[KAMP] Mysterious Man
3 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
[KAMP] Mysterious Man
Kwon Na Sun & Ham Ji Eun & Jung Hee Dong
Yanı başında oturan Hye Rim ve Yoorie ile beraber yaptıkları rameni keyifle yiyorlardı. Malzemelerde ramen olmasının mükemmel olduğunu düşünüyordu kesinlikle. Neredeyse tüm kaseyi ağzına dikmişti. Çadırın içinde aylak bir biçimde üçüde oturmuştu. Arada sırada kızların ramenlerine göz dikiyordu. Tabi Yoorie kaşlarını çatarak geriliyor ve kasesini göğsüne bastırıyordu, Hye Rim ise sadece kıkırdamakla yetiniyordu. Jieun içinde ramen hazırlamışlardı ama ortalıkta değildi. Tabi bu da oburluğunun tutma seviyesini arttıracak bir durumdu. Boş kasesini yere yerleştirip iştahla dudaklarını yaladı ve Jieun'ın kasesine gözlerini dikti. Ama Yoorie hemen kaseyi kaptı ve kendisinden uzakta duracak şekilde geriye yerleştirdi. "Unniee Jieun'ın ramenine göz dikme! İstersen sana yeni bir kaseye daha yaparız." Şüpheli gözlerle Yoorie'e baktı. "Ya yapmazsan." Yoorie'de keskin bakışlar ile ona karşılık verdi. "Git ve Jieun'ı bul. Bende ramen hazırlarım sana. Döndüğünde bir kase ramen seni bekliyor olacak. Tabi... Yanında Jieun varsa. Yoksa o rameni Hye Rim ile beraber ben yerim ve sende bizi izlersin." Yavaşça ayağa kalktı ve sarı saçlarından parmaklarını geçirip. "Peki tamam. Anlaşma anlaşmadır. Unutma." Parmağını iki kıza salladı. Kırmızı montunu ve uzun botlarını da ayağına geçirip çadırdan çıktı. Halen bacağı sızlıyordu ama şükürler olsun alçı çıkmıştı ve daha rahat hissediyordu. Kıstığı gözleri ile kamp alanını inceledi. İki hafta boyunca da rahat olacaktı. Ponpon kızlar gelmemişlerdi. Sadece Yongah'ı bir ara seçebilmişti ama o da ponpon kız sayılmazdı sonuçta ve aldığı son duyumlara göre melekleşmeye başlamıştı. Nerede ki bu kız ya? Çadırın gerisine baktı. Ağaçların aralarında uzaklarda bir yerde görmeyi amaçlıyordu ve tabi gördü. Siyah kısa düz saçları ve boynuna sardığı mor atkıyı seçebilmişti. Kampın diğer tarafında elinde cep telefonu ile konuşuyordu ve hayret verici bir şekilde gülümsüyordu. Kim Jieun'ı bu kadar gülümsetiyor acaba? Yavaşça ilerlemeye başladı. Çağıracaktı ama iki hafta boyunca çığırtkan Na Sun olarak etrafta dolanmak istemiyordu. Elleri cebine soktu ve ilerlemeye devam etti ama Jieun telefonu kapatıp, çadırların arkasında ormana doğru kaybolunca ne yapacağını şaşırdı. Nereye gitti ki bu şimdi? Adımlarını hızlandırarak ilerlemeye devam etti. Geldikleri çıkış yolundan aşağıya iniyordu. Herhalde geri dönmeyi planlamıyor. Peşinden gitmeye devam etti. Bir süre sonra Jieun ağaçların arasında kaybolunca kendisi de ağaçların arasına daldı. Sherlock Holmes gibi hissediyorum. Dedektif romanları okumayı bıraksam iyi olacak. Hep babam yüzünden. Jieun'ı durduğunu gördüğünde ağacın arkasından sıyrılıp onu korkutmayı planlıyordu ama biriyle konuştuğunu fark etmişti. Gizemli bir adam. Vay Unniee Jieun. Ağaçtan yavaşça kafasını uzatıp konuştuğu kişiyi fark ettiğinde tüm vücudu kaskatı kesildi ve sanki üzerine kutup rüzgaları üflenmişcesine titredi. DONG!
Kwon Na Sun- II. Sınıf | Ponpon Kız
- Mesaj Sayısı : 123
Lakap : Sunnie. Bunny. Na-Na.
Geri: [KAMP] Mysterious Man
Hye Shi'nin sonunda peşinden ayrılması ile rahat nefes alabilmişti. Mor atkısını boğazına sıkıca sardı ve elleri siyah montunun cebinde kamp alanında gezmeye başladı. Kampa gitmek konusunda hiç düşünmemişti. Hoş ayrıntılı bir şekilde düşünse muhtemelen gitmezdi ama kış tatili boyunca muhtemelen ailesinin zoru ile atolyede resim çizmek zorunda kalacaktı ama bu durumda kamp daha iyi bir fikir gibi görünmüştü gözüne. Kamp çantasını Na Sun'ın yanına bırakmıştı. Fazla içini doldurmaya tenezzül etmemişti. Tabi iki hafta boyunca burada kalacaklardı bu yüzden kıyafetler yerleştirmişti ama sanırım hippiler gibi kıyafetleri son güne kadar dayandırabilirdi. Sanırım. Gece okumak içinde bir-iki kitap getirmişti. Boş durmak ve sadece gezmek istemiyordu. Kendine ayıracaktı iki haftayı. Yemek malzemeleri çadırlara dağıtılırken karnının acıktığını hissedebiliyordu. Tabi yemek yapmak konusunda pek yetenekli değildi ama iyi işler çıkartıyordu. Tam kaldığı çadıra doğru ilerlerken cebine sıkıştırdığı telefonu çalmaya başladı. Telefonu hemen açtı ve kulağına götürerek kendisine gözlerini diken öğretmenlerden uzaklaşmaya başladı. "Alo." Kısık bir şekilde seslenmişti tabi bu yetmezmiş gibi arayana da bakmamıştı ve şüpheli bir ifadesi vardı. "Leydi Jieun?" Kaşlarını çattı ve karşı tarafta ki sesi tanımlamaya çalıştı. "Leydi mi?... Afedersin bana. Kimsin?" Telefonun karşı tarafında ki kişinin genizden gelen kahkasını duyduğunda gözlerini devirdi. "Hee Dong... Kahkaha atmayı kes Dong." Hoş kendisi de gülümsüyordu. Karşı taraftaki kahkaha kesildi ve Dong'ın genizden gelen kalın ses konuşmaya başladı. "Bukhansan dağı oldukça soğuk. Burada kamp yapmayı hangi gerizekalı kış zamanı düşündü? Resmen gö-.. Resmen her tarafım dondu." Yüzünde ki sırıtma devam ederken Dong'a cevap vermek için dudaklarını araladı. "Dağ kampı Dong. Hem hava o kadar soğuk değil. Kış iki hafta sonra bitiyor. Hem... Bir saniye... Bukhansan dağında... Kampta mısın?" Gözleri hızla kampa döndü ve küçük bir tarama yaptı. "Kampta değilim ama yakınlarındayım. Ama seni görebiliyorum." Kesinlike garip hissetmişti. İstemsizce yüzünde ki gülümseme ile etrafına bakıyordu ama sarı Dong'ı göremiyordu. "Eğer dalga geçiyorsan bunun acısını çıkartacağımı bilmeni isterim." Kesinlikle acısını çıkartırdı. "Her neyse. Her neyse. Şu kampınızın girişinde ki ağaçların yanındayım. Yanımda geniş bir tabela var... Korecede harf değişikliği falan oldu sanırım bu tabelayı okuyamıyorum." Kıkırdadı ve girişin aşağılarına doğru baktı. Evet. Küçük bir şarısın görüyordu ve bu Dong'ın ta kendisiydi. "Saçlama Dong. Her neyse. Oraya geliyorum ve... Buraya neden geldiğini açıklamak zorundasın." Telefonu kapattı ve cebine sıkıştırdı. Bu hiç beklemediği bir durumdu ama... Dong'ın ne yapacağı tahmin edilemezdi sonuçta.
Ham Ji Eun- III. Sınıf | Fotoğrafçılık Kulübü B.
- Mesaj Sayısı : 29
Lakap : Jieun.
Geri: [KAMP] Mysterious Man
Neredeyse bir ay olmuştu Na Sun'ı görmeyeli onu fazlaca özlemişti ama artık o ilk günler ki gibi terk edilmiş liseli ergenler gibi davranmıyordu. Tabi bunun büyük yardımı Ji Eun sayesindeydi. Her gün neredeyse beraber takılıyorlardı. Hatta Ji Eun ona zorla mentollü sigara içirmiş ve Dong'da bunun için "Tadı, penise takılan piercing gibi iğrenç." demişti ve kızın yüksek sesle kahkaha atmasına sebep olmuştu. Ama kabul etmesi gerekirse arada bir kızın mentollü sigaralarını gizlice alıp içiyordu. Kısacası hayatında ilk defa Na Sun'dan başkası onu mutlu etmeyi başarmıştı. Garip bir şekilde kıza sürekli korumacı davranıyor ve sürekli onun yanında olmak istiyordu. Ama Na Sun'a olan aşkı da gün be gün artıyor ve onu ele geçiriyordu. Anyang Lisesi'nin dağa kamp yapmaya gittiğini bilmeyen kalmamıştı.
Sabahın erken vaktinde okulun yakınına gitmiş ve Na Sun orada olup olmadığını kontrol etmiştir. Onunda dağa gittiğini gördüğünde -yanında Ji Eun'i de görmüştü- kesinlikle oraya gitmeye karar verdi. Na Sun'ı görebilme ve hatta belki onunla konuşabilme şansı olacaktı ve bunu değerlendirmeliydi. Kimseye bir şey söylemeyecekti. Dağa çıkan Anyang grubunun çok gerilerinde onları takip ediyordu. Kendisini ele veremezdi, büyük ihtimalle dışarıdan birinin Anyang kampı sınırlarına girmesi yasaktı. Who Cares! Dağa çıkarken gerçekten nefessiz kalıyordu. Sigara ve alkol kullanımı Sun gittiğinden beri çoğaltmasına yordu bunu. Ji Eun'ı arayıp onunla buluştuğunda yüzünde şapşal bir gülümseme vardı. Neredeyse iki gündür görüşmüyorlardı ve Dong özlemişti onunla takılmayı, tamam mentollü sigarayı da diyebiliriz. Sırtını ağaca yasladı ve kendisine doğru gelen mor atkılı kızı izledi. Elleri cebinde, sirk gülümsemesiyle "Beni görmek için çok can atıyordun galiba." dedi ve dudaklarını ısırdı. Ji Eun'ı sinirlendirmeyi seviyordu.
Sabahın erken vaktinde okulun yakınına gitmiş ve Na Sun orada olup olmadığını kontrol etmiştir. Onunda dağa gittiğini gördüğünde -yanında Ji Eun'i de görmüştü- kesinlikle oraya gitmeye karar verdi. Na Sun'ı görebilme ve hatta belki onunla konuşabilme şansı olacaktı ve bunu değerlendirmeliydi. Kimseye bir şey söylemeyecekti. Dağa çıkan Anyang grubunun çok gerilerinde onları takip ediyordu. Kendisini ele veremezdi, büyük ihtimalle dışarıdan birinin Anyang kampı sınırlarına girmesi yasaktı. Who Cares! Dağa çıkarken gerçekten nefessiz kalıyordu. Sigara ve alkol kullanımı Sun gittiğinden beri çoğaltmasına yordu bunu. Ji Eun'ı arayıp onunla buluştuğunda yüzünde şapşal bir gülümseme vardı. Neredeyse iki gündür görüşmüyorlardı ve Dong özlemişti onunla takılmayı, tamam mentollü sigarayı da diyebiliriz. Sırtını ağaca yasladı ve kendisine doğru gelen mor atkılı kızı izledi. Elleri cebinde, sirk gülümsemesiyle "Beni görmek için çok can atıyordun galiba." dedi ve dudaklarını ısırdı. Ji Eun'ı sinirlendirmeyi seviyordu.
Jung Hee Dong- Serbest Meslek
- Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy
Geri: [KAMP] Mysterious Man
Ağzı açık kalmış vaziyette öylece ağacın yanında kalakalmıştı. Dong'ı görmeyi umut etmiyordu kesinlikle. Hatta onu aklından çıkarmış ve umursamamaya çalışmıştı. Ailesinin yanında da alçılı vaziyette bir ay kalınca Dong'ı gerilere atma fırsatı bulmuştu. Şimdi karşısında halen sarışın vaziyette olan Dong'ı görünce ne yapacağını gerçekten bilmiyordu. Ağacın arkasına iyice sindi ve derin bir nefes aldı. Bir ay. Gerçekten uzun bir zaman dilimiydi ve dayanmıştı. Bundan sonrası içinde dayanacağını düşünüyordu. Eve daha dönmemişti ama daha fazla annesinin yanında kalırsada verdiği onca kiloyu yeniden alacağından emindi. Daha ilk günden önüne bir dolu yemek sıralamıştı hemde en sevdiklerinden. Ama Dong'ın kendisini öptüğü anı, hemde koltukta resmen kucak kucağa halde gözünün önünden silinmiyordu. Üstelik hoşuna gitmişti ama geri çekilmişti. Tabi şimdi ki en büyük sorun Jieun ve Dong'tu. Bir kere bu ikilinin nasıl tanıştıklarını düşünmeye çalışıyordu. Nasıl? Nasıl?... HAH! TABİ YA. FİLMLERİ GERİ ALMASI İÇİN EVİN ADRESİNİ VERMİŞTİM. SONRA JIEUN EVE GİTTİ. DONG İLE TANIŞTI. EV ARKADAŞIMIN DONG OLDUĞUNU ÖĞRENDİ. SONRA... DONG BENİ UNUTTU VE ONUNLA... Bayılacak gibi olmuştu. Yoksa sevgili falan mı oldular? Dong'ın beni aramayı kesmesinin nedeni anlaşıldı. Evet telefonlarına cevap vermiyor olabilirdim ama aramalıydı. Jieun'da Dong ve beni bilmiyordu. Hem farklı.. Dong oldukça farklı ve ilginç biri. Kesin ondan etkilenmiştir. Bir ay. Ya o bir ayda... Ya bizim evimize Jieun'ı almış onu da öpmüşse. HAYIR! YOK BU KADARI OLMAZ! HAYIR! SAÇLAMA NA SUN! Ama ya öyleyse. Öyleyse. ÖLDÜRECEM SENİ DONG! KESİN ÖLDÜRECEM! LANET HERİF! Ya şimdi orada ne yapıyorlar? Ne konuşuyorlar? Yoksa... ÖPÜŞÜYORLAR MI? DELİRECEM! Hızla kafasını uzattı ve baktı. Halen konuşuyorlar. Kulaklarım uğulduyor resmen. Duyamıyorum.
Kwon Na Sun- II. Sınıf | Ponpon Kız
- Mesaj Sayısı : 123
Lakap : Sunnie. Bunny. Na-Na.
Geri: [KAMP] Mysterious Man
Dong'ın sözlerine karşılık sadece gözlerini devirmekle yetindi. Dong yorumlarına fazlasıyla alışmıştı ve kendisini sinirlendirmekten zevk aldığını biliyordu. Yapmacık bir gülümsemeyle Dong'a baktı ve sakız kızlar gibi olduğu yerde zıplayıp "Dong!" diye seslendikten sonra kollarını açarak çocuğa koştu. Jieun'da Dong'ı sinirlendirmeyi seviyordu ve herşey karşılıklıydı. Neredeyse Dong'ın üzerine yapışacakken durdu ve çarpık bir gülümseme ile baktıktan sonra ellerini kavuşturdu. "Sarışın Dong. Seni dağ başlarında görmek ne kadar güzel. Kolay uyum sağlamışsın." Dong'ın omzuna arkadaşça vurdu ve ısınmak için ellerini ovalayıp yeniden cebine sokuşturdu. Bir ay önce Dong gibi biriyle arkadaş olacağını kendisine söyleseler hayatta inanmazdı. Dong ve onun gibiler kendisine fazlasıyla uzak bir kesim gibi gelmişti her zaman. Ama Dong'ı tanıdıkça ve o unutulmaz (!) düeti yaptıklarından sonra ona karşı bakışı azda olsa değişmişti ve yerini merak duygusu sarmıştı. Her zaman paraya sahip, ailesinin sevgisini fazlasıyla hisseden biri olmuştu. İstekleri yerine getirilmiş, getirilmeyenleri pek umursamamıştı ama birçok insana göre rahat bir hayat tarzı geçirmişti. Dong ise sarışın olmasın karşın yüzünden de anlaşılan bir ifade ile bayağı zorluktan geçmişti. "Burada ne işin var peki? Belki de sen beni özlediğin için buradasındır? Olamaz mı?" Çapkın bir ifadele ile Dong'a baktıktan sonra hafifçe kıkırdadı. Dong ile uğraşmak bugünlük yeterdi. Düzleştirdiği siyah saçlarından önüne düşen tutamları kulağının arkasına sıkıştırdı. "Gerçekten burada ne işin var? Yoksa... Na Sun falan mı görmeye geldin? Ev arkadaşındı. Halen daha düetten sonra Na Ssun'ın verdiği ev adresine gidip yeniden seni karşımda bulmak oldukça garipti."
Ham Ji Eun- III. Sınıf | Fotoğrafçılık Kulübü B.
- Mesaj Sayısı : 29
Lakap : Jieun.
Geri: [KAMP] Mysterious Man
Ji Eun tavırları ve konuşması onu güldürüyordu. Buna şaşıyordu ya zaten Dong. Kızın son söylediklerine karşılık olarak genizden gelen bir kahkaha attı ve kollarını birbirine bağlayıp "Seni özleyeceğimi anca rüyanda görürsün. Tabi ki de sütun gibi sağlam bir nedenim var. Hala saçlarımı eski haline getirmediğin için senden ceza olarak mentollü sigaralarını almaya geldim. Birilerinin bir yerden beni mentollü sigara alışverişinde bulunurken görmesini istemem. Fazla..." durdu ve gülümseyen kıza bakıp "Hippi işi." ve sırıttı. Gerçekten tek nedeni Na Sun değildi. Tamam buraya gelmesinin büyük bir nedeni Na Sun'dı ama hepsi değil, belki Ji Eun'ı görmekte o nedenlerin içindeydi. Yaslandığı ağaçtan doğruldu ve kızın yüzüne yaklaşıp nefesini kokladı. "Mentollü sigara içmemişsin, tabi öğretmenler var." durdu ve biraz daha yaklaştı kıza. Ellerini kızın atkısına götürdü ve atkıyı çıkardı. "Mor kız işi ama işimi görür." dedi atkıyı kendi boğazına sararken. Burnunu çektikten sonra "Ailen tuvalete sıçarken bile para sıçıyorlar, vardır bundan sende bir dolap dolusu." ve sırıttı. Sun'ın yanında konuşamayıp duyguları esiri olan Dong, Ji Eun yanında susmak bilmiyordu.
Jung Hee Dong- Serbest Meslek
- Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy
Geri: [KAMP] Mysterious Man
Dong'ın Jieun'ın boynundan çıkardığı atkıyı kendi boynuna sarışını ağzı açık bir şekilde gözlerini kırpmadan izliyordu. Dudaklarını ısırdı ve yeniden ağaca yaslanıp derin bir nefes aldı. Sakin ol Na Sun. Sakin ol. DAHA FAZLA DAYANAMAYACAĞIM! TÜM VÜCUDUNU LİME LİME...TÜM VÜCUDUNU KIRICAM VE EVDEN ÇIKAMAMASINI SAĞLAYACAM! JIEUN EVE GELDİĞİNDE HAYATTA KAPIYI AÇMAYACAK! ESİR HAYATI YAŞAYACAKSIN DONG! ÖLDÜRECEM SENİ! ÖLDÜRECEM! Düşüncelerinin sonunu getiremeden elleri belinde ağaçtan hızla çıktı ve karşılarına dikildi. Dong'ın karşısına dikilmişti teknik açıdan. Jieun'ın arkasın dönüktü. Jieun seni kel bırakıcam! Saçında tek bir saç teli olmayacak! "DONG!" Sesi oldukça güçlü ve yüksek çıkmıştı. Hızla Dong'ın yanına gitti ve uzun boyuna aldırış etmeden yüzünü dikledi. Jieun'da, Dong'ta donuk bir ifade ile kendisine bakıyordu. Neredeyse Dong'u kulağından çektiği gibi dağdan aşağıya sürükleyip, eve götürecekti. Lee Su'nın beyzbol sopası acaba yanında mı? Dong'ın kemiklerini kırmada işe yarayabilirdi."BURADA NE İŞİN VAR? ANYANG KAMPI BURASI! SOKAK ÇOCUKLARINA AÇMADIK! JIEUN RAMENİN SENİ ÇADIRDA BEKLİYOR! GİTSEN DİYORUM! HEM SİZ NE YAPIYORSUNUZ! KIZIN ATKISINI MI ÇALDIN?! (!) VER HEMEN ONU!" Dong'ın boynunda ki atkıya saldırdı ve çıkarmaya çalıştı ama Dong ona engel oluyordu. İkisine de konuşma fırsatı vermeden yeniden söze başladı. "YOKSA SİZ BURADA KAÇAMAK MI YAPIYORSUNUZ! UNNİEEE! KAMPTAN MI KAÇACAKSIN!? SENİ KAÇIRACAK MI? UMARIM EVİM (!) TEMİZ KULLANMIŞSINDIR DONG ÇÜNKÜ GERİ DÖNÜYORUM! EĞER ETRAFTA PİSLİK GÖRÜRSEM AĞZINA TOPLATIRIM ONLARI!"
Kwon Na Sun- II. Sınıf | Ponpon Kız
- Mesaj Sayısı : 123
Lakap : Sunnie. Bunny. Na-Na.
Geri: [KAMP] Mysterious Man
Na Sun ile böyle karşılaşmayı düşünmemişti, istemiyordu da. Karşısına böyle dikilmesi garibine gitmişti Dong'ın. Aylarca Sun'a telefon etmişti, hiç birine cevap vermemişti, onu görmek için evine gitmişti, kapıya çıkmamıştı. Şimdi ise normal bir şekilde Ji Eun ile konuşuyorken birden parlaması... Sinir bozmuştu Dong'ın. Evet. Kendisini Sun'ın oyuncak bebeği gibi hissediyordu. Sun canı istediğinde Dong'ı görecek, oynayacak, sıkılınca da kenara atacaktı. Sun'ın Ji Eun'a gitmesini söylediğinde Ji Eun dudaklarını birbirine bastırdı ve gidecekti ki Dong kızın ceketinden tutup kendine çekti ve kolunu omuzuna attı. Boş suratla Sun'a baktı. Ne oldu Sun götün tutuştu, beni kıskanıyor musun yoksa? Sinirliydi şuan. Hem Sun'a hemde kendisine. Ji Eun'ı koruyacaktı sonuna kadar. Aptal aşıklar halinden o kurtarmıştı onu. Sonunda yüzü gibi bumbuz bir sesle "Ne yaptığımızın seni ilgilendireceğini düşünmüyorum Kwon Na Sun. Sonuçta bir aydır beni taktığın yok." İlk defa sinirini küfür etmeden dile getiriyordu. Ayrıca şimdi Sun'ın aynı kendisi gibi kırılmasını istiyordu bilemiyordu şuanda içindeki aşk geri kaçmış ve nefret her yerini sarmıştı. Sun'ı görünce böyle olacağını hiç düşünmemişti, ondan nasıl özür dileyeceğini bile düşünmüştü ama böylesi aklına gelmemişti.
Jung Hee Dong- Serbest Meslek
- Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy
Geri: [KAMP] Mysterious Man
Dong'ın kolu Jieun'ın omzuna yerleştiğinde sanki yavaş çekimde bir filmi izliyormuş gibiydi. Gözleri yavaşaça büyüdü ve dudağının kenarını ısırdı. Sadedece anlık bir dursakama yaşamıştı. Gözleri hemen Dong'ın gözlerine sabitlendi ve yumruklarını sıkarak tam karşısında durdu. Eli titremeye başlamıştı sinirden ama titreyen eline karşın Dong'ın kolunu çekiştiriyor ve Jieun'ı iteklemeye çalışıyordu. "DONG! NE YAPIYORSUN!? KOLUNU ÇEK ONUN OMZUNDAN! JIEUN ÇEKİL GİT! YAAAA! DONG! SENİ ÖLDÜRMEMİ Mİ İSTİYORSUN!? O YEDİĞİN HALTTAN SONRA SENİNLE KONUŞMAZDIM AMA BAK GENE KARŞISINA ÇIKTIM! BUNU SEN İSTEDİN AMA!!" Hırsla Dong'ın kolunu bıraktı. "Sana ihtiyacım yok. Bir ay sensizde idare ettim. Hem bana ne yararın olacaktı ki! artık çocuk değiliz! Jieun bak bunlara şahit ol! Arkadaşım dediğim adam beni öptü! Sende diğer erkekler gibisin! Keşke hiç karşılaşmasaydık. Ama...Zararın neresinden dönersek kardır öyle değil mi? BU BENİ SON GÖRÜŞÜNDÜ!" Nefes nefese kalmıştı ve istemediği şeyleri söylemişti ama geri durmayacaktı. Omzundan geriye baktı. "AYRICA EVİMDEN DEFOL GİT! İKİ HAFTA SONRA EVİME GELDİĞİMDE SENİ ORADA GÖRMEK İSTEMİYORUM!.. GİT PARA KAZAN! KENDİNE EV AL! HATTA JIEUN İLE BERABER EV AL!" Hızla yürümeye başladı. Sinirden halen elleri titriyordu ve gözleri dolmuştu. Elini tersiyle gözlerini sildi. Her sinirlendiğinde ağlama krizine girmesi hiç güçlü bir etki yaratmıyordu. Eğer beni durdurmazsa... Evet. Onu bir daha görmeyeceğim. Ondan nefret edicem. Hayatım sonunda kadar. Ellerin kavuşturdu ve yürümeye devam etti.
Kwon Na Sun- II. Sınıf | Ponpon Kız
- Mesaj Sayısı : 123
Lakap : Sunnie. Bunny. Na-Na.
Geri: [KAMP] Mysterious Man
Yine aynısını yapıyorsun Sunnie. Bu davranışların sana olan aşkımı değiştirmeye çalışıyor. Yapma! İstediğin zaman önünde eğilen bir köpek olmayacağım. Sun'ın çıldırmış hareketlerine karşılık Dong fazla sakindi ve hala bir kolu Jieun'ın omzundaydı. Sanki kızın vücudu Sun'ın kendisinde bıraktığı azaltacakmış gibi sıkıca kendisine yaslamıştı. Huzur bulmaya çalışıyordu, ya da sakinleşmeye. İçinde volkanik dağ patlamış ve nefret aşkı geçmeye hazır hale geliyordu, nefretten çok kızgınlık. Lav Dong'ın soğuk bakışlarına düşüyor ve orayı ısıtamadan diline değdi, orayı da ısıtamadı ve ağzını açtırmadı. Bakışları ısınmamıştı ama içi kor halindeydi. Bir yanı -büyük bir yanı- kendisine sırt dönmüş, uzaklaşan Sun'ın arkasından gitmek istiyor diğer yanı ise ayaklarını hareketsiz bırakmış gitmesine izin vermiyor ve dilini de koparmış gibi konuşturmuyordu. Kaşları çatık, dudakları çizgi halindeydi. Kızın sinirle ayaklarını yere vura vura uzaklaşmasını izledi. Sonunda Sun'ın sarı saçları gözden kaybolunca gözlerini kapattı. Kendi ağzıma sıçayım. Konuşamayan piç. Şuanda berbat hissediyordu. Plandığı gibi olmamıştı. Hayatımda ilk defa planlı bir bok yaptım o da koktu. Ne kadar boktan biriyim. Sinirlenmişti. Dudaklarını yemeye başlamıştı bile. Hala hareketsizdi.
Jung Hee Dong- Serbest Meslek
- Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy
Geri: [KAMP] Mysterious Man
Na Sun ve Dong arasında geçen tüm konuşma boyunca -tabi arada Na Sun'ın kendisine yönelttiği tepkiler ile beraber- sessiz kalmayı yeğlemişti. Dudaklarını birbirine bastırmıştı. Na Sun hiç böyle görmemişti kesinlikle. Tüm oda arkadaşlığı ile geçen iki senede böyle bir Na SUn görmemişti. Her zaman sessiz ve sakin bir kız olarak tanımıştı. Dönem başında sarışın ve tamamen değişen Na Sun bile şimdi karşısında ki Na Sun'dan oldukça farklıydı. Birde Dong, kolunu omzuna atınca kızın gözlerinde ki hiddeti açıkça görebilmişti. Dong'ın kolunu indirme çabaları ve ardından gelen bağrışmaları, tepinmeleri. Kesinlikle Na Sun kıskançlık krizi geçirebiliyordu ve o anda gerçekten Dong'ın Na Sun için değerli olduğunu anlayabiliyordu. Aslında şu dakikada Dong'a dahi kızabilirdi. Bunu neden yaptığını ama Na Sun'ın sözlerine bakılırsa aralarında geçen olaylar işi kızıştırmıştı ve konuşmamasının daha iyi olacağına kanaat getiriyordu. Na Sun yanlarından hızla uzaklaşırken Dong'ın ablak bullak olmuş yüzüne doğru döndü ve yavaşça geri çekilerek Dong'ın kolunun omzundan düşmesini sağladı. Dong'ın omzuna yavaşça dokunurken, gerçekten tereddüt ediyordu. "Dong?" Dudaklarını kısa süreliğine birbirlerine bastırdı. "Kampa dönsem iyi olacak. Sende eve git. Na Sun ile konuşmaya çalışırım. Sanırım..." Dong'ı yalnız bırakmak istemiyordu ama bu durumda arada kalmakta huzursuzlaşmasına neden oluyordu. Yavaşça geri çekildi ve önüne düşen siyah saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı ve Dong'a yarım bir gülümseme ile baktıktan sonra dakikalarda önce Na Sun'ı hiddetle teptiği yoldan kamp alanına doğru ilerledi.
RP TAMAMLANMIŞTIR.
Ham Ji Eun- III. Sınıf | Fotoğrafçılık Kulübü B.
- Mesaj Sayısı : 29
Lakap : Jieun.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz