[KAMP] 4U
4 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
[KAMP] 4U
Oturduğu yerde rahatsız bir şekilde kıpırdandı. Yolculuklardan kendini bildi bileli nefret ettiği yetmiyormuş gibi, cam kenarına da Gyu'nun oturmasına izin vermişti. Zaten nasıl 'hayır' diyebilirdi ki? Başını geriye doğru yasladı. Sol eli midesinin üstünde, sağ eli ise yumru halini almıştı. Ciddi anlamda, otobüse adım attığı andan itibaren mide bulantısının başlaması tüm gününün kötü geçeceğini haber veriyordu. Renginin attığını göremese de hissedebiliyordu. Sarılık hastası gibi görünmekten korktuğu için boynundaki atkısını biraz daha yukarıya çekti. Ağzı kuruyordu ve elleri şimdiden buz kesmişti. Kamp alanında ölmek istemiyordu. Uğuldayan kulaklarına bir yandan Gyu'nun telefonuna gelen bildirim sesi diğer yandan ise Ryu'nun yüksek sesli konuşması ve kahkahaları geliyordu. Oradan buradan, her yerden sesler etrafını kuşatmış durumdaydı ve şu an için tek düşünebildiği şey birisine yaslanıp uyumaktı. Önündeki iki koltuğun arasından Kyu'nun omzunu, ensesinin bir kısmını, oradan saçlarını görebiliyordu. Dudaklarının yarısına kadar kapatan atkı sayesinde rahatlıkla gülümseyebildi. Kendini bir an için sapık gibi hissetse de aslında böyle bir amacı yoktu. Sadece aşık olduğu çocuğu izliyordu, bu sapıklık sayılmazdı. Ryu'nun kahkahaları hat safhaya ulaştığında Gyu'nun da olaya dahil olmasıyla birlikte sevgilisinin delirmesine az kaldığını hissetmişti. Çok değil. Yirmi saniye veriyorum. Bir, iki, üç, dört, beş, altı... Onun çenesinin kasıldığını rahatlıkla görebiliyordu. Gyu tarafından kendisine yöneltilen bir kaç soruyu cevapsız bıraktığında, aklında yalnızca bir kaç saniye kalmıştı. On yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi. Son sayıyı söylediği saniye ile Kyu'nun bağırdığı saniye kesiştiği anda gülmemek için tuttu kendisini. Onun ayağa kalkışını ve Ryu'yu ezercesine geçişini, otobüs koridorunda Gyu'ya bağırışını izliyordu. Bütün olaylara sessiz kalışı mide bulantısının en üst noktaya çıktığının göstergesiydi. Bir şeyler söylemek istese de dudaklarını birbirinden ayırmak istemediği için sustu. Sakince ayağa kalkıp Gyu'nun geçmesine izin verdi. Sanırım... Kusmama ramak kaldı. Eliyle cam kenarını işaret etti Kyu'ya. "Cam kenarına geçer misin?" Mırıldanır gibi çıkan sesi karşısında boğazını temizledi. O koltuğa oturduğu an seri bir şekilde kendisi de geçti yanına. Tekrar eski pozisyonunu almıştı. Koltuğunda biraz kayıp başını arkaya yaslamış ve yine tek eliyle midesine bastırmaya başlamıştı. Tam Kyu'ya bir şey diyecekken Ryu'nun tekrar kahkaha atmasıyla birlikte gözlerini uzunca bir süre kapattı. Bir elini ön koltuğun üstünden atarak Ryu'nun saçlarına götürdü. Parmağının uçları dokunabiliyordu yalnızca. "Ryun-sshi... Biraz sessiz olabilir misiniz?" Bir kaç saniye sonra parmaklarının ucunda hissettiği sıcaklıkla birlikte Ryu'nun elini tuttuğunu fark etmişti. Kendisine cevap olarak sadece ellerinin çok güzel olduğunu söylemesiyle birlikte hızlı bir şekilde çekti elini onun başının üstünden. "Sessiz olun demiştim. Ellerim hakkında yorum yapmanızı istemedim." Farkında olmadan sert bir ses tonuyla konuştuğunu anlayınca iyice gömüldü koltuğuna. Kyu'nun bakışlarını üstünde hissediyordu ve bu durumdan hoşnut olduğu söylenemezdi.
Yoo Joon- III. Sınıf | Öğrenci Konseyi Başkan Yard.
- Mesaj Sayısı : 12
Geri: [KAMP] 4U
Kamp tarzı saçma sapan okul etkinliklerinden nefret ediyor olması yetmiyormuş gibi sevgilisi olan adamın bir koltuk önünde oturuyor olması sinirlerini geren bir başka şeydi. Ne istediğini kendisi bile bilmiyordu. Sırf onunla olan ilişkisini çaktırmamak için ondan uzak duruyor olması ve Gyu' nun Yuu'yla oturma isteğine karışamamış olması bile Kyu gibi bir adamın delirmesi için yeterli bir sebepti. Tanrı aşkına, Kyu eşittir sabırsızlık ve hızlı köpürmek demekti. Buna rağmen Ryu' nun TJ ile nasıl birlikte olduğunu, onu özlediğini söylemesini sabırla dinlemeye çalışıyordu. Gerçi dinlediği söylenebilecek olan son şeydi. Başını otobüsün camına yaslamış ve elinden geldiğinde onun şapşal konuşmalarından uzak duruyordu. Gerçek anlamda boş konuşmalardan nefret ediyordu. Onun sevgilisiyle ne yaptığını bilmek istemediği yetmiyormuş gibi Gyu' nun telefonundaki mesaj tonu beynindeki damarlara taş etkisi yapıyordu. Gee, gee, gee, gee, gee~ seslerinin ardından gelen mesaj yazma tıkırtılarından dolayı arkasını dönüp telefonu almak ve camdan dışarı atmak istemişti. Tek yaptığı şey ise bağırarak ayağa kalkmak, Ryu' nun ağzına sıçmak, ardından Gyu' nun ağzına sıçmak ve onu saçından sürükleyip Ryu' nun yanına oturtmasına gerek kalmadan Gyu' nun kendi isteğiyle oturması olmuştu. Sevgilisinin yanına geçerek cam kenarına oturduğunda öndeki ikiz dingillerin konuşmalarını bile önemsememişti. Onun dağılmış sarı saçlarına nazikçe dokundu. Konuştuğu bile söylenemezdi. Yuu' nun soğuğu sevmediğini az çok öğrenebilmişti. " Üşüyor musun? " sorusuna her ne kadar kaçamak bir cevap vermiş olsa da görmezden gelmeyecekti. Kyu dünyada kurt kıvamındaki nadir insanlardan birisi olduğu için vücudu sıcak olurdu ve asla üşümezdi. Sol eliyle onun elini kendine çekerek parmaklarını parmaklarının arasından geçirdi. Onun elinin soğukluğu kendi ellerinin arasında dağılırken tek hissettiği şey kendi kalp atışlarıydı. Onu keskin bakışlarla süzüyor ve içinden gelen onu öpme isteğini bastırmaya çalışıyordu. Nasıl da hayatına öylece girip kendisine aşık ettiği konusunda tek bir fikri bile yoktu. Başını çevirip camdan dışarı baktığında dağın karlı bölümüne doğru gittiklerini farketmişti. Varış yerine geldiğinde yavaşlayan arabadan dolayı elini onun ellerinden çekti ve öğretmenlerinden önce ayağa kalktı. Arabanın durmasını bekleyememişti bile. Kapı açılır açılmaz kendisini dışarı atması bir olmuştu. Kesinlikle yolculuklardan nefret ediyordu. Aşağı indiğinde 4U' nun tek meselesi çadırda kimle kimin kalacağı olmuştu. Sessiz kalmayı tercih etti. Yine de Yuu ile kalmak istediği su götürmez bir gerçekti. " Herkes kendi odasında kimle kalıyorsa burada da öyle olacak. " şeklinde kısa ve sert bir yorumla konu hakkındaki net düşüncesini belirtmişti. Gyu' nun karşı çıkamayacağından emindi. Kendisinden korkutmayı başarmıştı. Kim bir mafyanın oğluna karşı gelmek isterdi ki? Diğer bir yandan ise kamp konusunda en tecrübeli insanın Kyu olduğu söylenebilirdi. Vahşi doğada hayatta kalabilecek nadir insanlardan birisiydi.
Yoon Kyun Woo- III. Sınıf | Anyang Lions Kaptanı
- Mesaj Sayısı : 31
Lakap : Kyu.
Geri: [KAMP] 4U
Kollarını tavuk kanadı şekline getirip olduğu yerde sallanmaya başlamıştı. Kyu'yla çok fazla eğlenemeyeceğini bilse de kendi çapında eğlenebilir ve kendi kendine konuşabilirdi. Tam boktan sesiyle f(x)'teki Luna'nın bölümlerini söyleyecekti ki cebindeki telefonun titremesiyle birlikte duraksadı. "UH! JEONNIE MESAJ ATTI~!" Hızlı bir şekilde omzunu Kyu'nun omzuna vurup gülme krizlerine girmişti. "Senin sevgilin yok tabi. Bilemezsin bu duyguyu." Eye smile bir şekilde ona bakarken gözlerini hafifçe açtığında karşılaştığı bakışla birlikte oturduğu koltuğun iyice köşesine çekilmişti. "Ş-şaka da yapılmıyor be..." Elindeki telefon tekrar titreyince iyice heyecanlanmıştı. "NE SABIRSIZ SEVGİLİM VAR EHUEHU~" Koltuğuna dizlerini koyup arka tarafa dönmüştü. Telefonunu Gyu'ya gösteriyordu şimdi. "Jeonnie mesaj attı. Hem de iki defa üst üste attı." Çenesini koltuğun üst kısmına koyup kolları Yuu'nun önüne sarkacak şekilde kilidi açıp mesajlara girdi. Biraz önce bütün dişlerini göstererek sırıtırken saniyelik bir anla yüzü düşmüştü. Boş mesaj. İkinci mesajı açmaya korksa da sakince açtı diğerini de. Yanlışlıkla attım. YIKILMIŞTI. Dizlerinin üstünde çocuk gibi tepinmeye başlayıp hızlı bir şekilde tekrar koltuğa oturdu. Kyu'nun omzunu tutup onu sarstı hızlı bir şekilde. "YA! MİLLET SEVGİLİSİYLE ÇATIR ÇUTUR MESAJLAŞIR BENİMKİ ANCA BOŞ MESAJ ATAR. SONRA DA YANLIŞ ATTIM DER. CİDDEN GYU! TELEFONUNU KIRARIM." Kıskançlıktan ne yapacağını şaşırmıştı. Saçma sapan ağlama sesleri çıkarırken saniyelik bir şekilde ne olduğunu anlamadan kendini otobüs koridorunda bulmuştu. En son hatırladığı şey sol elinin Kyu'nun omzundan uzaklaştığıydı. Kendine geldiğinde Yuu'nun bakışlarıyla karşılaşmıştı. Ardından ise olduğu yerde tepinmeye başladı. "KYU BENİ SEVMİYOOĞ~ JEONNIE BENİ SEVMİYOOOĞ~ KİMSE BENİ SEVMİYOOĞ~ SADECE GYU BENİ SEVİYO~" Burnunu çekip sürünerek koltuğa oturdu. "Ö... Önemlio- Sil sil. Önemli, de... Değil. Noktalı virgül... Üüüç." Yazdığı şeyleri bir yandan da sesli bir şekilde söylemişti. "ÜHÜHEE~ KYUUUAAAH! TJ BENİ HİÇ SEVMİYOR. NİYE BENİ SEVMİY-" Yarıda kalan cümlesinin ardından kulağını dolduran bağırma sesi ve üstünden geçen varlıkla birlikte neye uğradığını şaşırdı. "Sanırım tır geçti..." Şaşkın bir şekilde etrafına bakınırken, daha kendine bile gelememişken ikinci bir tır etkisiyle birlikte bir anda solunda oturan kişinin Kyu değil Gyu olduğunu fark etmesinin hemen ardından korkudan sıçradı. "Işınlandın mı yahu?!" Koltuktan arkasına bakıp Kyu'yla göz göze gelince tekrar önüne döndü. "JEONNIE BENİ SEVMİYOOOOĞ~ GYU-AH BENİ SEVİYORSUN DİMİ?" Küçük çocuk ve kedi karışımı bir hareketle başını Gyu'nun omzuna sürtmeye başlamıştı. "AISH." Başını tekrar kendi koltuğuna yaslayıp önce alt dudağını yaladı, ardından ise ısırarak geri bırakmıştı. "Jeonnie'yi özledim. Varalım da bitsin artık. SEVGİLİMİ İSTİYORUM. JAE KI SEONSAENGNIIEEEM! DAHA YOLUMUZ ÇOK MU?! BEN BURADAN İNİP ARKADAKİ SERVİSE GEÇEMİYOR MUYUM? NİYE BU KIZ ERKEK AYRIMCIL-" Avazı çıktığı kadar bağırırken başının üstünde hissettiği el ile birlikte sustu. Arkadan sinek vızıltısı gibi gelen ses Yuu'ya aitti ve susmalarını istiyordu. Parmaklarını onun parmaklarına götürünce inceliğini fark edince direk şaşkın bir surat ifadesiyle Gyu'ya baktı. "Çok güzel elleri var lan. Senin ellerin bok gibi kanka." Ardından attığı kahkahayla birlikte duyduğu sert ses tonu karşısında sustu. Hayatının nadir anlarından birisini yaşıyordu şu an. Gyu'nun kulağına doğru yaklaştı iyice. "Hanım Yuu kızdı. Şşş..." Ardından başını onun omzuna yaslayıp sessiz bir şekilde konuşmaya devam etmişti. Yol boyunca susmak gibi bir niyeti yoktu işin aslı.
Jin Sae Ryun- III.Sınıf
- Mesaj Sayısı : 86
Geri: [KAMP] 4U
- Aşkıaaam~ Saranghaee <3
*gee gee gee gee baby baby*
+ Şu otobüsten bir ineyim... BİR İNEYİM!
- Ne yaparsın~?
*gee gee gee gee baby baby*
+ İlk işim seni öpmek olurdu yani. Tabi inebilseydim...
- Waee?! O kadar çok mu seviyorsun beni?
*gee gee gee gee baby baby*
+ Belli olmuyor mu?
- Aksini söylemedim ki.
*gee gee gee gee baby baby*
Yazışmalarından bir dakika kopup dünyaya döndüğünde etrafındaki kaos havasını ve Kyu' nun bağırışlarını duyabilmişti. Neye uğradığını şaşırmış olmasına rağmen bir android gibi kalkarak hızla Ryu' nun yanına oturdu. Hangi insan Kyu gibi birisine karşı gelebilir ki diye düşünmüştü o an. Kendisi gelmezdi mesela. En son dayak yeme olayından sonra - ki Kyu kendisine dokunmamıştı bile- oldukça hassaslaşmıştı ona karşı. Ryu' nun triplerinin üstüne sadece başını sallamakla yetindi. Micha kendisine mesaj atıyordu ve gerisi pekte umrunda değildi. " Üzülme kanka. Ben seni seviyorum. Wooooh~ I'm in a bromance~ " Lady Gaga' nın Bad Romance' ini kendisine göre coverlamış oluşu onun ne kadar zeki bir çocuk olduğunu değil, tam tersine ne kadar şaşkın olduğunu gösteriyordu. Bacakları uzun olduğu için koltuğa sığamıyor ve öndeki koltuğun arkasına dayanıyordu. Diz kapakları acımaya başlamıştı bile. " Tabii sen Hobbit olduğun için- " Ryu' nun dudaklarını yalayışına kaymıştı gözleri. Dudaklarını yalayışı o kadar erotikti ki, gerçek zamanlı porno olduğunu bile söyleyebilirdi. Gözlerini onun dudaklarından çeken şey telefonunun titremesi olmuştu. *gee gee gee gee baby baby* Telefonuna bakmaya tenezzül bile etmemişti. Yutkundu başını cama doğru çevirerek. Bu çocuk neden böyle ki? MICHA' NIN GÖĞÜSLERİ AKLINA GELSİN GYU. Kendi kendini sakinleştirmeye çalışırken yavaşlayan otobüs üstüne Ryu' nun kucağına atladı. " GELDİK! GERÇEKTEN GELDİK GALİBA." Biraz fazla heyecanlandığı da söylenebilirdi. Az önceki küçük çaplı porno yüzünden kendini kaybetmiş olsa da sevgilisinin göğüsleri arasında bulacağına inandığı için bir an önce dışarı çıkmak istiyordu. Adımlarını hızlandırarak Kyu' yu takip ederken ilk sorusu belliydi. " Kim kimle kalacak? Ben Yuu'yla kalmak istiyorum ya! Ryu böcekten korkar falan sabaha kadar uyuyamam. " Kendince geçerli sebepleri vardı. Kyu' nun sözleri üzerine konuşmasını kesti ve ayağını karda sürüyerek kararı beklemeye çalıştı. Yuu' yla kalmayı istiyor olmasına rağmen ölmek istemediği için Ryu' yla kalacak gibi görünüyordu.
*gee gee gee gee baby baby*
+ Şu otobüsten bir ineyim... BİR İNEYİM!
- Ne yaparsın~?
*gee gee gee gee baby baby*
+ İlk işim seni öpmek olurdu yani. Tabi inebilseydim...
- Waee?! O kadar çok mu seviyorsun beni?
*gee gee gee gee baby baby*
+ Belli olmuyor mu?
- Aksini söylemedim ki.
*gee gee gee gee baby baby*
Yazışmalarından bir dakika kopup dünyaya döndüğünde etrafındaki kaos havasını ve Kyu' nun bağırışlarını duyabilmişti. Neye uğradığını şaşırmış olmasına rağmen bir android gibi kalkarak hızla Ryu' nun yanına oturdu. Hangi insan Kyu gibi birisine karşı gelebilir ki diye düşünmüştü o an. Kendisi gelmezdi mesela. En son dayak yeme olayından sonra - ki Kyu kendisine dokunmamıştı bile- oldukça hassaslaşmıştı ona karşı. Ryu' nun triplerinin üstüne sadece başını sallamakla yetindi. Micha kendisine mesaj atıyordu ve gerisi pekte umrunda değildi. " Üzülme kanka. Ben seni seviyorum. Wooooh~ I'm in a bromance~ " Lady Gaga' nın Bad Romance' ini kendisine göre coverlamış oluşu onun ne kadar zeki bir çocuk olduğunu değil, tam tersine ne kadar şaşkın olduğunu gösteriyordu. Bacakları uzun olduğu için koltuğa sığamıyor ve öndeki koltuğun arkasına dayanıyordu. Diz kapakları acımaya başlamıştı bile. " Tabii sen Hobbit olduğun için- " Ryu' nun dudaklarını yalayışına kaymıştı gözleri. Dudaklarını yalayışı o kadar erotikti ki, gerçek zamanlı porno olduğunu bile söyleyebilirdi. Gözlerini onun dudaklarından çeken şey telefonunun titremesi olmuştu. *gee gee gee gee baby baby* Telefonuna bakmaya tenezzül bile etmemişti. Yutkundu başını cama doğru çevirerek. Bu çocuk neden böyle ki? MICHA' NIN GÖĞÜSLERİ AKLINA GELSİN GYU. Kendi kendini sakinleştirmeye çalışırken yavaşlayan otobüs üstüne Ryu' nun kucağına atladı. " GELDİK! GERÇEKTEN GELDİK GALİBA." Biraz fazla heyecanlandığı da söylenebilirdi. Az önceki küçük çaplı porno yüzünden kendini kaybetmiş olsa da sevgilisinin göğüsleri arasında bulacağına inandığı için bir an önce dışarı çıkmak istiyordu. Adımlarını hızlandırarak Kyu' yu takip ederken ilk sorusu belliydi. " Kim kimle kalacak? Ben Yuu'yla kalmak istiyorum ya! Ryu böcekten korkar falan sabaha kadar uyuyamam. " Kendince geçerli sebepleri vardı. Kyu' nun sözleri üzerine konuşmasını kesti ve ayağını karda sürüyerek kararı beklemeye çalıştı. Yuu' yla kalmayı istiyor olmasına rağmen ölmek istemediği için Ryu' yla kalacak gibi görünüyordu.
Lee Ho Gyu- III. Sınıf | Anyang Takım Oyuncusu
- Mesaj Sayısı : 7
Lakap : 4U's Oppa.
Geri: [KAMP] 4U
Soğuk ve mide bulantısının birleşmesiyle birlikte uykuya dalacağını hissediyordu. Gözleri kapanıyor, zihni bulanıklaşıyordu her saniye. Midesindeki safranın boğazına kadar çıktığını hissediyordu. Temiz havaya ihtiyacı vardı. Yüzünü yıkamalı ve biraz olsun uzanmalıydı bir yere. Güçlükle yutkundu. Tanrım, lütfen... Şimdi olmaz. Sıcak bir yere gitmek istiyordu. Zaten çok fazla yemek yemiyordu... Üstelik kansızdı. Beyaz ellerinin üstünde damarları belli oluyordu şimdi. Onun parmaklarını saçları arasında hissedince tekrar dünyaya dönebilmişti. Üşüyüp üşümediğini sorduğunda o an sadece negatif yönde cevap verdi. Çok geçmeden parmakları arasında hissettiği fazlalıkla birlikte gözlerini ellerine çevirdi. Parmaklarını kendi parmaklarının arasına geçirmişti. Şu an onun elini hissedebilmek için her şeyini verebilirken, hissedebildiği tek şey elini saran bir cisimdi.
Tam uykuya dalacakken bir anda ısınan elinde hissettiği soğuklukla birlikte açtı gözlerini. Gelmişlerdi. Kyu'nun geçmesi için yer verirken bütün otobüs boşalana kadar bekledi. Kalabalığı ve itiş kakışı sevmiyordu. Assolist gibi otobüsten son çıkan kişi olunca atkısını düzeltip ellerini montunun cebine soktu seri bir şekilde. Uykusuzluktan gözlerinin altı morarmıştı açık ve net bir şekilde. Başı hafif öne eğik bir şekilde konuşulanları dinlemeye başladı. Kim kiminle kalacaktı harbiden? Elbette Kyu'yla kalmak istiyordu ama bunu ulu orta bir şekilde dile getiremeyeceği için bütün işi onlara atmak istemişti. "Ben hepinizle kalırım. Kendi aranızda halledin." Kyu'nun bakışlarını üzerinde hissettiğini fark ettikçe içi ürperiyordu. Gyu'ya sokuldu hafifçe. Rüzgardan korunmaktı o an tek amacı. "Çabuk karar verseniz iyi olur... Donmak istemiyorum."
Tam uykuya dalacakken bir anda ısınan elinde hissettiği soğuklukla birlikte açtı gözlerini. Gelmişlerdi. Kyu'nun geçmesi için yer verirken bütün otobüs boşalana kadar bekledi. Kalabalığı ve itiş kakışı sevmiyordu. Assolist gibi otobüsten son çıkan kişi olunca atkısını düzeltip ellerini montunun cebine soktu seri bir şekilde. Uykusuzluktan gözlerinin altı morarmıştı açık ve net bir şekilde. Başı hafif öne eğik bir şekilde konuşulanları dinlemeye başladı. Kim kiminle kalacaktı harbiden? Elbette Kyu'yla kalmak istiyordu ama bunu ulu orta bir şekilde dile getiremeyeceği için bütün işi onlara atmak istemişti. "Ben hepinizle kalırım. Kendi aranızda halledin." Kyu'nun bakışlarını üzerinde hissettiğini fark ettikçe içi ürperiyordu. Gyu'ya sokuldu hafifçe. Rüzgardan korunmaktı o an tek amacı. "Çabuk karar verseniz iyi olur... Donmak istemiyorum."
Yoo Joon- III. Sınıf | Öğrenci Konseyi Başkan Yard.
- Mesaj Sayısı : 12
Geri: [KAMP] 4U
Önündeki aptal ikilinin sahte aşk gösterileri bitmek bilmezmiş gibi devam ederken bu olaya bir nokta koyması gerektiğini düşünmüştü. Gyu'yu engellemiş olsa da grubun en aptalı olan Ryu' ya laf geçirmek herşeyden zor oluyordu. Arabanın bagajındaki çadır çantalarından birisini kaptığı gibi Yuu' nun elini tuttu ve kendine çadırı kuracağı bir yer seçmeye başladı. En uzak ve en sessiz yeri seçmeye çalışıyordu. " Burası. " Yine kimseye danışmadan kararını vermiş ve çadırı kurmaya başlamıştı. Diğerlerinin saatlerce uğraşıp yapamadığını kolayca yapmış ve çadırı kurmuştu. " Eşyaları sen yerleşti- Neyse. " Onun soğuktan titrediğini görüğü için çantasını çadırdan içeri fırlattı ve Yuu'yu yavaşça çadıra doğru itti, ardından içeri girdi. " Üşüyorsan söyle demiştim. " Onun üstündeki atkı ve ceketi çıkartarak kendine doğru çekti. Tüm vücudunun sıcaklığını hissedebilmesi için bunu yapmıştı. Gerçek anlamda bir kurt gibi olduğu söylenebilirdi. Dışarısı fazlasıyla soğukken o fazlasıyla sıcaktı. Onun çoktan ısınmaya başladığını hissediyordu. Ortamın sessizliği hoşuna gitmişti, üstelik onun kokusunu içine çekme fırsatı da yakalamıştı. Kollarını onun vücuduna dolamışken bunu daha iyi yaptığı söylenebilirdi. Çenesini onun başına yaslamış bir şekilde etrafa bakınıyordu. " Dışarısı fazla gürültülü. Bu saçmalığı her yıl çekmek zorunda mıyız? " Gerçek anlamda insanlarla kaynaşmalı olan şeyler Kyu gibi birisine göre değildi. Parmaklarını onun vücuduna iyice bastırıp kendine çekti. " İnsanları sevmiyorum. Cidden..." Güzel ile Çirkin hikayesindeki Çirkin olmak ona ne yakışırdı oysa ki... İnsanlardan uzak bir malikanede yaşamayı insan olmaya tercih ederdi.
Yoon Kyun Woo- III. Sınıf | Anyang Lions Kaptanı
- Mesaj Sayısı : 31
Lakap : Kyu.
Geri: [KAMP] 4U
Ciddi anlamda sevgilisiyle konuşmak istiyordu. Bunalıma girmiş gibiydi çünkü. Kimsenin onu sevmediğini düşünmeye başlamasıyla birlikte kendini gösteren ergen duyguları daha büyümediğinin tam anlamıyla bir kanıtıydı. Kulağını sürekli olarak dolduran mesaj sesiyle iyice hüzne boğuyordu onu. "Kimse beni sevmiyooğ~" Mırıldanarak söylediği cümlenin ardından insanların hareketlenmesiyle yaklaştıklarını anlaması biraz uzun sürmüştü. Otobüs durduğu an Gyu'nun yanından fırlaması bir olmuştu. "AŞK ÇOCUĞU! KOŞ HEMEN SEVGİLİNE! BENİMKİNE ASILIRSAN KENDİNİ ÖLMÜŞ BİL!" Telefonunu hızlı bir şekilde cebine sıkıştırıp koşar adım peşinden çıktı. Üstelik otobüsten inmesi çok da kolay olmuştu. Bütün insanları kafalarından tutarak geriye doğru çekmişti çünkü. "Eski takım kaptanınıza yol ver in bakıyım! Açılın. AÇILIN LAN." Temiz havayı solumak için yapmadığı şebeklik kalmamıştı resmen. Ayakları asfalt zemine bastığında gerindi. Kyu'yu yarı çıplak gördükçe kendisine üşüme geliyordu. Hemen ardından ise Yuu'ya bakınca ter basıyordu. "Aish... Bu çocukların orta noktası benim bence." Ryu ve egoist düşünceleri... Başını onaylarcasına sallarken Gyu'nun söylediği cümleyle birlikte kendini bağırmak için hazırladı. "YA! KİMMİŞ BÖCEKTEN KORKAN?! YERDEKİ BÖCEĞİ ÖLDÜRMEKTEN ÇEKİNMİYORSUN AMA UÇUNCA KORKAK KEDİ GİBİ TAVANA ÇIKIYORSUN. AĞZINA VURAYIM MI Bİ' TANE?!" Ellerini yumruk yapmışken tamamen aksanlı konuştuğunu fark etmemişti bile. Yıllardır Çin'de kalmanın getirdiği dezavantajlardan bir tanesiydi bu. Gyu'nun omzuna yumruğunu indirirken söylenmeye devam ediyordu. "Ayrıca ben Yuu'yla kalmak istiyorum. Hep sen hep sen olmaz. Eminim çok daha saygılıdır. Yuu omma. YUU OMMA BENİ KOLLARININ ARASINA AL. BENİ KUTSA. Ya Kyu-ah. Duydun mu? Yuu'yla kalacağım, Yuu'yla. Seninle ve Gyu'nun osuruk sesiyle uyumak istemiyorum. Ya... YA!" Kimsenin kendisini dinlemediğini fark edince direkt olarak bağırma moduna girmişti ki Kyu'nun Yuu'yu götürmesiyle tam anlamıyla pokerface bir şekilde baktı Gyu'ya. "Maknae de değilim ki sözüm dinlenmesin... Yine sana kaldık. Meh. Hani, eşyaları sen taşı. Üşüyorum ben. Sen üşümezsin. Anyang futbol takımı üyeleri üşümez. Koçum benim." Gyu'nun omzuna bir yumruk daha indirip önden önden yürümeye başladı. Bir yandan ıslık çalıyor, bir yandan ise Tae Jeon ile ne zaman görüşebileceğini hesaplıyordu. En yakın zaman akşam yemeği gibi duruyordu ki, bu da rahat üç, üç buçuk saat demekti.
Jin Sae Ryun- III.Sınıf
- Mesaj Sayısı : 86
Geri: [KAMP] 4U
En iyi arkadaşının yüzüne yumruğu gömmemek için zor dursa da yüzündeki gerginliğin bile onu uyarabileceğinden emindi. Sanki osuruyormuşum gibi! Kendi horlamasını duymuyor sanırım! En şikayetçi olduğu konunun onun horlaması ve bacaklarını üstüne atmasıydı. Geceleri çok deliksiz uyumasına rağmen uykularını kabusa çeviren yegane şeylerden birisi onun tarafından tekmelenmekti. " Aissh! Jinjja! Tam bi embesilsin Ryu. " Gözlerini devirerek onun üstüne attığı çantaları taşımaya başladı. Neden taşıdığını bile bilmiyordu. Hobbit boyutlarında olan ufak arkadaşını öldürmemek adına üstüne aldığı görevlerden birisi gibi görünüyor olsa da tam olarak böyle sayılmazdı. Sadece yapmak istediği için yapıyordu, bir amacı yoktu. " Hay takıma da, sana da..." Parmak uçlarının donduğunu hissettiği için çantaları bir süreliğine yere indirerek ellerine nefesini vermeye başladı." Ağzına sıçıcam senin. KOŞ GİT ŞU ÇADIRI KUR YEA! Bi işe yara öf! " Aralarındaki yeni evli çift kavgası bitmek bilmeden devam ediyordu. Eşyaları yere attığı gibi dizlerinin üstüne çökerek ellerini ısıtmaya başlamıştı." Hayır, hep böyle bir sorumsuzluğun var. Sonra TJ BENİ SEVMİEYOOAAAĞĞ! Tabii sevmez! Sorumsuzsun çünkü! " Tripli kadınlar gibiydi ve şimdilik duracak gibi görünmüyordu. " Bak benim kız arkadaşıma, ne kadar çok görüşüyoruz. Bir de sana bak! Sorumsuzsun yani. Ben de olsam seni terkederdim." Gözlerini devirerek dağı izlemeye devam etti. Canı sıkıldığı yetmiyormuş gibi söylenmeye başlamıştı şimdi de. Bu ise kötü bir gezi dönemi geçireceklerinin ilk ispatıydı. Yine de fazla üstüne gitmemeye karar vermişti. Kyu'dan yediği göz azarıyla birlikte gerginlik seviyesi artmıştı.
Lee Ho Gyu- III. Sınıf | Anyang Takım Oyuncusu
- Mesaj Sayısı : 7
Lakap : 4U's Oppa.
Similar topics
» [KAMP] I'm Hungery
» [KAMP] Stupid Boy
» [KAMP] Mysterious Man
» [KAMP] Been A Long Time
» [KAMP] Warm Fire
» [KAMP] Stupid Boy
» [KAMP] Mysterious Man
» [KAMP] Been A Long Time
» [KAMP] Warm Fire
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz