[#2Mi(Sun & Heon)'s Home] Miss You.
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
[#2Mi(Sun & Heon)'s Home] Miss You.
Mi Sun & Min Heon
Kamptan dönmüş, Sasa şirketine traniee seçilmiş ve bunların üzerinden bir hafta geçmişti ama Mi Heon hala evde değildi. Mi Sun kendini çok yalnız ve terk edilmiş hissediyordu. Biliyordu sevgilisi bu sıralar çok çoğundu ve sürekli psikolog toplantıları için şehir dışına -hatta ülke dışına- çıkıyordu ama sonuçta Mi Sun onun sevgilisiydi ve ondan ilgi bekliyordu. En azından en mutlu günlerinde yanında olmasını. Gerçekten şu son bir haftadır evde boş boş dolanıyor, okulda da öyle davranıyordu. Uyuyacağı zaman kendi odasında değil Mi Heon'ın odasında bir zamanlar birlikte uyudukları yatakta tek başına uyuyordu. Mi Sun'ın odasındaki yatak tek kişilikti ama Mi Heon'ın ki çift kişilik ve zaten çoğu zaman onun yanında, onun boynunun kokusu arasında rahatça uyurdu. Son zamanlarda ise telefonda bile az konuşur olmuşlardı. Korkuyordu Mi Sun. O kadar çok korkuyordu ki Mi Heon'ı kaybetmekten. Her iki cinstende hoşlandığını -bir nevi lez olduğunu- ilk Mi Heon'a aşık olduğunda anlamıştı. Kız o kadar güzel ve çekiciydi ki Mi Sun sürekli onu düşünürken bulmuştu kendini, bir de ev arkadaşı olmaları onları daha çok yakınlaştırmıştı ve bir gün bi bakmıştı öpüşüyorlardı. Evet onunla sevgili olmaktan asla pişman olmadı ama şimdi çok üzgün ve özlem doluydu.
Anahtarları kenara koydu ve hırkasını çıkarıp astı. Ayakkabılarını da gelişigüzel bir kenara fırlattı ve sırt çantasını da yere attı. Kendini çok yorgun hissediyordu. Hayatında ilk defa dansta bu kadar fazla yanlış yapmıştı. Bugün cumaydı ve haftasonu ona dinlenmesi için fırsat sunuyordu. Cebinden telefonu çıkardı, tam Mi Heon'ı arayacaktı ama vazgeçti. Telefonu da yanına atınca ayağa kalktı ve mutfağa girdi. Karnı çok acıkmıştı ama canı yemek yapmak istemiyordu. Normalde evde yemeklerin hepsini kendisi yapardı ve temizliği de Mi Heon yapardı. Hafifçe sırıttı. O günleri özlemişti. Yutkundu ve buzdolabını açtı. Kendisi kampa giderken Mi Heon eve gelmişti ve yine görüşememişlerdi. Kamptan dönmeden bir gün öncede Mi Heon tekrar iş için gitmişti. Dudağını ısırdı ve bir haftadır buzdolabını açmadığı için -genelde evde yemek yemiyordu Mi Heon yokken- sevgilisinin bıraktığı notu şimdi görüyordu. Pembe bir kutunun üzerine pembe kalp şeklinde bir not yapıştırılmıştı. Mi Sun minik kutuyu buzdolabından çıkardı ve ilk önce notu okudu. Benim mükemmel sevgilimin en sevdiği şeyi yaptım. PASTA! Evet aşkım bunu başarabildim. Umarım yerken zehirlenmezsin kekek! Bunu yediğin zaman beni ara, ne tepki vereceğini çok merak ediyorum. Bu arada üzgünüm eve döndüğünde ben olmayacağım için. Bu işler beni bir gün öldürecek ama hepsi ikimiz için. Amerika'ya gidip daha mutlu bir hayat yaşayacağız aşkım. Seni tahmin edemeyeceğin kadar çok seviyorum. Yanağına değen bir ıslaklığı hissedince ağladığını fark etti Mi Sun. Elinin tersiyle yanağından kayan gözyaşını sildi ve pembe kutuyu tezgaha koydu. Kapağını açtığında üzerinde SANA AŞIĞIM yazan minik ama çok güzel bir pasta ile karşılaştı. Mi Heon yemek yapmakla pek işi olmazdı ama Mi Sun için pasta yapmıştı. Burnu sızlıyordu Mi Sun'ın. Ağlamamak için kendini tutacaktı ama ağlamaya başlamıştı bile. Pasta büyük ihtimalle bayatlamıştı ama yinede yiyecekti. Arakasındaki çekmeceden bir çatal çıkardı ve pastaya batırdı.
Pastanın ilk dilimini ağzına attığında gözlerini kapattı, Mi Heon'ı bunun için çabalarken hayal edebiliyordu."Evet bayatlamış şaşkın." diye fısıldadı ve gözlerini açtı. Ne kadar birileri -okuldaki hemşire Que Ri- aklını karıştırsa da aşkı Mi Heon'du. Onun iri gözlerini, kızıl saçlarını ve dudaklarını herşeyini çok özlemişti. Burnunu çekti ve bir elini tezgaha dayayıp ondan destek alıp pastayı yemeye devam etti.
Kamptan dönmüş, Sasa şirketine traniee seçilmiş ve bunların üzerinden bir hafta geçmişti ama Mi Heon hala evde değildi. Mi Sun kendini çok yalnız ve terk edilmiş hissediyordu. Biliyordu sevgilisi bu sıralar çok çoğundu ve sürekli psikolog toplantıları için şehir dışına -hatta ülke dışına- çıkıyordu ama sonuçta Mi Sun onun sevgilisiydi ve ondan ilgi bekliyordu. En azından en mutlu günlerinde yanında olmasını. Gerçekten şu son bir haftadır evde boş boş dolanıyor, okulda da öyle davranıyordu. Uyuyacağı zaman kendi odasında değil Mi Heon'ın odasında bir zamanlar birlikte uyudukları yatakta tek başına uyuyordu. Mi Sun'ın odasındaki yatak tek kişilikti ama Mi Heon'ın ki çift kişilik ve zaten çoğu zaman onun yanında, onun boynunun kokusu arasında rahatça uyurdu. Son zamanlarda ise telefonda bile az konuşur olmuşlardı. Korkuyordu Mi Sun. O kadar çok korkuyordu ki Mi Heon'ı kaybetmekten. Her iki cinstende hoşlandığını -bir nevi lez olduğunu- ilk Mi Heon'a aşık olduğunda anlamıştı. Kız o kadar güzel ve çekiciydi ki Mi Sun sürekli onu düşünürken bulmuştu kendini, bir de ev arkadaşı olmaları onları daha çok yakınlaştırmıştı ve bir gün bi bakmıştı öpüşüyorlardı. Evet onunla sevgili olmaktan asla pişman olmadı ama şimdi çok üzgün ve özlem doluydu.
Anahtarları kenara koydu ve hırkasını çıkarıp astı. Ayakkabılarını da gelişigüzel bir kenara fırlattı ve sırt çantasını da yere attı. Kendini çok yorgun hissediyordu. Hayatında ilk defa dansta bu kadar fazla yanlış yapmıştı. Bugün cumaydı ve haftasonu ona dinlenmesi için fırsat sunuyordu. Cebinden telefonu çıkardı, tam Mi Heon'ı arayacaktı ama vazgeçti. Telefonu da yanına atınca ayağa kalktı ve mutfağa girdi. Karnı çok acıkmıştı ama canı yemek yapmak istemiyordu. Normalde evde yemeklerin hepsini kendisi yapardı ve temizliği de Mi Heon yapardı. Hafifçe sırıttı. O günleri özlemişti. Yutkundu ve buzdolabını açtı. Kendisi kampa giderken Mi Heon eve gelmişti ve yine görüşememişlerdi. Kamptan dönmeden bir gün öncede Mi Heon tekrar iş için gitmişti. Dudağını ısırdı ve bir haftadır buzdolabını açmadığı için -genelde evde yemek yemiyordu Mi Heon yokken- sevgilisinin bıraktığı notu şimdi görüyordu. Pembe bir kutunun üzerine pembe kalp şeklinde bir not yapıştırılmıştı. Mi Sun minik kutuyu buzdolabından çıkardı ve ilk önce notu okudu. Benim mükemmel sevgilimin en sevdiği şeyi yaptım. PASTA! Evet aşkım bunu başarabildim. Umarım yerken zehirlenmezsin kekek! Bunu yediğin zaman beni ara, ne tepki vereceğini çok merak ediyorum. Bu arada üzgünüm eve döndüğünde ben olmayacağım için. Bu işler beni bir gün öldürecek ama hepsi ikimiz için. Amerika'ya gidip daha mutlu bir hayat yaşayacağız aşkım. Seni tahmin edemeyeceğin kadar çok seviyorum. Yanağına değen bir ıslaklığı hissedince ağladığını fark etti Mi Sun. Elinin tersiyle yanağından kayan gözyaşını sildi ve pembe kutuyu tezgaha koydu. Kapağını açtığında üzerinde SANA AŞIĞIM yazan minik ama çok güzel bir pasta ile karşılaştı. Mi Heon yemek yapmakla pek işi olmazdı ama Mi Sun için pasta yapmıştı. Burnu sızlıyordu Mi Sun'ın. Ağlamamak için kendini tutacaktı ama ağlamaya başlamıştı bile. Pasta büyük ihtimalle bayatlamıştı ama yinede yiyecekti. Arakasındaki çekmeceden bir çatal çıkardı ve pastaya batırdı.
Pastanın ilk dilimini ağzına attığında gözlerini kapattı, Mi Heon'ı bunun için çabalarken hayal edebiliyordu."Evet bayatlamış şaşkın." diye fısıldadı ve gözlerini açtı. Ne kadar birileri -okuldaki hemşire Que Ri- aklını karıştırsa da aşkı Mi Heon'du. Onun iri gözlerini, kızıl saçlarını ve dudaklarını herşeyini çok özlemişti. Burnunu çekti ve bir elini tezgaha dayayıp ondan destek alıp pastayı yemeye devam etti.
En son Kim Mi Sun tarafından Paz Ocak 06, 2013 3:07 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Kim Mi Sun- III. Sınıf | Dans Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 323
Yaş : 31
Lakap : Biseksüel - Hümanist
Geri: [#2Mi(Sun & Heon)'s Home] Miss You.
Bavulunu soforun yardimiyla bagajdan indirdi. Yere duzgunce iki bavulunuda koyup sofore ucreti odedi. İki eliylede torbalarla ve bavulla doluydu. Ne zaman is icin seyahate ciksa Mi Sun icinde bir kac parca hediye almayi hep not edinirdi kendine. Ama her zaman bu notunu unutur ve eli bos donerdi evine. Simdiyse elleri doluydu. Ama mutluydu. Nerdeyse somestr tatilinden beri onunla gorusmuyordu. Onu cok ozlemisti. Saclarinin kokusunu, daginikliklarini, dudaklarini ve ozellikle yemeklerini. Kendisi yemek yapamazdi bu yuzden hep Mi Sun yapardi yemekleri. O ise toplar ve temizlerdi. Burnunda tutuyordu resmen her seyiyle. Elleri, vucudu, saclari, gozleri.... Kokusunu ozlemisti bir de. Her aksam icine cektigi o kokuyu ozlemisti. Birlikte yatiklari zamani, yemek yedikleri yada iliskiye girdikleri zamani ozlemisti. Eve gittiginde bunlarin hepsini yapacakti. Soz vermisti kendisine. İlk once ona gidip ikinci suprizini yapacakti. İlk suprizi, o kamptayken eve gelip ona pasta yapmisti. Becermisti bunu. Ve de yaninda kucuk bir not. Pastayi yedi mi diye cok merak ediyordu. Onu aramasini soylemisti. Ama aramamisti. Belkide aramisti ama telefonu surekli sessizde yada kapali oldugu icin gormemisti. İkinci suprizi ise eve gelmesiydi. Normal sartlara gore eve bir hafta sonra gelmesi gerekiyordu. Ailesinin yanina gidipte donmeyi planliyordu aslinda. Ama Mi Sun'u o kadar cok ozlemisti ki, ailesine Amerika'da oldugunu soylemeden ucak bileti alip Seoul'e dondu. Ve simdi ise Seoul'deydi. Apartmanlarinin onune gelmisti. Elindeki bavullari birakip cantasindan anahtari cikardi ve buyuk demir kapidan kendisini iceri atti. İceri girdigi gibi, hizla bavullarini ve torbalarini alip asansore surukledi. Apartmanlarinda asansor oldugu icin sukrediyordu. Esyalari asansore koydu ve iceriye girdi. İcerisi genisti ve boydan ayna dosemeliydi. 4. kata basti ve aynaya dondu. Kiyafetlerini ve saclarini duzeltti. Bavullarini duzgunce ellerine dagitti ve kapiya dogru dondu. Evinin oldugu kata gelmis, kapi acilmisti. Kendisini koridora atti. Sag tarafa ilerledi ve kapinin orada durdu. Mutluluktan dort kose olmustu. O kadar mutluydu ki... Hemen anahtari delige soktu. Elleri titriyordu. Kapi kilitli degildi. Demek ki eve gelmisti. Kapiyi kolaylikla acti ve iceriye girdi. Ah! Ev cok olmasa da daginikti ama takmadi. Anahtari kenariya birakti ve kapiyi kapatti sessizce. Topuklu ayakkabilarini cikardi ve mutfaga ilerledi. Tahmin ettigi gibi oradaydi. Cok mutluydu. "Minniee!!" Bagirdi. Uzun suredir Mi Sun'a Minnie derdi. Sebebini bilmiyordu. Bilmesine de gerek yoktu acikcasi. Kosarak Mi Sun'a ilerledi ve ona sarildi. "Seni cok ama cok cok ozledim askim! Yanaklarindan suzulen yaslari tutamadi.
Lee Min Heon- Psikolog
- Mesaj Sayısı : 207
Yaş : 36
Lakap : Psikopat Psikolog
Geri: [#2Mi(Sun & Heon)'s Home] Miss You.
Sözler, müzik ve TAENY mükemmeller. LOST IN LOVE *tr sub*
Minniee! Ağlaması ikiye katlandı. Ona Minnie diye sadece Min Heon söylerdi ve zaten arkasından onun sesini duyuyordu. Özledim, çok özledim. Ölüyorum sanki Mi Heon! O kadar çok özledim ki seni! Arkasından ona sarılan Min Heon'ın kokusu ve hafif ağlama mırıltısı kulağını ve burnunu mest ediyordu. O kadar özlemişti ki. Önüne dönüp kıza sıkıca sarılmak ve öylece özleminin geçmesini beklemek istiyordu ama yapamadı. Min Heon ona arkadan sıkıca sarılıp hafifçe ağlarken -bir yandan kendisi de ağlıyordu- hiç hareket etmeden duruyordu. Mi Heon'ın yüzünü boynuna değdiğini hissetti. Gözlerini kapattı, özlem ve aşk duygusunun arkasına saklanmış bir öfke duygusu da vardı. Onu yok etmek istiyordu ama gururuda öfkeye destek veriyordu. Burnunu çekerken bir yandan da biraz kıpırdandı ve eliyle ona sıkıca sarılan Min Heon'ın kollarını gevşetti. Arkasını yavaşça dönerken onu gördüğünde güçsüz düşüp ona sarılacağından korkuyordu. Gözleri Min Heon'ın gözlerine denk geldiğinde hemen çekti ve biraz ondan uzaklaştı. Bir adım daha geri atıp tezgaha yaklaştı. Yere bakarmış gibi yapıp elinin tersiyle gözyaşlarını sildi ve başını kaldırdı. Ona hafif şaşkınlıkla bakan sevgilisine hafif ama soğukça gülümsedi. "Hoşgeldin Min Heon." Titreyen sesini dizginledi ve tekrar konuşmaya başladı. "Bu hafta da döneceğini tahmin etmiyordum. İşlerin o kadar yoğun ki erken döneceğini de haber vermiyorsun, çoğu zaman aramadığın gibi." Hayır hayır böyle konuşup onun canını yakmak istemiyordu ama kırgındı işte. Bazı günler Min Heon onu aramıyordu bile ve geçen hafta şirket seçmeleri olacağını daha önce söylemişti Mi Sun ona, o zaman bile neler olduğunu merak etmeyip aramamıştı. Evet! Hep ben mi üzgün olacağım?! Bir de hiçbir şey olmamış gibi sevinçle gelip sarılıyor bana. Bakışlarını Min Heon'a sabitlediğinde kalbinin aşkla eridiğini hissetti. Ah yapamayacağım, sana böyle davranamam ki sevgilim. Zaten seni çok özledim.
Minniee! Ağlaması ikiye katlandı. Ona Minnie diye sadece Min Heon söylerdi ve zaten arkasından onun sesini duyuyordu. Özledim, çok özledim. Ölüyorum sanki Mi Heon! O kadar çok özledim ki seni! Arkasından ona sarılan Min Heon'ın kokusu ve hafif ağlama mırıltısı kulağını ve burnunu mest ediyordu. O kadar özlemişti ki. Önüne dönüp kıza sıkıca sarılmak ve öylece özleminin geçmesini beklemek istiyordu ama yapamadı. Min Heon ona arkadan sıkıca sarılıp hafifçe ağlarken -bir yandan kendisi de ağlıyordu- hiç hareket etmeden duruyordu. Mi Heon'ın yüzünü boynuna değdiğini hissetti. Gözlerini kapattı, özlem ve aşk duygusunun arkasına saklanmış bir öfke duygusu da vardı. Onu yok etmek istiyordu ama gururuda öfkeye destek veriyordu. Burnunu çekerken bir yandan da biraz kıpırdandı ve eliyle ona sıkıca sarılan Min Heon'ın kollarını gevşetti. Arkasını yavaşça dönerken onu gördüğünde güçsüz düşüp ona sarılacağından korkuyordu. Gözleri Min Heon'ın gözlerine denk geldiğinde hemen çekti ve biraz ondan uzaklaştı. Bir adım daha geri atıp tezgaha yaklaştı. Yere bakarmış gibi yapıp elinin tersiyle gözyaşlarını sildi ve başını kaldırdı. Ona hafif şaşkınlıkla bakan sevgilisine hafif ama soğukça gülümsedi. "Hoşgeldin Min Heon." Titreyen sesini dizginledi ve tekrar konuşmaya başladı. "Bu hafta da döneceğini tahmin etmiyordum. İşlerin o kadar yoğun ki erken döneceğini de haber vermiyorsun, çoğu zaman aramadığın gibi." Hayır hayır böyle konuşup onun canını yakmak istemiyordu ama kırgındı işte. Bazı günler Min Heon onu aramıyordu bile ve geçen hafta şirket seçmeleri olacağını daha önce söylemişti Mi Sun ona, o zaman bile neler olduğunu merak etmeyip aramamıştı. Evet! Hep ben mi üzgün olacağım?! Bir de hiçbir şey olmamış gibi sevinçle gelip sarılıyor bana. Bakışlarını Min Heon'a sabitlediğinde kalbinin aşkla eridiğini hissetti. Ah yapamayacağım, sana böyle davranamam ki sevgilim. Zaten seni çok özledim.
Kim Mi Sun- III. Sınıf | Dans Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 323
Yaş : 31
Lakap : Biseksüel - Hümanist
Geri: [#2Mi(Sun & Heon)'s Home] Miss You.
Onu delicesine özlemişti. Ama söylediği bu soğuk cümleler tenine adeta bit iğne gibi batıyordu. Gülün iğnesi gibi. Acı veriyordu fakat seviyordu işte. Gülü seven, dikenine de katlanırdı. Hem hak veriyordu ona. Seyahati boyunca onu arayamamıştı. Vakti olmamıştı. Telefonu sürekli kapalıdaydı vede işlerimi bitirip eve döneyim havasını takınmıştı hep. Kendisine kızdı. Hemde çok. En araması gereken zamanda onu aramamıştı. Kamptan döndüğünde sakatlanmış olabilirdi, yada seçmelerde elenmiş olabilirdi. Sakatlanmadığına seviniyordu. Gözlerini yere devirdi. ''Üzgünüm Minnie. İşlerimi erken bitirip dönmek için o kadar uğraştım ki. Telefonum bu yüzden sürekli kapalıydı. İlk önce ailemin yanına uğrayıp da gelecektim fakat seni o kadar çok özlemiştim ki. Yaptığı hatayı düzeltmeliydi en kısa zamanda. Gönlünü almalıydı onun.
Yüzünü ona doğru çevirdi. Arkası dönüktü. Kızmış olmalıydı gerçekten de. Yüzünde bir gülümseme yayıldı. Hormonları çalışmaya başlamıştı sanki. Karnı aç değildi. Sadece cinsel açlığı vardı ve bunu bastırmak istiyordu. Aylarca ondan uzak kalmak onu yıpratmıştı. Vede Mi Sun'u. Minnie'ye yaklaştı. Elini onun omzuna koydu ve boynuna dolandı arkasından. Saçlarıyla oynuyordu. Amacı onu tahrik edip cinsel açlığını bastırmaktı artık. Nefeslerini onun yüzüne doğru tahrik edici bir şekilde üflüyordu. Dudaklarını onun kulağına yaklaştırdı ve üfledi nazikçe. Verdiği tepkiden hoşuna gittiğini anlaması uzun sürmemişti. Gülümsedi. Beni özledin, değil mi? Sesi de aynen hareketleri gibi tahrik edici bir tınıyla çıkmıştı. Belkide Minnie'de karşılık verirdi ve sabaha kadar yatakta geçirirlerdi zamanlarını. İlişkileri normalde kısa zamanlı sürerdi işler ve okul yüzünden. Fakat şimdiyse önlerinde engel yoktu. Yarın tatildi. Ne okul vardı nede iş. Belkide cumartesi günlerini de yatakta beraber geçirirlerdi. Hayali bile onu azdırtmaya yetiyordu.
Yüzünü ona doğru çevirdi. Arkası dönüktü. Kızmış olmalıydı gerçekten de. Yüzünde bir gülümseme yayıldı. Hormonları çalışmaya başlamıştı sanki. Karnı aç değildi. Sadece cinsel açlığı vardı ve bunu bastırmak istiyordu. Aylarca ondan uzak kalmak onu yıpratmıştı. Vede Mi Sun'u. Minnie'ye yaklaştı. Elini onun omzuna koydu ve boynuna dolandı arkasından. Saçlarıyla oynuyordu. Amacı onu tahrik edip cinsel açlığını bastırmaktı artık. Nefeslerini onun yüzüne doğru tahrik edici bir şekilde üflüyordu. Dudaklarını onun kulağına yaklaştırdı ve üfledi nazikçe. Verdiği tepkiden hoşuna gittiğini anlaması uzun sürmemişti. Gülümsedi. Beni özledin, değil mi? Sesi de aynen hareketleri gibi tahrik edici bir tınıyla çıkmıştı. Belkide Minnie'de karşılık verirdi ve sabaha kadar yatakta geçirirlerdi zamanlarını. İlişkileri normalde kısa zamanlı sürerdi işler ve okul yüzünden. Fakat şimdiyse önlerinde engel yoktu. Yarın tatildi. Ne okul vardı nede iş. Belkide cumartesi günlerini de yatakta beraber geçirirlerdi. Hayali bile onu azdırtmaya yetiyordu.
Lee Min Heon- Psikolog
- Mesaj Sayısı : 207
Yaş : 36
Lakap : Psikopat Psikolog
Geri: [#2Mi(Sun & Heon)'s Home] Miss You.
Daha fazla ona bakarsa kötü bir şey söyleyemez ve hemen ona teslim olurdu. Arkasını döndü ve musluğa doğru boş boş bakmaya başladı. Ama Min Heon'ın onu saran kollarını hissedince hafifçe titredi. Özlemişti onun dokunmalarını. Yanağına sevgilisinin mükemmel kokan nefesi de sürtünmeye başlamıştı ve içindeki öfke parçaları yavaşça yok oluyordu. Min Heon'ın onu özlediğini sorduğunda nefesi tutulmuştu. Hem sorudan hem de soruyu sorarken ki ses tonundan. Çoğu zaman sesini böyle cazibeli kullanıyordu. Seni özlemek ne kelime, öldüm senin yüzünden. Gerçekten fazlaca özlemişti onu. Ellerini kaldırdı ve Min Heon'ın ellerinin üzerine koydu. Gözlerini kapattı ve"Gerçekten seni çok özledim." diye mırıldandı. Arkasını döndü ve sevgilisinin gözlerinin içine baktıktan sonra kırmızı dudaklarına narin ama özlem dolu bir öpücük bıraktı. Dudaklarını ayırdıktan sonra kollarını birbirine bağladı. Şimdi ise ciddi gözüküyordu. "Ama senin aramanı ne kadar çok bekledim biliyor musun? Ki hala daha şirkete seçilip seçilmediğimi sormuyorsun, ya da kampta nasıl vakit geçirdiğimi? Hemen kendi isteklerini sıralıyorsun."
Kim Mi Sun- III. Sınıf | Dans Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 323
Yaş : 31
Lakap : Biseksüel - Hümanist
Geri: [#2Mi(Sun & Heon)'s Home] Miss You.
''Tabikide merak ediyorum'' dedi ve Minnie'nin yanından ayrılıp meyve sepetinin yanına gitti. Birkaç elma ve portakal vardı. En kısa zamanda eve alışveriş yapmalıydı. Elmalardan birini alıp ısırdı ve Mi Sun'a döndü. ''Anlat bakalım, nasıl geçti kamp? Eğlendiniz mi? Belki bir kaç tane yılan yada kaplumbağa görmüşsündür ha? Belkide bir timsah.'' Ağzındaki elmayı çiğnemeden konuşması yüzünden bir kaç kelimeyi yutmuştu elmalarla birlikte. Ama dedikleri gayet anlaşılıyordu. Ağzındaki elmayı çiğneyip yuttuktan sonra koca bir ısırık daha aldı. Aslında çok aç değildi. Hatta hiç değildi. Ama cinsel açlığını yemek yiyerek bastıracağını biliyordu. Bu yüzden evde ne varsa yiyebilecek hale gelmişti. Et bile yiyebilirdi. Aslında Mi Sun'a hak vermiyor değildi. Ama ona elbette seçilip seçilmediğini vede kampı soracaktı. Hatta evde düzgün yemek yiyip yemediğini, derslerini ve sınavlarını soracaktı. Soracak çok şeyi vardı aslında. Ama hepsini cinsel birlikteliklerinden sonra sormayı planlıyordu. Ona çok acıkmıştı. Kokusuna, dudaklarına.. Onunla uzun zaman ayrı kalmak ona göre değildi. Belki işinden bile ayrılabilirdi fakat çalışıp para kazanmalıydı ki, Mi Sun mezun olduktan sonra onunla güzel bir tatil yapabilirdi. Bu yüzden canını dişine takıp çalışmalı, seyahat etmesi gerekiyordu. Fakat uzun süreli seyehatler gerçekten ona değildi.
Elindeki elmayı bitirdikten sonra kalanını çöpe attı. Hala Mi Sun'un konuşmasını bekliyordu. Bekleyiş uzun süreceğe benziyordu. Bu yüzden dolaba yöneldi. Buzdolabının kapağını açtı ve içeriye göz gezdirdi. Geçen haftadan kalan birkaç yemek, sebze, süt ve peynir vardı. Çoğu bozulmaya yüz tutmuş bir şekilde orada atılmayı bekliyordu. Yarın ilk işi evi temizlemek ve alışverişe gitmek olacaktı. Dolabın içine uzandı ve tatlıyı çıkardı. Sadece bir kişi kadar kalan tiremisuyu Mi Sun'a gösterdi. 'Yemek istersen bölüşebiliriz, yoksa hepsini ben yiyeceğim' Tabağı masaya koydu ve bir çatal çıkardı. Mi Sun'un 'hayır' anlamında başını sallamasıyla tiremusudan bir parça aldı ve ağzına götürdü. Hızla çiğnedi ve yuttu. ''Eee! Anlatmayacak mısın kampını bana?''
Elindeki elmayı bitirdikten sonra kalanını çöpe attı. Hala Mi Sun'un konuşmasını bekliyordu. Bekleyiş uzun süreceğe benziyordu. Bu yüzden dolaba yöneldi. Buzdolabının kapağını açtı ve içeriye göz gezdirdi. Geçen haftadan kalan birkaç yemek, sebze, süt ve peynir vardı. Çoğu bozulmaya yüz tutmuş bir şekilde orada atılmayı bekliyordu. Yarın ilk işi evi temizlemek ve alışverişe gitmek olacaktı. Dolabın içine uzandı ve tatlıyı çıkardı. Sadece bir kişi kadar kalan tiremisuyu Mi Sun'a gösterdi. 'Yemek istersen bölüşebiliriz, yoksa hepsini ben yiyeceğim' Tabağı masaya koydu ve bir çatal çıkardı. Mi Sun'un 'hayır' anlamında başını sallamasıyla tiremusudan bir parça aldı ve ağzına götürdü. Hızla çiğnedi ve yuttu. ''Eee! Anlatmayacak mısın kampını bana?''
Lee Min Heon- Psikolog
- Mesaj Sayısı : 207
Yaş : 36
Lakap : Psikopat Psikolog
Geri: [#2Mi(Sun & Heon)'s Home] Miss You.
Sevgilisinin elmayı ısırışını, ona sorular sorarken dudaklarının hareketini izledi. Gözlerini sıkıca kapattı ve kendini tuttu. Uzun süredir onu görmüyordu ve çok özlemişti. Özlem biraz daha bekleyebilir, şuanda kızgın olmalıyım. Evet evet kızgın. Gözlerini açtı ve buzdolabını kurcalıyan sevgilisine bakarken Min Heon'ın oturacağı yerin tam karşısındaki sandalyeye oturdu. Min Heon tiremisuyu yerken konuşmaya başladı. "Kamp normaldi, sabahları kalkıp biraz egzersiz sonra ormanda gezi, yemek, biraz daha gezi sonra kamp ateşi, akşam yemeği ve yatış arasında dolanıp durduk. İkinci gece nöbetçi ben oldum, ilk başlarda karanlıkta tek başıma olacağımdan, yani herkes uyuyordu ve ben ateşin başında tektim ki sürekli baykuş görüyordum. Biliyorsun baykuş kötü şans getirir." Mi Sun her zaman batıl inançları olan biriydi. Elini çenesine koydu ve onu dikkatle dinleyen Min Heon'a kampı anlatmaya devam etti. "O baykuşu gördükten sonra neler düşündüğümü tahmin ediyorsundur ama Tanrıya şükür ki biraz sonra elinde tatlı yiyecekle Que R-" durdu. Onun ismini Min Heon yanında anmalı mıydı? O kızı görünce heyecanlanıyor ve şapşal gibi davranıyordu ama emin olduğu bir şey vardı ki; Min Heon'a aşıktı. Yani o gece bir şey olmamıştı, ateş karşısında oturup laflamış ve sabaha karşı Que Ri çadırına gitmişti. Ayrıca Sasa şirketine seçildiğinde onu ilk kutlayanda Que Ri olmuştu. Min Heon hala daha kutlamadı ama Que Ri koşarak gelip bana sarılmış ve traniee olmamı kutlamak için beni yemeğe götürmüştü. Que Ri aklıma gelme lütfen, kafamı karıştırıyorsun. Que Ri'den söz etmeyecekti, eğer kamptan söz ederse, traniee olduğunu kutlamak için çıktıkları yemeği de söylemek zorunda kalacaktı. Arkadaşça bir yemek. Evet. Ben Min Heon'a aşığım ve bunu kimse değiştiremez. Düşünceli halini Min Heon fark etmiş olacak ki Mi Sun onun sorar bakışlarına yakalandı. "Yani takma adı Que olan çook yakışıklı biri geldi. Daha önce onu okulda görmüştüm ama konuşmamıştım. Seninle sevgili olmasaydım orada onunla sevişebilirdim." dedi ve dilini çıkardı. Min Heon'ın gülmesini duyunca rahatladı. Konuyu hemen değiştirmeliydi, traniee olmasına getirdi. "Veee ülkenin en iyi dansçılarını, en renkli seslerini, oyuncu ve modelleriyle yediden yetmişe herkesin gönlüne taht kurmuş şirket Sasa'a traniee seçildim. Düşünebiliyor musun Sasa? O mükemmel yerde çıkış yapacağım ve bir idol olacağım. Ya da bir dansçı bilemiyorum. Sahnede dans edeyim de bana yeter." Nefessiz kalmıştı konuşmaktan, nefesini alırken kocaman gülümsedi. Gerçekten bunca yıldır çalışmaları bir meyve vermeye başlamıştı ve Kore'nin en ünlü üç şirketinden birine traniee olarak alınmıştı. Min Heon'ın gözlerine baktı, o da en az kendisi kadar mutluydu bu haberden.
Kim Mi Sun- III. Sınıf | Dans Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 323
Yaş : 31
Lakap : Biseksüel - Hümanist
Geri: [#2Mi(Sun & Heon)'s Home] Miss You.
Tamda tahmin ettiği gibi, Minnie trainee olarak seçilmişti. Emindi seçileceğine. Çünkü o kadar çok çalışıyordu ki. Ama kafasını kurcalayan başka bir şey vardı. Que.. Kim bu erkek? Kıskanmış gibi duruyordu bu erkeği. Mi Sun'un dediğine göre, onu kendi rakibi olarak görebilirdi artık. Onunla sevişmek ha? Hoş, eğer böyle bir şey kulağına gelir yada işitirse, başka bir kadın yada erkek sevgili işini, hiç düşünmeden Amerika'ya, doğduğu yere geri döner ve orada çalışmaya başlardı.
Saçma düşüncelerden kurtulup ayağa kalktı hızlıca. Yüzüne yer etmiş bir gülümsemeyle sevgilisine baktı ve evin kapısının oraya doğru ilerledi. Sarılma ve konuşma faslı sırsında aldığı hediyeleri ve bavullarını oraya tıkıştırmıştı. Yere koyduğu torbaları alıp mutfağa geri döndü. Sevgilisi şaşkın gözlerle ona bakıyordu. Torbaları masanın üstüne yığdı. Hepsi hediyelerle doluydu. İlk önce özenle koyduğu torbayı alıp Minnie'ye uzattı. Benim minik traineeme. Sıcak bir gülğmsemeyle torbayı ona verdi ve yanağına minik bir öpücük kondurdu. Torbanın içinde, onun için Amerika'da en ünlü pastanessinden aldığı minik cup cakeler vardı. Mi Sun'un en sevdiklerinden almaya özen göstermişti. Hepsi minik birer kalori kaynağı olsa da, onların hepsi minik bir aşk gösterisiydi aslında. Heyecanla sevgilisinin paketi açmasını bekliyordu. Yüzündeki ifadeyi çok merak ediyordu.
cup cakes!Saçma düşüncelerden kurtulup ayağa kalktı hızlıca. Yüzüne yer etmiş bir gülümsemeyle sevgilisine baktı ve evin kapısının oraya doğru ilerledi. Sarılma ve konuşma faslı sırsında aldığı hediyeleri ve bavullarını oraya tıkıştırmıştı. Yere koyduğu torbaları alıp mutfağa geri döndü. Sevgilisi şaşkın gözlerle ona bakıyordu. Torbaları masanın üstüne yığdı. Hepsi hediyelerle doluydu. İlk önce özenle koyduğu torbayı alıp Minnie'ye uzattı. Benim minik traineeme. Sıcak bir gülğmsemeyle torbayı ona verdi ve yanağına minik bir öpücük kondurdu. Torbanın içinde, onun için Amerika'da en ünlü pastanessinden aldığı minik cup cakeler vardı. Mi Sun'un en sevdiklerinden almaya özen göstermişti. Hepsi minik birer kalori kaynağı olsa da, onların hepsi minik bir aşk gösterisiydi aslında. Heyecanla sevgilisinin paketi açmasını bekliyordu. Yüzündeki ifadeyi çok merak ediyordu.
Lee Min Heon- Psikolog
- Mesaj Sayısı : 207
Yaş : 36
Lakap : Psikopat Psikolog
Geri: [#2Mi(Sun & Heon)'s Home] Miss You.
Min Heon'ın onun için aldığı cup cake yığını önünde duruyor ve ona iştah açıcı şekilde bakıyorlardı. Yutkunmadan önce dudaklarını yaladı. Kesinlikle gözlerinin büyüdüğünü ve kana susayan bir vampir gibi kendini zor tuttuğunu biliyordu. Dışarıdan da öyle görüldüğünü tahmin edebiliyordu. Sevgilisinin Mi Sun'ı iyi tanımasına çok sevindi, şimdi Mi Sun bu cup cakeleri yedikten sonra bütün siniri uçucak ve aniden bir melek gibi olacaktı. Beni mayıştırmayı iyi biliyor. Sevgilisinin dudaklarıyla birlikte gülümseyen gözlerine baktı. Onun bu eye smile gülüşüne bile aşıktı. Çok seviyordu. Kutunun içindeki cup cakelerden birini aldı ve hemen dudaklarına yaklaştırdı. "Merhaba güzel bayan. Sizin tadınıza bakmak benim için büyük bir zevk." dedi ve hemen bir ısırık aldı. Isırık ağzında yavaşça erir ve dağılırken Mi Sun gözlerini kapatıp sandalyede arkasına yaslandı. "Ihm bu.." tanımlayacak bir kelime ulamıyordu. Pastalardan sonra en sevdiği şeyler se cup cakelerdi. Ve Min Heon'ın bunu iyi bildiğini biliyordu. Gözlerini açtığında sevgilisini tezgahın üzerinde kendisine biraz daha yaklaşmış ve kocaman gözlerle kendisine bakarken buldu. Mi Sun sırıtırken "Böylece seni azad ediyorum Lee Min Heon." cup cakedeki kemadan parmağına sürdü ve sevgilisinin dudağına sürdü. Sonra hafifçe uzanıp Min Heon'ın kremalı dudağını öptü. "Artık evlenebiliriz." dedi şakasına ve dudağını ısırıp sandalyesine geri yaslandı.
Kim Mi Sun- III. Sınıf | Dans Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 323
Yaş : 31
Lakap : Biseksüel - Hümanist
Geri: [#2Mi(Sun & Heon)'s Home] Miss You.
Sevgilisinin bu hareketi üzerine kıkırdadı. Torbaları işaret etti. Daha cup cakelerde böyleysen seni diğer hediyelerle düşünemiyorum sevgilim Lafının üzerine torbalardan birini eline aldı ve sevgilisine tekrardan uzattı. Bunda da, çok sevdiğin bir şey var.. Baykuşlu kolye! Sevgilisinin baykuşlu aksesuarlara olan zaafını çok iyi biliyordu. Ve bunu kendi aleyhine kullanmaktan asla kaçınmazdı. Sevgilisinin heyecanla kutuyu açışını izledi. Adeta bir bebek gibiydi. Verdiği minik sevgi tepkileri, ona bağlanmasına sebep oluyordu içten içe. Sevgilisinin baykuşlu aksesuarlara bakışını izledi. O kadar tatlıydı ki...
Sana onu takmamı ister misin? derken kolyeyi işaret etti. Sevgilisinin evet anlamda kafasını sallaması üzerine hızlıca sevgilisinin arkasına geçti ve kolyeyi eline aldı. Arkasında biraz bekleyerek saçlarını toplamasına izin verdi. Biraz eğilip yaklaştı ve kolyeyi onun boynuna taktı. Mi Sun'un boynuna biraz daha eğildi ve oraya tutkulu bir öpücük kondurdu. Dudağındaki kırmızı rujun izleri kalmıştı kızın boynunda. Oradaki işaret, Mi Sun'un tamamen kendisine ait olduğunun bir göstergesiydi. Diğer hediyelerini de görmek ister misin? Yoksa hazırlan, seni bir yere götüreceğim Her ne kadar yorgun olsa da, sevgilisiyle dışarıda gezmek ve yemek yemek için her zaman bir enerjisi olduğunun farkına vardı. Aslında tek isteği cinsel açlığını doyurmaktı. Ve sanırım bunun için geceye kadar beklemeliydi.
baykuş *-*
Sana onu takmamı ister misin? derken kolyeyi işaret etti. Sevgilisinin evet anlamda kafasını sallaması üzerine hızlıca sevgilisinin arkasına geçti ve kolyeyi eline aldı. Arkasında biraz bekleyerek saçlarını toplamasına izin verdi. Biraz eğilip yaklaştı ve kolyeyi onun boynuna taktı. Mi Sun'un boynuna biraz daha eğildi ve oraya tutkulu bir öpücük kondurdu. Dudağındaki kırmızı rujun izleri kalmıştı kızın boynunda. Oradaki işaret, Mi Sun'un tamamen kendisine ait olduğunun bir göstergesiydi. Diğer hediyelerini de görmek ister misin? Yoksa hazırlan, seni bir yere götüreceğim Her ne kadar yorgun olsa da, sevgilisiyle dışarıda gezmek ve yemek yemek için her zaman bir enerjisi olduğunun farkına vardı. Aslında tek isteği cinsel açlığını doyurmaktı. Ve sanırım bunun için geceye kadar beklemeliydi.
baykuş *-*
Lee Min Heon- Psikolog
- Mesaj Sayısı : 207
Yaş : 36
Lakap : Psikopat Psikolog
Geri: [#2Mi(Sun & Heon)'s Home] Miss You.
Sevgilisinin elindeki baykuşlu görünce mutluluğunu katlandığını itiraf etmesi gerekirdi. Baykuşlu kolye, pasta ve Min Heon şuanda en sevdiği şeyler yanındaydı daha ne isteyebilirdi ki? Sevgilisinin ensesine bıraktığı öpücük bütün tüylerini ürpertti ve kalbini dışarı taşırdı. Kızın ince dudaklarını kendi üzerinde hissettikçe rahatlıyor ve mutlu oluyordu. Huzur ve aşk. Sevgilisinin dudaklarının teninden uzaklaştığını hissettiğinde aklına birden kampta Que Ri olan öpüşmesi geldi. Gözlerini sımsıkı yumdu ve beynine inceden küfürlerini iletti. Min Heon'a haksızlık ettiğini düşünüyordu. Öpücük kendi isteğiyle olmamıştı ve onu aldatmış olamazdı değil mi? Sevgilisinin söylediklerini zor duydu ve belli belirsiz başını salladı. İşte morali şimdiden bozulmuştu, sevgilisine söylemeli miydi? Ya aralarındaki bütün büyü bozulursa ya Min Heon'ı kaybederse? Buna katlanamazdı, zaten ondan uzak kalarak yeterince acı çekmişti şimdi söylemeyecekti. Sevgilisinin elinden tuttu ve evden çıktılar. Arabaya doğru ilerlerken başını kızın koluna yasladı. "Seni çok özlemişim." diye mırıldandı sevgilisine. Nereye götüreceğini tahmin etmekle beraber bilmiyordu da. Arabayı süren Min Heon nu nereye götürürse oraya gidecekti ama moralini yüksek tutmalıydı ki sevgilisi ona soru sormasın. Özür dilerim Min Heon. Ama hala sana aşığım, sana olan aşkımı kimse değiştiremez.
Kim Mi Sun- III. Sınıf | Dans Kulübü Başkanı
- Mesaj Sayısı : 323
Yaş : 31
Lakap : Biseksüel - Hümanist
Lee Min Heon- Psikolog
- Mesaj Sayısı : 207
Yaş : 36
Lakap : Psikopat Psikolog
Similar topics
» [# SunDong's Home] New Home, New Life
» [# Becky' s Home] Some Problems
» [# SunDong's Home] First Kiss
» [# SunDong's Home] Breathe
» [# Minewa & Taejun's Home] Something's Not Right
» [# Becky' s Home] Some Problems
» [# SunDong's Home] First Kiss
» [# SunDong's Home] Breathe
» [# Minewa & Taejun's Home] Something's Not Right
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz