1# I Love You
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
1# I Love You
Wang Mei Jia & Woo Jong Jin
- Ağlamaktan gözleri şişmişti. Neden ağladığına dahi anlam veremiyordu ama acı çekiyordu bir taraftan. Ama buna anlam veremiyordu. Jae öylece onu terk etmişti. Gerçekten birlikte olmadığımız için mi? Ya da... Acaba o dedikodular yüzünden mi?... Ellerinin tersi ile ıslak yanaklarını sildi. Aslında Jae'nin peşinden gidecekti. Nedenin bu olmadığını biliyordu? Aslında nedenini biliyordu. Kesinlikle o dedikodular yüzünden olduğundan emindi. Kalbini kırmış olmalıyım! O bunu hak etmiyordu. Yön duygusunu kaybetmişti. Yanından öylece geçen öğrenciler ona tereddütlü bakışlar atıyor ve uzaklaşıyorlardı. Hızlı adımlar ile Hera Yatakhanesinden çıktı ve etrafa baktı. Kar tabakası halen okulun bahçesini kaplıyordu. Gözlerinden öylece boşalan yaşlara aldırmadan yürümeye devam etti ve öylece Zeus Yatakhanesine daldı. Jae ile sevgili olmasının etkisi ile kendisini sıklıkla okul maçlarında bulmuştu ve bu sayede futbol takımı ile de tanışmıştı. Oyunculardan birkaç tanesi yanından kıkırdayarak geçiyordu. Benimle oyun oynamadı! Hayır! Bana bakışları fazla aşkla doluydu. Öyle değil mi? Belki de oldukça iyi bir oyuncudur. İlerlemekte olduğu koridoru fark ettiğinde duraksadı.
Bir numaralı odayı görebiliyordu. Kendi kendine buraya geldiğine şaşırdı. Aslında bir kaç gün önce o dükkanda yaşadıkları... Konuşmaları. İyiliği için Jia'dan uzak durması... Derin bir nefes aldı ve ilerlemeye devam etti. Yalnız olmasını umut ediyordu. Aslında ne yapacağını bilmiyordu ve emindi. Yeni bir dedikoduya zemin hazırlamak üzereydi. Kapının önünde durdu ve derin bir nefes alıp birkaç kez kapıya hızla vurdu. İçeriden ses gelmiyordu. Kapıyı açanda yoktu. Lütfen. Kapıya bir kez daha vurmaya hazırlanırken kapıyı hızla açıldı ve karşısında yarı uykulu Jin'i gördü. Saatin neredeyse öğle olduğundan emindi. Hoş haftasonuydu ve muhtemelen öğleye kadar uyumayı hedefliyordu. Hafifçe boğazını temizlerken Jin'in bakışları görmezlikten geldi ve içeriye girmeye çalıştı. Jin'de geri çekilmek zorunda kalmıştı. Bir taraftan kapıyı kapatırken bir taraftan da odaya göz gezdirdi. Yong Yoo burada değil. Güzel. Aslında Jin'in karşısına kesinlikle böyle çıkmak istemiyordu. Muhtemelen gözleri şişmişti ve kızarmıştı. Yanaklarında halen göz yaşlarının bıraktığı ıslaklığı hissedebiliyordu ve saçları da gerginliğinden dolayı elektriklenmiş ve kabarmıştı. Parmakları ile umursamazca oynadı ve halen öylece baygınlıktan şaşkınlığa dönüşen gözler ile onu inceleyen Jin'e baktı. Ne söyleyebiliceğini düşünüyordu ama düşünceleri karman çormandı ve konuşmak istediğinden pek emin değildi. Sadece sessizlik istiyordu. Bir de Jin'i. Büyükçe bir adım attı ve Jin'in oldukça yakının öylece önünde durdu. Kısa bir anlığına gözlerini, Jin'in gözlerine dikti. Neredeyse bayılacağını hissediyordu. Bacaklarının hakimiyetini kaybedebilirdi bu yüzden kollarını açtı ve Jin'e sarıldı öylece. Başını Jin'in göğsüne yasladı ve gözlerini kapattı. Vücudunda ki gerilimin kat be kat azaldığını hissediyordu. İç geçirdi. Birkaç dakika öncesine kadar Jae için ağlıyordu ama şimdi ona önem verdiği bile söylenemezdi. Sadece Jin'in yanında olmak istiyordu. Kendisine aşkla bakmasını, öpmesini istiyordu. Diğer hiç bir şey önemli değildi artık gözünde.
Wang Mei Jia- III. Sınıf | Aşçılık Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 234
Lakap : Qiàn ~
Geri: 1# I Love You
Geç vakte kadar yatmak paha biçilemez bir fırsattı aslında ve o da bunun farkındaydı.Yine başının altına hafifçe soktuğu sol koluyla başının biraz yüksekte olmasını sağlamıştı.Göz kapakları buruş buruş,hatta garip bir şekilde yapışmış gibiydi,yavaşça uykunun çekiciliği vücudundan ayrılsa da halen deli gibi uyumak istiyordu.Yatağın kenarından aşağıya savrulan elini kaldırıp hafif ince gri bir tişörtün sardığı vücudunu,daha doğrusu karnını yavaşça kaşıdı.Rahatsız olmuştu bu kaşıntı hissinden.Kurumuş dudaklarını yalarken sol kolunu özgürlüğe kavuşturup hız ve sitemle dolu bir şekilde doğruldu.Elini saçlarının arasında gezdirirken uyumaklı yüz ifadesi yerini sitemli bir ifadeye bırakıyordu.Resmen uykusu ansızın uçup gittiğinden ağlayabilecek durumdaydı.Yatağın üstünde kıvrılmış olan bacağını düzeltip yere bastırdı.Evet uyuşmuş gibiydi.Ayağa kalkmaya hazırlanırken kapının çalınması ile duraksadı.Yong Yoo?Oda arkadaşı bu saatlerde yurtta pek gezmedi,yani en azından öyle biliyordu.Düşünmeye dalmışken kapının tekrara çalınması ile yataktan kalktı.Rahatsız edilmekten hoşlanmıyordu,uyumasa da en azından yatağında yatıp dinlenecekti.Eliyle gözlerini ovarken hızlıca kapıyı açtı.Ovuşturmanın etkisi ile gözleri kısa bir süreliğine bulanıklaşmıştı fakat yine de karşısında duran sarışını seçebiliyordu.JIA?:...Evet cidden o olmalıydı.Ama burada ne arıyordu?Kızın yüzüne şaşkın şaşkın bakarken kızın içeriye doğru bir adım atması ile geri çekildi.Adeta donmuş kalmış gibiydi,bir tepki göstermiyordu.Hissettiği tek şey şaşkınlık ve tedirginlikti.Jia onun odasındaydı çünkü....
Şaşkınlıktan büyümüş olan gözlerle Jia'yı süzdü.Neden buraya geldin?Bir ses çıkarmaya yeltenemiyordu,kız yanı başında belirince sadece çok kısık bir sesle onun ismini söyleyebilmişti.Belki o bile kendi sesini duyamamıştı.Dikkat etmemişti çünkü vücuduna sarılan Jia'nı varlığı ile bir şok daha yaşamıştı.Kızın kollarının beline dolanmasıyla içindeki şaşkınlık daha da büyümüştü.Bu...evet bu çok aniydi.Jin ne yapacağının farkında bile değildi.Göğüs kafesi patlayacak gibiydi,kızın kalp atışlarını duymasını istemiyordu ama duymak için o kadar iyi bir konumdaydı ki...Zorla yutkunup kızık sesle de olsa bir şeyler mırıldandı;''Mei Jia...''Bundan daha fazlasını demek zordu kedinlikle,kısa bir süreliğine gözlerini yumdu.Yavaştan burnuna gelen kızın kokusunu duyabiliyordu,yüzündeki haz ifadesi gittikçe büyüdü ve gözlerini açtı.Jia hala aynı pozisyondaydı,ve Jin'in kolları da boştaydı.Kollarını yavaşça kaldırıp kızın sırtına doğru götürdü,istemsizce yapıyordu bunları,sanki kendiliğinden oluyordu.Yavaşça ona dokundu,hoş bir histi bu,çok hoş...Gittikçe sarılmaya başlıyordu ona,her seferinde daha da kavrıyordu kızın vücudunu.Kollarıyla onu iyice sarmaladı,rahatlamıştı biraz sanki.Derin bir nefes çekti.Ona bu kadar yakın olmak iyi hissetmesini sağlamıştı.Jia odaya ilk girdiğindeki şaşkınlığı yok olmuştu,şuan sadece kıza sarılıp kimsenin görmediği bir yerde ona olan özlemini gidermek istiyordu.
Şaşkınlıktan büyümüş olan gözlerle Jia'yı süzdü.Neden buraya geldin?Bir ses çıkarmaya yeltenemiyordu,kız yanı başında belirince sadece çok kısık bir sesle onun ismini söyleyebilmişti.Belki o bile kendi sesini duyamamıştı.Dikkat etmemişti çünkü vücuduna sarılan Jia'nı varlığı ile bir şok daha yaşamıştı.Kızın kollarının beline dolanmasıyla içindeki şaşkınlık daha da büyümüştü.Bu...evet bu çok aniydi.Jin ne yapacağının farkında bile değildi.Göğüs kafesi patlayacak gibiydi,kızın kalp atışlarını duymasını istemiyordu ama duymak için o kadar iyi bir konumdaydı ki...Zorla yutkunup kızık sesle de olsa bir şeyler mırıldandı;''Mei Jia...''Bundan daha fazlasını demek zordu kedinlikle,kısa bir süreliğine gözlerini yumdu.Yavaştan burnuna gelen kızın kokusunu duyabiliyordu,yüzündeki haz ifadesi gittikçe büyüdü ve gözlerini açtı.Jia hala aynı pozisyondaydı,ve Jin'in kolları da boştaydı.Kollarını yavaşça kaldırıp kızın sırtına doğru götürdü,istemsizce yapıyordu bunları,sanki kendiliğinden oluyordu.Yavaşça ona dokundu,hoş bir histi bu,çok hoş...Gittikçe sarılmaya başlıyordu ona,her seferinde daha da kavrıyordu kızın vücudunu.Kollarıyla onu iyice sarmaladı,rahatlamıştı biraz sanki.Derin bir nefes çekti.Ona bu kadar yakın olmak iyi hissetmesini sağlamıştı.Jia odaya ilk girdiğindeki şaşkınlığı yok olmuştu,şuan sadece kıza sarılıp kimsenin görmediği bir yerde ona olan özlemini gidermek istiyordu.
Woo Jong Jin- III. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 334
Yaş : 31
Lakap : slybody
Geri: 1# I Love You
Öylece durmuş Jin'e sarılmaya devam ediyordu. Uzun süre böyle kalabileceğinden kesinlikle emindi. Dış dünyadan uzakta. Arkadaş problemleri, dersler, aile hiç biri umurunda değildi. Sanki hepsi geride kalmıştı ve önem vermeye değmezdi. Jae'e hakkında üzüntüsü dahi silikleşmiş yok olmaya yüz tutmuştu Jin'in yanında. Bir nevi uyuşturucu etkisi yapıyordu duygularında Jin. Sorunlar halen varlığını sürdürüyordu ama belli bir süre için önemsiz , üzerlerine sis perdesi çekilmiş konulara dönüşüyorlardı. Gözleri kapalıydı ve sıkıca Jin'e sarılmaya devam ediyordu. Jin'in dudaklarından dökülen ismini duyduğunda dudakları hafifçe yukarıya doğru kıvrıldı. İsmini söylemesinden hoşlanıyordu bir nevi. Bir süre sonra vücudunda hissettiği Jin'in elleri ile gözlerini araladı. Kendisini sıkıca sarması yanaklarının kızarmasına neden olmuştu. Oysa neredeyse dakikalardır kendisi Jin'in vücuduna yapışık bir vaziyette sıkıca sarılırken utanç değil sadece huzur ve birkaç kalp çarpıntısı yaşamıştı ama Jin'in onu kollarının arasına alması kalp atışlarını ikiye katlamış ve göğsünde patlama hissi uyandırmıştı. İstemsizce yüzüne geniş bir gülümseme yayıldı. Huzurlu bir biçimde iç geçirirken birkaç dakika öncesine daha iyi hissetiğinden emindi.
Ne kadar süre öylece ayakta durup sarıldıklarını hesaplayamamıştı ama giydiği topuklu botları kısa sürede ayaklarının sızlamaya başlamasına neden olmuştu. Sıkıntıyla gerildiğinde vücudunu hareket etmek zorunda kalmıştı ve tam o anda Jin ondan tereddütlü bakışlar ile uzaklaşırken neredeyse düşecekti. Sessiz bir biçimde homurdandı ve Jin'in kolunu sarıp kendisini yatağa oturtmasını bir gözlemci olarak bıkkın bir tavırla izledi. Yumuşak yatağa oturduğunda ayaklarını ileriye uzatmıştı. Topuklu botlar giymekten vazgeçmeliyim. diye düşünürken yatağın yanında öylece dikilen Jin'e gözlerini devirerek baktı ve iki eli ile Jin'in elini kavrayıp yatağa oturmasını sağladı. Hiç konuşmuyorlardı ve Jia bunu pek sorun etmiyordu. Sessizlik içinde sadece yan yana olsalarda yeterdi ona. Başını Jin'in omzuna yaslarken, elleri ile halen Jin'in elini tutmaya devam ediyordu. Kendisinde bunun bir alışkanlık yaratacağından adı gibi emindi. Adeta bir sülük gibi koluna yapışmış, elini sıkıca tutuyordu. Ssanki Jin ile temas etmese buharlaşıp havaya karışacak gibiydi.
Wang Mei Jia- III. Sınıf | Aşçılık Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 234
Lakap : Qiàn ~
Geri: 1# I Love You
An hızlanmaya başlamıştı biraz da olsa.Buna sevinse mi üzülse mi kestiremiyordu. Jia'dan ayrıldığında bir boşluk hissetti.Ne kadar zamandır ona sarılıyordu?Böyle hissettiğine göre baya olmalıydı.Tepkisizce Jia ile hareket edip yatağının başına dikildi.Yatağı gördükçe uykusu tekrar bastırmaya başlıyordu. Jia'nın onu yatağa oturtması üzerine öce biraz şaşırdı,fakat buna devam etmedi.Jia'nın ellerini sıkı sıkıya kavramıştı.Bu an...romantik miydi?...Nasıl bu hale gelebildiğini düşünüp hafifçe sırıttı.Sanki alay ediyormuş gibi bir havası vardı,ama tabi öyle değildi.Jia omzundan başını kaldırınca bacaklarını kendine çekip Jia'nın arkasına doğru uzandı.Halen yatabilmek için yatakta boş yer vardı.Oldukça huzurlu hissediyordu.Bacaklarını boş yere doğru uzatıp derin bir nefes aldı.Beyni,bedeni sanki uyuşmuştu.Gözlerini hafifçe yumdu,halen Jia'nın hareket etmediğinin farkındaydı.İçten içe Jia'nın onun yanına uzanmasını istiyordu elbette ki,fakat bir ses çıkarmadı.Tatlı bir sarhoşluk sarmıştı vücudunu,garip garip gülümsediğinin farkındaydı.Gözünü hafifçe aralayıp elini biraz önce bırakmış olduğu Jia'nın eline götürdü.Nazik olmaya çalışarak onun elini avucunun içine aldı.Hiç konuşmadan her şey daha iyiydi.Çünkü beyni durmuyordu,şimdi sadece kalbinin ona emrettiklerini gerçekleştiriyordu.
''Garip öyle değil mi?...''Gözleri kapalıydı,yorgun hissediyor fakat uyuyamıyordu.Sanki Jia'nın varlığı sarhoşlaşıp yorgun hissetmesine neden oluyordu.Kızın ses çıkarmamasının ardından devam etti;''Oldukça...''Ağlamaklı bir ses tonu vardı.Ben üzgünüm havası yaratıyordu. Jia belki onu anlamıyordu,bu oldukça mümkün bir şeydi.Gözlerinin kapalı olmasından memnundu,hiç bir şeyi belli etmiyordu çünkü gözleri.İçine derin bir nefes aldı.Lanet olsun...Sessiz kalmaktan hoşlanmıyordu ama böyleydi,hiçbir şeyi açık açık söyleme cesareti kendinde yoktu.Hem şuan Jia'ya karşı hissettiği şeylerin anlamını da çıkaramıyordu.Sadece Ortaokul yıllarında hayranlık duyduğu bir kız vardı.Canı gibi koruduğu bilekliğini de o vermişti tabi.Fakat o kıza hissettiği hislerle Jia'ya olan hisleri aynı değildi.Emin olamamaktan nefret ediyordu.Bu hislere yabancıydı...
''Garip öyle değil mi?...''Gözleri kapalıydı,yorgun hissediyor fakat uyuyamıyordu.Sanki Jia'nın varlığı sarhoşlaşıp yorgun hissetmesine neden oluyordu.Kızın ses çıkarmamasının ardından devam etti;''Oldukça...''Ağlamaklı bir ses tonu vardı.Ben üzgünüm havası yaratıyordu. Jia belki onu anlamıyordu,bu oldukça mümkün bir şeydi.Gözlerinin kapalı olmasından memnundu,hiç bir şeyi belli etmiyordu çünkü gözleri.İçine derin bir nefes aldı.Lanet olsun...Sessiz kalmaktan hoşlanmıyordu ama böyleydi,hiçbir şeyi açık açık söyleme cesareti kendinde yoktu.Hem şuan Jia'ya karşı hissettiği şeylerin anlamını da çıkaramıyordu.Sadece Ortaokul yıllarında hayranlık duyduğu bir kız vardı.Canı gibi koruduğu bilekliğini de o vermişti tabi.Fakat o kıza hissettiği hislerle Jia'ya olan hisleri aynı değildi.Emin olamamaktan nefret ediyordu.Bu hislere yabancıydı...
out:çok poğ oldu şpkljj.
Woo Jong Jin- III. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 334
Yaş : 31
Lakap : slybody
Geri: 1# I Love You
Elinin tersi ile yanaklarında ki ıslaklığı sildi. Ağlamak yok. Jin'in yanındasın. Yüzüne hafif bir tebessüm yayılırken vücudunu yavaşça geriye doğru yatırdı ve Jin'in yanına uzandı. Gözleri ile Jin'i izliyordu. Yorgun olmalı. Onu uyandığının farkındaydı bu yüzden küçük çaplı bir huzursuzluk yaşadı ama pekte üzerinde durmadı. Yavaşça Jin'e doğru vücudunu döndürdü ve istemsizce boşta kalan eli ile yüzünü kavradı. Aslında kavramak denemezdi. Elini Jin yüzünde gezdiriyordu. Saçlarında, elmacık kemiklerinde, dudaklarında... Soyunma odasında kendisini öptüğü an zihnine doldu. Halen daha hatırladıkça vücudunu ateş basıyordu ve istemsizce tebessüm ediyordu. Onu öylece bırakıp uykusuna devam etmesini sağlayabilirdi. Hatta kendisi de yanında uyuyabilirdi ama... "Jin... Yılbaşı için ne düşünüyorsun?... Yani ne yapacaksın? Komite şimdiden parti hazırlıklarına başladı. Bende Aşçılık Kulübü ile uğraşıyorum. Bir dolu hindi yapmamız gerek. Partide olacam." Jin'in de orada olmasını istiyordu kesinlikle. Her ne kadar TJ ile de kalabilirdi. Şu son birkaç haftada TJ ile doğru düzgün hiç konuşmamıştı bile. Oysa ikisi de bir dolu şey yaşamışlardı. Elini Jin'in yüzünden yavaşça indirdi ve göğsünde dolandırmaya başladı.
"İstersen gelme. Normal bir parti işte. Sadece bol kırmızı ve yeşil. Punchlar. Tabi komite halen düzenleme yapıyor. Muhtemelen ilginç bir kaç şey daha ekleyeceklerdir." Çok konuştuğunu düşünerek sustu ve sessiz kalmaya çalıştı. Belki kendisi de partiye katılmazdı. Sadece Aşçılık Kulübünün yemekleri temin etmesini sağlardı. Birkaç tane de hindi yerdi. Sanırım. Sonra yurt odasında zaman öldürebilirdi. Ya da Jin'le beraber. Ama Jin'e sakız gibi yapışmak istemiyordu. Hem okulda dedikoduluk konuda olmak istemiyordu. Hoş muhtemelen çoktan Jae'den ayrılıp, Jin'in odasına giden kız olarak damgalanmış olmalıydı. Jae terk etmişti onu tabi. Hoş içi rahatttı ama Jae'nin acı çekmesini istemiyordu. Belki de benle gerçekten oyun oynadı. Kendisi de onunla oyun oynamıştı bir nevi. Jin'i izliyordu, hatta takip ediyordu. Her fırsatta Jin ile karşılaşmaya çalışıyordu ve Jae'nin kendisine yönelik davranışlarına tepki dahi vermiyordu. Jae lütfen iyi ol. Hatta benimle gerçekten oyun oynamış ol. Yoksa bunu kaldıramam. Tanrım! Her şey benim suçum. Aptal Jia. Huzursuzca kıpırdandı. Kesinlikle vicdan azabı duyuyordu ama... Bir taraftanda Jae'nin onu terk etmesine içerliyordu. Her şekilde Jin'e karşı bir şeyler hissediyordu. Sanırım. Evet. Ama Jae'e de bir şeyler hissetmişti. Hayatında karşılaştığı en romantik- Tabi kendisi ile oyun oynadığını dile getirdiğine göre hepsi roldü. Ama iç sesi hiçbirinin rol olmadığını söylüyordu ve onu kırdığını dile getiriyordu. İyi halt yedin Jia. Birini mutlu ediyim derken resmen kırdın onu. En kısa zamanda Jae ile konuşmama gerek. İçimde ki bu sıkıntıyı atmalıyım. Düşüncelerinden sıyrılmayı umut ederek derin bir nefes aldı ve gözlerini kapattı. Belki de Jin ile uyuyabilirdi. Bu durumda kısa da olsa huzurlu bir zaman geçirirdi.
Wang Mei Jia- III. Sınıf | Aşçılık Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 234
Lakap : Qiàn ~
Geri: 1# I Love You
Jia'nın elinin yüzünde hissetmek garip gelmişti ona.Belki de başka hiç bir kadın onun yüzüne dokunmamıştı.Evet belki de annesi de dahil...Garip olsa da sevmeye başlamıştı bunu yavaş yavaş.Kızın söylediklerine kulak asmadı.Şu aptal diye nitelendirdiği partilerden bahsedip de hissettiği haz kaybolsun istemiyordu. Jia'nın eli göğsüne değince duraksayıp yutkundu.Bir erkek garip olabilirdi belki bu,ama yine de yüzü biraz yanmaya başlamıştı.Evet utanıyor olabilirdi,ama o sonuçta Jia'idi.Ve Jia da Jin'in bir çok zayıf yanını görmüştü.Daha fazlasını görse bile bu Jin'in umurunda olmayacaktı.
Gözlerini aralayıp yüz yüze olduğu Jia'ya gülümser bir halde baktı.Evet yanında sevdiği kişiyi gördüğünden gözleri parlıyordu.Biraz önceki sorunlu emo halinden biraz kurtulmuştu.Gözlerini yumup elini kızın beline attı.Başta hafif bir dokunuş olsa bile zaman geçtikçe daha da sıkılaşıyordu .Kızı yavaşça kendine çekme çabasındaydı.Sonuçta Jia'yı kendine daha fazla çekmeyi başarmıştı,gözlerini araladı ve burun buruna olduğu Jia'ya bakıp onun dudaklarına küçük,masum bir öpücük kondurdu.Bundan aldığı haz bile bir çok şeye değerdi.Bu kızdan cidden hoşlanıyor olmalıydı,çünkü çoktan şimdiye kadar yapma cesaretinde bulunmadığı şeyleri yapmaya başlamıştı.
''Wǒ ài nǐ'' Zayıf güçsüz bir ses tonu vardı,ama sözlediği şeyler Jia için önemli olmalıydı.bu ırkçı yapısına rağmen Çince bir kaç kelime öğrenme çabasına girmiş,hatta cidden bir kaç şey kapmaya başlamıştı.sonunda bunları diye getirebilmişti.Gözlerini yumdu,daha fazlası için cesareti yoktu.''Uyumak istiyorum.'' diye mırıldanıp Jia'ya sarıldı.Ona temas etmekten hoşlanıyordu,belki de onun sıcaklığını seviyordu. Jin'in kalbine ısıtan da Jia idi zaten,Jia'nın sıcaklığı...
RP SONU
Gözlerini aralayıp yüz yüze olduğu Jia'ya gülümser bir halde baktı.Evet yanında sevdiği kişiyi gördüğünden gözleri parlıyordu.Biraz önceki sorunlu emo halinden biraz kurtulmuştu.Gözlerini yumup elini kızın beline attı.Başta hafif bir dokunuş olsa bile zaman geçtikçe daha da sıkılaşıyordu .Kızı yavaşça kendine çekme çabasındaydı.Sonuçta Jia'yı kendine daha fazla çekmeyi başarmıştı,gözlerini araladı ve burun buruna olduğu Jia'ya bakıp onun dudaklarına küçük,masum bir öpücük kondurdu.Bundan aldığı haz bile bir çok şeye değerdi.Bu kızdan cidden hoşlanıyor olmalıydı,çünkü çoktan şimdiye kadar yapma cesaretinde bulunmadığı şeyleri yapmaya başlamıştı.
''Wǒ ài nǐ'' Zayıf güçsüz bir ses tonu vardı,ama sözlediği şeyler Jia için önemli olmalıydı.bu ırkçı yapısına rağmen Çince bir kaç kelime öğrenme çabasına girmiş,hatta cidden bir kaç şey kapmaya başlamıştı.sonunda bunları diye getirebilmişti.Gözlerini yumdu,daha fazlası için cesareti yoktu.''Uyumak istiyorum.'' diye mırıldanıp Jia'ya sarıldı.Ona temas etmekten hoşlanıyordu,belki de onun sıcaklığını seviyordu. Jin'in kalbine ısıtan da Jia idi zaten,Jia'nın sıcaklığı...
RP SONU
Woo Jong Jin- III. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 334
Yaş : 31
Lakap : slybody
Similar topics
» Love me,love me.
» Friend or Love?
» [# Jay's Home ] in the name of love.
» @mika.love
» love you all night long
» Friend or Love?
» [# Jay's Home ] in the name of love.
» @mika.love
» love you all night long
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz