[KAMP] Been A Long Time

tarafından **Wang Mei Jia** Paz Ara. 02, 2012 2:57 am

Wang Mei Jia & Chen Men Li

Sırtında ki kocaman çantayı yavaşça çıkardı ve ağacın yanına bıraktı. Fazla yorulduğu söylenemezdi aslında ama çantanın ağırlığı üzerinden kalktığında daha rahat hissediyordu. Malzemeler kampa gelmeden önce öğrencilere dağıtılmıştı. Hatta dağıtan öğrencilerden biride kendisiydi. Her zaman ki gibi parti komitesine -özellikle Tae Jeon'a- yardım etmişti. Uyku tulumu, battaniyeler, geniş kamp çantası vs. vs. Tabi birde öğrencilerin kişisel eşyaları da varken çanta ağırlamıştı. Kamp alanına gelmelerinin ne kadar sürdüğünü hesaplamamıştı ama bir- bir buçuk saat olduğundan emindi. Muhtemelen. Ağaçlar ile içe içe olan bir alana gelmişlerdi. Ağaçlar oldukça sıktı ama çadırları yerleştirecek kadar da geniş boşlukları vardı. Ellerini beline koydu ve gözleri ile Men Li'i aramaya başladı. Neredeyse tüm öğrenciler bitkin bir biçimde oturuyordu. Jin gelmemişti. Bu yüzden canı ayrıca sıkılırken tabi birde Panda ve Jae'nin de gözüne gözüne giren yakınlıkları vardı. Önüne düşen açık kahverengi saçlarını omzundan geriye atarken yüzünü Panda ve Jae'den farklı yöne çevirdi. Lee Sun'da ortalıkta yok. Çadırı kurmamız gerek. Tam o sırada oldukça enerjik bir şekilde öğrencilerin arasından sıyrılan Men Li'i fark etti. "MEN LI!" Kızın kendisini görebilmesi için de elini bir kaç kez havada salladı. Men Li'i yeniden canlı ve enerjik görmek hoşuna gidiyordu. Son birkaç ayda okulda resmen izole edilmiş bir halde kendi kabuğuna saklanmıştı. Arkadaşı yanına geldiğinde içten bir gülümseme ile ona baktı ve ellerini yavaşça birbirlerine vurup heyecanla konuşmaya başladı. "Men Li şükürler olsun ortaya çıktın. Şu çadırı erkenden kurmalıyız. Lee Sun'ı gördün mü? Onunda yardımı oldukça iyi olurdu aslında. Muhtemelen yemek malzemelerini de erken dağıtırlar. Rahat rahat kuruluruz." Bileğinde siyah tokayla saçlarını kafasının tepesinde hızla topladı ve Men Li'nin kolunun altında tuttuğu çadırın malzemelerini hızla elleri arasına aldı.

tarafından **Chen Men Li** Paz Ara. 02, 2012 4:45 am

Okuldaki dedikodu ağında, Çin'deki eski hayatının haberleri yayılmış ve bu yüzden sevgilisi ondan ayrılmıştır. Hatta sevgilsiyle ayrılık haberleri de dedikodu olarak paylaşılmış ve okul hayatında hiç yaşamadığı şeyleri yaşamaıştır. Zaten az olan bir kaç arkadaşını da kaybetmiş hatta Astronomi Kulübündeki arkadaşları onu kulüp başkanlığından almak istemişlerdi, futbol takımında daha önce hiç konuşmadığı bir kaç çocuk ona yatma teklifi bile etmişti. Bütün bu olaylar onu çok yıpratmış ve bir süre kabuğuna çekilmesine neden olmuştu. Bu süreçte sürekli düşünmüştü. İki karakter barınıyordu ruhunda. Ama hangisi gerçek Men Li'ydi bilmiyordu. Gerçeğini arıyordu ama korkuyordu. Bu süreçte onu yalnız bırakmayan tek kişi aynı uyruğu paylaştığı Çinli Mei Jia'ydı. Onu kardeşi gibi görüyordu, çok yakındı ona. Onun sayesinde toparlanmış ve harmanlanmış bir Men Li çıkarmışlardı ortaya -tabi arada karakter bozukluğu yaşıyordu yine ama-. Pembe olan saçlarını siyaha boyatmış, astronomi kulübüne yeni çalışmalar götürerek onların gönlünü almış ve kaldığı yerden son sürat ilerlemeye devam etmiştir. Tabi hala arada bi kaç futbolcu veya kendini bilmez öğrenciler gelip salakça tekliflerde bulunsa da onları umursamamayı Mei Jia'ın yardımları öğrenmişti. Artık kırılan güveni kendine gelmişti. Gülümseyebiliyordu ve insan içine çıkabiliyordu. Onlara enerjik, sevimli, sosyal eski ve yeni karışımı Men Li'i tanıyordu ki bu kamp işi daha iyi olmuştu. Çoğu kişiyle şimdiden kaynaşmıştı.

Kmap alanına geldiğinde sırada kaybettiği Mei Jia'ı arıyordu, tabi güler yüzlü ve esprili Men Li olarak şimdiden çevre yapmıştı kendine. Kendisine el sallayan Mei Jia'ı gördüğünde enerjik tavırları ve güler yüzüyle ona yaklaştı. Kızın konuşmasını canlılıkla izlerken çadırı alıp açmaya başlamasına karşılık "Uuuu! Sadece yemeklerin senden olacağını sanıyordum. Çalışkan Mei Jia'ı ortaya çıkarıyorsun. İstersen ben Lee Sun'ı arayayım sen çadıra başla." dedi kıkırdaması arasında bir adım geri atarak. İzin vermeyeceğini biliyordu sadece biraz onu gevşetmek ve eğlendirmek istiyordu. Lee Sun ile de otobüste tanışmıştı ve sevmişti. Şimdi üçü aynı çadırda kalacaklarına göre, Mei Jia yemekten, Men Li temizlikten ve Lee Sun'da çadır kurulumu-kaldırımından sorumluydu.

tarafından **Wang Mei Jia** Paz Ara. 02, 2012 5:31 am

Elinde ki malzemeleri yere bıraktı ve ellerini beline yerleştirip geride ona sırıtarak bakan Men Li'ye döndü. "Lee Sun ortalıkta yok. Ve evet. Haklısın ben yemeklerden sorumluyum. O yüzden Lee Sun'da ortalıkta olmadığına göre çadırı sen kuruyorsun. Hadi bakalım." Men Li'nin yanına hızla geldi ve kızı malzemelere doğru itekledi. "İşten kaytarmak yok Men Li." Men Li'ye karşı şu dakikada gestapo gibi davranabilir ve rahat nefes aldırmaya bilirdi. Ama bir işle meşgul olması gerekiyordu kesinlikle. Çünkü gerilerden gelen Panda'nın kahkahasını duyması sinirlerini uçurtacak gibiydi. Halen neden böyle davrandığı anlamıyordu tabi. Evet. Kıskançlık krizinin eşiğindeydi ve kendisini tutmaya çalışıyordu yoksa Panda'nın saçlarını yolabilirdi. Tabi onu engelleyen diğer bir etmende Jin'di ama... O da burada değildi ve savunma gücünü zayıflıyordu. Men Li çantasını bırakıp, malzemelere yoğunlaşmıştı. Aslında bu durumu ona açmak istiyordu ama nasıl anlatabilirdi ki? Hoş o lanet dedikodu sitesinde herşey yayınlanıyordu ve okulun yarısını durumdan haberdardı. İki erkeği de aynı anda idare ettiği ile ilgili haber aklına geldikçe sinirleniyordu. Tabi birde Jae'nin onu terk ettiği haberi.. Ve Jin'in kollarına koşması... Elini alnına dayadı. Migreni başlayacaktı ve ilaçlarının yanında olup olmadığından emin değildi. Omzundan geriye baktığında çadırlarından fazla uzakta olan Panda'ı ve Jae'i fark etti. Yüzünü buruşturmamak için kendisini zorlamıştı. Retro partide Jae'nin sözleri, kendisinden hoşlandığını söylemesi aklına geliyordu. O çıktıkları kısa birkaç ayda kendisine olan davranışları, süprizleri... Öksürme sesini duyduğunda yüzünü yeniden Men Li'e çevirdi ve ister istemez yakalanmanın etkisi ile kızardı.

tarafından **Chen Men Li** Paz Ara. 02, 2012 8:13 am

Kesinlikle Lee Sun'ı bulup onun görevini ona yaptırmalıydı. Tamam fazla zeki olabilirim ama asla çadır kurmam, beceremem. Yere oturmuş çadır kurmanın kısa yollarını yazan kağıdı okuyordu ama yapmayacaktı, bu oyalanma taktiğiydi. Lee Sun'ı bekliyordu. Dudaklarını birbirine bastırmış ve kelimeler arasında kaybolmuştu. Bazen okurken birden Koreceye yabancı gibi oluyordu ama sonra normalleşiyordu. Ayağa kalktı ve arkasını dönüp gözlerini kıstı. Gözleriyle sarı saçlı Lee Sun'ı arıyordu. Görmüştü. Evet küçük kaçak. Şimdi görevinizi yerine getirmeniz için sizi çağıracağım. Arkasını döndü, Lee Sun'ı görüdğünü ve onu çağırmaya gideceğini söyleyecekti ama kızarmış yüzle Mei Jia'ın eski sevgilisine baktığını gördü. Hafifçe öksürdü. Arkadaşının bu durumuna üzülüyordu. Kendisinin sorunlarıyla boğuşurken onun sorunlarını düşünmemişti. Kötü bir arkadaşıyım. "Bana anlatmak istediğin bir şey var mı?" Onun dertlerini dinleyip çözüm bulmayı istiyordu, Mei Jia'ın kendisine nasıl yardımları dokunduysa aynısını şimdi o yapacaktı. Kardeşi gibi görüyordu onu. "Çince de anlatabilirsin, kimsenin duymasını istemiyorsan."

tarafından **Wang Mei Jia** Paz Ara. 16, 2012 3:49 am

Montunun fermuarı ile oynamaya başladı ve umursamaz davrandı. Men Li'ye anlatabileceğini düşünüyordu tabi ki. Ona her koşulda güvenirdi. Ama... Böyle duygulara sahip olmakta utanıyordu. Neden Jae'i kıskanıyordu? Onu hiç sevmemişti. Evet belki küçük çaplı bir etkilenme yaşamıştı çünkü Jae fazlasıyla romantik davranmıştı her seferinde kendisine. Ama Jin. O bambaşkaydı. O basketbol sahasında tanışıp neredeyse birbirlerini lime edeceklerdi ama sonra okulda gözleri hep onu aradı. Onunla uğraşmayı, sinirlendirmeyi sevdi. Reto partide Jae'nin teklifini kabul etmesinin tek nedeni gene Jin'i kıskandırmaktı. Sonrası arap saçına dönmüş gibiydi. Jin'i düşünürken Jae'nin sevgilisi olmak. Zaten sadece iki ay sonra Jae onu terk etmişti. Görünürde ki sebep Jia'nın ona karşılık vermemesi. Onunla birlikte olmaması hatta öpüşmemesi. İlk öpücüğünü dahi Jin'le yaşamıştı. Jae'nin onu terk etmesi ile Jin'e koşmuştu. Ama şimdi sanki yeniden işler terse dönmüş gibiydi. Jin'e birlikteydi. Aslında Jin ile aralarında ki ilişkiye bir ad koymamışlardı ama bunu dile getirmeye gerek yoktu sonuçta. Jin'i seviyordu ve Jin'in de kendisini sevdiğinden emindi. Ama işi karıştıran nokta Jae ve Panda'ydı şimdi. APTAL JIA! JAE'İ SEVMEDİN AMA ŞİMDİ ONU KISKANIYORSUN! HEMDE... PANDA'DAN. O KIZ... FAZLA İYİ. GERÇEKTEN APTALSIN. Okul kış tatiline girene kadar Panda'ya tehditkar bakışlar attığının farkındaydı. Hatta yanına gelip yardım etmek istediğinde dahi kızı geri çeviriyor ve suratsız davranıyordu. Ve şimdi de aynı şekilde bakıyordu onlara. Malzemeleri ayağıyıla itekledi ve Men Li'nin yanına oturdu. Bacaklarını kendisine çekip çenesini dizlerine dayadı ve sıkılgan bir tavırla yanaklarını şişirdi. Çince konuşabilirdi onunla ama son yılı göz önüne alınca Bay Kim'in gelmesi ile Çince dersi almaya başlamışlardı ama tabi bu konuya da güvebemiyordu. Sonuçta dönemin Çince dersinden öğrenciler az çok öğrenmeye başlamışlardı ama... Muhtemelen yeteri kadar öğrenmemişlerdi. Sanırım. Buna güvenerek Çince konuşmaya başladı. "Men... O kadar aptalım ki. Neden böyle davrandığımı bilmiyorum. Çok saçma. Düşünmeden duramıyorum. Jin'i seviyorum. Ama... Jae'i Panda'dan kıskanıyorum."

[KAMP] Been A Long Time

[KAMP] Been A Long Time

Geri: [KAMP] Been A Long Time

Geri: [KAMP] Been A Long Time

Geri: [KAMP] Been A Long Time

Geri: [KAMP] Been A Long Time