The Comics and Girl.
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
The Comics and Girl.
Ahn Seung San & Cho Hye Rim
Kocaman sırt çantası sırtına aşırı derecede ağırlık yapıyordu ama pek hissettiği de söylenemezdi. İngiltere'den -uzun süre çalıştığı paraya kıyarak- şipariş ettirdiği bir dolu Yıldız Savaşları çizgi romanının üçüncüsünü okuyarak ilerliyordu. Berbat bir karikatür çizme ustasıydı ama halen aklı sıra kütüphanede tüm saatlerini onca kağıdı boşa harcayarak geçiriyordu. Hepsi kağıt yığınları halinde masasında büyüyüyor büyüyordu. Bu gibi durumlarda da kendisini adeta bir kalenin içine tıkılmış gibi hissediyordu. Kar tanelerinin romana düşmesini engellemek ister gibi şemsiyeyi öne doğru tutuyordu. Bir taraftan yürürken, bir taraftan da çizgi romanı okumaya çalışıyor ve şemsiyeyi tutuyordu tabi fazla efor sarf etmeden de çantasını taşıyordu. Sanat kompleksinden içeriye girdi. Neredeyse okulun ana merkezinden daha büyük bir binaydı. Çizgi romanı bacaklarının arasına sıkıştırdı ve şemsiyeyi kapatıp çantasının kenarına astı. Ardından yeniden çizgi romana gömüldü. "DARTH VADER!" diye bomboş koridorda istemsizce bağırdı ve elinde sanki ışın kılıcını tutar gibi hareketler yapmaya başladı. Kendi ayağına takılıp neredeyse düşecekken dengesini sağlayabildi ve hızla koridorda ilerlemeye devam etti. Sanat Kompleksinin güney tarafı tamamen 'Sarmaşık Kütüphanesi'ne aitti. Çocukluğu boyunca hayatında hiç böyle kocaman bir kütüphane görmemişti. Dev gibiydi ve içinde kaç tane kitap barındırıyor bilmiyor- Kütüphanede ki bilgisayara göre 11.3754 kitap vardı. Evet. Eski görevli oldukça fazla çalışmıştı. Ve okulun halka açık tek kısmıydı. Hoş her gün yan gelip yatıyordu. Kütüphaneye uğrayan fazla kişi yoktu. Arada sırada sadece hareket olsun diye fareleri kovalardı. Üniversite için para biriktiriyordu ama parasının neredeyse tamamını çizgi romanlara harcıyordu. Çizgi romanlar onun için bağımlılıktı adeta. Gözlüklerini düzeltirken, kütüphanenin anahtarını bulmak için montunun cebini karıştırıyordu. Cebinde neredeyse bir dünya şey vardı. Sakızlar, buruşturulmuş not kağıtları, küçük bir ayıcık anahtarlık ve... Evet. Kütüphane anahtarı. Kütüphanenin kapısını el yordamı ile bulup açtı ve içeriye girdi. Aslında kütüphane oldukça ve ferahtı. Aklında ki tozlu kütüphaneler gibi değildi ve açık alanı hoşuna gidiyordu. İstediği gibi koşturabiliyordu ve ışın kılıcı ile oynayabiliyordu. Tabi bugün yanında getirmemişti ama tüm gününü geçirebileceği çizgi romanları yanındaydı. Ağır çantasını çalışma masalarından birine gelişi güzel bıraktı ve masadan fazla uzakta olmayan görevli masasına doğru ilerledi. Dünden kalma kahve bardakları ve kağıtlar halen yerli yerinde duruyordu. Tabi birde yarısını bitirilmiş hamburger. Hiç birini umursamadan kahverengi sandalyeye oturdu ve ayaklarını masaya uzatıp çizgi romanını okumaya devam etti.
Ahn Seung San- Anyang Kütüphane Görevlisi
- Mesaj Sayısı : 9
Lakap : Seungsan-Ah
Geri: The Comics and Girl.
Resim çizecekti bugün ama kimi çizeceğini bilemiyordu. Resim çizmek Hye Rim için nefes almak gibiydi. Kulakları duyma işlemini bıraktıktan sonra resim çizmeye yoğunlaşmış ve mükemmellikler yaratmıştı. Gelecekte bir sergi açmak istiyordu. En sevdiği şeyler karikatürler çizmek ya da portre çizmekti. Birde piyano çalmayı severdi ama -ezbere- çaldığı şeyi duyamadığı için her piyano tuşuna bastığında kalbi sızlardı. Ağlayacak gibi olurdu. Zaten çok duygusal bir kızdı. On yaşında geçirdiği kazadan sonra duyma yetisini kaybedince iyice duygusal ve içine kapanık biri olmuştu. Ama yinede sevecen ve komik biriydi. Yani öyle pek arkadaşı yoktu ama biliyordu öyle olduğunu. Okulda ki bazı derslere girmiyordu, müdürün izniyle. Duymadığını da zaten çok kişi bilmiyordu. Sadece yakınındaki bir kaç kişi. Okulda en iyi anlaştığı kişi -tek kişi de diyebiliriz- kütüphane görevlisi Seung San'dı. Kendisi konuşmasa bile işaret diliyle konuşabiliyordu. Ama Hye Rim konuşmayı biliyordu. Sadece duyamıyordu.
Ayağındaki bot büyük geliyordu ama seviyordu salaş şeyleri. İçinde kaybolduğu her kıyafeti alırdı. Üzerindeki erkek reyonundan aldığı gri poları düzeltti ve kütühaneye doğru ilerlemesine devam etti. Dudaklarında minik bir ıslık çalıyordu ama hain kulakları onu da duyamıyordu. Bunalmıştı artık. Okuldaki herkes onun hakkında bazı şeyler uyduruyordu ama bilmiyorlardı ki bu kız duymuyor. Sersemler. Ellerini polarının cebine soktu. Şimdi kulaklığını takıp, sokağa çıkmak ve kenarda bir yerde oturarak resim çizmek istiyordu ama yapabileceği en iyi şey Seung San'ın yanına gitmekti. Bazen kütüphane boş kaldığında onun ışın kılıcıyla oynadığını görmüştü ama ona söylememişti. Aklına her geldiğinde gülümserdi. Kütüphaneye girdi ve masasında oturmuş ve ilgiyle çizgi romanını okuyan arkadaşına yaklaştı. Dili dışarıda, parmak uçlarında ilerliyordu. Çocuğun arkasına geçti. Şanslıydı, çocuk çizgi roman okurken etrafındaki hiçbir şeyi duymaz-görmezdi. Seung'ın omuzlarına ellerini çarparken "Böööö!" diye ses çıkardı. Çocuk olduğu yerde zıplarken Hye Rim sırtını duvara yasladı ve kahkahalarla gülmeye başladı. Kahkahası bil sessiz dünyasına ulaşamıyordu. Kendi sesini özlemişti.
Ayağındaki bot büyük geliyordu ama seviyordu salaş şeyleri. İçinde kaybolduğu her kıyafeti alırdı. Üzerindeki erkek reyonundan aldığı gri poları düzeltti ve kütühaneye doğru ilerlemesine devam etti. Dudaklarında minik bir ıslık çalıyordu ama hain kulakları onu da duyamıyordu. Bunalmıştı artık. Okuldaki herkes onun hakkında bazı şeyler uyduruyordu ama bilmiyorlardı ki bu kız duymuyor. Sersemler. Ellerini polarının cebine soktu. Şimdi kulaklığını takıp, sokağa çıkmak ve kenarda bir yerde oturarak resim çizmek istiyordu ama yapabileceği en iyi şey Seung San'ın yanına gitmekti. Bazen kütüphane boş kaldığında onun ışın kılıcıyla oynadığını görmüştü ama ona söylememişti. Aklına her geldiğinde gülümserdi. Kütüphaneye girdi ve masasında oturmuş ve ilgiyle çizgi romanını okuyan arkadaşına yaklaştı. Dili dışarıda, parmak uçlarında ilerliyordu. Çocuğun arkasına geçti. Şanslıydı, çocuk çizgi roman okurken etrafındaki hiçbir şeyi duymaz-görmezdi. Seung'ın omuzlarına ellerini çarparken "Böööö!" diye ses çıkardı. Çocuk olduğu yerde zıplarken Hye Rim sırtını duvara yasladı ve kahkahalarla gülmeye başladı. Kahkahası bil sessiz dünyasına ulaşamıyordu. Kendi sesini özlemişti.
Cho Hye Rim- II. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 56
Lakap : Görünmez.
Geri: The Comics and Girl.
Korkudan olduğu yerde zıplamıştı. Sandalyeden gerçekten zıpladığını ve birkaç saniye hava kaldığına dahi yemin edebilirdi. Elinde tuttuğu çizgi romanda adeta kanatlanmış ve o tepki ile savrulmuştu. Elini göğsüne bastırdı ve derin bir nefes aldı. Gerisin geriye hızla döndü. Arkasında garip bir biçimde Darth Vader'ı bekliyordu ama Anyang'ta okuayan ve kütüphaneyi ziyaret edip kendisine arkadaşlık yapan Hye Rim'i gördüğünde kaşları yavaşça çatıldı ve ellerini göğsünde kavuşturarak kıza baktı. Tabi bakışı kızgın olmak yerine daha çok komikti çünkü gözlüğünün kenarı bir kulağundan fırlamış çenesine doğru sarkıyordu. Gözlüğünü düzeltti ve yeniden ellerini kavuştururken ayağa kalktı. "Bunu yapman hiç hoş değil!" derken çizgi romanına doğru ilerliyordu. Aslında içinden geleni ona savurabilirdi. Ne de olsa kızın duymadığını biliyordu ama böyle bir insan değildi. Kızın yüzüne bakarak tane tane 'Bunu yapman hoş değil.' demeye çalıştı. Hoş peltek bir dili vardı ve konuşurken muhtemelen dudaklarıda eciş bücüş bir hale giriyor olamlıydı. Ama Hye Rim onu anlıyor gibi görünüyordu. Bu yüzden pek sorun yok gibiydi. Çizgi romaını yerden aldı ve üzerini yavaşça silip katlanmış sayfa olup olmadığına baktı. Ardından özene bezene çaışma masasına bıraktığı çantasına koydu. Ellerini cebine soktu ve halen daha kıkırdamakta olan ve yüzünü gülmekten pembeleşmeye yüz tutmuş kıza baktı kaşlarını çatık bir vaziyette. Bir elini yumruk yaparak diğer eline hızla vurdu ve "ÖDEŞME ZAMANI!" diye bağırarak kıza doğru hamle yaptı.
Hye Rim'in arkadaşlığı aslında hoşuna gidiyordu. Kocaman sanat kompleksi neredeyse tüm gün aktifti. Onca öğrenci gelip geçiyordu ama hiç biri kütüphaneye uğramıyordu. Birçok kez ponpon kızlardan birinin kütüphaneye gelmesi için dua etmişti hatta tütsü yakmıştı. Tabi tütsü yakmasından dolayı kütüphane duman içinde kalmıştı. Ama hiç kimse... Arada kötü görünüşlü birkaç erkek haricinde gelmemişti. Hye Rim haricinde... Elinde havali bir ışın kılıcı yerleştirdi ve elini kıza doğru salladı. "ORORA HYE RIM!"
Ahn Seung San- Anyang Kütüphane Görevlisi
- Mesaj Sayısı : 9
Lakap : Seungsan-Ah
Geri: The Comics and Girl.
Çocuğun havada sıçrayışı aklına her geldiğinde kahkahası bir kat daha artıyordu. Çocuğun dudaklarından bunu yapman hiç hoş değil demesini kahkahaları arasında zorla okumuştu. İnsanlar konuşurken onların ağızlarını kitap okur gibi okuyordu ve onunla konuşan bir insan onun sağır olduğunu biraz geç anlıyordu. Bunun için kendisini şanslı hissediyordu. Arkadaşının çantasına doğru gidişini izliyordu ama hala kahkahasını kesememişti. Biliyordu, San böyle şeylere çok kızıyordu ama her seferinde de Hye Rim'in tuzağına düşüp korkuyordu. Rim dudaklarını ısırdı daha fazla gülüp çocuğun siniri hoplatmamak için. Zaten kim bilir nasıl kahkaha atıyordu. Yaşlı kadın? Cadı? Bebek? Bilemiyordu. Kahkahasının sesini duyamayalı yedi yıl olmuştu.
Çocuğun ona hızla dönmesine geri adım atıp, gözlerini kocaman açarak karşılık vermişti. Ama elinde kılıç varmış gibi sallamasına karşılık tekrar bir kahkaha atmış ama hemen toparlayıp o da sanki elinde kılıç varmış gibi poza girmişti. Kıkırdıyordu. Elindeki hayali kılıcı bir kaç kez salladı ve "Bana saldırmaya kalkarsın ha! Şimdi göreceksin gücünü."dedi ama hemen başını sallayıp, söylediği şeyi düzeltti. "Gününü." Çocuğa doğru bir adım attı.
Çocuğun ona hızla dönmesine geri adım atıp, gözlerini kocaman açarak karşılık vermişti. Ama elinde kılıç varmış gibi sallamasına karşılık tekrar bir kahkaha atmış ama hemen toparlayıp o da sanki elinde kılıç varmış gibi poza girmişti. Kıkırdıyordu. Elindeki hayali kılıcı bir kaç kez salladı ve "Bana saldırmaya kalkarsın ha! Şimdi göreceksin gücünü."dedi ama hemen başını sallayıp, söylediği şeyi düzeltti. "Gününü." Çocuğa doğru bir adım attı.
Cho Hye Rim- II. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 56
Lakap : Görünmez.
Geri: The Comics and Girl.
Ağzından Yıldız Savaşlarının bilindik melodisi fırlarken elini sallamaya devam ederek kıza doğru yaklaşmaya devam etti. Aralarına giren masa ile gözlerini kısarak baktı ve sağa doğru hamle yaptı ama Hyerim'de tam tersi şekilde hamle yapmıştı. Sola doğru hızla hareket etmeye çalıştığında da aynı ters etki baş göstermişti. "HYAAAAĞĞ!" diye bağırarak koşmaya başladı masa çevresinde ama daha bir tur kızın peşinden koşamamışken kendi ayağına takıldı ve tiz bir ses eşliğinde çığlık attıktan sonra yeri boğladı. Yüzünde normal ifadesi melodiye devam ederek adeta düştüğü yerden yükseldi ve düştüğünü çaktırmamaya çalıştı. Düz yolda bile düşme becerisine sahip biri olarak, koşmaya başlaması oldukça büyük bir hataydı aslında. Işın kılıcını halasının evinde bırakmıştı. Normalde kütüphanede saklıyordu ama hafta sonu boyunca kütüphanede kalmasına dayanamayacağını fark ettiği için götürmüştü ama bu kez okula geri getirmeyi unutmuştu. Halasının perukları, kostümleri, yüksek ökçeli ayakkabıları ve takma dişleri arasında adeta akıl hastanesine kapatılmış gibi iki gün boyunca sanrılar görmüştü. Hafta sonları kütüphaneyi kapatmak zorunda kalmasa hafta içi yaptığı gibi akşam üzeri yeniden buraya gelir ve Uzay Yolu yastığına sarılarak uyurdu. Uzaylıları falan düşlerdi mutlu bir biçimde. Tabi her haftasonu aynı işkenceyi yaşamaya devam ediyor ardından okula dönüyordu. Tabi arada halasına takıldığı ve peruklar takıp, evde kocaman topukları olan ve bir insanı öldürebilecek bir suç aleti olan ayakkabılar ile geziyordu. Hayali ışın kılıcını Hyerim'e doğru bir kez daha salladı ve hızla kıza doğru yöneldi ama bu kez de Hyrerim kütüphanenin ilerisine doğru kaçmıştı. Bu kız çok hızlı! Hızla çantasına yöneldi ve içine sıkıştırdığı küçük turuncu topları çıkardı. Seung San'a göre onlar 'Öldürücü Turuncular' adını almışlardı. Kızın halen ona kahkahalar atarak baktığını fark ettiğinde "TURUNCUNUN GÜCÜ!" diye bağırarak topları ona fırlatmaya başladı. Kendi çapında mükemmel (!) bir kütüphane görevlisiydi.
Ahn Seung San- Anyang Kütüphane Görevlisi
- Mesaj Sayısı : 9
Lakap : Seungsan-Ah
Geri: The Comics and Girl.
San'ın her hamlesine hızlıca bir savunma tepkisi veriyordu. Müthiş bir asker veya ninja olabilirim. San'ın o hafif kızmış suratını görmeyi çok seviyordu. Onunla istediği gibi eğlenebiliyordu. En yakın arkadaşıydı onun. Kütüphanenin ilerisine doğru bacaklarını yönlendirirken çocuğun az önceki düşüşüne hala kahkaha atıyordu. Onun görmediğini sanıyordu ama görmüştü. Her zaman ki sakar uzaylı. Uzaylı derdi San'a. Onunda hoşuna giderdi bu lakap. Beraber hoşça vakit geçirirlerdi ve bütün sıkıntılarını çekip alırdı Rim'in. Tarih kitaplarını dizili olduğu kitaplığın önündeyken San ona turuncu renkte toplar fırlatmaya başlamıştı. Topları atmadan önce ağzı oynuyordu ama Rim pek dikkat edemediği için ne dediğini anlamamıştı. Ama emindi, yine savaşla ilgili haykırıyordu San. Toplardan kaçmayı gayet iyi beceriyordu. Eğildi ve toplardan biri kitaba denk gelip onu Rim'in yanına düşürdü. Kız kahkaha atarak yerdeki topu alıp çocuğa fırlatırken "Kütüphaneni katletiyorsun kötü komutan." diye ciyakladı. Yanında yerde ters yatan kitaba baktı gülerek.
Cho Hye Rim- II. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 56
Lakap : Görünmez.
Geri: The Comics and Girl.
Topları hızla atmanın etkisi ile enerjisi bitmiş pile dönmüştü. Kolları yana düştü ve ayaklarını sürüyerek masaya doğru ilerleyip kendisini sandalyeye attı. Kolları sızlamaya başlamıştı. Neredeyse tenis topları atan o garip makineler gibi hissetmişti kendisini. Ayaklarını masaya doğru uzattı ve masanın üzerinde ki bardaklara baktı ama hiç birinde bir damla kahve yoktu. Ya da enerji içeceği. Belki de NormAliens markalı garip yeşil içecek. Dilini ağzından dışarıya çıkardı ve bir ölü gibi sandalyeye yaslandı. Resmen köpekleri andıracak şekilde ağzından nefes alıyor gibi görünüyordu. Öksürdü ve gözlerini aralaıp etrafa baktı ama kızdan hiç bir iz yoktu. Korkuyla doğruldu ve arkasına baktı. Bir kez daha Hyerim tarafından korkutulmak istemiyordu kesinlikle. Yavaşça sandalyeden kalktı ve kafasını kaşıyarak etrafa göz gezdirmeye devam etti. Seslense pek işe yaramazdı ne olsa kız duymuyordu. Gene iş başa düştü. Ellerini ceplerine soktu ve kütüphanede gezinmeye başladı. Ara ara da omzundan geriye bakıyor ve bir korkultma tehdidi daha yaşamamak için arkasını kolaçan ediyordu. Açık kitap raflarının arasından geçen karaltıyı fark ettiğinde raflara doğru yaklaştı ve gözleri ile diğer tarafa baktı ve tam o anda aniden Hyerim'in gözleri ile karşılaşınca bir kez daha hızla geri çekildi. Bu kız cadılar bayramında muhtemelen birilerini korkudan öldürüyor olmalı. Şeker veya Korku?!
Ahn Seung San- Anyang Kütüphane Görevlisi
- Mesaj Sayısı : 9
Lakap : Seungsan-Ah
Geri: The Comics and Girl.
San'ın pes edip sandalyesine kurulduğunu gördüğünde aklındaki şeytanı fikir bir kere daha kendisini gösterdi. Fısıldayamıyordu, ne de olsa duyamıyordu Rim. Parmak uçlarında kitaplıkların arasına karıştı ve San'ı görebileceği bir yere geçti. Hadi ara beni, seni uzaylı korkak, diye iç geçirdi gülerek. Onu korkutmak hobileri arasındaydı. Çocuğun surat ifadelerini çok seviyordu. Zaten mimikleriyle konuşan insanları çok seviyordu, San onların double versiyonuydu. Çocuk sonunda etrafta kendisinin yokluğunu anlamış olmalıydı ki ayağa kalkmıştı. Rim dikkatlice onu izliyordu. Bir yandan ses çıkarmamaya çalışıyordu. Eğer ses çıkarırsa kendisi duymaz ve çocuk duyup bütün korkutma planları suya düşerdi. Artı San sayesinde birilerini korkutmak hobileri arasına girmişti Rim'in. Dudaklarını birbirine bastırıp sabırsızca çocuğun kendisine doğru yaklaşmasını bekledi ve beklenmeyen bir anda çocuğun yan tarafına dikildi. Yine olmuştu. Ahn Seung San korkmuştu. İçen kahkaha atıyordu Rim ama dudaklarını birbirine bastırmıştı. Eğer San'ın yüzüne karşı gülerse çocuk ikinci defa korkutulmanın hıncını daha kötü çıkarabilirdi. Çocuğun çatılan kaşlarını görünce sevimliliğini kullanarak affedilmeyi bekledi. Çocuğun koluna yapıştı ve sarkıttığı dudağıyla yüzünü sevimli hallere soktu. "Oppa! Bana kızmazsın sen. Seversin beni." Kolay kolay San'a oppa demezdi. Ama kendisini affettireceği ya da bir şeyi isteyeceği zaman derdi. Başını minik bir kedi gibi çocuğun koluna sürtüyordu.
Cho Hye Rim- II. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 56
Lakap : Görünmez.
Geri: The Comics and Girl.
Kızın kendisine bakan kedicik bakışları ve Oppa demesi ile içi erimişti. Bu kızı kardeşi gibi seviyordu kesinlikle. Koluna kedi gibi sürtünmeye devam eden kıza sarıldı ve yüzünü görebileceği şekilde eğilerek "Tamam. Affediyorum seni." diyerek gülümsedi. Hyerim'in de ona gülümsemesi ile kolunu kızın omzuna attı ve masaya doğru ilerlemeye başladılar. Aslında belli etmesede kıza acıyordu. Hatta arada sırada tüm paralarını çizgi romanlara yatırana kadar onun tedavisi için bir şeyler bulup harcamıyorsun diyordu. Herşeyin tedavisi vardır. Hyrerim'de yeniden duymaya başlayabileceği bir tedavi. Arada kızın gözlerine oturan hüznü görebiliyordu ve bu da kötü hissetmesine neden oluyordu. Halasının tüm peruklarını, kostümleri, ayakkabılarını satsa -ki satamazdı- tedavi masrafını karşılayabilirdi muhtemelen. Belki de halasına acıklı bir hikaye olarak bu olayı abartarak anlatmalıydı. Ne de olsa halası duygularına düşkün dul bir kadındı öyle değil mi? Belki de tüm eşyalarından vaz geçebilecek kadar onu gaza getirebilirdi. Denemeye değer. Kızın saçlarını karıştırdı ve yeniden sandalyesine kuruldu. "Karnın falan aç mı? Benim ki gerçekten tüm evreni yiyebilir." derken iki eli ile karnını ovuşturdu.
Ahn Seung San- Anyang Kütüphane Görevlisi
- Mesaj Sayısı : 9
Lakap : Seungsan-Ah
Geri: The Comics and Girl.
Beraber masaya kurulduklarında çocuğun ağzının açıldığını gördüğünde hemen bakışlarını oraya yoğunlaştırdı ve yavaşça söylediği şeyleri anladı. Acıktığını söylüyordu. Zaten onun duymadığını anlamamaları için her an insanların ağzını kontrol etmek zorunda kalıyordu. Eğer bir kaçırdı mı duyamadığı için ya umursamaz olurdu ya sağır olduğu anlaşılırdı. Bu çocuk hep aç! Ama bende öyleyim. Gülümsedi ve karşısındaki sandalyede oturan çocuğun koluna vurdu. "Sannie.." kimseye işi düşmedikçe 'oppa' demezdi. Özenti bulurdu o kelimeyi. Sadece sevimlilik yaparak bir şey isteyeceği zaman söylerdi. Ki zaten bir tek oppa kelimesini de Seung San'a derdi. "Seni o koca midene ben bile sığarım." dedi ve çocuğun ona sahte kızmış gibi olan yüzüne dil çıkardı. Çocuk yanındaki sandalyede olan çantasını aldı ve içini karıştırmaya başladı. "Ahh hala bebek gibi evden kendi yemeğini mi getiriyorsun? Bari beslenme çantanda var mı?" dedi alayla. Çocuk Öldün sen, bakışlarını yapıp çantasını karıştırmaya devam ettiğinde çocuğun çantasına uzandı ve sırt çantay kaptığı gibi kendi kucağına yerleştirdi. Tanrı bazı şeyleri aldığında diğer güçlerle dengeliyordu insanı. Duyma yetisini kaybetmişti ama koşma-güç ve resimde ilerletmişti. Çocuğa bakmadığı için onun ne dediğini -yani bir şey diyordur elbet- okuyamıyordu. Çoçuk her zaman güzel yemekler çıkartırdı çantasından. Daha tanışmadan önce Seung evden getirdiği kurabiyeleri yiyerek çizgi romanını okurken Rim'de ödev yapıyordu ama çok acıkmıştı. Kantine gitmeye de üşendiği için gizlice kurabiyelerden bir kaçını çalmaya yeltenmişti ama tabi Seung onu yakalayınca hem sağır olduğunu garip bir şekilde anlamış hem de arkadaş olmuşlardı.
RP SON
RP SON
Cho Hye Rim- II. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 56
Lakap : Görünmez.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz