[KAMP]Başa Bela!

tarafından **Lee Jae Hwa** Paz Ara. 09, 2012 7:25 am

Jae Hwa & Seung Ah

Kızların çadırını ve tuvalet yerlerini bastığı için öğretmenlerden ağır cezalar almıştı. İlk gün kamp alanındaki çöpleri temizlemiş -tabi çöpleri öğretmenlerin çadırının arkasına atmıştı-, çadırlara giren yaprakları toplamıştı. Ama ikinci günün işini daha çok sevmişti çünkü genelde kızların çadırına girmiş ve özle eşyalarının resimlerini çekmişti. Şeytan kahkahası atmamak için kendini zor tutmuştu. Bugünde nehir kenarında yemek yenecekti ve çöpleri yine Jae Hwa toplayacaktı. Herkes yemeklerle uğraşırken o -baksırının içine sokup sakladığı- çikolatasını çıkardı ve gruptan uzaklaşarak ağaçların arasında dolanıp onu yalanmaya başladı. Asla çikolatayı ısırarak yemezdi, yalar veya emerdi. Gözüne gelen sarı saçlarını bir kafa sallayışıyla çekti ve pembe montundan cep telefonunu çıkardı ve dün çadırlarda çektiği kızların özle eşyalarının resimlerine bakmaya başladı. "Bu resimleri koleksiyonuma eklemeliyim. Yine olsa yine yapardım." Evil kahkahası atıp dudağına bulaştırdığı çikolatayı yaladı ve bir ağaca yaslandı. Gerçekten çok eğleniyordu bu kampta, öğretmenleri kızdırıyor ve kızları gözleriyle taciz ediyordu. Yanakları sızlıyordu ama her zaman sızlardı Jae Hwa'ın yanakları. Ya çok gülmekten ya da kızlardan gelen tokatlar sayesinde. Kızları röntgenlemeyi, onları sinirlendirmeyi gerçekten çok severdi. Bir numaralı sapıktı. "A AA! Seungiee bu soğuk havada benim için mi şort giyiyorsun, bacakların telefonumun ekranında çok güzel duruyorlar." telefonunun duvar kağıdı yaptığı Seung Ah'ın bacaklarına konuşuyordu. Çikolatayı tekrar dudaklarına götürüp aralarında ezdi. Kimseye yakalanmamalıydı.

tarafından **Cho Seung Ah** Paz Ara. 09, 2012 8:58 am

Kamptaki herkesi sıkıcı buluyordu son iki gündür. Sürekli aynı şeyleri yapıyorlardı ve pek bir aktiviteleri olduğunu söyleyemezdi. O ise bir köşeye çekilmiş kitap okuyor ve şarkı dinliyordu. Görünüşe göre yapabileceği fazla bir şey yoktu ve Jae Hwa' da ortalıkta görünmüyor gibiydi. Seungah' ı eğlendirebilen nadir kişilerden birisiydi. Onun söylediklerini pek anlamıyor olsa da genel olarak komik birisi olduğunu düşündüğü için onunla konuşmayı seviyordu. Üstelik garip mimiklerini eğlenceli buluyordu ve bu yüzden Jae Hwa'yla takılabilirdi. Kitabını az önce açtığı çadırına koyduktan sonra ağır adımlarla kampta gezinmeye başladı. Arkası dönük oturan sarı saçlı birisini gördüğünde onun olduğunu düşündüğü için çok ağır ve sessiz adımlarla arkasına yaklaştı. Başını aşağı eğdiğinde telefonunun ekranına baktığını farketmişti. Kendi fotoğrafına bakıyordu, bacaklarının açık olduğu bir fotoğraf. " Ohh... Oppa, fotoğrafımın telefonunda ne işi var? " Şaşırmıştı açıkçası. Ne zaman çektiğini bile bilmiyordu. Normal bir kız olsa çoktan Jae Hwa' ya tokadı basmış olmasına rağmen afallamış bir şekilde ona soru sormuştu. Diğer elindeki çikolatayı farkettiğinde gözleri parıldadı. " Oppa! Çikolatayı yürüttün değil mi? Aish... Cidden... " Kesinlikle tatlı hastası bir kız olarak en dikkatini çeken şey bu olmuştu. Onun bir çikolata yürütmesi demek kamptaki envanterden bir çikolata eksilmesi demekti. Evet, evet, matematiği bu soruyu kaldırmayı başarmıştı.

tarafından **Lee Jae Hwa** C.tesi Ara. 15, 2012 7:33 am

Arkasından gelen ince sesle oturduğu yerde hafifçe hopladı. Baksırım boklanacaktı. Elini kalbine koydu ve başını ağaca yasladı. Gözlerini kapatıp kızın ikinci defa daha konuşmasını dinledi. Gözlerini açtı, ayağa kalktı ve kıza doğru döndü. İlk sorusuna cevap vermeyecekti, Seung Ah'ın o konuyu geçmesi işine geldi. Açıklama yapmayı sevmezdi zaten. Kızın çikolatasına kalp şeklindeki gözlerle bakmasını yakalayınca tek kaşını kaldırdı ve bir adım geri attı. Kızın niyetini okuyabiliyordu gözlerinden ve hiç hoşuna gitmiyordu. Kız tam bir şey söylemek için ağzını açacağını sırada çikolatı paketinden tamamen çıkarıp her yerini hızlıca yaladı ve paketini de yere gelişi güzel attı. Dili çikolata üzerinde yavaş ve seksi hareketlerle ilerletmeye devam ederken kıza sinsice bakıp "Çikolatayı paylaşamam ama istersen dilimi seninle oyun oynatabilirim. Fransızlardan daha iyiyimdir." Dudaklarını kiss pozisyonu getirdi.

tarafından **Cho Seung Ah** C.tesi Ara. 15, 2012 9:37 am

Onun çikolatasını yalamasını dahi gözünü kırpmadan izledikten sonra gelen cümleler ile iyice saflaşmıştı. Fransızlarla alakası ne ki? Çikolata mı...? Fransız öpücüğünün aklına gelecek son şey olduğu bir gerçekti. Gözlerini sevimli bir şekilde kırpıştırarak ona baktı. " Eh... Anlamadım..." Gerçekten de anlamamış olsa da sesini çıkartmamayı planlıyordu. Zira bilmek isteyeceği bir şey olduğunu da sanmıyordu. Ona gülerek bakıyordu şimdi. Elini pantolonunun cebine soktu ve beyaz bir mendil çıkarttı. Elini onun dudaklarına yavaşça götürürken duraksadı. " Oppa... Her yerine çikolata bulaşmış. " Onun dudaklarını nazikçe sildikten sonra mendili büzüştürerek elinde tuttu. Aslında ortak noktalarının çikolata olduğunu bilmek bile hoşuna gitmişti denebilir. İkisi de çikolata seviyordu, yani onu çikolatayla besleyebilirdi. " Su ister misin? " Çikolata yedikten sonra çok susayan birisi olarak ona bu seçeneği sunmuştu. Sapığına karşı en nazik davranan insan ödülünü almasına ramak kaldığı söylenebilirdi. Saflığından mı, saflığa vuruşundan mı bilinmez ancak kesinlikle ilginç bir kız olduğu söylenebilirdi. Belki de onun "normalce" konuşabilecek tek karşı cinsten insandı.

tarafından **Lee Jae Hwa** C.tesi Ara. 15, 2012 10:00 am

Kızın davranışlarına alışmasına gerekiyordu ama her seferinde Seung Ah saflığını bir üst levele daha çıkarıyor ve Jae Hwa'ı hayrete düşüyordu. Götüne beyin taksak o daha iyi anlar be güzelim. Kızın dudaklarına dokunması hoşuna gitmişti ve suratında hafif bir sırıtma ile kızı izliyordu. Sanki ciddi bir operasyon yapan doktor gibi Jae Hwa'ın dudağındaki çikolata izlerini siliyordu. Kızın ona su sunmasıyla aklında çıplak dolaşan seks fikirleri yine ona sinyaller verdi. Dudağının bir kıvrımı hafifçe yukarı sıyrılırken tek kaşı da ona eşlik ediyordu. Kızın uzattığı suyu alırken parmaklarıyla kızın ellerine dokundu ama kız hala saf saf bakıyordu. Gözlerini devirdi ve planına odaklandı. Suyun kapağını yavaşça açtı ve bir yudum aldı. İkinci yudumu çokça aldı ve ağzında bekletti. Dibinde duran kızın bacaklarına baktı. O bacaklara dokunma zamanı. Ağzındaki suyu birden kızın bacaklarına fışkırttı ve öksürüyormuş gibi yaptı. Hemen elindeki suyu yere atıp diz üstü çöktü ve kızın bacaklarını siliyor gibi yapıp onları bir güzel mıncıklarken "Aigoo! Oppan bu aralar biraz hasta. Suyu buraya çıkartmak istemiştim." başını kaldırıp kıza baktı. "Hemen temizlerim." Sinsi gülümsemesiyle kızın çıplak bacaklarına döndü ve işini halletmeye devam etti. Sapıklığına laf yoktu ve kızın bu saflığını en iyi derecesinde kullanabilecek biriydi.

tarafından **Cho Seung Ah** Paz Ara. 16, 2012 5:33 am

Çocuğun her türlü sapıkça hareketine karşı bir savunma mekanizması geliştirmiş gibiydi vücudu. Bacaklarına dokunduğunda bile bir art niyet güdeceğini tahmin edememişti. İlk aklına gelen şey onun hasta olduğu ve bir şeyler içirmesi gerektiğiydi. Birden geri çekilerek onun elleri arasından ayrıldı ve çantasını indirerek yere bıraktı. Eğilip içini kurcalarken ani bir hareketle esneyerek bağırdı. " Bingo! " Ellerinin arasındaki küçük kutuyu açarak içinden bir hap tanesi çıkarttı. Elinde tutarken çantasını toparlamaya devam ediyordu. Bacakları ıslandığı için kesinlikle fazlasıyla üşüyordu ama yapabileceği bir şey yoktu. Onun suçu değildi Seungah' a göre. Sadece hasta olduğu için yapmış olabilirdi, böyle bir duruma da kızamazdı. Onun arkasına geçerek omzuna dokundu ve hapı dudaklarına doğru yaklaştırdı. " Oppa, içersen hiçbir şeyin kalmaz. Aynı zamanda hasta da olmazsın. " O daha evet/ hayır demeden zorlarcasına hapı dudaklarından içeri itti. Yani artık her türlü içmek zorunda kalacaktı. Ona hapı içirdikten sonra yerinde kıpırdanmaya başlamıştı. Esen rüzgar yüzünden bacakları donuyordu ve buna katlanmaya çalışıyordu. Daha çadırlar hazır olmadığı için de giyinmesi imkansız gibi görünüyordu. Şimdilik şansına küsüyordu.

tarafından **Lee Jae Hwa** C.tesi Ara. 22, 2012 5:40 am

Kızın ağzına sokmaya çalıştığı hapı içmemeye çalıştı ama kız ondan daha güçlüydü. Hap ağzına yerleişnce diliyle oynamaya başladı hapla. Ne yedirdi bu kız bana?! Ölür müyüm ki? Bir hap beni öldüremez. Ya öldürürse? Ya aletime birşey olursa? Aaaaaa no no ben onsuz yaşayamam. Ellerini şeyine götürdü ve başını eğip "Sana birşey olmaması lazım ahpap anlıyor musun?" Kaşlarını çattı ve başını kaldırdı. Soğuktan titreyen kızı inceledi. Güzeldi, fiziği hiç fena sayılmazdı ama salaktı. Tabi bu salaklık çoğu zaman Jae Hwa'ın işine yarıyorsa da işi hep yarım kalıyordu çünkü kızın salaklık şansı vardı ya da öyle birşey. Kızın yan tarafında yere düşmüş çikolatasını gördü. Gözleri kocaman açtı ve çikolataya doğru atladı. Kız korkup biraz geriye kaçsa da Jae Hwa çikolatasının derdindeydi şuan. Ne kadar da uğraşmıştı onu aşırmak için. Çikolatayı tek eliyle alırken diğer eliyle gözünün önüne gelen sarı saçını geriye doğru ittirdi ve saçının uçları diklendi. Dudaklarını büktü ve "Aşkım bu kız yüzünden canın acıdı mı? Seni seviyorum." dedi ve Seung Ah'a hıh bakışı atıp çikolatasıyla sevişmeye başladı. Onu umursamayacaktı çünkü kolayca sinirlenmeyen Jae Hwa'ı sinirlendirmişti. Hem ilk defa değil, hep işini yarım bırakmasına neden oluyordu bu kız. Salaklığını bile kafasına geçirmek istiyordu kızın. Hatta şuan kalkıp Seung Ah ile kızların ettiği gibi kız kavgası edebilirdi. İnternete oturduğunda pornodan önce her zaman kız kavgası izlerdi, uzmandı bu konuda.

[KAMP]Başa Bela!

[KAMP]Başa Bela!

Geri: [KAMP]Başa Bela!

Geri: [KAMP]Başa Bela!

Geri: [KAMP]Başa Bela!

Geri: [KAMP]Başa Bela!

Geri: [KAMP]Başa Bela!

Geri: [KAMP]Başa Bela!