Drinking All Night
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Drinking All Night
Ham Ji Eun & Jung Hee Dong
Bar tezgahının arkasındayere oturmuş sigarasını içiyordu. Fiesta için ölü zamandı bir nevi. Ama erkenden buraya gelmiş ve kendisini bardakları temizleme görevini üstlenmiş ama sigarasını içer vaziyette bulmuştu. Kafasını geriye doğru yasladı ve dumanı havaya doğru yavaşça üfledi. "NOONA JIEUN!" Kafasını yavaşça yukarıya doğru kaldırdı ve tezgahın üzerinden kafasını uzatmış vaziyette kendisine bakan, mavi saçlı Shi'i gördü. Gözlerini devirdi istemsizce. "Senin burada ne işin var?" derken oturduğu yerden kalktı ve parmaklarını saçlarının arasından geçirip ağzında ki sigarası ile beraber yarım bir gülüş oturttu yüzüne. Hye Shi dirseklerini tezgaha dayayıp, çenesini ellerinin üzerine yerleştirdi. "Öylesine... Okuldan kaçma fırsatını ancak buldum. Meydana gidiyorum. Biraz paraya ihtiyacım var." Sözlerinin sonunda parmaklarını ışıklattı ve doğruldu. Dudaklarında ki sigaranın mentollü tadını içine çekti ve ardından tezgahın altında ki kül tablasına doğru gelişi güzel attı.
"Küçük hanım şu sıralar okuldan fazla kaçtığını fark ediyorum. Hem dışarısı buz gibi. Sokakta dans edeceksen daha sıcak havaları bekle." Hye Shi dudaklarını bükerek ona baktı. "Unni Jieun sende zamanını Fiesta'da geçiriyorsun. Bu bana haksızlık olmuyor mu?" Hye Shi içtenlikle tebessüm etti ve işaret parmağı ile alnına hafifçe vurdu. Tam o sırada barın arka tarafa bakan demir kapısı açıldı ve içeriye sarışın olduğunu seçebildiği bir adam girdi. Yeniden Hye Shi'e dönerken. "Şimdi okula dönüyorsun küçük hanım." Hye Shi olduğu yerde birkaç kez ayağını yere vurdu. "Hayır." Sonra gözlerini kıstı ve dilini Jieun'a çıkartıp gerisin geriye döndü ve koşar adımla ile barın ön çıkışına yöneldi. Arkasından sadece kendi kendisine gülümseyerek baktı. Eline geçirdiği beaz parçası ile tezgahın üzerinde ki küçük bardakları silmeye başladı. Ana mekan neredeyse bomboştu. Kendisini, birkaç dakika önce arka kapıdan bara giren sarışın adam -tezgahın ucunda kafası öne eğik biçimde oturuyordu- ve kocaman kulakları ve neredeyse düşecek gibi duran düşük bel pantolonu ile yerleri silerken, mırıldanan çocuk vardı. Sildiği bardakları kenara doğru yerleştirdi ve sessizce oturan adama baktı. Elindeki bez parçasını da bardakların yanına bıraktı ve yavaşça adama yaklaşarak tek kaşı havada adamın önünde durdu. "İçecek bir şey ister misin diye sorardım ama saat daha erken ve buraya yığılıp kalmanı istemem."
En son Ham Ji Eun tarafından Paz Kas. 11, 2012 2:57 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Ham Ji Eun- III. Sınıf | Fotoğrafçılık Kulübü B.
- Mesaj Sayısı : 29
Lakap : Jieun.
Geri: Drinking All Night
Aradan bir hafta geçmiş olmasına rağmen Sun'dan haber alamamıştı ve bu canını fazlasıyla sıkıyordu. Her nefes alışverişlerinde pişmanlığı içini yakıyordu. Sun'ı kaybettim. Hemde bu sefer tamamen. Evet. Şu anlık Sun'ı kaybetmiş gibi gözükse de kendini topladığında Sun'ın karşısına çıkacak ve 'Bak oppan geldi.' diyecekti geçmişi unutmuş gibi. Ağzından çıkan buharı izleyerek önüne gelen ilk bara doğru ilerledi. Daha akşam üzeri bile olmamıştı ama yapacak bir şeyi yoktu. Pizzacıda ki işi ve bir barda çalıştığı işi ellerinden uçmuştu ve bunu Sun'a söyleyememişti. Acilen i bulması gerektiğini biliyordu ama şimdi canı sadece oturup sigarasıyla kafa bulup, birasını yudumlamak istiyordu.
Cebindeki ellerinden birini çıkarıp barın kapısını itikleyip tezgaha doğru ağır adım yaklaştı. Koca bedenini bar sandalyesine attığında çöpe atılmış bir mont gibi hissediyordu kendini. Yine tek kalmıştı. Ama Sun'ı öpmüştü değil mi? Evet, hemde Sun'da ona -kısa süreli de olsa- karşılık vermişti. Belki. Bir gün umudum olabilir. Ne saçmalıyorum? Dikkatini onunla konuşan kızın sesi çekti. Başını yavaşça kaldırdı ve kollarını tezgaha dayayarak dik dik kıza baktı. Onun söylediğine karşılık "Müşterilere ne güzel davranıyorsun."dedi alayla. Üzüntüsünü, sıkıntısını belli etmezdi. Güçlü Dong. Bok!
Cebindeki ellerinden birini çıkarıp barın kapısını itikleyip tezgaha doğru ağır adım yaklaştı. Koca bedenini bar sandalyesine attığında çöpe atılmış bir mont gibi hissediyordu kendini. Yine tek kalmıştı. Ama Sun'ı öpmüştü değil mi? Evet, hemde Sun'da ona -kısa süreli de olsa- karşılık vermişti. Belki. Bir gün umudum olabilir. Ne saçmalıyorum? Dikkatini onunla konuşan kızın sesi çekti. Başını yavaşça kaldırdı ve kollarını tezgaha dayayarak dik dik kıza baktı. Onun söylediğine karşılık "Müşterilere ne güzel davranıyorsun."dedi alayla. Üzüntüsünü, sıkıntısını belli etmezdi. Güçlü Dong. Bok!
Jung Hee Dong- Serbest Meslek
- Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy
Geri: Drinking All Night
Kendisine dik dik bakan ve depresif bir halde duran erkeğe gözlerini devirerek baktı. Aslında daha yaşlı birini bekliyor gibiydi ama yüzünü kaldırdığında kendisinden sadece bir-iki yaş büyük olabileceğini fark etmişti. Hoş bu pekte önemli bir inceleme değildi. Tezgahın arkasında ki küçük bira şişeni parmakları ile kavrarken bara şöyle bir göz gezdirdirdi. Patronunun aniden ortaya çıkıp erken saatlerde bir müşteriye içirdiğini bilmesini istemezdi doğrusu. Geniş bardaklardan birini tezgahın arkasından sürükledi ve ağzına kadar bira doldurdu. Alkolden nefret ediyordu ama yaptığı iş neredeyse tüm gününü alkolik içeceklerin arasında geçirmesine neden oluyordu. Durumdan pek rahatsız olduğu söylenemezdi aslında. Sadece alkolun ağzında bıraktığı tat hoşuna gitmiyordu ve bu yüzden içmiyordu. Başkalarının içip içmemesine pek önem vermezdi. Sonuçta kendisi de aşırı derecede bir sigara tiryakisi olarak görülebilirdi. Bardağı tezgahın arkasından çıkardı ve sarışının önüne koydu. Ardından yavaşça uzaklaştı ve yeniden bardaklarının yanına döndü. Bez parçası ile kalan bardakları silmeye devam ediyordu ama ara ara omzundan geriye sarışına bakmayı da ihmal etmiyordu. Depresif erkekler.
Arka cebinden antika sigara tablasını çıkardı ve ince bir sigarayı dudaklarına yerleştirdi. Tablayı yeniden cebine sıkıştırırken bir taraftan da neredeyse gazı bitmiş olan siyah çakmağı ile sigarasını yaktı. Fiesta Seul'ın pek göz önünde olan barlarından biri değildi. Kapıda güvenlik görevlileri yoktu ya da yaş sınırını falan sormuyorlardı. Öğrencilerin verdiği partiler için uğrak mekan diğer zamanlar ise geceleri delice eğlenip uyuşturucudan kafa bulan Seul'ın özel kesiminden (!) insanların mekanıydı. Birkaç kez kapatılma tehditi yaşasa da patronları her yolu deneyerek barın işlemesine devam ediyordu. Bar disko karışımı absürt bir yerdi aslında Jieun'ın gözünde. Sadece canlı müzik olduğu için buradaydı. Kendi grupları. Hoş grup bile sayılmazdı. Adları dahi yoktu ama bazı geceler burada canlı müzik yaparak sanki Fiesta'ı bambaşka bir yer haline getiriyorlardı. Sigarasını parmaklarının arasına aldı ve yeniden sarışına doğru ilerlemeye başladı. Bira çoktan içilmişti.
Ham Ji Eun- III. Sınıf | Fotoğrafçılık Kulübü B.
- Mesaj Sayısı : 29
Lakap : Jieun.
Geri: Drinking All Night
Önüne konulan birayı parmaklarıyla kavradı. Yüzünü yine aşağı eğdi. Acı çekiyordu. Kalbi, ruhu... Sıkışmış ve ona baskı yapıyorlardı. Gözleri tekrar Sun'ın parlayan yüzünü görmek, kulakları kızın keskin-ince sesini duymak istiyordu. Kızın dokunuşlarını kolunda, yanağında hissetmek istiyordu. Ama olmayacağını biliyordu. Kızın güveninin sarsmış ve kalbini kırmıştı. Bardağı sıktı. Kendisine yine kızıyordu. Yıllar önce kızı bırakıp gitmişti. O zamanda kızıyordu. Şimdi de kızı kendisinden yine kendisi uzaklaştırmıştı. Kendisine yine yine yine kızıyordu. Ne zaman düzgün davranacaksın bok herif?! Evi düşündü. Sun gittiğinden beri hiçbir şeye dokunmamıştı. Hatta eve bile iki kere uğramıştı sadece. Orada olmak canını yakıyordu. Sun'ı hatırlatıyordu. Neden tekrardan sana bu kadar hızlıca bağlandım ki?! Parmakları arasında sıktığı bardağı kafasına dikti. Boğazını yakıp midesine kayan bira içindeki ateşi körüklüyordu. Sarhoş olmak ve birinin onu u halde öldürmesini istiyordu. Böylece huzur içinde bu bok çukurunu terk ederim. Dünyadan nefret ediyordu. Dünya ile alakalı hiç bir şeyi sevmiyordu. Sun dışında. Kwon Na Sun. Nasıl oldu bilmiyorum ama çocukluk arkadaşım. Sana aşığım. Evet. Benim gibi bir piçi hak etmiyorsun ama aşığım işte. Yaşamam için tek nedensin. Bunca yıl ölmememin tek nedeni,bir gün seni görme arzusuymuş. Seni gördüm ve bekleyen duygularım dışarı attı kendisini. Kendisini berbat hissediyordu. Bir kızın arkasından üzülen arkadaşlarını her zaman azarlamış ya da alay etmişti. Ama şimdi o daha beter haldeydi. Sun nasıl acaba?
Gözleri dalmıştı. Perde kalktı ve ona doğru bakan kızı gördü. Barmen kız. Burnuna mentollü sigara kokusu geldi. Yüzünü buruşturdu. Sigara içerdi ama mentollü olanları sevmezdi. Aynı şekilde çeşitli şeylerle karıştırılmış votkayı da sevmezdi. Her şeyin gerçeği olmalıydı. Sahte şapkaları da sevmezdi ama parası anca onlara yeterdi. İşe girmem lazım.
Gözleri dalmıştı. Perde kalktı ve ona doğru bakan kızı gördü. Barmen kız. Burnuna mentollü sigara kokusu geldi. Yüzünü buruşturdu. Sigara içerdi ama mentollü olanları sevmezdi. Aynı şekilde çeşitli şeylerle karıştırılmış votkayı da sevmezdi. Her şeyin gerçeği olmalıydı. Sahte şapkaları da sevmezdi ama parası anca onlara yeterdi. İşe girmem lazım.
Jung Hee Dong- Serbest Meslek
- Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy
Geri: Drinking All Night
"Bir tane daha ister misin? Bak. Alkol bu kişisel sorunlarda sadece geçiştirici ama kafanı dağıtmak ister gibi görünüyorsun." diyerek sarışınla konuşmaya çalışıyordu. Aslında sarışınlığı kendisine komik gelmişti. Genetik açıdan sarışınlıkla hiç bir alakaları yoktu ve boya ile çakma olan kızı, erkeği hepsi ona komik gelirdi. Bir nevi çakmalar diye düşünürdü. İronik. Aslında karşısında oturan erkeğin görünüş itibari sert çocuklara benziyordu ama sarı kafası bu etkiyi birkaç puan düşürüyordu. Sigarayı dudaklarının arasına aldı ve sarışının önünde ki bardağı alıp yeniden bira şişelerinden birini açıp doldurdu ve yeniden önüne bıraktı. "Al bakalım sarışın." Ellerini gerideki tezgaha doğru yasladı ve vücudunu tezgaha vererek ayaklarını çaprazladı. Bir işi yoktu sonuçta. Hem bardakları temizlemekte pek kendisine cazip gelmiyordu. İnsanların sorunlarına çözüm bulma arayışına giren biri değildi kesinlikle ama bu sarışının hali içine dokunmuştu. Oldukça fazla canı yanmış olmalı. Hoş burununu sokacak değildi. Kendi haline bırakacaktı. "JIEUN!" Patronun sesini duyduğunda adeta dımdızlak kalmıştı Ağzında ki sigarayı tezgahın üzerinde kül tablasında södürürken keskin bakışlar ile sarışına baktı ve "Evet! Patron!" diyerek barın ön taraflarında ki cüsseli genç adama doğru ilerledi. Patron ve arasında kesinlikle garip bir uyumsuzluk vardı ama halen işe gidip geldiğine görede birkaç puan kazanmış olmalıydı. Atolyede resim çalışmaktan iyidir. Ellerini ceplerine yerleştirdi ve patronun karşısında dikildi. "Canlı müziği bu geceye aldık. Arkadaşların ve sen hazırlanın. Fiesta işleve geçerken sizde sahneye çıkacaksınız." Yavaşça kaşlarını çattı. "Bu gece sahneye çıkamayız. Gee Seul'da bile değil. Martin'de bu gece çalışmıyor. Nasıl sahneye çıkıp canlı müzik yapmamızı bekliyorsun." İri kıyım patronu sinsi bir gülüşle kendisine doğru baktığında yüzünü buruşturmamak için kendini zor tutmuştu. "O zaman birilerini bul. Yoksa bu... Sizin küçük grubun sonu olur."
Ham Ji Eun- III. Sınıf | Fotoğrafçılık Kulübü B.
- Mesaj Sayısı : 29
Lakap : Jieun.
Geri: Drinking All Night
Kızın ikinci bardağı doldururken kendisiyle konuşmasını umursamadı. İŞime burnunu sokma koca surat demekten kendisini zorla alıkoydu. Bu kıza karşı konuşarak nefesini boşa harcamak istemiyordu. Kimseye karşı nefesini harcamak istemiyordu. Sadece Na Sun'ı istiyordu. Bardağı önüne sunulurken kendisine sarışın denilmişti ve üslupta hoşuna gitmemişti. Kız olmasaydın.. Bardağıyla tekrardan oyama sanatına geçtiğinde kızın birisiyle konuştuğunu duydu. Aslında ilgilenmeyecekti ama kulak kabarmıştı bir kere. Gruptan falan bahsediliyordu. Omuzlarını silkip bardağı kafasına dikti. Kimsenin ne yaptığını umursamıyordu. Grubun dağılırsa bir daha bu kadar ukala olmamayı öğrenir belki. Kız ilgisini çekmeyi başaran nadir insanlardı. Ama öyle değişik bir ilgi -Sun'a olan ilgisi gibi- değil de normal bir ilgiydi bu. Doğrusunu söylemek gerekirse kızı kafa dengi bulmuştu. Boşversene. Boş bardağı kendisinden biraz uzaklaştırdı. Kızın tekrardan doldurmasını bekliyordu. Sarhoş olmak planları arasında yoktu ama eğer sarhoş olacaksa kendisine engel olmazdı.
Jung Hee Dong- Serbest Meslek
- Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy
Geri: Drinking All Night
Patronun yanından ayrıldığı gibi hırsla elini cebine attı. Aslında burada neden çalıştığını bile bilmiyordu. Eski çalışanlar, eski patronun daha iyi olduğunu söylüyordu. Bu adam tam bir zorbaydı. Telefonu hızla kulaklarına götürdü. Şuan Martin'i arıyorsunuz. Meşg- Telesekreter kaydını duyması ile neredeyse telefonu duvara fırlatacaktı. Canlı müziğie çıkmak bir miktar olsun kendisine yönelmek gibi bir şeydi. Okulda tamamen fotoğrafçılık üzerine çalışıyordu. Tabi ses ve dansta vardı ama okulda özgürce şarkı söyleyemiyordu. Zaten kendisini hapishanede hissetmesine neden olan bir havası vardı. Diğer taraftan annesinin ve babasının da özellikle dile getirdiği resim işini de ertelemeye çalışıyordu bu şekilde. Telefounu cebine tıktı ve ellerini beline koyarak fazla uzakta olmayan sahneye göz gezdirdi. Bateri, bass gitar ve müzik çalar yerli yerindeydi. Mikrofanlarda oradaydı. Eşyalar tamamdı ama onları çalacak kişiye sahip değildi. Belki Hye Shi'i falan aramalıyım. Hoş gece yarılarına kadar bu barda kalmasına da müsade edemem. Daha on altı yaşında. Anlaşıldı. Soloya çıkmam lazım. Sıkıntıyla nefesini dışarı verirken yeniden tezgaha yaklaştı ve arkasına geçti. Eğer patron canlı müzik işini kaldırırsa yeni bir iş aramaya falan da başlamalıydı. Civar çevrede canlı müzik yapacak bir bar, disko veya kafe bulma umudu vardı içten içe. Kafasını duvara yasladı ve düşünmeye çalıştı. Solaya çıkabilirim. Evet. Peki ne söyleyeceğim? Martin ile düet yapıyorduk her seferinde. Kuyumuzu kazmak için her şeyi yapıyor. "Lanet herif." diyerek mırıldandı. Geriye döndü ve boş bardak önünde sarışına baktı. Belki de sinirini müşteriden çıkarabilirdi. Biraların ardı arkası kesilmeyecekti muhtemelen ama sonuçta her şeyin bir bedeli vardı. Biraların parası gibi... Ellerini tezgaha vurdu ve sarışının dikkatini çekmeye çalıştı. "Böyle devam edersen biraların ardı arkası kesilmeyecek. Peki bu depresif (!) halinle biraların paralarını ödemeyi akıl edebilecek misin?" Boş bardağı kavradı ve tezgaha fazla ses çıkarmayacak şekilde vurdu.
Ham Ji Eun- III. Sınıf | Fotoğrafçılık Kulübü B.
- Mesaj Sayısı : 29
Lakap : Jieun.
Geri: Drinking All Night
Kızı izliyordu. Kızın davranışları çok doğal ve aynı kendisinin ki gibiydi. Evet. Bu yüzden kızla ilgileniyordu ya. Kızın durumu kötüydü şuan. Gece canlı müzik. Kendisi sadece rap yapmayı bilir ve severdi. Birde sokak dansı. Hiçbiri de bu mekanda olmayacak şeylerdi. Akustik müzik eşliğinde hüzünlenen veya hareketli müzikle coşan insanların geldiği yerdi burası. Dong'n eskittiği mahalle kenarlarındaki pis barlar gibi değildi. Belki de kalkıp şimdi oraya gitmeliydi. Orada ona içtiği için karışacak bu kız gibileri yoktu. Paranı öde ve iç. Ellerini cebine attı. Evet parayı ödeyip çıkacaktı buradan. Parmak uçlarıyla yeşil kağıtları arıyordu ama montunun cebinde onlara rastlamadı. Derin bir nefes verdi ve pantolonun cebine attı ellerini. Ama negatif. Yani hiç parası olmadan bir bara içmeye gelmişti. Ya da paranın karşılığı hizmet verecekti ya da bir güzel dövülüp kapı dışarı edilecekti. Aslında ikinci seçeneği seçer ve biraz stres atardı -tabi bir kaç yumruktan sonra kendisi dövülmeye başlardı o ayrı-. Kızın delici bakışlarını üstünde hissedebiliyordu. Parasızmış gibi gözükme. Yutkundu ve cebinde sanki sigarasıyla çakmağını arıyormuş gibi yapıp sigarasıyla çakmağını çıkardı. Sigara alıp dudaklarına götürüp çakmağıyla ona can verdi. Hala kapalı alanlarda sigara içilen yerleri seviyordu. Kıza bakış attı ve "Şu canlı müzik..." Dumanı içine çekerken doğru kelimeleri aradı. "Belki ilgimi çekebilir. Yani eğer kovulmak istemiyorsan, bana ihtiyacın olabilir."
Jung Hee Dong- Serbest Meslek
- Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy
Geri: Drinking All Night
Sarışına tek kaşını havaya kaldırarak baktı. Gerçekten mi? Kesinlikle alaya alıyordu. Kovulmak umurunda dahi değildi ama şarkı söylemeyi ve sesini duyabilmeyi doğru düzgün sadece burada yapabiliyordu. İster istemez sarışının teklifi cazip gelmişti ona ama.. Halen şüpheleri vardı. Böyle sarışın ama sert görünüme sahip birinin ne gibi bir canlı müzik performansı olabilir? Rap?.. Beatbox? Keskinlikle gözden geçiriyordu. Şüpheli gözler ile sarışına bakmaya devam etti. "Demek ilgini çekebilir (!). Nasıl bir yeteneğin var ki sana ihtiyacım olabilir o zaman. Bateri falan çalmıyorsundur veya gitar.." Ellerini hava salladı ve sarışının yüzüne doğru üflediği sigara dumanını dağıtmaya çalıştı. Ellerini kavuşturdu ve sarışının cevabını bekledi. Canlı müzik umudunu bu çocuğa bağlamaya çalışma Jieun. Çünkü muhtemelen bu haliyle pekte iş gören biri gibi görünmüyor. Sadece sokak kavgalarına katı- Bu sarı haliyle nasıl olacağı şüpheli olsa da?.. Kavgalara katılan biri gibi. Hoş bu konuda bambaşka. Sadece sahnede yanımda olsa yeter. Aslında gitar falan çalsa çok iyi olurdu. Keşke evinde olsaydı. Koltuğa kurulup şöyle eski filmlerden birini izleyebilirdi. Hoş filmlerinin yarısı halen Na Sun'ının elindeydi ve ne okulda doğru düzgün görmüştü ne de taşındığı evin adresini alabilmişti. Hoş telefonlarına dahi cevap vermiyordu. Na Sun içinde ayrı düşünceleri vardı. Neredeyse tanıştığı herkes için farklı düşünceleri vardı ama geçen yıldan bu yılın bir dönemine kadar birlikte kaldığı oda arkadaşıydı sonuçta. Hoş çoğunlukla kendi evinde kalırdı ama yurta gitmeye de özen gösteriyordu. Filmlerimi geri almam lazım. Belki de bu sarışını dahi umursamadan, patronuda umursamadan dışarıya atmalıydı kendisini. Motosikletine atladığı gibi tüm geceyi Seul'un sokaklarında geçirebilirdi kolaylıkla. Ama yeni bir iş bulması gerekecekti. Sonra Martin, Fee ve Gee'i de bırakması demekti. Muhtemelen üçü de buradan ayrılmak istemezlerdi ya da yeni bir işin alışma noktasına gelmek... Hoş üçüde konservatuar öğrencileriydi ve her yerde seslerini duyurma imkanları vardı. Ama benim yok.
Ham Ji Eun- III. Sınıf | Fotoğrafçılık Kulübü B.
- Mesaj Sayısı : 29
Lakap : Jieun.
Geri: Drinking All Night
Kızın söylediği bateri veya gitar kelimelerinde başını olumsuz sallamıştı. Kız düşünüyor gibi görünürken onu izledi. Bir yandan da düşünüyordu. Gerçekten bu teklifi ettiğine inanamıyordu. Ama parasızlık her haltı yaptırırdı işte. Bir kere daha kanıtıydı bu. Dudaklarını yaladı. Kızın düşüncelerini yırtmayı planlayarak "Şarkı söylerim işte. Beğenemedin mi küçük hanım?" dedi tek kaşını kaldırıp ona bakarken. Sahneye çıkacaksa mikrofon onda olacaktı. Arka planlarda olmayı sevmezdi Dong. Eline mikrofonu versinler o rap-veya şarkı- söyleyedursun. Hoşuna giderdi mikrofonu tutmak. Kızın kaşlarını çatmasını umursamadan ayağa kalktı ve sahneye doğru ilerledi. Birden durdu ve hızla arkasını döndü, tabi kızla burun buruna gelmesi an meselesi olmuştu. Hemen bir adım geri attı ve hafifçe öksürdü. Az önceki durumu umursamamış gibi davranıyordu. "Eğer bu gece sana yardım edersem, bedava içmem, sağlayacaksın." diye söyledi. Teklif bile etmemişti. Direk emir vermişti. Ayaklarını sürüdü ve biraz yüksek sahneye çıktı. Kızın ne diyeceğini umursamıyordu. İki mikrofon ve çeşitli enstrümanlar vardı. Her zaman gitar çalmayı istemişti ama hiç olmamıştı. Sun'a duygularını açıklamak gibi. Hafifçe saçma şeyler mırıldanmaya başladı ki Sun'ı aklından uzaklaştırmaya çalışıyordu. Mikrofonların hemen arkasındaki yüksek sandalyeye oturdu. Diğerine de o kısa saçlı kız oturdu. Büyük ihtimalle şimdi prova yapacaklardı ama hangi şarkıyı söyleyeceğini bilmiyordu. Başını yanındaki kıza çevirdi ve -yine- emrivaki şekilde "İçinde rap geçen olan bir şey olursa çok iyi olur. Yoksa söylemem." Aklınca buranın patronu benim göz dağı veriyordu ama parası olmadığı için kız ne derse onu yapacaktı. Mecburdu.
Jung Hee Dong- Serbest Meslek
- Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy
Geri: Drinking All Night
Bunu yaptığıma inanamıyorum. Elinde mikrofan kendisine ikidir emir veren sarışına bakıyordu. Güç bela bir istekle mikrofunu kafasına atmak ve onu Fiesta'dan dışarıya postlamak istemişti ama... Evet. Ne yazık ki bunu yapacaktı ve bu müziği patronun gözüne gözüne sokacaktı. Önüne düşen dalgalı saç tutamlarını kulağının arkasına sıkıştırdı ve alaylı bir tebessüm ile sarışına bakmaya devam ederek "Going Crayz'e ne dersin?" dedi. Yong Guk ve Song Ji Eun'ın - bir nevi adaş oldukları içinde garip bir sempati duyuyordu- şarkısı hoşuna gidiyordu aslında. Hoş kesinlikle bu tarz müzikleri normalde dinlemezdi ama Martin yüzünden alışmaya çalışıyordu.
Sarangi anya igeon sarangi anya
Neoui jibchagil ppuniya...
Şarkıyı mırıldanmaya başlamıştı bir taraftan da sarışını gözlüyordu. Mikrofunu yavaşça indirdi ve tebessüm ederek. "Yoksa şarkıyı bilmiyor musun?" dedi. Aslında damarına basmak istiyordu. Bu sarışın çocuk ona emir vermişti ve bu tarz davranışlar hiç hoşuna gitmezdi. Üstüne üstlük biraların parasını da bu canlı müzikten pay çıkartarak ödememeyi planlıyordu. Tabi böyle davranışlar ile daha önce de karşılaşmıştı. Parası olmayan veya ödemek istemeyen birçok insan barda yalakalık yaparlardı ve işten sıyrılmaya çalışırlardı. Tabi böyle davranışlarda tuvaleti temizleme yaptırımı uygulanırdı ama bu sarışın güzel sıyırmıştı. Kesinlikle. Şu zamana kadar çalıştığı gün boyunca tuvalet temizliğinden sıyrılmayı başaran ilk kişiydi. Tabi bu para işini sarışına belli edecek değildi. Aslında... Her ne kadar sinirine dokunuyor olsada sarışını kendisine yakın görmüştü.
Ham Ji Eun- III. Sınıf | Fotoğrafçılık Kulübü B.
- Mesaj Sayısı : 29
Lakap : Jieun.
Geri: Drinking All Night
Kızın ılı sesi yüzünü ısıtınca gülümsemek istedi Dong ama hemen toparladı. Kız ona ilaç gibi gelmişti, acıyı tamamen yok edemiyordu ama azaltıyordu. Kız da alayla şarkıyı bilip bilmediğini sorduğunda mikrofona yanaştı ve boş ola barın içine göz atarken havalı bir şekilde erkeğin söylediği rapa başladı. "Neoui geurimjareul ddara barbda nan jeonhwareul georeo" Durdu ve yüzünü hafifçe çevirip kıza baktı. Yan şekilde tebessüm ederken "İçinde rap olan her şeyi bilirim." dedi ukalaca. Önüne döndü ve müziksiz söylediklerini fark etti. Prova yapıyorlardı ama olsun. Dong her şeyin tam olmasını isterdi. Ne kadar garip bir sokak çocuğuydu değil mi? Hoş bu sarı saçlarla dilencilere benziyordu ya neyse! Na Sun. Sarı kafa. Benim saçımı da bilerek boyadın değil mi? Ama yutturmaya çalıştın geçiçi boya sandım diye. Çift gibi görünmemiz için boy... Ah pardon sen beni öyle görmüyordun. Sus Dong! Daha fazla düşünme bok beyinli. Dönen sandalyesiyle kıza doğru döndü ve kollarını göğsünde bağlarken "Canlı müzik olacak diyorsun ama arka planda müzik yok. Onu da hallet bakalım." dedi ifadesiz bir suratla.
Jung Hee Dong- Serbest Meslek
- Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy
Geri: Drinking All Night
"O iş kolay." derken yavaşça dönen sandalyede döndü ve arkasında müzik çaları açtı. Kumandası ile müzik çaların mavi ekranında 'Going Crayz'i aramaya başladı ve bulduğunda yüzünde hafif bir tebessüm ile kumandayı yerine bıraktı ve tatminkar bir ifade ile sarışına döndü. "Peki... O kadar canlı müziği birlikte yapacağız. Ama seni tanımıyorum." dedi. Aslında isimini öğrenme gerekliliği hissetmemişti ama içten içe de sormadan edememişti. Hem belki işine yarar bir şekilde kullanabilirdi onu. Ya da canlı müzikte berbat bir iş çıkarırlar ve onu barda 'Sarışın Adı Her Neyse' olarak damgalayabilirdi. Hem gecesi fazla kötü geçmezdi hemde yeni iş arama streisini anlık bir şekilde ertelerdi. Ama görünüşe göre rap konusunda iyi gibi görünüyordu. Fazla göz önüne batmayacaktı. Her zaman ki gibi bara sıklıkla gelen insanlar onu dinleyecekti. Bunun bir nevi bencillik olduğunu biliyordu ama dikkat çekmekte ve sesine karşı ilhitfatlar almaktan hoşlanıyordu. Hoş bunu dışarı yansıtan biri değildi. Normalde sadece zaman geçirmek ve kafasını dağıtmak için bu işi yapıyor gibiydi. "Haa. Birde şu iki kocaman bira şişesini bitiren halin ile umarım sözleri peltek peltek söylemez veya karıştırmazsın. Yoksa... Yani. Canlı müzik burada sona erer ama başka yerde yeniden yapılır. Sense... Tuvaletleri temizlemek zorunda kalabilirsin." Gene yapıyordu. Parasız olduğunu anladığını belli etmeyecekti ama sanki sinir etmek hoşuna gitmeye başlamıştı bu sarışını.
Ham Ji Eun- III. Sınıf | Fotoğrafçılık Kulübü B.
- Mesaj Sayısı : 29
Lakap : Jieun.
Geri: Drinking All Night
Kızın son söylediklerini tek kaşı havada dinlemişti. Şimdi amerikanın siyahi kesimlerini yaşadığı yerdeki sokak kadınlarından biri gibi olsa ağzındaki sakızı patlattıktan sonra işaret parmağını kızın gözüne sokar gibi sallayıp ağzını da yaya yayaYou dont know anything, girl, derdi. Ama ne Amerika'nın o kesimlerinde yaşıyor ne bir kadın ne de bir fahişeydi. Gözlerini sıkıca yumdu ve Ne boktan şeyler düşünüyorum böyle. Sun'ı düşünmeyince de böyleleri geliyor aklıma. Hay beynime sıçayım. Gözlerini açtı ve sıradan Dong gibi davranarak "O küçük biralar beni yıkamaz merak etme." Ağğğh! Şimdi jileti alıp bileklerini kesecek ve ergenlerin söylediği rapleri söyleyecekti. Her saniyede kendisini kaybediyordu. Belki de kız haklıydı. Sarhoş olmuş ve peltek şarkı söyleyip bütün işin içine sıçacaktı. Sonrada tuvaletteki bok kokularıyla birlikte şarkı söylemek zorunda kalırdı. Derin bir nefes çekti ve sigara ihtiyacı olduğuna karar verdi. Cebinden paketi çıkarıp kalan son sigarayı da aldı ve dudaklarına yerleştirdi. Çakmağını aramak kalmıştı şimdi. Dudakları hala yanmamış sigara ile temas halindeyken "Bu arada adım Hee Dong."
Jung Hee Dong- Serbest Meslek
- Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy
Geri: Drinking All Night
"Jieun." derken cebine sıkıştırdığı çakmağını çıkardı ve yakıp Dong'ın sigarasını yaktı. Aslında kendisi de sigara içebileceğini düşünüyordu ama aşırı tüketim sınırı bugün fazlasıyla aşmıştı. Sarışın Dong. diye geçirdi içinden. Evet. Belki de böyle seslenmeye başlayabilirdi. Arkadan Going Crayz'nin kah yükselen, kah alçalan melodileri eşliğinde ve Dong'ın sigara dumanı içinde oturuyorlardı. Aslında prova yapacaklarını falan düşünmüştü ama sarışın sigarasına sarılmıştı. Yüzünde çarpık bir gülümseme ile Dong'ı izledi. Bu barlara gelecek tiplerden değildi. Daha çok varoş sokaklardan çıkma bir görütüye sahipti ama sarı saçları bu konuda tezat oluşturuyordu. Hem açık sarı olması da daha vahim bir haldi. Belki de bu sert görünüşünün altında homoseksüel biri yatıyordur diye düşündü ama buna da pek imkan vermiyordu. Hoş olabilirdi. Garip bir biçimde yakınlık duyuyordu karşısında oturan adama. Birbirlerinden zıt düşüncelere sahip oldukları açıkça anlaşılıyordu ama... Sanırım hayat felsefeleri aynı çizgi üzerindeydi. Kim bilir. Mikrofunu müzik çaların üzerine bıraktı ve yavaşça gerindi. Son günlerde boynunda kasılma zaten kendisini beter edecek haldeydi. Boynunu ovuşturmaya devam ederken, Dong'a doğru baktı. Adamın gözlerinde garip hüznü görebiliyordu. Cebinde ki telefonun titremeye başlaması ile bir heves Martin olabileceğini düşünerek yerinden zıpladı ve telefonu kavradı. Na Sun... Gerekli olduğun zamanlarda ortada olma, gerekli olmadığın zamanlarda ortalarda ol küçük hanım. Hadi bakalım. Dong'a bir saniye diyerek sessizce dudaklarını oynatırken tezgaha doğru yürümeye başladı ve telefonu kulağına doğru götürdü. "Na Sunnie nerdesin?" Kıza konuşma fırsatı bırakmadan kendisi konuşmaya başlamıştı. "Okulda görünmüyorsun. Normal zamanlarda aradığım da ortalıkta yoksun. Ayrıca... Filmlerim nerede? Evinin adresini ver!" Sesini yükseltmemeye çalışıyordu. Filmleri kesinlikle paha biçilmezdi ve filmleri için insan dahi öldürebilirdi. Muhtemelen. "Annemin yanında kalıyorum. Ayağım kırıldığından haberin var öyle değil mi? Okula gelemiyorum. Muhtemelen ponpon kızlığımda askıya alındı ve... Zaten kendimi iyi hissettiğim söylenemez. Hiç bir konuda. Evin adresini mesaj olarak atarım. Sadece haberin olmasını istedim. Bir süre daha okula gelmeyebilirim." Na Sun'ın cılız ve kendinden bezmiş ses tonuna karşı çatlarını kaştı. "Bir sorun mu var? Sesin oldukça kötü geliyor." Na Sun'a karşı her zaman vefalı olmuştu. "Önemli bir şey değil. Ayağım kırık ve hastayım... ..Neyse. Sınav tarihleri açıklanınca ara beni." Doğru düzgün tamam diyemeden Na Sun telefonu kapatmıştı. Bir süre sonra evin adresini içeren mesaj gelmişti. 'Ev arkadaşım filmler konusunda sana yardımcı olacaktır.' Telefonu yeniden cebine sıkıştırdı ve gerisin geriye dönerek Dong'ın yanına gitti ve sandalyesine oturdu. Kafasına takmamayı düşünüyordu. Muhtemelen dondurma yemekten kendisini hasta etmişti ve ayağını kırmıştı. Parmaklarını umursamazca saçlarının arasından geçirdi. "Prova yapmaya ne dersin? İçki ve sigaranın seni etkileyeceğine dair şüphelerim var. Şimdiden ortaya neler çıkarabileceğini görmem gerek."
Ham Ji Eun- III. Sınıf | Fotoğrafçılık Kulübü B.
- Mesaj Sayısı : 29
Lakap : Jieun.
Geri: Drinking All Night
Duman. Arkadan gelen melodi. Karşısında aynı kendisi gibi olan ama farklı cinsiyetteki kız. Dış görünüşleri birbirlerine fazlaca zıttı. Kız entellektüel biri gibiyken Dong -bu saçlarla-sokak dilencileri gibi... Ama sanki biri Dong'ın karşısına ayna tutmuş ta bu kıza kendisini öyle görüyordu. Kıza bir anda nasıl bu kadar çabuk ısındığını bilmiyordu, öğrenmekte istemiyordu ama tahmini vardı. Sonunda aynı kendisi gibi birini bulmuştu. Kız Sun'ın tam tersiydi, -yine aynı kendisi gibi- ama -Sunkadar olamasa da- bu kızı seveceğini biliyordu. Kıza karşı kin tutmamıştı. Ve bu Dong için bir ilkti. Sokakta görüpte tanımadıklarına bile kin tutan biriydi. Çünkü hepsinin hayatı Dong'tan daha iyiydi. Kızın telefonu çalıp yanından yavaşça uzaklaşmasını izledi. Dudaklarında yavaşça sona gelen sigarayı parmakları arasına aldı ve yere attı. Ayağıyla izmarite bastı ve onu sonsuza kadar söndürüp, bir çöp haline getirdi. Bakışlarını kaldırıp tezgahın oradaki kızı izlemeye başladı. neden bilmiyorum ama seni kendime benzetiyorum. Belki de bana bu kadar benzemenin nedeni babamın başka bir kadından peydahladığı bir piç olduğun içindir. Söz konusu baba diye sıfat vermek zorunda olduğum o pezevenk ise olabilir. Elini cebine attı, bir sigara daha içecekti ama kız yanına gelmişti bile. Prova yapmaya başlamayı teklif ediyordu. Elini cebinden çıkardı ve boynunu kütletti. "Peki, sana hünerlerimi göstereyim o zaman." dedi. Sesinde alay tınısı yoktu ama içtenlikle. Ruhsuz bir sesti. Hepsi Na Sun'ın suçu.
Jung Hee Dong- Serbest Meslek
- Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy
Geri: Drinking All Night
Tek kaşını havaya kaldıdırdı ve çarpık bir gülümseme ile Dong'a baktıktan sonra müzik çaların üzerine bıraktığı mikrofonu aldı ve şarkıyı başa aldı. Kararlı bir şekilde Dong'a baktı ve ardından şarkının kendisine ayrılıan kısmı söylemeye başladı. Küçüklüğünden gelen bir alışkanlıkla şarkı söylerken hep parmakları ile ritim tutmaya başlardı. Şimdide dizine doğru parmakları ile şarkının ritimini yakalamaya çalışıyordu.
"Sarangi anya, igeon sarangi anya
Neoui jibchakeul ppuniya
Eodi itdeunji, naega mueol hadeunji
Museowo, nareul barabeoneun neon…"
Şarkının sözlerine doğru Dong'a doğru başını salladı. Belki içtiği onca bira ve sigara ile vasat duruma düşeceğine inanıyordu ama sadece beklemekle yetindi. Belki de şanslı günündeydi ve canlı müzik işini kurtarabilirdi. Dong kendi bölümünü hızla söylerken gerçekten rap'te iyi olduğunu düşünmeye başlamıştı. Eğer bu işi kurtarırsa gerçekten ona borçlu olacam. Aslında... Bira paralarını ödemeyeceğine göre çift taraflı iş olacak ama bu depresif adamı kurtarabilirim. Yüzünde tatminkar bir ifade ile Dong'ı izlemeye devam etti.
Prova Sonrası
Tüm yüzünü kaplayan bir gülümseme ile oturduğu döner sandalyeden kalktı ve Dong'ın sırtına doğru bir şaplak attı. "Beklediğimden daha iyisin anlaşılan Dong." Yorgun bir biçimde omzularını oynattı ve mikrofunu sandalyenin üzerine bıraktı ve müzik çaları normal seyrine getirdi. Bar tezgahına doğru ilerlerken kendi kendisine gülüyordu. "Biliyor musun?.. Senin gibi rapçilere Anyang'ta ihtiyaçları. Sanat lisesinde o kadar az rapçi var ki. Neredeyse bir avucu zor dolduruyorlar." Cebine sıkıştırdığı sigalarından birini çıkardı ve bir çırpıda çakmağı ile yaktı. "Şimdi bar dolmaya başlar. Gece yarısına doğru da canlı müziğe geçiş yaparız. Evde seni bekleyen bir annen yok değil mi?" Keyfi yerine gelmişti. Ama Dong'ın anne lafından sonra ki ruh hali değişimini fark ettiğinde dudaklarını birbirine bastırdı. Pot falan kırdım sanırım. Konuyu hızla değiştirmek istercesine dudağının kenarını ısırdı ve düşündü. Ardından "Eee sarışın? Böyle barlara sık uğrayan biri misindir? Fazla bira yaş ilerleyince oldukça büyük bir göbek yapıyor da." İşi kendisinden dahi beklemediği bir şekilde şakaya vuruyordu.
Ham Ji Eun- III. Sınıf | Fotoğrafçılık Kulübü B.
- Mesaj Sayısı : 29
Lakap : Jieun.
Geri: Drinking All Night
Sonunda can sıkıcı prova bitmişti. Dong planlanmış şeyleri sevmezdi, her şey akışına bırakırdı. Anı yaşa. Normalde bu kadar sıkıntıya katlanmazdı ama parası yoktu. Pizza Huts'tan kovulmuş -ya da kendisi isteyerek bırakmışta diyebiliriz-, Coffe House'a ise gitmediği için kovulmuştu. Yeni bir iş arıyordu ama ona garsonluktan başka bir şey olmuyordu, şuanda da kimsenin garsona ihtiyacı yoktu. Arkadaş (?) olarak görebileceği kızın peşinden tezgaha yanaştı ve bar sandalyesine kendisini bıraktı. Kızın Anyang lisesi ile söylediklerini sadece Sun ismi geçer diye dinliyordu ama aradığını bulamamıştı. Okula dönmek ise eeğğğ hiç istemediği bir eylemdi. Okul ve Dong hiçbir zaman iyi anlaşamamışlardı, aynı babası gibi. Kızın dudaklarına değen sigarayı görünce kendi canı da sigara çekti, hemde bira. Ama şu anlık para harcatmayacak bir şeyler içmeliydi o da maalesef bitmesine dört sigara kalmış sigaralarıydı. Kızın çok konuşması ona Sun'ı hatırlatıyordu. Sigarasını tekrardan kıza yaktırdı ve dirseklerini tezgaha dayadı. Annesi ile ilgili söylediklerini duyunca dudaklarını araladı ve sigarayı eline aldı. Yutkundu. Uzun zamandır annesini düşünmemeyi başarmıştı. Şimdi tekrar aklına gelmişti, işn garip tarafı annesinin hasta ama gülümseyen yüzünden sonra Sun'ın şımarıkça sırıtan sevimli yüzü gelmişti. İkisini de çok özlemişti. İkisini de kaybettin Dong. İyi bok yedin. Kızın durumu kurtarmak için yaptığı şakaya hafifçe gülümsedi. Yukarı kıvrılmış dudak kıvrımları sigara değince eski düz çizgisine ulaştı. Tek kaşını kaldırıp işaret parmağını kıza doğru hafifçe uzatarak "Fazla merakta insanı erken ölümüne sebep oluyor. dedi ve kafasını salladı.
Jung Hee Dong- Serbest Meslek
- Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz