IMAGINE
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

[# SunDong's Home] Breathe

2 posters

Aşağa gitmek

[# SunDong's Home] Breathe Empty [# SunDong's Home] Breathe

Mesaj tarafından Kwon Na Sun Perş. Ara. 06, 2012 11:08 am





    Breathe
    Kwon Na Sun & Jung Hee Dong


    Ağlamaktan dolayı şişmiş gözleri sızlıyordu ama ağlamayı da kesecek gücü kendisinde bulamıyordu. Son bir kaç gündür geceleri ya ağlayarak sabaha kadar uykusuz kalıyordu, ya da kabuslardan uyanıyordu. İnce uzun parmakları ile gözlerini silmeye çalıştı ve yatağının baş ucunda ki saate baktı. Parlak mavi renkteki rakamlar gece yarısından sadece birkaç dakika sonrasını gösteriyordu. Göğsü hala aldığı derin nefeslerle inip kalkıyordu. Sanki nefes almakta güçlük çekiyordu. Son günlerde kemirmekten hal olduğu dudaklarını birbirine bastırdı ve sıkıca gözlerini kapattı birkaç saniyeliğine. Kamptan ayrılıp eve geldiği ilk günden beri kendisini salmış ve bütün acısını, üzüntüsünü dışarıya vurmuştu. Anneside babasıda bu konuda bir şey yapamıyorlardı. Erkek kardeşleri dahi eve gelmiş ve kendisi ile konuşmaya çalışmıştı ama bunun bile yararı olmamıştı. Tüm günü kendini kilitlediği odasında geçiriyordu. Bazen dışarıya çıkıyor sadece birkaç lokma yemek yiyor, ya da birkaç saat sıcak suyun altında banyo yapıyordu. Sonra yeniden odasına dönüyor. Uyku ilaçlarını içiyordu. Yavaşa doğruldu ve saatinin yanına koyduğu birkaç kutu ilaç kabından birini elleri arasına aldı. Avucuna birkaç beyaz şeffaf görünülü hapı düşürdü ve hızla suya dahi gereksinim duymadan içti. Uyku ilacı içiyordu her zaman ki gibi. Ağrı kesicilerin faydasının dokunmadığını öğrenmesi fazla zor olmamıştı. Duygusal bir çöküntünün eşiğindeydi.

    Uyandığında güneş ışığı ince perdelerin arasından sızıyor ve yüzüne doğru vuruyordu. En azından aldığı uyku ilaçları sayesinde birkaç saat daha uyabilmişti. Yatakta yavaşça doğruldu ve saate baktı. Öğleni çoktan geçmişti ve günün yarısını yatakta harcamıştı. Evine hiç gitmemişti. Kendi evine. Halen oraya gidecek cesareti kendisinde bulamıyordu. Tabi her dakika Jieun ve Dong'ın birlikte kampta eğlendiği görüntüler zihninden çıkmazken ağlamaya, sızlamaya devam etmek istiyordu. Üstünü değiştirdikten sonra odasından çıktı ve ev sakinlerinin kendisini özellikle fark etmemesi için parmaklarının ucunda banyoya ilerledi. Yüzünde ki şişlikleri indermek için dakikalarda soğuk suyu yüzüne çarptı. Yüzünü havluyla kuruladıktan sonra banyo kapısında duran annesinin fark etti. Tabi ki annesinin gözlerinde çocukluğunda dahi alışık olduğu o belirgin korkunun izleri görülüyordu. Her zaman ki gibi kendisi için endişeleniyordu. "Günaydın Sun." Annesinin sesi titrek çıkmıştı. Muhtemelen her gece kendisini düşünerek kendi kendine işkence ediyordu. Annesinin kendisini için üzülmesini istemiyordu. Kimsenin üzülmesini istemiyordu. Hoş şu durumunda ne istediğini dahi bilmediği açıktı. "Günaydın, Omma." En azından cevap verebilecek gücü bulmuştu. "Ne yersin, ne hazırlayayım sana? Yemek yiyeceksin değil mi?" Eli istemsizce karnına gitti. "Bir şey istemiyorum." Annesini es geçerek yeniden odasına dönmeye meylendi ama günlerdir yataktan çıkmamasının etkisi ile yürümekte dahi zorlanmaya başlamıştı. Adımları fazlasıyla aylak bir hale gelmişti. Güçsüzleşmişti. Elini duvara dayayarak yürümeye devam etti. Annesinin peşinden gelmemesine minnettar kalmıştı. "Ben... Dışarıya... Çıkıyorum. Dışarıda atıştırırım gerekirse." Anlık bir fikir ile dışarıya çıkmaya karar vermişti. Doğrulmaya çalıştı ve yavaş adımlar ile kapıya doğru yöneldi. Askılıktaki kalın montunu üzerine geçirdi. Uzun botlarını da ayaklarına geçirdi. Anahtarları, özellikle kapattığı telefonu hepsine cebine sıkıştırdı. Annesinin bir şey söylemesine fırsat vermeden kapıdan dışarıya adımını attı. Kesinlikle yıpranmıştı. Cansızdı. Sokak boyunca ilerlerken sanki bir kukla gibiydi. Özensizdi. Eskisi gibi. Hem de çok eskisi gibi. Saçları yıpranmıştı ve fazlasıyla uzadıklarını fark etmişti. Elleri cebinde, başı öne eğik halde yürümeye devam etti. Son kavşağı geçene kadar nereye geldiğini dahi fark etmemişti. Evine. Dong'ı evden kovmuştu ama orada kendisinin kalabileceğinden emin değildi. Tüm eşyalarını toplayabilirdi ve tamamen yeniden eski düzenine ailesinin yanıan dönebilirdi. Evin eski tuğla yapısını incelerken dahi anıları düşüncelerine yerleşiyor ve acı veriyordu. Kesinlikle Dong'ı kaybettiğini düşünüyordu ve bu yüzden hayatınında bittiğini varsayıyordu. Toparlanamazdı. Zaten yeniden toparlanması da oldukça güç olmuştu ancak bu kez yapamazdı.

    Tüm katı nefes nefese kalmış halde çıkmıştı. Dong'ın evde olmadığını umuyordu. Bir süre kulağına kapıya dayadı ve dinledi ama evden çıt çıkmıyordu. Yavaşça cebinden çıkardığı anahtarı ile kapıyı açtı ve açılan aralıktan da yavaşça evin içine doğru süzüldü. Kapıyı ardından kapatınca daha fazla ilerlemek istemediğini fark edip girişe çöktü. Zaten evin girişi tüm evin görüş açısındaydı. Yatak odası, banyo, apartmanın çatısına çıktıkları pencere, geniş koltuklar, mutfak ve ramen kokusu... Son zamanlarda eski haline en yakın olduğu zamandı bu. Sesi de, bakışları da, gülümsemesi de içten, eskisi gibi denebilecek kadar Sun'a aitti. Evde ki sessizlikte Dong'ın evde olmayışını gerçek kılıyordu. Dakikalarca yerde oturdu. Yerinden yavaşça kalktı ve mutfağa doğru yöneldi. Mutfak bıraktığı haldeydi. Ramen kaseleri tezgahın üzerinde durmaya devam ediyordu. Birkaç bardak da yanlarındaydı. Boş birkaç bira şişesi de ekstralar arasındaydı. Evin içinde dolaşmak hala canını yakıyordu, bu yüzden etrafa bakmamaya çalışıyordu ama her şey gözüne çarpıyordu adeta ve kolaylıkla dikkatini çekiyordu. Aslında içten içe bakmak istediği çok şey vardı. Dong'ın kıyafetleri, ilaç dolabını dolduran ama kullanmaktan caydığı ilaçları, buzdolabında ki dondurma sayısı, Dong'ın her ne kadar kendisinden gizlemeye çalışsada çok iyi bildiği içki dolabı. Ama düşünceleriyle birlikte acıyla vücudu sızladı. Hiç bir şey yapmamaya kararlıydı. Bakmamaya. Buraya neden geldiğini de bilmiyordu. Hareketlerini sadece mutfakta sınırlandırdı. Bira şişelerini çöp kutusunu yanına koydu. Bardakları ve kaseleri yıkadı. Son zamanlarda Alex tamamen ona zarar veriyordu -itiraf edemesede bu son bir ayı da kapsıyordu.- İçten içe duygusal felaketler yaşıyordu. Belki bir kaç saat daha oturabilirdi ve özlemini giderebilirdi. Ardından Dong'a yakalanmadan çekip gidecekti birkaç parça eşyasını da yanına alıp. O yüzden soğuk suyunu içirken mutfaktan çıkacak kapının önüne doğru yöneldi ve o anda kaskatı kesilmeside bir oldu. "D-Dong?" Elinde ki bardağı düştü ve yere çarpmasının etkisi ile parçalara ayrıldı. O anda daha fazla suya ihtiyacı olduğunu düşünmeye başlamıştı. İçinde acıtan bir şeyler vardı. Sanki kaburgaları kırıkmış da içine batıyormuş gibi. Nefesi kesilmiş, elleri titremeye başlamıştı. Düşen bardağın parçaları etrafa saçılmıştı. Kasılıp kalmış, içine yağan bir sürü kötü anının etkisiyle öylece duruyordu. Korkuyla geri çekildi, neden korktuğunu bile bilmeden. Dong'ın ona yeniden nefretle baktığını görmekten korkuyordu.
Kwon Na Sun
Kwon Na Sun
II. Sınıf | Ponpon Kız
II. Sınıf | Ponpon Kız

Mesaj Sayısı : 123
Lakap : Sunnie. Bunny. Na-Na.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[# SunDong's Home] Breathe Empty Geri: [# SunDong's Home] Breathe

Mesaj tarafından Jung Hee Dong C.tesi Ara. 08, 2012 4:41 am

Bu yazıya bu kadar iyi gidemezdi. Sözleri bile Dong&Sun'ın şu anki durumlarını fazla mükemmel anlatıyor.

Kampta Sun'ın onu Jieun ile bırakıp gitmesinden sonra olmayan moreli daha çok bozulmuş ve küfür ederek kampı terk etmişti. Jieun'ın onu anlayacağını biliyordu. Bir süre sabaha kadar kafayı çekiyor ve banklarda sızıp kalıyordu. Her seferinde sıcacık eliyle Sun onu o banktan kaldırıyor ve evine götürüyordu. Tabi Dong kafası uçmuşken onu banktan kaldıran ve kendi evine götüren Jieun'ı hatırlamıyordu. Zaten sabah evde uyandığında kimse olmuyordu ve o da bu bilinmez kişiyi merak etmiyordu. Evden çıkıyor ve sokaklarda sürtmeye bazen iş bakmaya devam ediyordu. Üç gecedir aynısı oluyordu. Sun'ı görüyordu hep ama biliyordu o değildi onu kaldırıp kendi yatağına yatıran kişi. Umursamıyordu. İçindeki özlem onu boğacak gibi geliyordu ama ağzından nefret olarak çıkıyordu. Kızıyordu hala kıza, kendine ve dünyaya. Jieun'ı görmüyordu ve aramıyordu da. Yalnızlığa ihtiyacı vardı ve zaten bunca yıldır hep yalnızdı. Sun hayatının belirli zamanları yanındaydı sadece. Buna alıştır kendini salak piç. Sun yok. Yer altının karanlık işlerini görenlerin olduğu barlarda dolaşıyordu, kimse bulamazdı onu burada. Kimseden kastı Jieun'dı.

Sabah ayakları onu o izbe ve ucube bara gitmek yerine eve, Sun ile paylaştığı evine sürüklüyorlardı. Farkındaydı ama karşı çıkmıyordu. Neden gittiğini bilmiyordu. Sadece oraya gidecek ve içeride biraz oturacaktı, belki kampta Sun'ın dediği gibi eşyalarını toplardı. Ya da çatıya çıkıp biraz sigara içer sonra giderdi. Zaten ne vardı ki o evde, bir kaç kıyafeti ve bir de Sun'dan gizlediği küçük içki dolabı. Eve neredeyse üç haftadır uğramamıştı. En üzüldüğü şey ise Sun'ın ona Ji Eun ile bizim evde ne haltlar ettiniz demesiydi. Değerini görmüştü Sun'ın gözünde. Dudaklarını ısırdı ve kalın alt dudağı dişleri arasında kanadı. Elinin tersiyle dudağından akan kanı sildi. Biraz da bastırdı. Canı acımıyordu artık, içi daha fazla acıyordu çünkü. Evin merdivenlerini sayarak çıktı. Gözleri bayık bakıyor ve elleri titriyordu, içmesi ve sigara çekmesi gerekiyordu. Kapıyı açtı ve bam!

Sun karşısında öylece duruyordu. Elleri birden saçlarına gitti. Artık saçları Sun'ın boyadığı sarı değildi, kendisi uyduruk bir boya almıştı ve artık saçları kırmızıydı. Saçlarını karıştırdı. Utanıyordu, sanki Sun'ın görmemesi gereken bir şey yapmış gibi. Sun'a dikkatle baktı. Yine o aynı hayal amına koduğumun. Çalışmayan beynim iyice küflendi ve bana o sikik hayallerinden gösteriyor yine. Tanrı eğer yukarıdaysan ve bende rüyadaysam hemen uyandır beni. Hiç komik değil çünkü. Götünle gülüyorsun değil mi benim acı çekişlerime?! Bu düşünceleri sinirle beyninde hızla geçerken bardak yerde parçalandı ve gerçekliğe döndü Dong. Rüya olmadığını anladığında başını aşağı eğdi. Sun'ı görmeyi düşünmüyordu ya da hazır değildi. Ne zaman hazır olmuştu ki? O hiçbir şeye hazır olmamıştı. Dudaklarını yaladı ve ağzına kan tadı geldi. Dudağı hala kanıyor olmalıydı. Başını kaldırdı ve ona karışık duygularla bakan kıza baktı. Boştu bakışları aynı ifadesiz suratı gibi. Ağzını açtı ama bir şey diyemedi. Sırtını kapıya yasladı ve gözlerini kapattı. İki saniye bekledi ve birden eliyle kapıya bir yumruk vurdu ve yaslandığı kapıdan doğruldu. "Konuşacağız Sun." Sinirliydi ve bu sinirini ancak Sun geçirebilirdi.
Jung Hee Dong
Jung Hee Dong
Serbest Meslek
Serbest Meslek

Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[# SunDong's Home] Breathe Empty Geri: [# SunDong's Home] Breathe

Mesaj tarafından Kwon Na Sun C.tesi Ara. 08, 2012 5:36 am


    Dong'ın tepkisiyle bir adım gerilemişti. Ne söyleyeceğini hatta ne düşüneceğine anlam veremiyordu. Titreyen elleri tutunacak yer bulamayınca bedeninde sabitlendi. Sesi de geri çekilişini desteklercesine korkulu doluydu. Cılız ve güçsüzdü. Ses çıkaramıyordu. Yüzü fazlasıyla ifadesizdi. Herhangi bir duyguyu yansıtabildiği söylenemezdi. Düşünceleri karman çorman olmuştu. Sanki beyninin bir köşesinde bir volkan patlamış ve tüm hücrelerini sıcak lav ile yalayıp geçmişti. Refleks olarak kemirdiği dudağı beyninden çok dişlerine isyan edince uyanır gibi gözlerini kırptı. "K-Konuşacak-k bir şey yok. Gitsem daha iyi o-olacak." Uyuşmuş bir şekilde konuşmuştu. Kendi sesine yabancılaşmıştı. Dong'ı görmek içine işliyordu ve bu hissi istemiyordu. Nefes almayı unutmadan önce çıkması gerekiyordu. Tekrar çok üzülmeden önce. Dong değişmişti. Aslında normal biri Dong'ın fazla değişmediğine kanaat getirebilirdi ama sanki değişikliği Na Sun gözlerine batıyordu. Sarıya boyadığı saçları kırmızıydı. Yüzü incelmişti. Sanki vücudu da daha irileşmiş gibi görünüyordu Na Sun'ın gözüne. İçinde kat be kat artan ağlama isteğini durdurmaya çaba sarf ediyordu. Yumruklarını sıkarken sadece ileriye doğru kısa bir adım atmıştı. Kapıya ulaşmak ve bu evden çıkmak istiyordu. Dong'ın yanında kalmak istemiyordu. Kaçmak istiyordu. Uzaklaşmak. Sessizlik canını daha fazla yakıyordu şu dakikada. Ama Dong'ın sesini duymanın kendisine daha fazla acı vereceğinden emindi. Dudaklarını dişlerine geçirdi. Dong sadece birkaç adım uzaklığında kapının önüne cephe almışken nasıl kaçabileceği ile ilgili kurgular dahi düşünmeye başlamıştı. Belki de pencereden falan atmalıydı. Terasa kaçmalıydı. Ama şundan emindi. Kesinlikle kendisini bir yerlerden atmak istiyordu. Nefes alışı saatlerce koşmuş gibi kesik, titreyen ellerini karnında sabitleyip başını hafifçe eğdi. "Önümden çekil."İsmini söylememeye özellikle dikkat ediyor gibiydi. Evet, çekilirse gidecekti. Zorlanmayı, acı çekmeyi, gitmek istememeyi kapsayan bir açıklama yapabilirdi, ama bir işe yarayacağını düşünmüyordu, sonunda gidecekti.
Kwon Na Sun
Kwon Na Sun
II. Sınıf | Ponpon Kız
II. Sınıf | Ponpon Kız

Mesaj Sayısı : 123
Lakap : Sunnie. Bunny. Na-Na.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[# SunDong's Home] Breathe Empty Geri: [# SunDong's Home] Breathe

Mesaj tarafından Jung Hee Dong C.tesi Ara. 08, 2012 5:50 am

Kızın değiştiğini düşüyordu. Hem fiziksel hemde duygusal olarak. Eski Sun olsa şimdi durmaz ağlar ve Dong'ın göğsünü yumruklar sonra da sımsıkı sarılırdı ama şuanda gayet ciddi ve kararlı biri görüntüsü çiziyordu. Korktu Dong. Sun'ı böyle kararlı görmekten korktu. Hemde Sun'ın sarı saçları uzamış ve omuzlarına dokunmak için can atar gelmişlerdi, yanakları çökmüş ve göz altları kızarmıştı. Kim bilir ben ne bok haldeyim. Kızın itirazları başlamıştı. Gözlerini devirdi ve Sun'a doğru bir adım attı. Anında Sun'da bir adım geri atmıştı. Biliyordu gerekirse kaçacak veya bağıracaktı ama sonunda teslim olacaktı. Sun'ın belinden tuttuğu gibi kızı omuzlarına yükledi. Sun Dong'ın sırtına vurup indir beni, diye bağırmalarını ve ayaklarını hızlıca sallamalarını umursamıyordu. Kız çok hafifti ve Dong onu kolayca taşıyabiliyordu. Kızı koltuğa oturttu ve hemen arkadaki sandalyelerden birini kaptı. Sun tam kaçacakken onu tekrardan koltuğa sabitledi. Kızın bacaklarını kendi bacakları arasına sıkıştırdı ve sandalyeye oturdu. Kızın kıpırdanışlarını sakinlikle izliyordu, bağırmalarını ise duymazdan gelmeye çalışıyordu. "Bugün her şey konuşulacak Sun. Biliyorsun beni, konuşmadan bırakmam seni."
Jung Hee Dong
Jung Hee Dong
Serbest Meslek
Serbest Meslek

Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[# SunDong's Home] Breathe Empty Geri: [# SunDong's Home] Breathe

Mesaj tarafından Kwon Na Sun C.tesi Ara. 08, 2012 6:09 am


    "HİÇ BİR ŞEY KONUŞMAK İSTEMİYORUM! KONUŞABİLECEĞİMİZİ Mİ SANIYORSUN!? BU KONUDA FAZLASIYLA YANLIYORSUN! BİTTİ! HER ŞEY BİTTİ!" Dong'tan uzaklaşmak istiyordu. Onunla konuşmak istemiyordu. Onunla hi çbir şey yapmak istemiyordu. Sadece kaçmak vardı aklında ama Dong tarafından kıstırılmıştı ama bunun da yararı olmayacaktı. Ona hiç değişen Sun'ı göstermemişti. Ponpon kızların arasına katılmayı başaran, burnu havada, alaycı Sun'ı. Her zaman yanında kendisi gibi davranmıştı ama şu dakikada kendisi olmanın, kendisine daha acı verdiğine inanıyordu. Mi Ko gibi düşünecekti. Ya da Yongah. Dong'ın karşısında eski Na Sun yoktu. Kararlı olacaktı. Sessiz. Ve uzak. Soğuk. Ulaşılamaz. Dong'ın Anyang'ta ki öğrencilerden biri olduğunu varsayacaktı ve kırmızı saçlarıyla bu hiç zor değildi. Karşısında sadece Dong'a fiziksel ve kişisel olarak fazlasıyla benzeyen ama o olmayan biri vardı. Hoş Dong'ı kaybettiğine emindi. Karşısında oturan o değildi, kampta bağırdığı Jieun'dan ayırmaya çalıştığı adamda kendi Dong'ı değildi. Onu... Bu koltukta öpende Dong değildi. Dong ölmüştü ve ölmesinde kendi payınında olduğunu biliyordu. Şimdi sadece rolüne konsantre olacaktı. Hatta kendisini unutacaktı. Dong'ın daha fazla canını yakmak istiyordu. En azından kendisi gibi acı çekmesini. Sonra ne olacaktı? Gelecek dönemi bekleyecekti ve kış tatili boyunca yeniden değişecekti. Fiziksel açıdan ve duygusal açıdan yeniden kendisini toparlayacaktı. Belki bu evide satardı. Ponpon kızların arasına yeniden katılır ve yükselişine kaldığı yerden devam ederdi. Gelecek yılda Ponpon Kız lideri olurdu. Önünde kimse duramazdı. Dönem başında kendi kendine ettiği yemini yerine getirecekti. O silik, çocuksu kız olmayacaktı. Acımasız. Soğuk. Güzel. Olacaktı. Yüzünü aşağıya eğdi ve derin bir nefes aldı. Düşüncelerini susturmakta zorlanıyordu. İyi olanın haricindeki içinde ki kötü ses doğru yaptığını söylüyordu. Herkesi ezip geçmesini. Dong'ı dahi. Yüzünü yeniden kaldırırken sanki bambaşka bir kızdı. Sıcaklıktan eser yoktu sanki. Düz ve çarpık bir tebessüm ile Dong'a bakıyordu. Biraz önce ki bağrışları ve tepinmelerinin aksine oldukça sakin duracaktı. Sakin konuşacaktı. Bambaşka biri gibi davranacaktı ve bunu Dong dahi engelleyemeyecekti. "Peki Hee Dong. Konuşmaya başlayacak mısın? Yoksa böyle susmaya devam mı edeceksin?" Sanki içinde duygularına dair bir şeyler yok olmuştu. Kısa sürede böyle bir değişimi yapabileceğinden emin olamamıştı ama evet. Kendisi gibi dahi hissetmiyordu. Sanki bir yabancının bedeni içindeydi. Ve yabancıya hapsolmuştu. Ama kurtulmak istemiyordu. Yabancının onu kontrol etmesinden hoşlanıyordu.
Kwon Na Sun
Kwon Na Sun
II. Sınıf | Ponpon Kız
II. Sınıf | Ponpon Kız

Mesaj Sayısı : 123
Lakap : Sunnie. Bunny. Na-Na.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[# SunDong's Home] Breathe Empty Geri: [# SunDong's Home] Breathe

Mesaj tarafından Jung Hee Dong C.tesi Ara. 08, 2012 6:43 am

Sun'ın bu ani sakinliği Dong'ı şaşırttı ama Dong umursamadı. Şuanda tek istediği konuşmak ve her şeyi sonuca bağlamaktı. Ellerini kırmızı saçlarından geçirdi. Konuşmak isteyen kendisiydi ama şimdi ne söyleyeceğini bilemiyordu. Sun'ın gözlerine baktı ama kızın bakışlarında eski Sun yerine soğuk bir Sun görünce bakışlarını oradan çekti. Gözleri kızın sarı saçlarındaydı. Ağzını açtı ama kelimeler sanki ondan kaçıyordu. Sun'ın arkasına yaslanmasına ve puflamasına baktı. Kendini topla salak. Adam ol. Kelimeler resmen ağzında yuvarlanıyordu resmen. "Şey. Ben. Aslında Jieun. Fiesta. Tanıştık. Bana yardım etti. Yani senin yokluğunda. Kamp. Kampa da seni görmeye gelmiştim. Ama. Yanlış anladın." Kesik, saçma, atlayarak çıkıyordu kelimeler. Saçlarını koparırcasına yoldu. "BAK! Sun. Her şeyi anlamak istediğin gibi anlıyorsun veya Tanrı bu aralar benimle oyun oynuyor ama hiç bir şey düzgün gitmiyor bunu bil. Bana güvenmiyorsun ki bu büyük sorun." Gözlerini kapattı ve sırtını sandalyenin sırt kısmına verdi. Kendini ateşe atmıştı. Tabi Sun bana güvenmeyecek piç. Onu terk etmiştim küçükken. Bu kadar aptal olamam.
Jung Hee Dong
Jung Hee Dong
Serbest Meslek
Serbest Meslek

Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[# SunDong's Home] Breathe Empty Geri: [# SunDong's Home] Breathe

Mesaj tarafından Kwon Na Sun C.tesi Ara. 08, 2012 6:56 am


    Ellerini göğsünün altında kavuşturdu ve aldığı nefesi sıkıldığını belli etmek istercesine hızla dışarıya verdi. Bu bekleyiş hoşuna gitmiyordu ve saçma geliyordu. Konuşamayacaksa neden konuşmak istedi? Sarf ettiği sözcüklerde anlamsızca ve aptalca geliyordu. En azından konuşabildi diye düşündü saçmalıklarına son verdiğinde. "Gerçekten saçmaladığının farkında mısın? Bunlar umurumda değil. Eğer beni bu saçma zırvalamalarından dolayı burada tutuyorsan şayet gerçekten hiç iyi ettiğini söyleyemem. Hem geçmişi deşmeye gerek yok. Sana evden ayrılmanı istediğimi söylemiştim. Neden halen buradasın? Tüm eşyalarını toplayıp buradan gitmeni tavsiye ederim. Haa. Eğer gitmiyorsan. Evi sattığımda gitmek zorunda kalacaksın." Çarpık bir gülümseme ile Dong'ın şaşkın bakışlarına karşılık verdi. Yavaşça öne doğru eğildi ve dirseklerini dizlerine dayadı ve çenesinide ellerine koyarak, Dong'a baktı. "Birde şu konuya değinirsek. Güven. Sana güvenmemem büyük bir sorun (!) değil. Sana neden güveniyim? Hem kendini benim gözümce fazla değerli kılıyorsun sanırım. Bu kadar gevelemene gerek yok. Özür dilemek istiyorsan sadece iki kelime. 'Özür Dilerim.' Hoş.. Senin özrün pek şüpheli olur." Omuzlara değecek kadar uzamış sarı saçlarının kıvrımlarını parmaklarına doladı ve dudaklarını büktü. "Zamanımı çalıyorsun. Kuaföre gitmem gerek. Saçlarımı kestireceğim, bir kat daha sarıya boyatacağım. Ve sanırım kampa haber vermem gerek ama muhtemelen annem çoktan haber vermiştir. Tüm kış tatilim içinde spor salonuna gidip program yapmam gerek. Sanırım yüz bakımı falanda yaptıracam. Göz altılarım berbat durumda. Öyle değil mi?" Geriye doğru yaslandı ve Dong'a baktı. Bu bekleyişin daha ne kadar süreceğini merak ediyordu çünkü sıkılmaya başlamıştı. Pencereden yansıyan güneşe bakılırsa, batmasına fazla saat kalmamıştı ve yapılacak bir dolu işi vardı. Ponpon kızlar ile de arası açılmıştı ve düzeltmesi gerekiyordu. Eski formuna geri dönmeliydi sonuçta. Her ne kadar Dong'ın karşısında fazlasıyla zorlansada buna devam etmeliydi. En azından acısını dindirmesine faydası dokunuyordu.
Kwon Na Sun
Kwon Na Sun
II. Sınıf | Ponpon Kız
II. Sınıf | Ponpon Kız

Mesaj Sayısı : 123
Lakap : Sunnie. Bunny. Na-Na.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[# SunDong's Home] Breathe Empty Geri: [# SunDong's Home] Breathe

Mesaj tarafından Jung Hee Dong Paz Ara. 09, 2012 5:04 am

Kızın ruhsuz sesi Dong'ı şaşırtıyordu. Karşısında hiç tanımadığı bir Sun vardı ve Dong daha önce bunun kırıntısını bile görmemişti. Garip hissediyor muydu? Kesinlikle evet. Hatta Dong'ın içini birden bir korku kapladı. Eğer Sun böyle devam ederse Dong'ın yanında kim olacaktı? Ne kadar kızsa da seviyordu Sun'ın onu sahiplenmesini, öyle kendini özel biriymiş gibi hissediyordu Dong. Eğer Sun onu sahiplenirse yaşamak için nedeni oluyordu. Bunu geç anlamıştı ama hiçbir zaman itiraf etmeyeceğini biliyordu ve korkuyordu. Kızın değişimini izledi. Yorgun ve üzgün halleri gitmiş birden kadınsı ve kendine güvenen biri olurvermişti iki dakikada. Dong'ın tanıdığı o iki dakika önceki Sun'dı. Şuanda o orospu ponpon kızlar gibi davranıyorsun değil mi Sunnie? Yapma! Kızın son söylediklerini dinlerken yaslandığı yerden sırtını çekti ve Sun'ın aldığı pozisyonu aldı. Kollarını dizlerine koyup Sun'a doğru eğildi. Eğer Sun onu hayatında istemiyorsa gidecekti. Ama Sun'ın canını yakmalıydı. Çünkü bu Sun gerçek değildi. Şuanda yüzünde bir maske vardı. Eğer maskesini düşürebilirse...

"Kendinden utanıyorsun değil mi? Bu yüzden değişmeye çalışıyorsun. Bu yapmaya çalıştığın kızın sen olmadığını gayet iyi biliyorsun. Ayrıca popo kızlar.." durdu ve sanki yanlışını düzeltirmiş gibi "Ponpon kızlar. Hah işte onlar gibi olamayacaksın. Çünkü sen onlar gibi değilsin." durdu ve arkasını yaslandı. Daha konuşmasını bitirmemişti. Yüzüne alaycı bir gülümseme koydu ve "Onlardan tek farkın bakire olman. Eh çok istiyorsan bakireliğini ben bozabilirim." Durdu. Dudağının kenarını ısırırken kızın ifadesine baktı. Sinirlendiğine dair ipuçlarını arıyordu. "Anca o zaman tam bir ponpon kız olursun." ellerini sarkıtmış sandalyenin bacaklarıyla oynuyordu. Söylediklerini normal kızlara acımadan söylerdi ama karşısındaki Sun'dı. Kendini zorluyordu resmen ona sert davranmak için.
Jung Hee Dong
Jung Hee Dong
Serbest Meslek
Serbest Meslek

Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[# SunDong's Home] Breathe Empty Geri: [# SunDong's Home] Breathe

Mesaj tarafından Kwon Na Sun Paz Ara. 09, 2012 7:47 am


    Bekaretini bozmakla ilgili bahsettiği sözleri umursamazlıktan geliyordu. Bu konuda ciddi olmadığını biliyordu. Olamazdı. Olmazdı. Ama... Kendisini öptüğüde düşünülürse belki de bunu dahi düşünecek kadar diğer erkeklere benzemişti. Dönemin başında ona her türlü (!) teklifte bulunan erkeklerden biriyile konuşuyormuş gibi hissediyordu. Yabancı tabi bunu umursamıyordu hatta şimdi Dong'ın kucağına oturur, onu öpebilirdi ama kendi sınırlarını çiziyordu. Birkaç dakika öncesine kadar evet. Mi Ko ve Yongah olabileceğinden bahsediyordu ama o kadarını... Yapamazdı. Dong bu konuda muhtemelen üzerine gelecekti çünkü eski Sun'ı istediği her halinden belliydi. Bu halinden ziyade ağlayan, zırlayan, o kırmızı saçlarını yolacak bir Sun istiyordu. Kendisi de öyle olmak istiyordu ama... Gerçekten kırılmıştı. Evet Dong ile bir ay görüşmeyen de kendisiydi ama o öpüşme olayı hiç beklemediği bir olaydı. Tabi diğer taraftan ilk öpücüğünün Dong ile gerçekleşmesinden -hoş küçükkken de öpüştükleri dikkate alınırsa zaten Dong vardı hep- hoşnuttu. Ama bunu ona yansıtacak değildi. Hayatta yapmazdı. Tabi bu uzun sessizlikte muhtemelen Dong, kendisinin sonunda çözüldüğünü varsayacaktı muhtemelen. Şu an Dong'ın kollarına atlayabilir ve eskisi gibi onu dakikalarca göğsünden yumrukladıktan sonra sarılabilir ve en azından tüm bu olanlara bir son verebilirdi ama... Yabancı onu engelliyordu. "Kendimden utanmak mı? Ben senden ve seninle geçen zamanlarımdan utanıyorum. Hatta sanırım tiksinti duymama ramak kaldı şu noktada. Haa. Bakirelik konusuna gelirsek, bunu seninle yapmak yerine futbol takımından biri ile yapmayı yeğlerim. Hatta... Hatırlıyor musun? Yılbaşı partisinde neredeyse yüzünü dağıtacak Jae ile yapabilirim. Daha iyi... Olur." Tabi Jae ile birlikte olacak değildi. Hatta olmazdı. Hoş bunu düşünmemişti ama... Kendisine dahi itiraf edemese de sevişeceği ilk kişinin de Dong olmasını yeğlerdi. Tabi bu imkansızdı.
Kwon Na Sun
Kwon Na Sun
II. Sınıf | Ponpon Kız
II. Sınıf | Ponpon Kız

Mesaj Sayısı : 123
Lakap : Sunnie. Bunny. Na-Na.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[# SunDong's Home] Breathe Empty Geri: [# SunDong's Home] Breathe

Mesaj tarafından Jung Hee Dong C.tesi Ara. 15, 2012 7:54 am

Sun'ın sözleri canını acıtıyordu. Evet ama başka bir duygu da beliriyordu arkada. Nefret. Bu duygu ona çok tanıdıktı normalde, herkesten nefret ederdi. Ama asla Sun'dan nefret etmemişti, bu duygu Sun ile birlikte olması hoşuna gitmiyordu. Sun'a sinirlenmek, ondan nefret etmek istemiyordu. Eğer Sun'dan nefret ederse kendinden nefret ederdi. Özellikle Sun'ın son sözlerine öyle sinirlenmişti ki şimdi çıksa o çocuğu bulup öldürmek istiyordu. Kıskançtı Dong, hemde hiç göstermediği kadar. Gerekse Sun'ı eve kapatır ve kendisini de yanına kilitler ve hayatı boyunca Sun'ı başkasının görmesine izin vermezdi. Ama eski Sun'ı istiyordu, bu Sun'a bunları yapmazdı. Çünkü orada içinde haince saklanan nefrette vardı. İki ihitmal vardı şimdi Dong'ın yapacağı; 1. Sun ile bir süre daha kavga edecek sonra içindeki özlem duygusuna yenik düşerek kızı kendine çekip sarılacak ve 'seni seviyorum' laflarını sunacaktı. ya da 2. Bir süre daha kavga edecekler ve kavga daha çok büyüyecek ve Dong ortamı terk edecekti, gururuna yediremezdi Sun'ın artık ona ihtiyacı kalmadığını öğrenmek. Kızın bacaklarını sıkıştırıp sıktığı bacaklarını açtı ve yavaşça sandalyesinden kalktı. Gözlerini kızın üzerinden bir saniye bile çekmiyordu. Ellerini havaya kaldırdı ve "Okuldakiler gibi bel altını düşünerek bakmadım sana, bu yüzden benimle geçirdiğin bunca zamandan tiksiniyorsan yerin belli. O, yüzümü asla dağıtacak gücü olmayacak bebe çocuğun altına girebilirsin." Gerçekten daha fazla konuşursa kızın kalbini kıracaktı ki bunu istiyordu. Ama yapmayacaktı ve ikinci seçeneği seçiyordu. Buradan düşman olarak ayrılacaklardı. Gidecekti tabi ki, nerede kalacaktı bilemiyordu. Belki bir süre Eun Ji ile takılırdı ya da onu da görmezdi. Busan'a gidip it gibi çalışabilirdi. Bilmiyordu. Hiçbir şey düşünemiyordu.
Jung Hee Dong
Jung Hee Dong
Serbest Meslek
Serbest Meslek

Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[# SunDong's Home] Breathe Empty Geri: [# SunDong's Home] Breathe

Mesaj tarafından Kwon Na Sun Paz Ocak 13, 2013 6:38 am


    Dong'ın peşinden kendiside hızla ayağa kalktı. Bir anlığına Dong'ın kokuna yapışmak ve özür dilemek. Yenden eskisi gibi olmak için yalvarmak istedi. Saçlarını kızıla boyatmış olması dahi umurunda değildi. Ama yapamadı. Yapmadı. Pembe çatlamış dudaklarını birbirlerine bastırdı ve yumruğunu sıktı. Evet. İşte tam bu noktada her şey bitiyordu. Dong kapıdan çıkarsa şayet bir daha onu görebileceğinden emin değildi. Bu kez gidişini izliyordu. Çocukluğunda evlerinin kapısını yumruklamıştı, ağlamıştı. Dong'ın babası yüzünde alaycı bir ifade ile diğer sokak süprüntüleri gibi evden kaçtığını ve bir daha asla geri dönmeyeceğini söylemişti Sun'a. Sanki o anda bitmişti. Sonrasında yaşadığı hayat hiç iç açıcı değildi. Lanetliydi ve şimdide aynı şeyleri hissediyordu. Muhmetemelen bu olanlardan sonra tüm gün ağlayacaktı. Ama durdurmuyordu. Bunları engelleyebilirdi. Tüm olanları unutup film izleyebilirlerdi, ramen yiyebilirlerdi, yastık savaşı yapabilirlerdi, en hızlı kim gazozlu içeceği içeçek diye yarış yapabilirlerdi, gözlerinden uyku akana kadar eğlenebilirlerdi. Çatıda oturup tüm Seul'u izleyebilirlerdi... Hayvan barınaklarından birine gidip küçük yavru kediler, köpekler alabilir ve evlerini de adeta bir barınağa çevirebilirlerdi. Kış tatilinin tüm gününü evden geçirmekten gocunmazdı şayet Dong yanındaysa. Ama bunlar yaşanmayacaktı ve bu Sun'ın kalbine hançer gibi saplanıyordu. Sonra hakaretten, birbirlerini kırmalarından sonra... Dong'a kırılır mıydı? Kırıldığını düşünüyordu ama hiç kırılmamıştı. Eun Ji ile yan yana gördünde sadece Eun Ji'ye kızmıştı değil mi? Kıskançlık gözünü kör ediyordu sonunda. Dong bunu biliyordu. Günlerce ağlamıştı. Ağlamaya devam edecekti. Ama dışarıdan o ponpon kızlardan biri olacaktı. Kendini beğenmiş, iki yüzlü ve kaltak. Onca yıl yaptığını gibi yeniden içine atmaya başlayacaktı her şeyi. Bir bir. Suç kimdeydi? Kendisiydeydi elbet. Hiç bir zaman Dong'ı suçlayamamıştı ki. Çocukken kendisi yüzünden kaçtığını düşünmüştü hep. Her şey Sun'ın başının altından çıkar diyerek kendi kendisi şartlamıştı. Kendine kızmıştı. Dong'a göstermekten kaçındığı sağ kolunda ki birkaç derin çizgiyi kendini suçladığını için yapmıştı. Sadece sol koluna dokunmamıştı çünkü orada Dong'la kendisine ait yara izi vardı. Sağ kolu ise birkaç pembe çiziğin halen belirgin bir şekilde göründüğü yara izleri ile kaplıydı. Fondotenler ile kapatıyordu. Ponpon kızların kendisine acımasını, neden kendisini dilim dilim kestiğini sormasını istemiyordu. Sorulara cevap vermek istemiyordu. Soru duymak istemiyordu. Ellerini bileklerine yerleştirdi ve ifadesiz bir yüz ile öylece durdu. Gözleri dolmuştu ama sulu gözlülük yapmayacaktı burada. "Git." Dudaklarından sadece tek kelime çıkmıştı. Sadece git demekle yetinmişti. Çünkü daha fazla Dong'ın karşısında güçlü durabileceğinden emin değildi.
Kwon Na Sun
Kwon Na Sun
II. Sınıf | Ponpon Kız
II. Sınıf | Ponpon Kız

Mesaj Sayısı : 123
Lakap : Sunnie. Bunny. Na-Na.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

[# SunDong's Home] Breathe Empty Geri: [# SunDong's Home] Breathe

Mesaj tarafından Jung Hee Dong Paz Ocak 13, 2013 8:18 am

Ne olmuştu da birden bu hale gelmişlerdi? Tek bir öpücük onları bu kadar kolay ayırabilir miydi? Küçüklüklerinde de aynı öpücüğü yaşamışlardı ama böyle sonuçlanmamıştı. Tamam, yine ayrılmışlardı ama öpücük yüzünden değildi. Evet Dong acı çekiyordu ama bunu yıllardan beri öğrendiği beceriyle saklamayı gayet iyi başarabiliyordu. Ama karşısındaki Sun'ın öyle olmadığını biliyordu. Eskiden de erkek gibi güçlü görünürdü ama Sun'ın içindeki ürkek kızı rahatlıkla görebilirdi Dong. Şimdide Sun'ın içindeki üzgün ama sinirli kızı da görebiliyordu. Ama bir şey vardı ki fazla gururluydu Dong. Hele sevdiği biri ona -ki tek sevdiği kişi Sun vardı zaten- ona kötü davranınca. Gittikçe uzaklaşıyorlardı birbirlerinden ve bu ne zamana kadar sürecekti bilmiyordu Dong. Gururunu dinleyip evden gidecekti, temelli olarak. Sun'ın dolandığı yerlerde asla bulunmayacaktı ve hatta Busan'a bile gidebilirdi. Sun'a son kez baktı ve arkasına döndü. Kapıya doğru yaklaşırken içinde yine de Sun'ın ona seslenmesi ve gitmesini istemediğini söylemesini bekliyordu. Elini kapının soğuk koluna koydu. Şuanda odanın içindeki hava da en az kapı kolu kadar soğuktu, Sun ve Dong'ın arası da öyle. Gözlerini sıkıca kapattı ve nefesini boşalttı. Bir şey demeyecekti, zaten yeterince kırmıştı kızı. Sadece üzülüyordu ama içinde kızgınlıkta vardı. Sun'ın bu kadar gaddar olmasını hazmedemiyordu. Kapıyı açtı ve kendini dışarı attı. Evet bu kadardı. Hayatımın ikinci Sun'lı sayfası da kapanmış oldu bir önceki gibi. Bir daha açılmayacağına eminim. En azından Sun bana gelene kadar.

RP SON.
Jung Hee Dong
Jung Hee Dong
Serbest Meslek
Serbest Meslek

Mesaj Sayısı : 109
Lakap : Bad Boy

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz