[ Yılbaşı Partisi ] New Year Tree... Yoorie.

tarafından **Lee Yoon Ri** C.tesi Ekim 27, 2012 4:54 am

Lee Yoon Ri & Park Dae Ho

Yurt odasında yalnızdı. Alexis'in ortalıkta olmadığı için kostümünü daha rahat bir biçimde giyme fırsatı bulmuştu. Komitede ki birkaç çocuk ondan yılbaşı partisinin maskotu olmasını istemişlerdi. Yoorie'de hemen kabul etmişti. Ayağına kırmızı mat ayakkabıları geçirdi ve aynaya baktı. Komite üyeleri ona kostüm odasından eski bir yılbaşı ağacı kostümü getirmişlerdi. Yoorie birkaç saat uğraşarak temizlemişti kostümü. Yeşil tonlarda çam ağacını andıran bir kostümdü. Üzerinde simli parıltılar vardı. Gerçekçi olması amacı ile de ağaç süsleri iliştirmişlerdi kostüme. Başına kırmızı küt peruğunu geçirmişti ve üzerinde de ağacın tepe kısmı vardı. Altın renginde parlak bir yıldız kafasını hareket ettirdikçe sağa ve sola sallanıyordu. Parmaklarını peruğu tutamlarında gezdirdi. Dudaklarını birbirine bastırdı. Aslında partiyi yıllardır ailesi ile beraber geçiriyordu. Neredeyse tüm akrabaları eve doluşurdu ve dualar, şarkılar eşliğinde yeni yıla dilekler dileyerek girerlerdi. Ama komiteden birkaç kişinin iki gün önce radyo çıkışında onu yakalamaları ve maskot aramalarını söylemeleri ile onların önerisini kabul etmişti. Vücudunu sağa sola salladı. Kostümün üzerinde ki süsler de oynanmış ve takırtılar çıkarmışlardı. "Yoorie. Yeni yıl ağacı oldun." Yatağının üzerine gelişi güzel bıraktığı kırmızı ve siyah tonlarda birkaç gün önce tamamladığı elbiseye baktı. Aslında bu elbiseyi giyecekti. Hoş ailesi ile beraberken pekte önem vermesine gerek yoktu ama kendi tasarımını giymek istiyordu. Derin bir nefes aldı ve ellerini havaya kaldırıp hafifçe sıktıktan sonra yurt odasından çıktı. Koridoru aydınlatan rengarenk ışıklardan görebildiği kadarı ile ilerlemeye çalışıyordu.

Birkaç öğrenci kendisine bakıp kahkaha atmıştı ama umursamamaya çalıştı. Ama huzursuzlaşmıştı. Zaten hemen insanların fikirlerini onaylar istediklerini yapardı ve ardından küçük bir -büyük olduğu da söylenebilirdi- pişmanlık duyardı. Merdivenlerden hızla indi ve partinin merkezi bahçeye doğru ilerlemeye devam etti. Rengarenk ışıkları ve eğlenen insanları görebiliyordu. Ellerini çırptı ve olduğu yerde birkaç kez zıplayıp hızla avluya doğru ilerlemeye başladı. PARTİ! Avluya yaklaştığında insanların dikkatini azda olsa üzerinde çekmişti. Tabi yeni yıl ağacı gibi olan kostümü bu etkiyi arttırıyordu. Masaya doğru geriledi ve çarparken punch kasesinin masaya dökülmesine neden oldu. Komiteden çocuklar -bu kostümü giymesini isteyenler ona doğru yaklaştı- gülmemek için dudaklarını ısırıyorlardı. "Yoorie. Tanrım! Gerçekten giymişsin." "Yeni yıl ağacımız canlandı!" "Partinin şaklaban maskotu." Dudaklarını birbirine bastırdı ve dolan gözlerinden yaş akmasını engellemeye çalıştı ama daha fazla dayamamıştı. Etrafında ki çoğunluk ona kahkaha atarak gülüyorlardı. Ellerini yüzüne bastırdı ve hızla koşmaya başladı. Bir taraftan da ağlıyordu. Durmadan. Banklara doğru koştu.

tarafından **Park Dae Ho** Paz Ekim 28, 2012 5:17 am

Partiler. İçki. Ponpon veya diğer kızlarla yatmak. Sigara, uyuşturucu. Hepsi. Okulun futbol takımı yada havalı çocuklar için iyidir ve eğlencelidir. Ama Dae Ho için HAYIR. O sadece havalı olmaya çalışan pasif bir çocuk. Kabul edilmek ve ortam yapmak istiyor ama kendini de değiştiremiyor. Bir yerlerden fedakarlık yapmak gerek. Başı dönüyor ve midesi bulanıyordu. Hava soğuktu ama kendine gelmesi için o soğuğun çarpması gerekiyordu. Sendeleyerek dışarı çıktı -ya da kaçtı diyebiliriz.- Gözüne iliştirdiği ilk banka yayıldı. Bank duvar dibindeydi ve Dae Ho başını duvara yasladı. Gözlerini kapattı. Sigara kokusu başını döndürmüş, içtiği iki kutu birada midesini bulandırmıştı. Yumruğunu sıktı ve eliyle dizine vurdu. "Salağım ve kız gibiyim." Sinirlenmişti kendine. Zaten bir tek kendisinden nefret eder bir tek kendisine kızardı. Kendisi dışında bütün insanlar mükemmeldi. Ama kendisi... Zayıf, güçsüz ve ezik. Evet ezik hissediyordu. Futbol takımındaydı ama havlı değildi. Oradaki arkadaşları da onunla dalga geçiyordu. Kızlar sarıyor muydu etrafını? Evet. Ama tatlı ve nazik olduğu için. Havalı ve yakışıklı olduğu için değil. Gözleri doldu. "Ne şimdi de ağlayacak mısın Dae Ho?" sık sık kendisiyle konuşurdu. Burnunu çekti. Üşümüştü. Montunu almadığı için dudak büktü.

Kendisine doğru koşarak gelen yılbaşı ağacını gördü. Gözlerini hızla ovarken hıçkırdı. "Gerçek olamaz. Çam ağacı koşuyor." Ağaç kendisine doğru yaklaştıkça hem korku hem heyecan hem de merak duygusu çoğalıyordu ve resmen duvara yapışıyordu. Sanki duvarda delik açıp orada kaçmaya çalışır gibi. Ağaç onu görmeden direk yanına oturdu ve yüzüne kapattığı elleri açmadan hüngür hüngür ağlamaya devam etti. "Kesinlikle içkili olduğum halüsinasyon görüyorum. Ağlayan, koşan ve elleri olan bir ağaç olamaz. Galiba." diye mırıldandı başını hızla sağa sola sallarken.

tarafından **Lee Yoon Ri** Paz Ekim 28, 2012 6:16 am

Ellerini yüzüne bastırıyor ve ağlamaya devam ediyordu. Aptal. Aptal. Kostümünden çıkan şıngırtılar adeta vücuduna binbir türlü iğne saplanıyormuş hissi uyandırıyordu. Yaşlardan dolayı buğulu gözlerinden görebildiği kadarı ile banka oturdu ve ellerini yüzünden çekmeden ağlamaya devam etti. "Kesinlikle içkili olduğum halüsinasyon görüyorum. Ağlayan, koşan ve elleri olan bir ağaç olamaz. Galiba." Sesin kulaklarına gelmesi ile bankta hızla geriledi ve yanında ses çıkartan cisme doğru kollarını kaldırarak baktı. Hızla gözlerini kaplayan yaşları ellerinin tersi ile silemeye çalıştı ve ellerini yeniden havaya kaldırırp savunma pozisyonu alırken gözlerini kısarak baktı. "Sen... Sen kimsin? Burada ne arıyorsun? Yoksa o dalga geçen çocuklardan biri misin? Eğer öyleysen gerçekten sinirliyim ve seni... Dövebilirim. Evet. Dövebilirim. Hemen buradan uzaklaş. Ayrıca... BEN AĞAÇ DEĞİLİM! Kostüm giyiyorum. SAPŞAL! Hemen git! Yoksa çığlık atarım!" Ellerinin havada karatede yapılan saldırı hareketlerine -televizyonda Jackie Chan ve Jet Lee izliyor- benzer bir şeyler yapmaya çalıştı. "KARATE BİLİYORUM! HATTA TEKVANDODA BİLİYORUM! BOKSTA YAPABİLİRİM! YANİ GİT! Arkadaşlarının yanına dön ve punch içerek yılbaşı ağacı kostümü giydirdiğiniz Yoorie'e kahkahalar atın. Tüm yılınız muhtemelen kahkaha atarak geçecek öyle değil mi? Muhtemelen! BEN ANYANG FM SUNCUYUSUYUM! Okul radyosunda sizden intikam alabilirim!" Kesinlikle sözlerinde abartma payı oldukça vardı. Daha düz yolda doğru düzgün yürüyemez yere düşerdi ve karate, tekvando bildiğini söylüyordu. Karıncalara dahi zarar veremeyecek biridir Yoorie. Zaten oldukça sakar ve beceriksizdir. Sadece tasarım ve sunuculukta iyi işler yapar. Birde gevezelikte. Ayrıca radyodada öğrencileri hiç rezil etmemişti ya da onları eleştirmemişti. Zaten Eui Kon'da buna izin vermezdi muhtemelen. Her ne kadar planlı ve işlerin düzgün ilerlemesini sağlamaya çalışmasına karşın sakardı ve bir yığın işi berbat edebilirdi. "SEN! HALEN BURADA MISIN? Gözlerim acıyor ve pekte göremiyorum. Ayak seslerini de duymadım. Eğer halen buradaysan ses çıkar ve sonra gürültü çıkartarak avluya veya herhangi bir yere git. Tamam mı?"

tarafından **Park Dae Ho** Paz Ekim 28, 2012 7:34 am

Bu kız ne çok konuşuyor böyle?! Sessiz ve sakin biriydi Dae Ho. Şu anda yanında ağladığı halde konuşmaktan geri kalmayan kızın aksine. Kaşlar havada, ağız açık kızı izliyordu. Kızı tanıyor gibiydi ki zaten okulun radyosunda sunucu olduğunu söylediğinde çıkardı. Öyle resmi olarak tanışmamışlardı ama tanıyordu kızı. Gitmemişti. Gidememişti. Neden hala o canavar kızın yanında oturduğunu da bilmiyordu. Korkmuş muydu? Hayıı.. Belki biraz. Ama bu kostümle onu dövecek hali yoktu ya! Ellerini göğsüne kaldırdı ve X işareti yapacak şekilde bağladı. "Bana zarar verirsen asıl senin sonun çok kötü olur. Bende futbol takımındayım. O havalı arkadaşlarımla işini bitiririz ya da ben kendim..." Ne saçmalıyorum ben?! Kaşlarını çattı ve nefesini dışarı verdi. Ellerini saçları arasından geçirip bankta arkasını yaslandı. Bakışlarını gökyüzüne çevirdi. "Özür dilerim. Sana zarar vermem merak etme. Hem seninle dalga geçenler salak. Ne kadar güzel gözüktüğünün farkında değiller." Az önce bir kıza iltifat mı ettim ben?! Yanaklarını anında kızarmış olmalıydı. Üşümüş ellerini ısınan yanaklarına koydu ve COS diye ses çıkmasını bekledi. Ama duyduğu tek şey okuldan gelen müzik ve kahkaha sesleriydi. Yanındaki kız susmuş muydu? Bakmak istiyordu ama hayır bakmayacaktı.

tarafından **Lee Yoon Ri** Paz Ekim 28, 2012 8:36 am

FUTBOL TAKIMI MI?! Elleri ile gözlerini ovuşturdu hızla ve pörtlek bir biçimde açarak yanında oturan cismi varlığa (!) baktı. Futbol takımından birinin yanında oturduğuna inanamıyordu. Acaba Kaptan Yoo mu? Ya da Min Jae? Ya da Gyu? Hızla elini kalbinin üzerine koydu. Dışarı fırlayabileceğinden emindi. Birde üstüne üstlük kendisine... BANA GÜZEL Mİ DEDİ? Öylece kalakalmıştı. Bbunu kesinlikle beklemiyordu. Düşüncelerinde resmen kendi kendini yiyordu. Futbol takımında ve bana güzel dedi. Artık huzurla ölebilirim. Hatta çam ağacı olarak şimdi ölebilirim. Hafifçe öksürdü ve elleri kostümünün üzerine düştü. Huzursuzca parmaklarını kenetledi ve başını kendisine bakmamaya özen gösterek çocuğa çevirdi. "Futbol takımında mısın?" Konuşurken sesinin titrememesine özen göstermişti. Radyoda onca zaman çalışmanın getirisi ile heyecanlandığında sesini kontrol altına alabiliyordu. Tabi görünüşü açısından halen çalışma yapmaktaydı. Muhtemelen gözleri pörtlek, pancara dönüş yanakları ve kostümü ile oldukça garip görünüyor olamalıydı. Ama bana güzel göründüğümü söyledi öyle değil mi? Kesinlikle kendisine söylenenlere hemen inanıyordu. İsterse futbol takımı ile beni dövebilir. Gerçekten. Bir kez daha öksürdü ve bankta düz oturdu. Konuşmasının dahi gerek olmadığını düşünüyordu. Gözleri de halen doğru düzgün görmüyordu. Keşke gözlüklerimi de taksaydım. Hem bozuk gözleri hem de halen istemsizce dolan gözleri yüzünden hayatında yaşayabileceği en şanslı günü doğru düzgün görmüyordu. "Anyang FM. Lee Yoon Ri. Kısaca Yoorie. İkinci sınıf. Tanıştığıma memnun oldum. Futbol takımının tüm maçlarını izliyorum. Yani izlemeye çalışıyorum. Aslında gerçekten izliyorum. Hatta arada sırada size yemek falan getiriyorum hatırlar mısın bilmiyorum?... ANYANG FIGHTING!" Sözlerinin sonunda ince elini yumruk yapmış ve sessizce havaya kaldırıp yeniden sessiz moduna dönmüştü. "Radyoya... Futbol takımından birini konuk edeceğiz. Evet. Eğleneceli olacak." Tamamen kafasından sallıyordu. Eui Kon ile böyle bir plan yapmamıştı ama yapabilirlerdi. Ne olsa yeni sezon mart ile başlayacaktı. Belki de futbolcuların hepsini davet etmeli. Eui Kon ile hemen konuşmalıyım.

tarafından **Park Dae Ho** Ptsi Ekim 29, 2012 1:14 am

Kızın bu ani değişimi şaşırtmıştı Dae Ho'yu. Futbol takımında olduğunu sorduğunda başını olumlu anlamda sallayıp kıza döndü. Eh galiba yeni bir arkadaş edinecekti. Kızın kendisine kısık gözlerle bakmasına biraz geri çekilerek kendini korumaya aldı. Niye böyle bakıyor? Yutkundu. Kız önüne dönüp elleriyle oynamaya başlarken onu izledi. Gerçekten sevimli. Neden ağlıyordu ki? Kızın ince sesiyle birlikte onun hakkında bilgileri aldıktan sonra bir de radyo programlarına futbol takımının davet edileceğini öğrendi. Ah! Yapmayın lütfen. Ya beni getirmezler bilerek, ya da orada bana salakça davranırlar. Her zaman olduğu gibi. Parmaklarını göz çukurlarında gezdirdi. Başını tekrar kıza doğru kaldırdı ve gülümsemeye çalıştı. "Ben de Dae Ho. Park Dae Ho. Az önce söylediğim gibi futbol takımındayım." Arkasını doğru yaslanıp kollarını başının arkasında bağladı. Cool olma çabaları vol2541 "Maçlarımızı izlemen çok güzel. " Aklı yine programa çağırdığı geldi. Eğer takım onu atlatıp kendileri giderse kıza yalan söylemiş gibi gözükecekti. Yada iyi tarafları tutup onu da götürürlerse de orada mutlaka bir şey yaparlardı Dae Ho'ya. Maskot Dae Ho. Ne zaman saygı gören biri olacağım?!

tarafından **Lee Yoon Ri** Ptsi Ekim 29, 2012 3:26 am

"Park Dae Ho?..." Futbol takımında ilgiyle izlediği kişilerden biri olmadığı oldukça açıktı ama ismini anımsıyordu. "Evet. Takım. Hem Anyang... Okulumun takımının maçlarını izlemem gerek. Dönem başı gerçekleşen maçta maçı sunmuştum. İyi işti." Öksürdü. Sıklıkla öksürmeye başladığını fark ediyordu. Belki de hasta oluyorum. Bu kostüm o kadar kalında sayılmaz ve havada soğuk. Annem beni öldürecek. Kafasına yavaşça vururken homurdanmıştı. Başında ki kırmızı perukta yana yatmıştı ve kaşındırıyordu. Somurtarak başında ki başlığı ve peruğu çıkardı. Kahverengi saçlarını o kadar sıkı toplamıştı ki sanki kafa derisi kahverengiydi ve saçları yoktu. Kırmızı tokayı adeta kopartırcasına açtıktan sonra rahat bir nefes aldı. "Bu peruk oldukça kaşındırıyor." derken peruğu havada sallamış ve tebessüm etmişti. Kostümün üzerinde ki süsler ile oynamaya başladı. "Çok aptalca bir kostüm. Aslında kostümleri severim. Hatta kendi tasarladığım kostümlerim var ama... Bu pekte iyi şans getirmedi. Tüm yılım muhtemelen benimle dalga geçen insanlar ile geçecek." İç geçirdi. Belki de eve gitmeliyim. Ama şimdi hiç otobüs falan da yoktur. Arabam yok zaten. Bisikletimi evde bırakmamalıydım. Acaba yoldaki karları temizlediler mi? Hoş bahçeye bakılacak olursa karlar çoktan erimiş olmalı. Yılbaşı gecesi kar yağması gerekmez mi? Noel babadan nefret ediyorum. Peruğu hızla banka vurdu ve ayaklarını nemli çimenlerde gezdirmeye başladı. Düşüncelerinin hızla belirmesi ve kafasını hızla Dae Ho'a çevirmesi bir oldu. "Neden takımla birlikte değilsin? Ponpon kızların yılbaşı için özel bir şeyler yapacaklarını duydum. Tabi bu beni ilgilendirmez. Ya da her neyse. Her zaman ilginç (!) partiler yapıyorsunuz. Favori ponpon kızın kim? Yong Yoo kaptan oldu. Bundan dolayı mutlu musun?.. Bence kaptan olması gerçekten harika. Ryu'da iyiydi. Evet. İyiydi." Adeta kafasında küçük beyaz baloncuklar oluştu ve yükseldikçe büyüdü. Ryu ve diğer takım üyelerini beyaz atların üzerinde görüyordu ve her biri kendisine ellerini uzatıyordu. Tam kendiside ellerini onlara doğru uzattacakken Dae Ho'nun sesi ile dikkati bozuldu ve baloncuklar 'Puf' yok oldu.

tarafından **Park Dae Ho** C.tesi Kas. 03, 2012 8:13 am

Kız kafasındaki kırmızı peruğu çıkardığında dikkatlice onu süzdü. Evet bu radyocu kız. Sevimli kızlar her zaman hoşuna gitmişti. Belki de bu tatlılıkla asla seksi bir kızı tavlayamayacağı için kendini buna inandırmıştı. Kız konuşmasına devam ederken onu dinliyordu ama gözleri gökyüzündeki yıldızlardaydı. Kar yağmıyordu ve bu soğuk kış gününde yıldızlar parlıyordu. Konu partiler, ponpon kızlar ve futbol arkadaşlarına geldiğinde sessizce pufladı Dae Ho. Sevmiyordu hiçbirini. Sadece futbolu seviyordu. Futbol oynamayı. Bu cılızlıkla nasıl başarıyordu onu bilemiyordu ama aşıktı futbol oynamaya. Bebekliğinde bile hep futbol izlemiş ve top oyunları oynamıştı. Tabi hastalığı el verdiği sürece. Kalp rahatsızlığı vardı ama atlatmıştı hastalığını. Hoş ailesi hala Dae Ho bebek gibi davranıyordu ama Ho onlara artık bir yetişkin -tamam genç diyelim- olduğunu bu futbolla ispatlamaya çalışıyordu. Futbolda adını duyurduğu günlerin hayalini kuruyordu hep. Kıza karşı içindekileri dökecekti. Hem zaten sarhoştu şuan, yani sanırım. Baş dönmesi geçmişti ama mide bulantısı hala kendisini hissettiyordu. "Arkadaşlarımın takıldığı partiler falan... Yani pek ilgi alanımda değil. Ponpon kızlar. Sanki oyuncak bebek gibiler. Dokunsan kırılacak." Neler söylüyorum ben! Bana bir göz kırpsalar olduğum yerde mıhlanırım ya neyse! Burnunu çekti. Bünyesi zayıf biriydi. Hemen hasta olabilirdi. "Peki sen?" Kıza baktı ve kolunu -havalı gözükmek için- banka -kızın arkasına doğru- koydu. "Buraya gelirken ağlıyordun?" soru gibi söylemişti.

tarafından **Lee Yoon Ri** C.tesi Kas. 03, 2012 9:01 am

Komitede ki çocukların yüzünden. Yılbaşı için.. Maskota ihtiyaçlarını olduğunu söylediler. Yılbaşı ağacı kostümü giyecek. Bende kabul ettim. Zaten hep kabul ederim. Kimseyi reddedemiyorum resmen." Yanaklarını şişirdi ve yavaşça nefesini dışarıya verdi. Şüpheli gözlerini Dae Ho'a çevirdi. "Ponpon kızların oyuncak bebek olmadığını bilmeyen yok. Ama herkes onları ister. Porselen bebek değil plastik bebekler. Doğaya karşı zararlılar." Ponpon kızları sevmiyordu. Evet. Okulda ki diğer birçok kız gibi vücutlarına ve erkekleri hava kapışlarına hayran olabilirdi ama... Onlar gibi de olmak istemezdi muhtemelen. Kendisi olmaktan mutluydu. Sadece biraz reddetmeyi öğrenmeliydi. Ve pamuk şeker yemeye devam etmemeliydi. Diğer şekerleri de. Elma şekerlerine. Tabi bunları yapamazdı. Onlarla bütündü öyle değil mi? Onlar Yoorie'i oluşturuyordu. Şekerden yapılma gibi hissediyordu kendisini çoğu zaman. O zaman şekerlerden ayrılmasına gerek yoktu çünkü kendi gibi olmayı sevidiğine göre şekerleride sevebilirdi. Tabi.. Bakışları Dae Ho'nun bankın arkasına uzattığı kola takılmıştı. Gözleri büyümüş ve ara ara şüpheyle ve... Hoşnut bir ifade ile Dae Ho'a bakıyordu. Bankta futbol takımından biri ile oturduğuna göre mutlu bir biçimde de ölebilirdi. Kahverengi saçlarını düzeltme çabasına girerek parmakları ile saçlarını öne doğru getirdi ve kahküllerini düzeltti. İlk kez birkaç dakikadan fazla sessiz kalmıştı. İlerleme kaydediyor olmalıyım.

tarafından **Park Dae Ho** Paz Kas. 04, 2012 6:18 am

Kızın ponpon kızlar hakkında yaptığı yoruma sessizce kıkırdamıştı. Kendisi de onlar hakkında öyle düşünüyordu çünkü. Kesinlikle! Hem doğaya, hemde insana zararlar. Sessizlik ikisini de sarmıştı. Okul binasından gelen sesleri dinliyorlardı. Dae Ho'un eli hala kızın arkasına doğru bankın üzerindeydi. Neden kıza öyle yakın davrandığını bilmiyordu ve bunu sarhoş olmasına veriyordu. Hoş yavaşça sarhoşluğun etkileri azalıyordu ya. Parmaklarıyla bankın kenarıyla oynama başladı. Sıkılmıştı. Şimdi kalkıp kızı burada tek bırakıp gitse, ponpon kızlarla sarhoş olan takım arkadaşlarıyla takılsa... Başını salladı. Asla öyle olamayacaktı. Hem kendisi havalı olmayı istiyordu, hemde öyle davranamıyordu. Ayrıca neden bilmiyordu ama resmen kızda kendisini görüyordu. Parmaklarına bir şey değince iğrenerek bankın arkasına baktı. Kırmızı bir şey parlıyordu, okulun ışığında. Parmaklarını doladı ona ver kendine çekti. Küçük bir kağıttı. Göz hizasına getirdi ve pufladı. Kırmızı kart mı? Boys Ove Flowers dizisinde miyiz ki?! Kaşlarını çattı. Ne yapacaktı bilmiyordu. Yanındaki kız elindekini gördü mü onu da bilmiyordu.

tarafından **Hwang Tae Jeon** C.tesi Kas. 10, 2012 4:25 am

KIRMIZI KART
" Partnerine bir sır ver."

tarafından **Lee Yoon Ri** C.tesi Kas. 10, 2012 6:05 am

Dudaklarını büzüştürdü ve kafasını yavaşça uzatarak Dae Ho'nun elinde tuttuğu cisme doğru baktı. KIRMIZI KART! Parti komitesiden şu dakikadan sonra nefret ediyor olabilirdi ama yılbaşı partisi için düşündükleri eğlenceli kırmızı-sarı kart olayı çok hoşuna gitmişti. Hızla Dae Ho'nun elinde ki kırmızı kartı kaptı ve ondan uzak tutmaya özen gösterdi. "PARTNERİNE SIR VER!" Sesli bir biçimde kartın içinde yazanı okumuştu. Kısık gözler ile Dae Ho'a baktı. "Kartı sen bulduğuna göre bana sırrını söylemen gerek. YOKSA DAHA KÖTÜ BİR CEZA VERİRİM!" Cırtlak sesi ile çığırtkan gibi bağırıyordu. Bu fırsat eline geçmişken Dae Ho bundan asla kurtulamazdı. Hatta sevimli bir kedicik diyerek 'Oppa. Bana sırrını ver.' diyebilirdi ancak tabi ki öyle bir şey yapamaycaktı. Lider gibi karşısında duracak ve birçok birinci sınıfta ki erkeğin düşündüğü kötü takım kaptanı bir çocuk gibi karşısına dikilecek ve hatta kerpeten ile dilinden o sırrı alacaktı. Eğer alamıyorsa da beter bir ceza verebilirdi muhakkak. Bankatna kalktı ve elinde kırmızı kartı Dae Ho'nun yüzüne doğru salladı ardından elleri belinde ayaklarını yere vurdu. "Sırrını bekliyorum. Eğer sırrını söylemezsen olacaklardan ben değil sen sorumlu olacaksın. Kötü bir ceza seni bekliyor olacak. Ben olsam sırrımı söylerdim. Oldukça güvenilir biri olduğumu söylemişmiydim. Evet. Radyoda çalışıyor ve arada magazin yapıyor olabilirim ama bu öğrencilerin iyiliği için. Anladın mı?"

tarafından **Park Dae Ho** C.tesi Kas. 24, 2012 6:42 am

Sır mı verecekti? Hemde hiç tanımadığı birine? Kırmızı karta uymazsa ne olabilirdi ki? Kıza baktı, çok ciddiydi. Yutkundu. Sırrım yok ki benim! Yani futbol takımının beni dışlamaları, ponpon kızların hiçbiriyle yatmayışım -hatta hiçbir kızla daha öpüşmediğim bile- küçükken hep hastalıklarla boğuşmam, hiç sevgilimin olmaması. Evet evet hiç sırrım yok benim. Ellerini açık kumral saçları arasında gezdirdi, sonra üşüyen burnunu ısıttı, oturduğu yerde biraz sağa sola oynadı ama ağzını açmadı. Ne diyecek bilemiyordu. Hem sırrını vereceği kızı tanımamayı bırak, kız radyocuydu. Radyocular eşittir dedikodu olurdu. Bunu biliyordu en azından. Ne demeliyim... Belki de yalan söylemeliyim. Evet yalan söylersem nereden fark edecek. Sanki beni çok iyi tanıyor. Karşısında heykel gibi dikilmiş ve cevap bekleyen kıza baktı. Ayağıyla ritim tutarken kollarını da çapraz bağlamıştı. Koşan çam ağacı... Ne şirin. Gülümsedi. "Buraya koşarak gelirken seni gerçek bir çam ağacı sanmıştım. Hayal gücüm fazla geniştir. Bana doğru koşarak gelen bir çam ağacı. Noel babanın iyi çocuklara verdiği ödülleri bu yıl değiştirdiğini falan düşündüm. dedi ve cebinde olan ellerini oynattı. Evet. Sırrını vermişti. Hemde yalan değil ve şimdi sır olan bir şeydi. Kız bunu radyoda kullansa umursamazdı, tabi takım arkadaşları bir hafta boyunca dalga geçerdi ama alışkındı buna zaten. Kıza kaldırdı bakışlarını, kaşlarını çatışını izledi. Cevabı -sırrı- beğenmiş gibi durmuyordu ama bir kırmızı kart uğruna sırrını verecek biri değildi Dae Ho. Gülümsedi, kendisini kutladı. İyi kurtardın.

tarafından **Lee Yoon Ri** C.tesi Kas. 24, 2012 7:58 am

Yüzünü buruşturarak karşısında oturan çocuğu süzdü. "Dalga mı geçiyorsun? Bu sır mı yani?!" Sesi oldukça sakin bir tonla başlamasına karşın sesi yavaşça yükseldi. Bu ses değişimi aslında oldukça garip bir izlenim vermişti Yoorie'e."BUNUN BİR SIR OLDUĞUNU MU DÜŞÜNÜYORSUN!? CEZA İSTİYORSUN YANİ! EVET ÇAM AĞACI KIYAFETİMLE DALGA GEÇMİŞ OLABİLİRLER VE ANLAŞILAN SENDE ONLAR GİBİ DÜŞÜNÜYORSUN! AMA BEN LEE YOON Rİ'IM! ANLADIN MI BENİ!? SENI BU OKULA HER AKŞAM REZİL EDERİM! SIRRINI SÖYLE!. Yani eğer sırrını söylersen rezil etmem tabi. Ben öyle biri değilim. Ama sinirlendiğimde gerçekten kötü oluyor. Hem zaten sinirlide sayılabilirim. Çam ağaçı olarak ortalıkta geziyorum ve elime bu eğlence çıkmışken.. ELBET BİRİNDEN SİNİRİMİ ÇIKARICAM. Anladın mı şimdi Dae Ho?" Yavaşça öksürdü ve sanki normal bir şeyler konuşuyormuş havasında tebessüm etti ve ellerini ısıtmaya çalıştı. Ne zamandır böyle çemkiren biri olduğunu hatırlamıyordu. Evet. Her zaman geveze fazla hızlı konuşan biri olmuştu ama birine -üstelik futbol takımından olduğunu öğrendiğini ama hayallerinde kaslı ve uzun boylu oyunculara karşın şekeri andıran bir yüzü olan bir oyuncuya- sesini yükselmiş ve delice davranmıştı. Yeni yılın getirdiği farklılık hissinden kaynaklanıyor olmalı.

tarafından **Park Dae Ho** Paz Kas. 25, 2012 7:39 am

Kız kendisine bağırmaya başladığında gözleri fal taşı gibi açıldı. Ne zannediyorsun sen kendini? Ben futbol takımındayım, demek istedi ama demedi. Demezdi zaten. Kırmızı kartı yavaşça buruşturdu ve korkmuş şekilde kıza baktı. Böyle tatlı ve sürekli hızlı konuşan kızı hiç bu kadar 'cadı' gibi görmemişti. Etrafına bakınmaya, kaçacak delik aramaya çalıştı. Hem tanımadığı birine nasıl sırrını vermesini isteyebilirdi, isteyebilirlerdi? Yaptığı kendisine göre gayet mantıklıydı. Ayağa kalktı ve ellerini ensesine kavuştururken kızın şaşkın bakışlarına baktı. Üzerine yürüyeceğimi falan mı sanıyor? Nasıl kaçacağını düşünüyordu. Birden koşarak uzaklaşsa futbol takımının korkağı olarak yarın radyoda dedikodusu yapılabilirdi. Yılbaşını kutlayıp gitse... Sanırım iyi bir fikirdi. Kızın bozulmuş saçlarını karıştırdı ve ağır adımlarla kızı arkasında bırakıp okula doğru ilerledi. O sırada yukarıda havai fişeklerin ışıldadığını görünce yeni yıla girdiğini anladı. Normalde ailesiyle kutlardı yılbaşını Bu yıl tek girmişti, yani yeni tanıştığı bir kızla. Arkasını döndü ve öylece ayakta dikilmiş Dae Ho'a bakan Yoon Ri'e döndü. Hafifçe gülümsedi ve "Yeni yılın utlu olsun." dedi ve okula doğru ilerledi.

RP SON.

[ Yılbaşı Partisi ] New Year Tree... Yoorie.

[ Yılbaşı Partisi ] New Year Tree... Yoorie.

Geri: [ Yılbaşı Partisi ] New Year Tree... Yoorie.

Geri: [ Yılbaşı Partisi ] New Year Tree... Yoorie.

Geri: [ Yılbaşı Partisi ] New Year Tree... Yoorie.

Geri: [ Yılbaşı Partisi ] New Year Tree... Yoorie.

Geri: [ Yılbaşı Partisi ] New Year Tree... Yoorie.

Geri: [ Yılbaşı Partisi ] New Year Tree... Yoorie.

Geri: [ Yılbaşı Partisi ] New Year Tree... Yoorie.

Geri: [ Yılbaşı Partisi ] New Year Tree... Yoorie.

Geri: [ Yılbaşı Partisi ] New Year Tree... Yoorie.

Geri: [ Yılbaşı Partisi ] New Year Tree... Yoorie.

Geri: [ Yılbaşı Partisi ] New Year Tree... Yoorie.

Geri: [ Yılbaşı Partisi ] New Year Tree... Yoorie.

Geri: [ Yılbaşı Partisi ] New Year Tree... Yoorie.

Geri: [ Yılbaşı Partisi ] New Year Tree... Yoorie.