zamanlarda fazla düşünüyor olmalıydı. Fazla ileri gidip gitmediğini, hatta ona fazla yapışıp yapışmadığını da düşünüyordu. Baş belası olmak istemiyordu. " Beni istememeni veya benden hoşlanmamanı anlarım, bunu kaldırabilirim. Ancak bana senden uzak durmamı söyleme, yerine getiremeyeceğim bir istek. " Gerçek anlamda diğerleri gibi basit bir erkek değildi ve Yong Ah' ın bunu anlamasını istiyordu.

tarafından **Ryu Yong Ah** Cuma Ekim 26, 2012 8:49 am

"Evet. Dediğim gibi diğerlerinden farklısın. Bu yönünden hoşlanıyorum."

Tebessüm ediyorum. İsteyerek.

"Bana olan bağlılığın aptalca. Saçma. Ama... Hoşuma gidiyor. Teşekkür ederim. Beni yalnız bırakmadığın için. "

Ama acınacak bir haldeyim.

"Dediğin gibi... Senide kırdım... Diğerleri gibi olmayabilirsin ama kırılan insanlar, kendileri kıran insanların yanında durmazlar. Ona yardım etmezler... Beni bu kadar çok mu seviyorsun?"

Kendine yalan söyleme Yong Ah. Ona bağlanmak istemiyorsun değil mi?... Çünkü bir kez gerçekten bağlanırsan kopamazsın. Aptal kız.

tarafından **Han Yong Yoo** Cuma Ekim 26, 2012 9:48 am

Kızın sorusu üzerine duraksadı ve güldü. Vereceği cevap o kadar belliydi ki... Gülümsemesi gerçek anlamda tatlı görünürken kalın bir ses tonuyla sözlerine başladı. " Sanırım seni senden fazla seviyorum. " Verebileceği daha uzun bir cevap yoktu durumunu daha iyi anlatacak. Bu basit sözcüklerle anlatabilmişti anlatmak istediğini. Güzel bir akşamdı, camdan dışarı baktığında yıldızların parladığını ve kar tanelerinin döküldüğünü görebiliyordu. Bu geceyi sevdiği kızla birlikte geçirmiş sayılırdı, saat 12'ye de yaklaşmıştı. Yılbaşına onunla girdiklerine göre tüm yılı onunla birlikte geçirecekti. Daha ne isteyebilirdi ki? Fanboylaşmayacaktı elbette, böyle bir erkek değildi. Güldü kendi kendine. " Yeni yıla giriyoruz. " Çam ağacının altındaki içkilere baktı göz ucuyla. İçmeyi sevmiyor olmasına rağmen geçen zaman sayesinde ne kadar azaldıklarını görüyordu. Okuldaki herkes mi alkolik olur...

Yüzünü Yong Ah' a doğru çevirdi yavaşça. Kızın zarif yüzünü fazlasıyla seviyordu, ideal tipi olduğunu söyleyebilirdi. Kızın elini tutarak avuçlarının arasına aldı. Fazlasıyla iyi bir gece geçiriyordu. Yong Ah' ın kendisiyle konuşacağını ve birşeyler anlatacağını aklının ucundan bile geçiremezken... Şimdi onun elini tutuyor ve bu sıcak odada onunla birlikte yılbaşını geçirebiliyordu. Kesinlikle güzel bir yıl olacaktı.

RP SON.

[ Yılbaşı Partisi ] You don't want to be alone.

[ Yılbaşı Partisi ] You don't want to be alone.

Geri: [ Yılbaşı Partisi ] You don't want to be alone.

Geri: [ Yılbaşı Partisi ] You don't want to be alone.

Geri: [ Yılbaşı Partisi ] You don't want to be alone.

Geri: [ Yılbaşı Partisi ] You don't want to be alone.

Geri: [ Yılbaşı Partisi ] You don't want to be alone.

Geri: [ Yılbaşı Partisi ] You don't want to be alone.

Geri: [ Yılbaşı Partisi ] You don't want to be alone.

Geri: [ Yılbaşı Partisi ] You don't want to be alone.

Geri: [ Yılbaşı Partisi ] You don't want to be alone.

Geri: [ Yılbaşı Partisi ] You don't want to be alone.