[# Jay's Home ] in the name of love.
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
[# Jay's Home ] in the name of love.
Okul çıkışında onun önünü fazla pahalı olmayan arabasıyla kesmiş ve tek bakışıyla arabaya binmesini sağlamıştı. Böyle yaptırımları olan bir erkekti Jay. Arabada tek bir kelime etmeden yola bakmıştı. Eve vardıklarında üstündeki ceketi askılığa doğru savurdu hızlı bir hareketle. Asma zahmetinde bile bulunmamıştı. Kafası karışık sayılmazdı Weo gibi. Kendisinden oldukça emindi an itibariyle. Üstündeki boynunu olduğu gibi açıkta bırakan kazak yüzünden boynunun buz kestiğini hissediyordu. Üstelik sekizinci katta oldukları için esintiden etkileniyordu. Yine de kırılgan bir erkek olduğu hiç mi hiç söylenemezdi. Dişlerini sıktı sinirle. Her ne kadar Weo' ya bağırmamış olsa da fazlasıyla sinirliydi. Ona bir şey yapmamak için kendisini zor tutuyordu. O kadar sıkıyordu ki kendisini, boynundaki damarlar bile ortaya çıkmıştı. Elindeki dosyaları masanın üstüne savurdu sert bir şekilde. Sinirini eşyalarından çıkardığı bile söylenebilirdi. İstediklerini elde edecekti ve istediği bir şey varsa o da kesinlikle Weo' ydu. Jay' in olmaktan başka hiçbir çaresi yoktu Weo' nun. Elini ensesine götürdü sakinleşmek istercesine. Başaramamıştı, sakinleşememişti. Hızla Weo' ya dönerek elini sertçe boynuna koydu ve gözlerini onun gözlerinin hizasında tuttu. " Bundan sonra burada kalacaksın. Anladın mı? Geceleri buradan başka hiçbir yere gitmeyeceksin. " Emir vermiyordu, kesinlikle bir emir değildi. Bu daha çok kadim bir buyruktan farksızdı. Tamam, kurallarına uymasa onu öldürecek değildi. Sadece fazlasıyla sert baktığı için Weo bu buyruklara uymak zorundaydı. Ardından gülümsedi yavaşça. Elini onun boynundan çekerken onun yüz ifadesine bakmak istememişti, o ifade her zaman kendisini zor durumda bırakıyordu. Hemen yumuşamak istemiyordu ona karşı. En azından kendisini bir daha terketmeyecek kadar sert bulmasını istiyordu kendisini. Mutfak ile salon aynı odada olduğu için onun görüş açısından çıkmamıştı. Elini yıkayarak kuruladı ve arkasını döndü. Kalçasını tezgaha yaslamıştı. " Ne yemek istersin? " diye mırıldandı baştan çıkarıcı bir gülümsemeyle. Az önceki sert tepkisini affettireceğinden emindi.
Choi Jae Ki- Rap Öğretmeni
- Mesaj Sayısı : 52
Lakap : Jay, Great Teacher Jay a.k.a GTJ
Geri: [# Jay's Home ] in the name of love.
Sabah yaşadığı şoktan sonra Jay ile konuşma fırsatı olmamıştı. Onu ne zaman görse öğrencilerle birlikte ya bir şeyler yapıyor ya da diğer öğretmenlerle konuşuyordu. Kendisi ise genelde terasa çıkıp kahve komasına girmeyi tercih etmişti. Dersleri boyunca öğrencilere pek sataşmamaya çalışmıştı üstelik. Okuldaki Çinlilere karşı biraz daha cana yakın davranıyordu. Çinli kızlara ayrı bir zaafı olduğu su götürmez gerçekti. Yine de tüm gün boyunca aklından o çıkmamıştı. Okul çıkışı olmasına rağmen onu düşünüyordu. Eve gitmiş midir? Nerede oturuyor acaba? Pfft. Yavaş adımlarla lisenin çıkışına doğru gidiyordu. Ne kitap vardı elinde ne de başka bir şey. Üstelik öğretmene de hiç benzemiyordu. Gözleri farkında olmadan Jay'i arasa da bunu kendisine yediremiyordu. Tamam sabah aralarında bir şey geçmişti, onu öpmüştü; hatta baştan çıkarmaya çalışmıştı ama bu ona döneceği anlamına gelmiyordu. Ciğerlerindeki bütün nefesi verdi. Düşüncelere dalmıştı. Son zamanlarda sık sık yapıyordu bunu. Büyüdüğünün göstergesi miydi, yoksa cidden aklı çok mu doluydu kararsız kalmıştı. Elini tam sigara paketinin olduğu cebine sokmuştu ki önünde aniden duran arabayla başını kaldırdı. Göz göze geldiği kişi karşısında nefesi kesilmişti. Hala alışamıyordu onun bu yaptıklarına. Elini cebinden çıkararak arabaya doğru yürüdü. Kapıyı açıp bindi seri bir şekilde. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Yalnızca ondan çekiniyordu ve ona karşı gelmesi gibi bir durum söz konusu bile olamazdı. Sağ elini sağ kulağının arkasına götürdü. Oradaki dövmesinin üstünde geziniyordu parmakları. Aralarında çıt çıkmıyordu. Gergin bir hava vardı ve onun en ufacık bir kelimede bile patlayacağını bildiğinden çenesini kapalı tutmayı tercih etmişti.
Evden içeriye girene kadar ne bir kelime ne de bir bakışma gerçekleştirmişlerdi. Aralarındaki iletişim sıfırdı şu an. Onun ceketini ardından ise dosyaları fırlatışını izledi. Korkuyor muydu? Dibine kadar. Yine de yapabileceği bir şey yoktu. Eğer gitmek istese daha kötü sonuçlar doğuracaktı. Ona fazla yaklaşmamaya çalışıyor, ne yapacağını bilemez halde öylece dikiliyordu. Normalde başka birisinin yanında umurunda bile olmazken söz konusu Jay olunca daha farklı bir insan haline geliyordu. Nasıl davranacağını kestiremiyordu. Aklından o kadar çok cümle geçiyordu ki... Bir anda boynunda hissettiği el ile birlikte irkildi. Göz göze geldiklerinde ürpermişti. Yüzüne bir tokat gibi çarpan tehditten sonra yapabileceği tek şey yutkunmak olmuştu. O eylemi bile zar zor gerçekleştirmişti ya, neyse. Ondan bu kadar korkmasının sebebini hiçbir şekilde açıklayamazdı. On beş yaşından beri Jay ile yediği içtiği ayrı gitmemiş, aynı sanat okulundan mezun olmuştu. Üstelik, aynı yurt odasında kalmıştı. Neye sinirleneceğini, neye sinirlenmeyeceğini, sinirlenince nasıl tepki vereceğini kendi isminden daha iyi biliyordu. Eğer onu kızdırırsa, ağız burun dalacağını ve ortada surat bırakmayacağının da farkındaydı. Bu yüzden susmayı tercih ediyordu. Üstelik, dengesiz hareketlerini hala kendisi bile kestiremiyordu. Biraz önce olduğu gibi, kendisine kızdıktan sonra o baştan çıkarıcı gülümsemesini bahşetmişti kendisine. Ne kadar korksa da bakışlarının değiştiğinin farkındaydı. Kendisini o kadar garip hissediyordu ki şu an... Ter basan vücudunu serinletmek için bir şeyler yapmak istese de vazgeçti. Neden böyle davranıyorsun Jay? Kızgınsan, döv. Seni böyle görmek emin ol daha çok korkutuyor. İçinden söylediği cümleleri dışa vurmayı öyle çok istiyordu ki... Onun mutfağa gittiğini görünce kendisi de bir iki adım attı o tarafa doğru. Süzmüştü onu farkında olmadan. Üçgen vücudu, geniş omuzları, kaslı bacakları... Ona dokunma isteği her geçen saniye artıyordu. Başını iki yana salladı. Hayır, Weo. Sabah yeterince açık verdin. Şimdi olmaz. Tekrar, ona karşı bütün duygularını ortaya koyamazsın. Onu bırakıp gittin ve şimdi karşısındasın. Üstelik sana ne yemek istediğini soruyor. Hayır, hayır. Onunla kesinlikle yakınlaşmamalısın. Ne yemek istediğini sorunca farkında olmadan sabahtan beri bir şey yiyip yemediğini düşündü. Şu an fark etmişti midesindeki ağrıyı. Uyandığından beri tükettiği tek şey kahve ve su olmuştu. Haliyle midesine bıçak saplanıyor gibi hissediyordu. Onun karşı konulmaz gülümsemesi biraz önceki kızgın halini nötrlerken nefesini bırakıp ona doğru ilerledi. "Aç değilim." Sesi haddinden fazla soğuk çıkmıştı. Kendisi bile şaşırmıştı bu duruma. "Canım bir şey istemiyor." Yine aynı soğuk ses tonu. Böyle davranmaması gerekiyordu. Kesinlikle hayır. Midesine giren ağrıdan dolayı belli belirsiz yüzünü ekşitti. Sıçıp sıvıyorsun Weo. Afferin. Böyle devam et. Piç herif. Kendisine küfrettikten sonra ona bakmamaya çalıştı.
Evden içeriye girene kadar ne bir kelime ne de bir bakışma gerçekleştirmişlerdi. Aralarındaki iletişim sıfırdı şu an. Onun ceketini ardından ise dosyaları fırlatışını izledi. Korkuyor muydu? Dibine kadar. Yine de yapabileceği bir şey yoktu. Eğer gitmek istese daha kötü sonuçlar doğuracaktı. Ona fazla yaklaşmamaya çalışıyor, ne yapacağını bilemez halde öylece dikiliyordu. Normalde başka birisinin yanında umurunda bile olmazken söz konusu Jay olunca daha farklı bir insan haline geliyordu. Nasıl davranacağını kestiremiyordu. Aklından o kadar çok cümle geçiyordu ki... Bir anda boynunda hissettiği el ile birlikte irkildi. Göz göze geldiklerinde ürpermişti. Yüzüne bir tokat gibi çarpan tehditten sonra yapabileceği tek şey yutkunmak olmuştu. O eylemi bile zar zor gerçekleştirmişti ya, neyse. Ondan bu kadar korkmasının sebebini hiçbir şekilde açıklayamazdı. On beş yaşından beri Jay ile yediği içtiği ayrı gitmemiş, aynı sanat okulundan mezun olmuştu. Üstelik, aynı yurt odasında kalmıştı. Neye sinirleneceğini, neye sinirlenmeyeceğini, sinirlenince nasıl tepki vereceğini kendi isminden daha iyi biliyordu. Eğer onu kızdırırsa, ağız burun dalacağını ve ortada surat bırakmayacağının da farkındaydı. Bu yüzden susmayı tercih ediyordu. Üstelik, dengesiz hareketlerini hala kendisi bile kestiremiyordu. Biraz önce olduğu gibi, kendisine kızdıktan sonra o baştan çıkarıcı gülümsemesini bahşetmişti kendisine. Ne kadar korksa da bakışlarının değiştiğinin farkındaydı. Kendisini o kadar garip hissediyordu ki şu an... Ter basan vücudunu serinletmek için bir şeyler yapmak istese de vazgeçti. Neden böyle davranıyorsun Jay? Kızgınsan, döv. Seni böyle görmek emin ol daha çok korkutuyor. İçinden söylediği cümleleri dışa vurmayı öyle çok istiyordu ki... Onun mutfağa gittiğini görünce kendisi de bir iki adım attı o tarafa doğru. Süzmüştü onu farkında olmadan. Üçgen vücudu, geniş omuzları, kaslı bacakları... Ona dokunma isteği her geçen saniye artıyordu. Başını iki yana salladı. Hayır, Weo. Sabah yeterince açık verdin. Şimdi olmaz. Tekrar, ona karşı bütün duygularını ortaya koyamazsın. Onu bırakıp gittin ve şimdi karşısındasın. Üstelik sana ne yemek istediğini soruyor. Hayır, hayır. Onunla kesinlikle yakınlaşmamalısın. Ne yemek istediğini sorunca farkında olmadan sabahtan beri bir şey yiyip yemediğini düşündü. Şu an fark etmişti midesindeki ağrıyı. Uyandığından beri tükettiği tek şey kahve ve su olmuştu. Haliyle midesine bıçak saplanıyor gibi hissediyordu. Onun karşı konulmaz gülümsemesi biraz önceki kızgın halini nötrlerken nefesini bırakıp ona doğru ilerledi. "Aç değilim." Sesi haddinden fazla soğuk çıkmıştı. Kendisi bile şaşırmıştı bu duruma. "Canım bir şey istemiyor." Yine aynı soğuk ses tonu. Böyle davranmaması gerekiyordu. Kesinlikle hayır. Midesine giren ağrıdan dolayı belli belirsiz yüzünü ekşitti. Sıçıp sıvıyorsun Weo. Afferin. Böyle devam et. Piç herif. Kendisine küfrettikten sonra ona bakmamaya çalıştı.
Kim Weon Ki- Çince Öğretmeni
- Mesaj Sayısı : 35
Geri: [# Jay's Home ] in the name of love.
Onun kendisini nasıl süzdüğünü hissedebiliyordu arkasını dönmüşken bile. Onu herkesten iyi tanıyordu hala. Aç değilim diyecek. Bu numaraları hiçbir zaman yememişti. Eskiden neşeli bir çocukken bile aynı şeyleri söylediğinde zorla yemek yedirirdi. Yemek yemeyi istemediğinden değildi, zorluk çıkartmak istediğindendi. Dudaklarını ısırdı karidesleri paketinden çıkarırken. Hala daha bu çocuğun inatçılığını sevmiyordu. Ne kadar büyürse büyüsün içinde her zaman bir çocukluk payı bırakacağını fark etmişti. Makarnaları suya attıktan sonra karidesleri koydu. Yemek yapma konusunda son yıllarda fazla iyi yetişmişti. Öyle ki neredeyse onun yemeklerini yiyen herkes tadından bayılabilirdi. Buna rağmen evine daha önce kimseyi davet etmemiş, kimseye yemeklerinden tattırmamıştı. Ne büyük bir kayıp. Yemeğin pişmesini beklerken arkasını döndü ve kalçalarını tekrar tezgaha dayadı. Kollarını göğsünde birleştirmiş bir şekilde bakıyordu onun yüzüne. Sarı saçlar, eskiye göre incelmiş bir yüz, ciddileşmiş bakışlar... Buna rağmen hala onun yüzüne karşı bir zaafı vardı. Özellikle vücudunun aynı kalıp kalmadığını merak ediyordu. Lise yıllarında kendisini bir eşcinsele çeviren o güzel vücudu tekrar görmek istiyordu şimdi. Hiçbir kadında görmediği kadar yumuşak ve beyaz tenine dokunmak istiyordu. Buna rağmen muzipçe bakışlar atarak onu süzmeyi tercih ederdi. " Ceketini çıkar. " diye mırıldandı o kalın ve sert olan ses tonuyla. Sabah ucundan görmüş olduğu dövmeleri de görmek istiyordu aynı zamanda. Merak etmişti ne yaptırdığını kendisine. Bir- iki dövme yaptırmış olması normal. Aslında bir- iki dövme normal sayılırdı. Sonuçta Jay' in boynundaki ve kasığındaki dövmeyi ele alırsak küçük şeylerdi bunlar Weo' nunkilere göre.
Choi Jae Ki- Rap Öğretmeni
- Mesaj Sayısı : 52
Lakap : Jay, Great Teacher Jay a.k.a GTJ
Geri: [# Jay's Home ] in the name of love.
Ne kadar yemek yemek istemediğini söylese de onun çıkardığı paketlerle birlikte ofladı. Gerçekten, toktu. Yani midesi ağrıyordu ve bir şey yiyecek durumda değildi. Mutfağa doğru biraz yaklaşıp elini masaya koydu. Destek almaya başlamıştı. Karides mi o? KARİDES! Alt dudağını ısırdı. Karidese bayılıyordu. Bütün denüz mahsüllerine bayılıyordu. Hepsini çocuğu gibi seviyordu resmen. Meraklı bakışlarını gezdiriyordu tezgahta. Makarna çıkardı. Karidesli makarna mı yapacak? Jay! JAY! Ağzı sulanmıştı. Yine de bakışlarını değiştirmemeye çalışıyordu. Biraz önceki korkulu havasından çıkmıştı şimdi. Ta ki onun tekrar kendisine dönüp rahatsız edici bakışlarına maruz kalıncaya kadar. Ceketini çıkarmasını istemişti kendisinden. Ürperdi. Sıçtığın dakika Weo. Hadi, götün yiyorsa göster dövmelerini. Gözlerini devirdi. "Rahatım böyle." Söylediği cümlenin ardından sertleşen bakışlar karşısında fazla dayanamamıştı. Pfft. Önce bir ışık süzmesi mi görürüm acaba? Yoksa yüzüme inen yumruğu fark edebilir miyim? Üstündeki ceketini çıkardı yavaşça. Sağ kolu o kadar önemli değildi. O kadar büyük (!) bir şey yoktu o tarafında ama sol kolu... Bileğinden omuzuna kadar komple dövmeyle kaplıydı. Omzunun biraz aşağısını kapatan beyaz tişörtünü düzeltti. Zayıf olmasından dolayı boynunun altındaki kemikler belli oluyordu şimdi. Tam anlamıyla vücuduna oturmasa da tişörtünün üstünden hatları belli oluyordu elbette. Çok değişmemişti. Hala ince bir bele sahipti. Süt beyazı teni vardı. Tek fark biraz daha fazla dövmesi olmasıydı. Eliyle saçının sağ tarafını kaşıdı. Umarım buradakini görmez. Dövmeli olan kolunu arkasına doğru götürüp onun görüş alanından çıkarmıştı. Ne diyeceğini bilemiyordu şimdi. Konuyu değiştirmek istediği için tencereyi işaret etti. "Karidesli makarna mı yapıyorsun?" Saçmaladığını ve konuyu değiştirme amacıyla bu cümleyi söylediği her halinden belliydi şimdi.
Kim Weon Ki- Çince Öğretmeni
- Mesaj Sayısı : 35
Geri: [# Jay's Home ] in the name of love.
Onun yüzündeki korku dolu ifadeyi az çok farkedebiliyordu, salak sayılmazdı. Hala onu korkutabildiğini bilmek güzel bir duyguydu ve hayır, sadist bir adam değildi. Onun sözlerinin ardından daha sert bakmaya başlaması üzerine onu daha da korkutmuş ve ceketini çıkarmasını sağlamıştı. Her ne kadar saklamaya çalışsa dahi onun dövmelerini görebiliyordu. Fazlasıyla hoşuna gitmişti işin aslı. Onlara dokunmak istiyordu ve bu kesinlikle dövmeleriyle alakalı değildi. O dövmeleri sevmişti, çünkü onlar Weo' nun kollarındaydı. Buna rağmen onun pürüzsüz ve beyaz olan tenine daha düşkün olduğu söylenebilirdi. O zamanlar dahi onun o vücuduna aşık olmuştu. Yine de şimdiki hali de kaçınılmaz derecede seksiydi. Eskiden tatlı olan vücudu git gide seksi bir hal mi almıştı, yoksa Jay' e mi öyle geliyordu, bilinmezdi. Onu ağlatmak istiyorum. Beynindeki düşüncelere rağmen kendisini tutuyor ve olgun davranışlar göstermeye çalışıyordu. Özellikle parmağıyla tencereyi işaret ettiğinde yaptığı tatlı aegyosundan dolayı onu yere yatırmak ve üstündeki kıyafetleri yırtmak istemişti. Hala onun aegyosuna karşı ileri seviye bir zaafı vardı. " Neden yaptırdın? " Sorgulayacaktı elbette. Karşısındaki adamın vücudu her noktasına kadar kendisine aitti. Kendi malına zarar verilmiş gibi hissediyor olmasına rağmen seksi bulmadığı söylenemezdi. Hoşuna gitmişti, yine de sorgulayacaktı. " Sana vücudunu sevdiğimi söylemiştim. Neden? " Bir yandan tenceredeki karidesli makarnaya sos hazırlarken, diğer yandan da onun vereceği cevabı bekliyordu. Bu kadar çok mu nefret ediyordu benim onu beğenmemden? Neden? Sadece bu basit soru kaplamıştı zihnini. Onun zamanında kendisini bırakması için yalvardığını hatırlıyordu ve bu durum çokta yabancı gelmemişti kendisine. Arkasını dönerek ona baktı. Sürekli kulağının arkasındaydı eli. Daha önce böyle bir alışkanlığa sahip değildi. İlk defa görüyordu böyle bir tik edindiğini. Yine de Weo' nun tik sahibi bir insan olmadığı aklına gelince bunun altında bir sebep aramıştı. Yavaşça ona doğru yaklaşarak elini uzattı ve saçlarını arkaya çekti. Aslında düşündüğü son şeyi görüyordu. Jae Ki... mi? Onun vücuduna kendi adını kazıdığını bilmek bile garip duygular uyandırmıştı içinde. Hoş ya, kendi kasığındaki Weon Ki dövmesi daha çok acı vermişti, kesinlikle en can acıtıcı yer kasıklarıydı. " Sana kızmama izin vermeyecek misin? " diye yakındı kısık bir sesle. Her kızacağı zaman böyle bir olay olmasa olmazdı. Onu, hemen, şimdi, yatağa atmak, İSTİYORDU.
Choi Jae Ki- Rap Öğretmeni
- Mesaj Sayısı : 52
Lakap : Jay, Great Teacher Jay a.k.a GTJ
Geri: [# Jay's Home ] in the name of love.
O kendisine bakmaya devam ettiği için yarım adım kadar geriledi. Ve geliyor. Ağzına sıçacak. Asla dövme yaptırmasını istememişti. Sürekli olarak onun vücudunu sevdiğini söylüyordu; beyaz tenini seviyordu Weo'nun. Buna rağmen kendisi gidip kolunu boydan boya dövmeyle kaplatmıştı. Saniyelik bir şekilde pişman olsa da hemen ardından geçmişti bu düşüncesi. Dövmelerini seviyordu. Zaten çok yoktu ki. Kulağının arkasında, sağ kolunda, sol kolunun tamamında, göğsünün biraz üstünde ve sağ kaburgasının orada vardı. Çok yoktu yani. İşin aslı sırtına kocaman yaptırmak istiyordu ama götü yememişti o kadar büyük bir şeyi. Neden yaptırdığını sorunca düşündü bir an. Cidden, neden yaptırmıştı? Boşta kaldığı için miydi? Jay'den ayrıldığı için tepki mi vermişti kendi çapında? Canı istemişti ve yaptırmıştı değil mi? "Sadece-" Cümlesini başlamadan bitirdi. Cevap vermeyecekti. Onun hazırladığı şeylere bakıyordu boş boş. Ona karşı sürekli olarak böyle oluyordu. Karşı koyamıyordu. Tekrar kaşıdı saçlarını. Şu dövmeyi yaptırdığı andan itibaren kulağının arkasına dokunmak veya o taraftaki saçları kaşımak tik haline gelmişti onun için. Oraya ne zaman parmaklarını götürse Jay aklına geliyordu çünkü. Özellikle onun gülümsemesi, gözünün önünde bir film şeridi gibi geçiyordu. O kendisine bakınca kaşımayı bıraktı. Neden geliyordu ki şimdi Weo'ya doğru? Vücudunu geriye çekti biraz, buna rağmen kulağının arkasına yaptırdığı dövmeyi görmüştü. Gözlerini kapattı. Pfft~ İnce parmaklarıyla düzeltti tekrar saçını. "Eğer kızmak istiyorsan, kızabilirsin. Sonuna kadar hakkın var." Nasıl böyle bir cümle kurduğunu kendisi de anlamamıştı. Gözleri tezgaha bakıyormuş gibi dursa da boş bakıyordu. Ona bakmamaya çalışıyordu özellikle. Sadece kendisine karşı verecek cevabı bekliyordu.
Kim Weon Ki- Çince Öğretmeni
- Mesaj Sayısı : 35
Geri: [# Jay's Home ] in the name of love.
Ona her türlü kızmaya hakkı vardı. Ona tokat atmaya, yumruk atmaya, hatta tecavüz etmeye bile hakkı vardı. Sinirlerine hakim olabilen bir insan olduğu söylenemezdi. Buna rağmen son yıllarda düşünmek için o kadar çok vakti olmuştu ki, sinirlerine üzerinde mükemmel bir hakimiyet kurmuştu. Tabii Weo' nun gelip sinirlerinin içine sıçacağını akıl edememişti, planlarında bu yoktu. Dayanamıyordu onun bu sözlerine. Ne demek kızmak istiyorsan kızabilirsin? İstese Weo bile onu durduramazdı ki. Ona baktı göz ucuyla. Yemeğin pişmesine daha çok olduğunu biliyor olduğu için bir şeyler yapmaya karar vermişti. Geçmiş yılların hatrına ilk ufak kaçamaklarını yapsalar hiç fena olmazdı. Elini onun boynuna koydu yavaşça. Saçlarına gömülmüştü parmakları, ardından kulağının arkasındaki dövmeye dokundu nazikçe. Gözlerini onun gözlerinin hizasına getirerek durdu. Yüzünden kararlılığı okunuyordu. Gözlerinin içine bakıyordu. Bu anları gençliğinde bile hayal etmişti. Weo ve Jay, kendi evlerinde, kendi romantik anlarını yaşayacaklardı. Bu hayali yaşamak istiyordu şimdi. " Sana kızgın değilim. " diye mırıldandı. Onun bu duruma daha da gıcık olacağını biliyordu. Sertçe öptü dudaklarını kesik kesik. Altı- yedi ufak öpücüğün ardından dudakları onun ince ve beyaz boynuna doğru kaydı. Sol elini onun beline dolarken dahi öpücükleri sertliğini koruyordu. Tüm vücudunda iz bırakmak istiyordu. Boynundaki ilk çürüğü yapmıştı bile. Daha fazla. Onun vücudunda en sevdiği yeri teniydi. Onun beyaz ve pürüzsüz tenini öpmek ise en sevdiği şeydi. Onu öpücükleriyle yönlendiriyordu gerçek anlamda. Geniş ve temiz olan tezgaha doğru iterken onu, dudakları tekrar onun dudaklarına doğru kaydı. Dilini onun dudaklarında gezdiriyordu onu baştan çıkarmak istercesine. Az önce buz gibi olan boynu şimdi yanıyordu, tüm bedeni yanıyordu. Üstündeki ince tişörtü yavaş bir hareketle üstünden çıkarttı. Geniş ve kaslı omuzlarını sevdiğini biliyordu, aynı zamanda karın ve kol kaslarını da. Sağ elini onun tişörtünden içeri soktu yavaşça. Eli belinden yukarıya doğru çıkarken onun tişörtünü sıyırıyordu. " Sen, sonsuza dek benimsin. " diye mırıldandı dudaklarından saniyelik ayrıldığında. Bunu ona tekrar ve tekrar hatırlatacaktı. Bu sefer bu sözleri onun aklına iyice kazıyacaktı.
Choi Jae Ki- Rap Öğretmeni
- Mesaj Sayısı : 52
Lakap : Jay, Great Teacher Jay a.k.a GTJ
Geri: [# Jay's Home ] in the name of love.
Yüzüne inecek yumruğu bekliyordu tedirgin bir şekilde. Onun kendisine ne zaman bağıracağını hesaplamaya çalışıyordu. Alt dudağını kemirmemek için tuttu kendini. Her geçen saniye hissettiği baskı artarken boynunda hissettiği el ile birlikte tüm tüyleri diken diken olmuştu. Bakışlarını Jay'in zıt yönüne doğru çevirdi. Ondan uzak durman gerekiyor Weo. Dişlerini birbirine bastırıyordu. Ondan nasıl uzak durabilirim ki? Jay'den nasıl uzak durabilirim? Onun bedeni bana bu kadar yakınken kendimi dizginleyemiyorum. FUCK! Bu çocuk bana büyü yapıyor! Zihniyle kavga ederken onun bakışlarıyla karşılaştı. Bir anda bütün düşünceleri silinmişti beyninden. Ne kadar kendine inkar etse de, ona tapıyordu. Nasıl olduğunu kendisi de bilmiyordu elbette. Bir kızla yatarken aldığı zevkin kat ve kat fazlasını Jay'den alıyordu. Onun dokunması, hatta gülümsemesi bile yetiyordu kalbinin hızlı atmasına. Bir yanlış yapıp da onu kızdıracağı için korkudan ölüyordu üstelik. Kulağına ulaşan kelimelerin ardından vücudu uyuşmaya başlamıştı. Çok değişmiş. Normalde şu vakitler yüzü tanınmaz hale gelmiş olmalıydı. Şimdi ise ona kızgın olmadığını söylüyordu. Sinirlenmişti. Gerçekten. Eski Jay'i istiyordu. Ciddi anlamda 'boss' diye seslendiği adamı istiyordu. Sakince durup, bir şeylere gülümseyerek bakan adamı değil. Fuck you J- Ani bir şekilde dudağında hissettiği sıcaklıkla düşünememişti. Nefes bile alamamıştı o an. Arka arkaya aldığı öpücüklerin hepsi tokat niteliğindeydi. Geri çekilmek istese de beline dolanan el ile birlikte vazgeçti bu isteğinden. Şu dakikadan itibaren onundu. Başka kaçarı kalmamıştı çünkü. Canını acıtıyordu üstelik. Geri geri giderek kalçasını tezgaha yasladı. Kasten gitmemişti elbette, tamamen Jay'in yönlendirmeleriyle hareket ediyordu. Biraz önce boynunu acıtan adam şimdi dudaklarına doğru tekrar çıkıyordu. Kalp atışları hızlanmıştı. Tüm bedenini ateş basmıştı üstelik. Garip bir şekilde onun olmak istiyordu. Ne kadar karşı koymak istese de bedenine söz geçiremiyordu. Onun dilini kendi dudaklarında hissedince tüm vücudunun şehvetle kaplandığını fark etmesi uzun sürmemişti. Kulakları uğuldamaya başlamıştı. Hiçbir şey düşünemiyordu şu an. Sadece onu ve onun dudaklarını hissetmek istiyordu. O tişörtünü çıkartınca tamamen soyutlanmıştı dünyadan. Geniş omuzları, kaslı kolları... Dokunmak için can atıyordu. Neden bu kadar iyi olmak zorundasın? Bir yılan gibi kendi tişörtünün içine giren el ile birlikte refleks olarak karnını içine çekmişti. Evet, zaten gıdıklanan bir insandı üstüne bir de ani bir hareketle tenine dokunulması onu ekstra heyecanlandırmıştı. Tezgaha dayalı olan ellerini öncelikle onun beline doğru götürdü. Kasıklarından başlayarak yukarıya doğru çıkarıyordu şimdi. Karın kaslarını hissettikçe daha istekli öpüyordu. Onun alt dudağını ısırdı sertçe. Ona kafa tutuyor gibi bir hali vardı işin aslı.
Kim Weon Ki- Çince Öğretmeni
- Mesaj Sayısı : 35
Geri: [# Jay's Home ] in the name of love.
Parmakları onun beyaz teninin üstünde gezinirken daha önce hiç yapmadığı bir şeyi yaparak düşüncelere boğmuştu kendisini. Ne zamandan beri iş üstündeyken düşünür oldum? Gerçekçi olamıyordu. Ona zarar vermekten, onun canını yakmaktan korkuyordu. Ona çok kötü şeyler yapabilirdi. Eskisi gibi vücudunda yaralara sebep olana kadar onunla birlikte olmak istemiyordu. Her ne kadar zarar vermek istemiyor olsa da aynı zamanda istiyordu. Onun göğüs uçlarını, boynunu ve dudaklarını ısırmak istiyordu. Bacaklarını fazlasıyla açıp kaslarını zedelemek, sabaha kadar onun canını yakmak, gücü tükenene kadar onunla birlikte olmak istiyordu. Kendisine karşı koymalıydı. Sadist kişiliğini çok derine gömeli uzun zaman olmuştu. O geri döndüğünde geri dönmeyi bekliyormuşçasına ortaya çıkamazdı şimdi. Weo' nun karın kaslarında gezinen ellerine odaklandı saniyelik bir şekilde aklı. Karın kasları fazla hissizleşmiş olmalıydı son zamanlarda. Bir diğer seçenek ise Weo' nun ellerinin çok ufak ve nazik dokunuşlara sahip olmasıydı. Onun alt dudağını ısırması ile yüzündeki sadist gülümseme ortaya çıkmıştı. Hafifçe kanayan dudağını yaladı. Weo oyun mu oynamak istiyordu? Öyleyse bu oyunu onun bildiği yollardan oynayacaktı. Onun tişörtünü hızlı bir hareketle çıkarttı, gözleri onun vücudunda geziniyordu. Onu omzundan iterek tezgaha yatırdı ve sağ bacağını kaldırarak tezgahın üstüne çıktı. Onun üstünde mutlak bir hakimiyet sağlıyordu, bu konuda ustaydı. Onun üstüne doğru eğilmişken, kuzguni saçları yer çekiminin etkisiyle önüne doğru hareket etmişti. Gözlerini onun gözleriyle birleştirirken yüzündeki sadist gülümsemeyi daha da ortaya çıkardı. Onun bu gülümsemeyi nostaljik bulacağını biliyordu. " Fazlasıyla yaramaz bir çocuk oldun. Yaramaz çocuklar..." diye mırıldandı seksi bir ses tonuyla. Tonlaması ise oldukça erkeksiydi. Dudakları tahrik edici bir şekilde kıvrılırken sözlerine devam etti. " Cezalandırılmayı hak ederler. " Onun üstüne doğru eğilirken sol kolundan güç alıyordu. Onun göğsüne doğru yaklaştırdı dudaklarını. Ah, tabii ki biliyordu, o bir kadın değildi, olamazdı. Göğüsleri belki de onun en hassas noktası olmayabilirdi, yine de onun vücudunun her noktasını seviyordu. Sağ eliyle görüyordu tüm işini. Dudaklarını onun göğüslerinde gezdirirken sağ eliyle yavaşça onun pantolonunun düğmelerini açtı. Kolları uzun olduğu için pantolonunu indirmek kolay olmuştu. Dudakları onun göğüslerinden kasıklarına doğru iniyordu yavaşça. Parmaklarını onun boxerının içine soktu yavaşça. " Bunu yapmamı seviyorsun değil mi? " Onu okşuyordu nazikçe. Yumuşak hareketlerini sert bir hareket izlediğinde onun inlemesini duydu. Parmakları daha aşağıya doğru iniyordu, kalçalarına doğru. Belki de işi yavaştan almamalıyım, ha? İki parmağını yavaşça içeriye doğru sokarken tereddüt bile etmemişti. Canını yakacak, ona unutamayacağı bir ders verecekti. Yavaşça güldü başını onun göğsünden kaldırırken. " Ama sen cezalandırılmayı seven ahlaksız bir çocuksun, değil mi? " Kalçalarının ucunda duran parmaklarını daha derine sokuyordu şimdi. Hadi ama, konu seks olunca dünya üzerindeki en yetenekli insanlardan biri sayılırdı. Değil parmakları, tek bakışıyla bile ona orgazm çığlıkları attırabileceğinden emindi.
Choi Jae Ki- Rap Öğretmeni
- Mesaj Sayısı : 52
Lakap : Jay, Great Teacher Jay a.k.a GTJ
Geri: [# Jay's Home ] in the name of love.
Son hareketi yapmaması gerektiğinin farkındaydı. Onu, öyle öpmemeliydi. Geçmişine sünger çekememiş bir insandı ve tekrar Jay'den o muameleyi görmek istemiyordu. Canını o kadar çok yakmıştı ki, her aklına geldiğinde belden aşağısı kasılıyordu. Yine aynı his. Dudağını yalayışını izledi. Damn! He is sexy! Tabii bu düşüncesi, gördüğü gülümsemeyle birlikte yok oldu. Gecenin nasıl geçeceğinin göstergesiydi bu. Gözünün önüne onun on altı yaşındaki hali geldi. Kendisini de öyle hissediyordu şu an. On altı yaşında, ergenliğin doruğundaki iki çocuğu oynuyorlardı şimdi, Weo'ya göre. Onun kalın dudaklarındaki gülümseme, ufak çocuğun korku dolu bakışlarıyla kesişiyordu. Tişörtünün ani bir şekilde bedeninden ayrılmasına izin vermişti. Ona karşı gelemezdi; eğer karşı gelirse daha kötü olacağını biliyordu. Omuzlarındaki baskı ile birlikte esnek bir şekilde tezgahın üstüne uzandı. Beli acımıştı. Şimdi kaçıp gitmek istiyordu evden. Ondan uzaklaşmak istiyordu. Tekrar canının yanmasını kaldıramazdı. On altı yaşındayken bunu atlatabilmişti fakat şimdi, on yıl sonra, bundan o kadar da emin değildi. O zamanlar çocuktu çünkü, öyle değil mi? Şimdi olduğu kadar önemsemiyordu. Zaten, önemsiyor olsaydı şu an yanında Jay olmazdı. Muhtemelen bu hareketleri bir kıza uyguluyor olurdu. Derince nefes aldı. Onun üstüne çıkışını izledi. Aşağıya doğru sarkan siyah saçlarına dokunmak, yumuşaklığı hissetmek, ona kızarken bir yandan onunla sevişmek istiyordu. Yapmadı. Onun gülümsemesiyle tekrar karşılaşınca, o siyah saçlı adam gidip yerine sarı saçlı çocuk gelmişti. Saniyelik gelip giden anıları farklı duygular yaşatıyordu ona. Onun sesi kulaklarında çınladığında kapattı gözlerini. Neden böyle oluyor? Neden gözümün önüne sürekli ona deli gibi aşık olduğum zaman geliyor? Sarı saçlı çocuğu silmeye çalıştı beyninden. Ona hala aşıktı -anlamadığı bir şekilde- fakat lisedeyken ona taptığı bir gerçekti. Şimdi büyümüştü, öyle değil mi? Olaylara bakış açısı değişmişti. İnsanlara karşı olan tepkisi, duyguları, verdiği karşılıklar değişmişti. En azından Weo öyle hissediyordu. Göğsünün ısırılmasıyla birlikte kaşlarını çattı ani bir şekilde. Şu durumdan hoşlanmıyordu. Kendisini bu denli kız gibi görmesi hoşuna gitmiyordu. Vücudunu beğenebilirdi ama bu hareketi oldu olası sevmiyordu. Pantolonunun düğmelerini açan elini tutmak istese de hareket ettirememişti. Yine oluyordu, aynı his. Bedeni kasılıyordu onun dokunuşları karşısında. Elini boxerının içine soktuğunu hissettiğinde ürperdi tekrar. Bir kızdan daha iyi yapıyordu bu işi. Tüm bedeni soğumaya başlamıştı. Kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu. Sanki aldığı nefes tüm bedenini şişiriyordu... Midesi kasılıyordu; buna rağmen onu öpüp bedenine istediğini yapmasına izin vermek istiyordu. Buz kesen parmaklarını ısıtmak için yumruk haline getirdi elini. Sanki, o da hissetmiş gibi sert hareketlerine başlamıştı şimdi. "Ihn~" Belli belirsiz çıkan iniltisinin ardından, Jay'in sorduğu soruya cevap vermek istercesine başını iki yana salladı. Hayır, bunu yapmasını sevmiyordu... Ne kadar inlemiş olsa da, ne kadar onu sarhoş eden hareketlerine devam etse de sevmiyordu. Boss... Nefes alış verişleri hızlandığında alt dudağını ısırdı. İnlememeliydi. Onu daha fazla delirtmemeliydi. Kasıyordu kendisini. Onun parmaklarını hissettiğinde sağ eli hızlı bir şekilde onun kolunu kavramıştı. Soğuk parmaklarıyla onun kolunu sıkıyordu şimdi. Durması gerekiyordu. Daha ileri gidemezdi. Tekrar sesi kulağında çınladı. Hayır, hayır! Cezalandırılmak istemiyordu. Kesinlikle istemiyordu. Gözlerini onunla buluşturdu o konuşurken. "Boss... Lütfe-ah~!" Cümlesini bitiremeden kalçalarından yayılan acıyla birlikte inlemişti tekrar. Bedeni kasılmıştı, gözlerini sımsıkı kapatmıştı şimdi. Ayrıca, farkında olmadan onun kolunu sıkmış ve diğer eliyle onun boşta olan bileğini kavramıştı. Acısı azaldığında bileğini bıraktı. Elini onun boynuna doğru götürürken başını kaldırarak dudaklarını onun dudaklarına bastırdı. Acısını azaltmak istiyordu. Aklını başka yerlere götürmek istese de yapamıyordu. On altı yaşındaki Weo'dan farksızdı şu an. Gerek ses tonu, gerek hareketleri. Kendisini böyle hissetmesi berbat bir duyguydu. Konuşması bile değişiyordu çünkü. "Boss... Yalvarırım..." Gözlerini onun gözlerine dikmişti. Gerçekten, yalvarırcasına bakıyordu. "Lütfen." O parmaklarını hareket ettirdikçe nefes alışverişleri düzensizleşiyordu. Bir yandan onu isterken bir yandan karşı koymaya çalışması onu dipsiz bir kuyuya düşürüyordu. Hissettiği acılarla birlikte onun koluna tırnaklarını bastırmaya başlamıştı. Ne yaptığının farkında değildi. Sadece durmasını istiyordu.
Kim Weon Ki- Çince Öğretmeni
- Mesaj Sayısı : 35
Geri: [# Jay's Home ] in the name of love.
Onun kendisine boss demesi hoşuna gitmişti gerçek anlamda. Hatta bunun tahrik edici bir unsur olduğunu bile söyleyebilirdi. Geçmişte onunla nasıl birlikte olduğunu hatırladığında bile tahrik olduğu söylenebilirdi. Onun o eski cılız vücudu gözlerinin önünden gitmiyordu şimdi bile. Şu an karşısında duran vücutta bile eski Weo' yu aramıştı. Eski Weo' yu zihninde basitçe betimleyebilirdi. Pamuktan beyaz bir ten, herhangi bir kadından yumuşak saçlar, dokunulası bir vücut ve öpülesi dudaklar. Bir o kadar masum ve acı çeken bakışlarını katınca Jay için muhteşem bir erotizm malzemesi oluyordu bunlar. Şimdi karşısında duran Weo' yu da betimleyebilirdi. Fazlasıyla seksi kıvrımlar, olgunlaşmış bir vücut, sürekli taciz etme isteği uyandıran yüz hatları. Onun inleme sesleriyle birlikte yavaş ancak derinleştirmişti parmaklarının hareketini. Canının acıyacağını biliyordu elbette, yine de ona bu kadar kötü davranmamaya karar vermişti. Ah, ne zamandır birisiyle birlikte olmuyorum? Altı yıl mı? Onun kolunu tutması ile gerçek anlamda tatmin olmuştu. Acı çekmekten çok acıyla karışık tatlı bir haz aldığını biliyordu. Jay kesinlikle ne yaptığını bilen ve yaptığını en iyi şekilde yapan bir adamdı. Kolunda hissettiği acı bile yavaşlatmamıştı onu. Kendisine yalvarması hoşuna gidiyordu Weo' nun, hem de fazlasıyla. " Acıyor mu? " diye mırıldandı kendisine gelerek. Sadistliğini bir kenara bırakmaya çalışsa da bir şekilde ortaya çıkıyordu. Yüzündeki ciddi ve seksi olan ifade neredeyse hiç kaybolmamıştı. Parmaklarını onun kalçaları arasından sıyırarak üstüne sildi. Parmaklarını çekerken dahi onun ne kadar rahatladığını hissetmişti. İki eliyle onun bacaklarını kaldırıp sabitlerken çok fazla göremeyeceği bu manzaraya baktı. Altı yıldır görmediği adam dünyadaki en seksi pozisyonda kendisine bakıyordu. Her erkeğin en büyük fantezisi değil miydi bu? Sol eliyle onun sağ bacağını tutarken sol eliyle siyah pantolonunun düğmelerini açtı. " Beni özledin mi? " Bu soruyu sormasa olmazdı ya zaten. Onun kendi vücudundaki hazzı başka birisinde tadamayacağını biliyordu. Aralarındaki ten uyumu hiçbir çiftin arasında olmamış gibiydi. Onun öpücüklerine rağmen durduramamıştı kendisini. Her ne kadar yalvarsa da onun da bunu istediğini biliyordu. Boxerını çıkarttığında az önce ne kadar canının yandığını fark etmişti. Karşısında duran adam erotizmin gerçek anlamıydı Jay' e göre. Kendisini bu şekilde tahrik edebilen tek insandı. Ona farklı bir muamele uygulayacaktı geçmişteki sekslerine göre. Ona yaklaşıp yüzüne baktı. Gözlerinin içine bakıyordu penisini kalçalarına yerleştirirken. Kesinlikle onun yüzü en sevdiği yeriydi. Onunla sevişmeyeli uzun zaman olduğu için onun arkasının neredeyse bir bakir gibi kaldığına yemin edebilirdi. Fazla zorlanmadan penisini onun kalçalarından içeri sokarken kollarını onun belinin yanına koymuştu. Canının acıdığını bildiği için dudaklarına erişti hızla. O rahatlayana kadar hareket etmeyi planlamıyordu. En azından uzun zaman sonra yaptıkları ilk seksin zevkten çok bir işkenceye dönüşmesini istemiyordu. Dilini onun dudaklarının içerisinde gezdirdi yavaşça. İyi öpüştüğü bir gerçekti ve bunun onu sakinleştireceğini biliyordu.
Choi Jae Ki- Rap Öğretmeni
- Mesaj Sayısı : 52
Lakap : Jay, Great Teacher Jay a.k.a GTJ
Geri: [# Jay's Home ] in the name of love.
Kulağına ulaşan sözlere cevap olarak belli belirsiz başını salladı. Başka ne yapabilirdi ki şu durumda? Kalçalarında acı yerini rahatlamaya bırakırken onunla orantılı olarak Jay'in kolunu sıkmayı bıraktı. Rahatça nefes almıştı şimdi. Ama devamının geleceğini biliyordu. Bacaklarının kaldırılışını izledi. Utanç verici. Gözlerini kapattı kısa bir süreliğine. Seks sırasında onun sesini sürekli olarak duymak hoşuna gidiyordu. Ne kadar soruduğu sorulara net cevaplar veremese de... Onu gerçekten özlemiş miydi? Aklını kurcalamıştı bu soru. Evet onu özlemişti. Bu kadar uzun düşünmesine bile gerek yoktu. Tam cevap verecekken kalçalarından yayılan acıyla birlikte kasıldı. O dudaklarına ulaşmasına rağmen inlemesini kısa kesememişti. Sağ elini onun omuzlarından göğsüne doğru indirdi. Canı yanıyordu ve ne yaptığının farkında değildi. Üstelik bir kız gibi davranıyordu. Onun tenine dokunurken bile yumuşak hareketler sergiliyordu. Canını acıtmak istemiyordu. Gerçi, acıtsa ne kadar fark ederdi orasını da kestiremiyordu ya... Kesik kesik aldığı nefesleri yüzünden göğsü sürekli olarak şişiyordu. Acısını azaltmak için kendisini öpmesi hoşuna gitmişti. Dilini onun dilinin etrafında gezdirirken bir dakika bile tereddüt etmemişti. Sağ eli onun bedenini biraz ittirse de sol eliyle boynunu tutarak öpüşmelerini daha çok derinleştiriyordu. Şu dakika zevk almaya başlamıştı yaptığı işten. Tüm bedeni ateş içinde yanıyordu. Onu istiyordu hem de ölesiye. Normalde bir erkeğe böyle duygular beslemese de, Jay bedenine ne zaman dokunsa onu arzuluyor, tüm bedenini öpmek istiyordu; şimdi olduğu gibi. Biraz önce ondan yapmamasını istemişti değil mi? Şimdi ise deli gibi devam etmeliydi. Kesinlikle, tek düşüncesi buydu. Onun yavaş bir şekilde hareket etmesi nedeniyle ufak iniltiler çıkarmaya başlamıştı. Dudaklarını ayırdı onun dudaklarından. Gittikçe hızlandığının farkındaydı. Bu sefer dudaklarından dökülen iniltiler acıdan çok zevk tınısı içeriyordu. "Nede-ıhn~" Kendi alt dudağını ısırdı iniltisini kesmek için. Gerçek anlamda bir kız gibi davranıyordu ve bunun farkında bile değildi. Terlemeye başlamıştı ya da öyle hissediyordu. "Neden bu kadar iyisin?" Nefes nefese kalmış bir şekilde kelimeleri çıkarabilmişti. Her geçen saniye daha çok bağlanıyordu ona. Onun dudağında gezdirdi dilini ve ardından ısırarak kendine doğru çekti başını. İyice yaklaştırmıştı kendisine şimdi. Karın kaslarındaki elini çekip boynu ile omzu arasındaki yere koydu. Delicesine öpüyordu şimdi ve onu iyice delirttiğinin farkındaydı; ancak şu an tek düşünebildiği şey, onsuz hiçbir şey yapamayacağıydı.
Kim Weon Ki- Çince Öğretmeni
- Mesaj Sayısı : 35
Geri: [# Jay's Home ] in the name of love.
Onun çığlıklarını duymak istiyordu, sesinin daha yüksek çıkmasını istiyordu. Onunla yatmaktan daha çok zevk veren bir şey varsa o da Weo' nun inlemeleriydi. Dünyadaki en seksi inlemeler olduğu konusunda bahse girebilirdi Jay. Ancak onun bu sesini başkalarına dinletmeyecek kadar kıskançtı, o sesi duyan bir adamı soğukkanlılıkla öldürebilirdi. Karşısındaki adamın bacakları arasında dururken vücudunun kasıldığını hissetti. Fazla uzun bir zamandır sevişmiyordu kimseyle, paslanmış sayılmazdı. Sadece biraz enerji birikimi yaşadığı söylenebilirdi. Neden mi yatmıyordu kimseyle? Sadakatten veya çok romantik oluşundan değildi. Çok basit ve en ilginç vakayı yaşıyordu. Onu Weo' dan başka kimse tahrik edemiyordu, ondan başka kimseyle tatmin olamıyordu. Onun sözlerinin arasında geçen iniltilerinden bile erekte olmuştu. Kesinlikle istediği ses buydu. Ne hızlı ne yavaş hareket ediyordu. Daha çok orta hızda ama sert hareketleri vardı onun kalçaları arasında. Ne atlı koşturur gibi ne de hiç zevk vermeyecek kadar yavaş bir şekilde sevişmeyi severdi. Deneyimlerini de bir kenara koyarsak Weo' nun böylesini daha çok sevdiğini biliyordu. Onun kendisine istemsizce dokunduğunu fark ettiğinde yüzündeki tatminkar ifade git gide büyümüştü. Dudaklarını onun boynuna doğru kaydırdı onu yalarcasına. Tenini kesinlikle fazlasıyla seviyordu. Git gide zevkli bir seks olduğu da rahatlıkla söylenebilirdi. Sırtından terler akmaya başlamıştı şimdi. Başını kaldırdı hafifçe. Ona istediği tahrik edici gülümsemeyi bahşetti. Dudakları tatmin olmuşçasına kıvrılmıştı. " Çünkü seninle birlikteyim. " Aslında bunu romantik veya iyi biri olmak için söylememişti. Nezaketten hiç değildi hele. Gerçekten onunla birlikte olduğu içindi. O ten uyumu, o hisler başka hiç kimsede tadamayacağı cinstendi. Koskoca bir harem yerine Weo' yu tercih ederdi. Ona bakıp on dakikada orgazm yaşayabilecekken bütün haremle sabaha kadar sevişse bile kalkmazdı hiçbir yeri. Onun sesi tarafından tahrik edilirken hareketleri istikrarını koruyordu. Boşalmaya bir o kadar yakındı şimdi. Yavaş hareketlerle daha derine girerken bir eliyle onun yüzünü okşuyordu. Onun yüzünü izliyordu ve bunun fazlasıyla erotik olduğunu söyleyebilirdi. Onun yüzüne bakmak bile zevk veriyordu Jay' e. " Sonsuza kadar benimsin. " diye mırıldandı boşalırken. Aslında onun içine boşalmamayı düşünse de karşı koyamamıştı yine. Belki de bir ceza olarak görebilirdi bunu Weo, Jay' in de işine gelirdi böylesi. Her ne kadar onunla sabaha kadar sevişebilecek olsa bile çocuğun neredeyse mosmor olan kalçalarından şimdi bile fazla ileri gittiğini anlayabiliyordu. Vücudunu emdiği için çürükler içerisinde bırakmıştı. Ondan ayrılmadan dudaklarına yapıştı şehvetli bir şekilde. Karşısında duran narin gence tapıyordu gerçek anlamda.
Choi Jae Ki- Rap Öğretmeni
- Mesaj Sayısı : 52
Lakap : Jay, Great Teacher Jay a.k.a GTJ
Geri: [# Jay's Home ] in the name of love.
Kaç dakikadır onunla birlikte oluyordu? Kestiremedi. Umurunda da değildi açıkçası. Onu arzuluyordu deli gibi. Her geçen saniye daha da hızlanmasını istiyordu üstelik. Bu kadar istekli birisi olmamasına rağmen, söz konusu Jay olunca bütün özellikleri alt üst oluyordu. Nefes alış verişleri iyice düzensizleşirken iniltileri biraz daha yüksek çıkmaya başlamıştı. Zevkin doruklarında mıydı? Kesinlikle. Ellerini yavaşça onun boynundan sırtına doğru kaydırdı. Tırnaklarını onun tenine batırdığının farkında bile değildi. Dudakları onun dudaklarından ayrılınca iniltileri tekrar kendisini göstermeye başlamıştı. Onun hareketleriyle orantılıydı. Boynunda hissettiği öpücükler nedeniyle gözlerini araladı hafifçe. Cidden, bu adam işini iyi biliyordu. Bir erkeği bile baştan çıkarmayı başarıyorsa... Bir an için kız olmak istemişti. Sonra bu fikri aklından silip onun gülümsemesinin içinde kaybolmayı tercih etti. Jay'in söylediği cümle karşısında egosu kesinlikle tavan yapmıştı. Demek ki onu tatmin edebiliyordu. Gülümsedi belli belirsiz. Daha fazlasını istiyorum. Kesinlikle aklından geçen tek düşünce buydu. Ondan daha fazlasını istiyordu. Jay'in hareketlerine göre bir sonraki adımı tahmin edebiliyordu. Dakikalardır onun altında zevkten dört köşe olmuş bir şekilde uzanırken, şimdi oyunun sonuna geldiklerinin kendisi de farkında varıyordu. Kulağına doğru fısıldadığı kelimelerin ardından içine boşalmasıyla birlikte şok olmuştu. Cidden... Böyle bir şey beklemiyordu. Tamam, elbette boşalacaktı, ama içine değil. Yani... Hayır. Gözlerini kapattı sıkıca. Terlemişti. Nefesini düzene sokmaya çalışıyordu fakat Jay'in dudaklarını hissetmesiyle birlikte nefesini tuttu. Kalp atışları normale dönüyordu şimdi. Ellerini yavaşça çekti onun sırtından. Sol dirseğini tezgaha koyup doğruldu hafifçe. Onun nefesini teninde hissediyor, her geçen saniye biraz daha şehvetle öpüyordu. İstemeyerek de olsa ayırdı dudaklarını. "Seni seviyorum." Ne zamandır söylemiyordu bu iki kelimeyi ona? Tüm bedeninin yandığını hissediyordu. Onun karşısında çıplak dururken utanmıyordu ancak şu an ona bu kelimeleri sarf ettikten sonra utandığının farkına varmıştı. Dudağından dökülen o iki kelimenin ardından gözlerini onun gözleriyle buluşturup kısa süreliğine bakmıştı. Ardından ise tekrar kendi dudaklarını onunkilerle buluşturdu. Doyumsuz olduğunu söylemiş miydim, Jay?
Kim Weon Ki- Çince Öğretmeni
- Mesaj Sayısı : 35
Geri: [# Jay's Home ] in the name of love.
Onun dudaklarından dökülen kelimeler ile donup kalmıştı öylece. Bu sözcükler için bir zamanlar intihar ediyor olduğunu düşündüğünde bile dudaklarının biraz ilerisindeki erkeğe delice tapası geliyordu. Karşısında dünyada en çok değer verdiği insan vardı. Onu betimlemesi imkansız sayılırdı. Hangi erkek akıl hastalığını bir kenara atar ve bir erkekle birlikte olmaya karar verirdi ki? Bu kişinin heteroseksüelin tanrısı olduğunu söylemeye gerek bile yoktu. Üstelik Weo onun için birçok şey ifade ediyordu, fazlasıyla değerliydi. Onun utandığındaki gülüşü, kızdığında kaşlarının çatılması, orgazm olduğunda titreyişi, Jay için bunların hepsi fazlasıyla değerli şeylerdi. Onun dudakları, boynu, beli, teni, kasıkları, kalçaları, gülümseyişi ve herşeyi ama herşeyi Jay' e aitti. Onun her noktasını fazlasıyla seviyordu, yeni halini bile hayatının üst noktasına koymuştu. Dudaklarından birkaç santim uzaktaki dünyanın en yakışıklı adamı olarak gördüğü erkeğe baktı dikkatle. Sağ eliyle onun yüzünü nazikçe okşarken onun nefesini hissetmek bile titremesine yetiyordu. Aklını başından alıyordu istemsizce yaptığı tüm davranışlar. Hala bile en büyük zaafı olduğunu biliyordu onun. Weo' ya bu kadar yakın olmak, dokunabilmek bile yetiyordu kendisine. Onca yılı affedebilirdi artık, sonsuza dek kendisinin olacaktı sonuçta. Dudaklarına erişti tekrardan. Onun diliyle kendinden geçiyor olmasına rağmen baskın tarafı oynuyordu. Kendisini seviyordu, bunu onun dudaklarından duymuştu. Islak ve derin bir öpücük olmuştu sonuncusu. Gülümsedi sağ eliyle saçlarını okşarken. " Ben de seni seviyorum. " Bu sözcükleri ona her gün kolayca savurabilecekken ilk defa bu kadar anlamlı bir şekilde çıkmıştı dudaklarından. Yavaşça elini onun bacaklarından geçirerek kavradı ve kucağına aldı. Prensesini taşıyan bir prens gibi göründüğü konusunda tereddütleri vardı gerçi. Kollarındaki ve boynundaki kaslar gerilmişti haliyle, yaklaşık altmış kiloyu taşıdığı düşünülürse normaldi. " Bu şekilde yürüyemezsin. Böyle de romantik oldu. " Yavaş adımlarla onu banyoya doğru götürüyordu. Hadi ama, ne olursa olsun Jay temiz bir adamdı. Bu haldeyken yatması mümkün bile değildi. Üstelik yemeğin altını kapatalı uzun bir süre oluyordu onun için. İşinin arasında nasıl kapadığını bile anlamamıştı. Banyonun kapısından içeri girip onu küvetin ucuna doğru oturtturduktan sonra sıcak suyu açtı yavaşça. Ilık akmasına şaşırmıştı suyun. Hayret, bugün ne cehennem kadar sıcak ne de Kuzey kadar soğuk akıyor. Eğildi yavaşça küvetin yanına. " Canın acıyor mu? " Onun kolunda, bacağında ve özellikle göğüs kısmında oluşan çürükleri net bir şekilde görebiliyordu. Evet, sert bir adamdı, özellikle de sevişirken. Dokundu yavaşça göğsündeki morluğa doğru. Bastırmamıştı, sadece dokundu. Suyu onun vücuduna doğru tuttu yavaşça. Onu bu halde saatlerce izleyebilirdi. Bitmek bilmeyen en sevdiği porno filmiydi.
Choi Jae Ki- Rap Öğretmeni
- Mesaj Sayısı : 52
Lakap : Jay, Great Teacher Jay a.k.a GTJ
Geri: [# Jay's Home ] in the name of love.
Eskiden birisi çıkıp da bir erkekle yattığında zevk alacağını söylese muhtemelen kusmaya giderdi fakat şimdi durum çok daha farklıydı. Özellikle hayatında değer verdiği tek erkekle yatacağını söylese gülme krizinden ölebilirdi. Gözlerini onun gözleriyle buluşturduğunda vazgeçti bu düşünceden. Ölene kadar seninle birlikte olabilirim Jay. Nasıl olduğunu bilmiyordu ama bu adama her hücresi aşıktı. Onsuz bir hiç olduğunu düşünüyordu. Altı yıl boyunca, Jay'den ayrı kaldığı her gün ona basit bir hayattan farksız gelmişti. Yapacak bir şeyi yoktu; yaptığı şeylerden ise zevk almıyordu fakat onu göreli şunun şurasında bir gün bile olmamışken yeniden doğduğunu hissediyordu. Jay, saçlarını okşarken onunla birlikte daldığı hayalden kurtulması için kucağa alınması gerekiyormuş gibi bir anda başını iki yana salladı. Cidden, Jay onu kucağına mı almıştı? Oh my fucking god. Alt dudağının sağ köşesini ısırırken belli belirsiz gülümsedi. Gözlerini onun göğüs kaslarından boynuna doğru kaydırdı. Çıkan damarları karşısında boynunu öpmemek için tuttu kendisini. Nereye gidiyorlardı? Banyoya mı? Açılan kapıyla birlikte doğru tahmin yürüttüğünü fark etti. Lanet olsun, çok zekiyim. Kucakta taşınmak hoşuna gitse de küvetin içine oturunca yüzünü buruşturdu hafifçe. Altı yıldır bir erkekle yatmıyordu ve bu süre içinde tam anlamıyla bakirleşmişti. Üstelik sert bir zemine oturunca hissettiği acıyı yok sayamazdı elbette. Jay'in suyu açmasıyla birlikte başını eğdi hafifçe. Hadi ama Jay. Beni yıkamayacaksın değil mi? Sen beni yıkarken rahat durmazsın. Hafifçe güldü. Gözleri onun elini takip etmişti. Göğsündeki morluğa dokununca refleks olarak bir iki santim geri çekildi. Hemen ardından üstüne tuttuğu suyla titremişti. Ne kadar su sıcak olsa da titremişti işte. Acıyıp acımadığını sormuştu değil mi? "Hayır, acımıyor." Onun bedenini süzmeye başlamıştı farkında olmadan. Yıllardır aşık olduğu adamı bir sapık gibi izliyordu. Onun mimiklerini, kendisine baktığında yüzüne yerleşen gülümsemesini... Fanboy olmasına ramak kalmıştı. Gözleri onun boynundan göğüs kaslarına, oradan karın kaslarına doğru kaymıştı yavaş bir şekilde. "Asıl senin sırtın acımı-" Bir eliyle onun sırtına dokunmuşken Jay'in kasığında gördüğü yazıyla birlikte gözleri kocaman açıldı. "Weo?" Sesindeki şaşkınlık rahatlıkla fark ediliyordu. Ürpermişti. Cidden, böyle bir şey beklemiyordu. Bir an için dövme yapılırken ki acıyı kendi vücudunda hissetmişti. Çok acımış olmalı. "Delirdin mi? N-Neden böyle bir şey yaptırdın?" Sakin bir ses tonuyla konuşsa da kızmıştı. Onun canının yanmasına asla izin vermezken şimdi böyle bir şey yaptırdığını görmesi... Gözlerini devirdi. Böyle bir şey yaptırdığına hala inanamıyordu.
Kim Weon Ki- Çince Öğretmeni
- Mesaj Sayısı : 35
Geri: [# Jay's Home ] in the name of love.
Onun rahatsız bir şekilde geriye çekilmesinden anlamıştı canının yandığını. Düşününce Weo, Jay için hep çok kötü bir yalancı olmuştu. Morlukları nasıl yaptığını bile bilmiyordu, o kadar sıkı tuttuğunu veya öptüğünü bile düşünmemişti. Sadece standart bir şekilde tutmuş ve standart bir şekilde öpmüştü. Tamam, kabul ediyorum. İleri gitmiş olabilirim ama hep sevgimden. Hoş ya, arkasındaki yanma hissinden sırtının çizikler içerisinde olduğunu hissedebiliyordu. Biraz daha yüzeysel olmuştu sevişme anlarına göre. Sonuçta bir erkekti, duygularını net bir şekilde düşünmek konusunda başarılı olduğu söylenemezdi. Onun telaşlı bir ses tonuyla kasığına baktığını farkettiğinde istemsizce eliyle gizlemeye çalıştı. " Aish... Sapık olduğunu biliyordum da... " Lafı çarpıtmaya, konuyu değiştirmeye çalışıyordu. Kasığında el yazısıyla yazılmış ve zamanında cehennemden beter acıtmış olan Weo dövmesini düşünmek bile istemiyordu böyle bir anda. O gittiğinde yalnızlıktan ve hüzünden çıldırmışken adet dönemindeki bir kadın gibi delice içerek soluğu dövme yapan arkadaşının evinde almıştı. Gerçi arkadaşı kendisiyle dalga geçmiş olsa da dövmeyi yaptırmış ve acılar içerisinde dönmüştü eve. Gerçek anlamda Shit Just Happened olayını yaşamıştı beş yıl kadar önce. Soluna baktı gözlerini kaçırmak istercesine. " Sen kulağının arkasındaki dövmeyi neden yaptırdın? Aynı sebepten işte. " Duygulandığını söyleyebilirdi kolaylıkla. Sonuçta hangi insan bundan daha romantik bir şeyi yapardı ki? Sevdiği adam için acı çekmeyi göze almak... Tam bir erkek işiydi Jay' e göre. Güldü rahatlamışçasına. " Bunları boşver. " diye mırıldandı, sesi su sesinin arasına karışmıştı. Onu yavaşça ileriye doğru iterek arkasına oturdu. " Yani, o zamanlar tek derdim dövmenin acısı değildi. " Eliyle onun vücuduna dokunuyordu şimdi. Ah, önünde dünyanın en tahrik edici erkeğinin oturduğunu unutmuştu. Sol eli göğsünden yukarı çıkarak boynuna uzandı. Çenesine dokunup onun başını kaldırdı. Arkasından uzanarak boynuna dokundurdu dudaklarını. Mırıldanıyordu yine. " Burası da acıyor mu? " Acıyan her yerini öpebilirdi kesinlikle, bundan canı sıkılmazdı. Aklı her dakika penisinde olmasa da karşısında duran adam tüm orgazm duygularının vücut bulmuş hali gibiydi. Bir kadından bile güzel kalçaları olduğunu varsayarsak Jay' in böyle düşünmeye hakkı vardı. Üstelik onunla uğraşmak hoşuna gidiyordu. " Peki ya burası? " Sesi biraz daha zayıflaşmıştı öpücüklerinin arasında. Onun omzuna doğru iniyordu dudakları. Küvet yarıya kadar dolmuştu bile.
Choi Jae Ki- Rap Öğretmeni
- Mesaj Sayısı : 52
Lakap : Jay, Great Teacher Jay a.k.a GTJ
Geri: [# Jay's Home ] in the name of love.
Tuttuğu nefesini bıraktı. Bazen Jay'i anlayamıyordu. Neden böyle bir şey yapmıştı ki? Üstelik kasığına... Düşüncesi bile korkutucuydu. Ayrıca, kendi kulağının arkasına yaptırmasının sebebi çok daha farklıydı. Onunla tekrar karşılaşacağını düşünmediği için, ne zaman dokunsa veya görse hatırlayacağı bir not bırakmıştı kendisine. Ondan ayrıldığı günün akşamına yaptırmıştı üstelik. Düşünme şansı olmamıştı. Sadece gidip yaptırmıştı. Bundan suçluluk duymuyordu üstelik. Gözlerini kaçırdı. Sıcak su tüm vücudunu rahatlatıyordu şu an. Jay'in ellerini hissedince ileriye doğru kaydı. O arkasına oturduğunda kendini nedense güvende hissetmişti. Dünyanın en güvenli yeriydi sanki burası. Onun her temasında eriyordu şu an. Arkası kesilmeyen soruları cevapsız bırakmıştı belli bir süre. Acıyordu. Belki. Biraz. Acıdan çok yanıyordu işin aslı. Zaten bu güne kadar Jay ile yatıp da ardından tertemiz çıktığı bir zaman olmamıştı. Kesinlikle bir yerlerini morartıyordu. Normal zamanda böyle olmadığı için inanmadığı tanrısına şükretti. Elini onun öptüğü yerlerde gezdirdi. Kesinlikle acıyordu. Onun öpücüklerinden kurtulmak ister gibi öne doğru hamlede bulundu; aslında tek derdi akan suyu kapatmaktı. Küvet ağzına kadar dolmuştu zaten. En ufak hareketlerinde taşabilirdi üstelik. Gerçi kimin umurundaydı ki? Jay'e doğru yaslandı tekrar. Elinden tutup kendi omuzunun üstüne koydu. Parmağıyla bastırarak moraran yeri bulduktan sonra Jay'in işaret parmağını tutup bastırdı üstüne. "Acımıyor." Yalan. Kesinlikle yalan söylemişti. Onun elini bıraktıktan sonra tüm yükünü vermeyecek şekilde sırtını ona dayadı. Başını hafifçe öne eğip gözlerini küvete dikmişti. Boş gözlerle bakıyordu yalnızca. Bir sürü şey düşünüyordu. Sürekli olarak beyni alt yazı geçiyordu. Bir sürü soru... Dudağını büktü. Üstelik yorgundu ve uyuyakalması an meselesiydi. Zaten Jay ile yattıktan sonra savaştan çıkmış gibi oluyordu ve tezgah özellikle sırtını aşırı derecede ağrıtmıştı. Jay'in kıpırdandığını hissedince bütün düşüncelerinden kurtulup korkuyla uyanmış birisi gibi başını ona çevirdi. "Arkana yaslanma." Eğer yaslanırsa canı yanacaktı çünkü. Nefesini bırakıp zorlansa da olduğu yerde döndü. Dizlerinin üstünde duruyordu şimdi. Sağ elini Jay'in arkasındaki küvetin kenarına dayayıp ona doğru eğildi. Onun nefesi göğsüne vuruyordu ve içini gıdıklıyordu bu durum. Sol elini Jay'in sırtında gezdirmeye başladı. Sırtında çizgiler halinde kızarıklıklar vardı. Hatta bazı yerlerini kanatmıştı. "Vay canına." Şapşal bakışlarını gizleyemiyordu. Aslında şu an eblek bir surat takındığının farkında bile değildi. "Kedigillerden olduğumu bilmiyordum." Onun canını acıtacakmış gibi elini gezdirmeyi bıraktı. "Özür dilerim." Gözlerini kaçırdı onun bakışlarından. "Bu kadar ileri gittimi düşünmemiştim."
Kim Weon Ki- Çince Öğretmeni
- Mesaj Sayısı : 35
Geri: [# Jay's Home ] in the name of love.
Onun sırtına dokunan sıcak elleri ile canı yanmış olsa da sesini çıkarmadı. Sert erkek rolünü oynamayı her zaman en iyi şekilde beceriyordu. Sırtının neredeyse tamamen çiziklerle kaplandığını bilse de umrunda değildi bu ayrıntı. İşin komik yanı ise ne zaman sevişseler bir kurtadam sevişmesi gibi birbirlerine zarar verip duruyorlardı. S&M olduklarını düşünmeye başlamıştı bu yüzden. Onu elinden tutup kendine çekti hızla. Arkasını çevirip onu kolları arasına almıştı yine. " Kedi olsan iyiydi, leopar olduğunu düşünüyorum. " Sözlerinden sonra güldüğü için uzun bir sessizlik olmuştu. Bu sessizlikte Jay' i düşünmeye itiyordu ki çok sık yaptığı söylenemezdi. Altı yıl olan ayrılıklarını ne kadar hızlı kapattığını düşünüyordu şimdi. Ona kendi isteklerini ve kurallarını sayacaktı yine. " Bundan sonra burada kalacaksın. Yarın eşyalarını buraya taşıtıyorsun, masraflar önemli değil. " Gerindi birden. Suyun sıcaklığı onu bile mayıştırmaya yetecek seviyedeydi. Onun omzuna koydu başını, çenesini dayamıştı. Kollarını onun göğsünden geçirdiği için sıkıca tutabiliyordu. Boynunu öptü yavaşça, kuru kalan tek noktasıydı. Pürüzsüzlüğü hoşuna gidiyordu. " Okul çıkışında beraber döneriz. " Düşünüyordu öylece suyun içinde. Musluktan damlayan bir iki damla suyun sesi duyuluyordu Jay' in sesi haricinde. Ona böyle sarılmayı çok özlemişti. Derince iç çekti birden. Nefesini tutmuştu. Nefesini verdiğinde gömdü başını onun boynuna tekrardan. " Seni özlemişim. " Onun tenine dokunmak hoşuna gidiyordu gerçekten. Parlayan tek bir noktası bile yoktu, yumuşacıktı. Tapıyordu onun vücuduna, dudaklarına. Kaslı kollarıyla onu sıkıca sarıyordu. Mutluydu, başka bir şey isteyemezdi. Bundan sonra onun kolları arasından kayıp gitmesine izin vermeyecekti, kendisine aitti.
RP SONU.
RP SONU.
Choi Jae Ki- Rap Öğretmeni
- Mesaj Sayısı : 52
Lakap : Jay, Great Teacher Jay a.k.a GTJ
Similar topics
» [# Dong Hyun's Home] now get up my love
» [Jaekyung's Home] Give Me Love
» [# SunDong's Home] New Home, New Life
» [# Becky' s Home] Some Problems
» [# SunDong's Home] First Kiss
» [Jaekyung's Home] Give Me Love
» [# SunDong's Home] New Home, New Life
» [# Becky' s Home] Some Problems
» [# SunDong's Home] First Kiss
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz